Kanser tuhaf bir hastalık. Sizde, ailenizde ya da sevdiğiniz bir dostunuzda olmayınca ya hiç umurunuzda olmuyor ya da çok korkutucu geldiği için bilinçli bir şekilde bilinçaltına atılıp tamamen gözardı ediliyor, ağza dahi alınmıyor. Oysa ki çok yaygın kanser. Mesela gelişmiş ülkelerde her 10 yetişkinden 1'inde kolon kanseri, her 8 kadından 1'inde meme kanseri, her 4 erkekten 1'inde prostat kanseri, toplumun %8'inde akciğer kanseri görülmekte. Bu tip yüzdeleri verdikçe aklıma hep bizim patoloji hocasının "yüzdeleri bir arada ele alınca normal diye tanımlanabilecek insan kalmaz" demesi gelir. Aslında bir anlamda doğru da.. Yaşam uzadıkça, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları değiştikçe, tıp gelişip adı konmamış hastalık oranları düştükçe, aslında her insanın yaşamı boyunca en az bir ciddi hastalık geçirdiği gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Kanser de bunlardan biri.
KANSER kelimesi ne kadar negatif anlam yüklü, hiç fark ettiniz mi? KANSER, küçük harfle yazılamaz gibi.. Zaten K harfiyle başlayan kelimeler bizim dilde biraz ağırdır. Katı, kötü, kan, karafatma, kabızlık, kurufasülye.. falan. Garip bu. Psikolinguistik bir yana, kanser kelimesi çağrışımları gereği de korkutucu. Ağrı, acı, ölüm.. Pozitif anlam ilişkisi kuramadığımız kelimelerden.
Gerçekten öyle mi peki? Biraz aaştırırsanız, aslında pek değil. Son on yıldır, tedaviler de geliştikçe ve insanlar yüksek oranlarda kanseri "yenmeyi" başardıkça, kanserin pozitif yönlerinden de bahsedilmeye başlandı. Ben bile yazmışım burada. Kanserle gelen olgunlaşma, sosyal ilişkilerde iyileşme, yaşama bakışta değişim konuları, psikoloji ve onkolojide sıklıkla ele alınmaya başlandı. Artık kanser; çaresi olan, hatta yakalandığınızda ve savaştığınızda kişisel gelişiminize olumlu katkıları olduğu kanıtlanan bir "yaşam süreci" olarak kabul ediliyor. Erken dönemde teşhisi konan, yerinde tedavi edilen ve önleyici terapilerle desteklenen kanserler, artık "hastalık" yerine "yaşam süreci" olarak anılıyor. Bir psikolog olarak, ben de bu sürecin normalleştirilmesi taraftarıyım. Yani kanser teşhisi konulan ve tedavi sürecinde olan kişilerin "hasta" olarak tanımlanması yerine, bu kişilerin özel bir yaşam döneminde olduklarının dile getirilmesi, kişinin normal yaşamından mümkün olduğunca uzak bırakılmaması ve sosyal, bilişsel ve psikolojik yaşamlarının kesintiye uğratılmaması gerektiğini savunuyorum. Tabii ki bu hastalığın önemsenmemesi veya hafife alınıp tıbbi ya da koruyucu davranışsal gereklerin ve yaptırımların hiçe sayılması anlamına gelmemeli. Önemli olan kanserle edilen tıbbi mücadeleyi titizlikle sürdürürken, yaşama tutkuyla sarılmak belki de.
Bunları yazmak veya konuşmak kanserle yüzyüze gelmemiş biri için ne kadar kolaydır bilir misiniz? "Canım tutunuver işte hayata" demek, "somurtma, ağlama, sinirlenme, neşeli ol işte" demek, kısaca "Allah şifa versin" deyip kendi dertlerini anlatmaya başlamak ya da hasta ve yakınlarının karşısına geçip "senin başına niye geldi buuuu" diye hönküre hönküre ağlamak.. İnanın, bunlar yapılıyor ve son derece sinir bozucu durumlar. Oysa kanser hastalarının ahlayıp puflayan, onları azarlar şekilde konuşan, sinirlerini bozan, ille bir neden aratıp sanki kendi keyifleriyle kanser olmuşlar gibi "şunu şunu yaptın ya da yapmadın, ondan oldu" diyen "ben sana dediydim" tiplemelerine değil, onlara neşe ve umut veren dostlara ihtiyaçları vardır. Onun da samimisine ama.. Yoksa yüzün gülerken için ağlıyorsa, bunu en kolay onlar anlar..
Ağlayıp sızlayacaksanız, kendi derdinizi anlatıp sıkacaksanız, telefon edip yarım saat çene çalarak hastayı yoracaksanız, herşeyin artık ne kadar hormonlu olduğunu, bu nedenle kanserlerin ne çok arttığını "onda şu var, bunda bu var" diyerek ortaokul coğrafya öğretmeni misali sıralayacaksanız, bir zahmet siz eksik olun. Samimi insan konuşmaz, gider iki organik yumurta, domates alır gelir mesela. "Evet çok yaygın ama tedavisi mümkün" diye moral verir mesela. Öğreten adam değil, destek veren dost olur, insanı rahatlatır, hep kanser yerine başka şeylerden sohbet eder. Süreci normalleştirir yani. Lütfen böyle olun siz de.
Kanser öcü değil. Bir süreç. Dün ve bugün Ankara'daki Numune Hastanesi'nin Tıbbi Onkoloji Polikliniği'nde insanları inceler ve bazılarıyla sohbet ederken bunları öğrendim ve paylaşmak istedim. Bir de insan bazı şeyleri ancak deneyimleyerek, uzun yoldan öğrenebiliyor. Kemoterapi süreci de bunlardan biri. Hassas bir konu bu kemoterapi, herkes herşeyi söylüyor. Ben hep korkardım mesela "kemoterapi" ile "yazık" kelimelerini sıkça bir arada kullanırdım. Ne angutluk. Tamam, zor bir süreç, dikkat edilmesi gereken bir süreç, bilgilenilmesi gereken bir süreç.. İnsanı bitab ve halsiz bırakıyor, süründürüyor gerçekten. Ama öteyandan, aslında normal de bir yaşam süreci.. Yani 7 yaşındaki çocukla 87 yaşındaki ihtiyar da alıyor, gayet de güçlü gidiyor o koltuğa oturuyorlar.
Şöyle oluyor kemoterapi: bir gün önceden gidilip kan tetkiki yaptırılıyor. Birkaç saat içinde çıkan sonucu doktorunuza gösteriyorsunuz. O tedaviyi onayladığında, ertesi gün poliklinik hemşirelerinden kişiye özel ilacınızı alıyorsunuz ve kemoterapi odasına geçiyorsunuz. İlk serumlar hızlı veriliyor, sonrakiler ise 46 saatte yavaş yavaş verileceği için, serumlar bir askı ile boynunuza asılıyor ve eve yollanıyorsunuz. Evde dinlenmeniz, soğuk hava akımlarından, olası mikrop kapmalardan (yakın temas vs.) uzak durmanız gerekiyor. İlaçlar bulantı, halsizlik ve bazen saç dökülmesi, ellerde aşırı hassasiyet yapabiliyor ama yeni nesil ilaçlarda bu etkiler de daha az hissediliyor. Bir de genellikle 6 ay her 15 günde bir planlanan tedavide, ilacın damarlardan verilmesi bir süre sonra damarlarda sertleşme ve tahribata neden olduğu için, omuz ile göğüs arasında bir damara "port" denen bir alet takılıyor ve bu tedavi sonuna dek vücudunuzda kalıyor. Dıştan elbise altından belli bile olmuyor, güzel bir buluş. 46 saatlik ilaç bitince yine hastaneye gidiyorsunuz, iğne çıkartılıyor, port temizleniyor ve eve dönüyorsunuz. Birkaç gün içinde de iştahınız ve enerjiniz geri geliyor. Tabii bu süreç hiç kolay değil, psikolojiniz hassas oluyor, kırılgan oluyorsunuz, yakınlarınız biraz fazla üstünüze düşüp sizi sinirlendirebiliyor. Ama sonuçta bir süreç. Herkesinki farklı olsa da başı ve sonu olan bir süreç. Geçeceğini, sağlığınıza kavuşacağınızı lütfen hiç unutmuyorsunuz.
İşte böyle; yeni başlayanlar için kemoterapiye giriş postu oldu bu da.. Dün ve bugün onkolojide çok tatlı insanlar gördüm ve tanıdım. Bazısı müthiş bir enerji ile örgü örüyor, bazısı gazetesini okuyor, bazısı ders çalışıyor, bazısı sohbet ediyor bir yandan da kemo'larını alıyorlardı. Bu süreci normalleştirmeyi başaran, ailesi ve sevdiklerinden destek alarak geleceğe olumlu bakanlar, eğer bu bir savaşsa, kazanan taraf oluyor anladığım kadarıyla. Özetle; kemoterapide korkulacak birşey yok ama kesinlikle hafife alınacak bir süreç de değil. O zaman ne yapıyoruz sevgili bloggercıklarım? Pozitif düşünüyoruz, sağlık kontrollerimizi aksatmıyoruz, tüm hastalara da bol şans ve şifa diliyor ve dua ediyoruz.
Görsel buradan alıntıdır.
Empati/ iletişim diye bir ders olmalı ilkokulda, arapça yerine daha "hayırlı" olurdu.
YanıtlaSilgüzel bir yazı..kanser'in latince'de yengeç anlamına geldiğini okumuştum bir yerde..birçok bacağı ve koluyla insanı sarmaladığı düşünülerek mi verilmiş bu isim bilemem..ilginç bir benzetme gibi geldi..yengeç'in utangaç bir hayvan olduğu da acaba kanser adı konmasında rol oynamış olabilir mi..patologların bir bildiği vardır elbet :)
YanıtlaSilbende aynı süreçleri yaşıyorum ve bunlarla alakalı güzel şeyler okumak hoşuma gidiyor zira benim moralim gayet iyi tabiki zorlanıyorum iki üç gün çok zorluyor ama sonra normale dönüyor çok şükür
YanıtlaSilEvet, bu bir süreç ve geçecek, inşallah çok kısa zamanda sağlığınıza tamamen kavuşursunuz sevgili Hayatım Kitap. Teyzem 2 seneyi doldurdu ve maşallah çok iyi, size de aynısından dilerim.. Sevgiler!
Silben bu konu hakında yazmak istiyorum özellikle yaşayan biri olarak, şöyle bir baktım da sen gerçekten güzel yazmışşın, umarım bende en ayrıntılı şekide yazabileceğim.
YanıtlaSilUmarım çabucak ve en iyi sonuçlarla geçersiniz bu dönemden..
SilÇok güzel ozetlemişsiniz. Yorucu ve uzun bi süreç. Denildiği gibi olsa keşke. Sanki dinlenip dinlenip dayak yiyorsunuz ':) yaşim 23 ve kolon kanseriyim. 3. Kemomu aldim daha 9 tane var. Dua edin, sabredin. Elbet bitecek.
YanıtlaSilŞimdi ettim size dua, kolaycacık geçsin bitsin ve bir daha da yenilenmesin dedim, inşallah sağlığınıza bir an önce kavuşun! :) teyzem 4 sene sonra, her sene olduğu rutin kontrolünden temiz çıktı, her sene ayrı bir seviniyoruz şükrediyoruz, artık tedaviler de çok ilerledi ve moral moral moral...!
SilSagolun dualariniz icin cerenmus :) Allah tekrarını yasatmasin. Ama yasamayan bilmiyor inanki. Moral ve inanma meselesi. Her seferinde gücüm tukeniyor gibi hissediyorum. Cok sosyal bi hayatim vardi , universite son siniftaydim. Hatta vizelere bile girdim finallere giremedim :) insanin başina 23 yasında da gelebilir , ilerde de. Allah bu derdi çeken herkese sabır ve sağlık versin. Bu tip bi yazı yazmanız , bu soylediklerime cevap vermeniz, ailemizden başka birilerinin de bizi anladığını görmek bile moral kaynağı :) cok teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilAmin! :) Okula devam edersiniz, sadece 1 sene zor geçiyor, sonra eski yaşamınıza hem de bambaşka bir bakış açısıyla döneceksiniz eminim.. Bizim teyzemin hastalığından öğrendiğimiz çok şey oldu, mesela ben hiç çocuk düşünmezken birden ailenin önemini fark ettim, sevdiklerime daha başka sahip çıkmayı ve elimde olanlara şükretmeyi öğrendim. Bir de teyzemi hep naif bulurdum inanılmaz güçlü bir insan olduğunu öğrendim. Çok zor bir süreç ama bittikten sonra gerçekten yepyeni bir insan olarak doğuluyor sanırım, sadece siz de değil, çevreniz için de.. Kemoterapi sonrası birkaç gün teyzem de çok zorlanıyordu, hastalığın farklı aşamalarında insanın ve yakınlarının psikolojisi de çok değişiyor ama hiç unutmayın bu bir süreç, başı vardı, şimdi ortasındasınız, bir de sonu var inşallah çok yakında!
SilMerhaba. su an durumunuz nasıl ?iyisinizdir umarım.
SilTricky sanırım yazıyı okumadan yorum yapmışsınız ama önemli değil, yine de teşekkür ederim. Teyzem maşallah çok iyi, aradan geçen bunca yılda kontrollerini aksatmadan yaptırdı ve çok şükür herşey yolunda gidiyor, tekrarlama olmadı.
SilMerhaba,yakkasik 1 ay önce rahim ağzı kanseri olduğumu öğrendim.Sokunu daha atlatamadim. Pazartesi kemoterapi ve radyoterapi basliyor. Allah hepimize şifa versin. Hepimizin atlatip tedavi sonrası bir yerde buluşup gulerek bu günleri anlatmamız dileği ile
YanıtlaSilAllah sifa versin, cok kolayca moralli atlatin bu sureci ve sagliginiza kavusun dilerim :)
SilBenimde kayınpederim yarın ilk kemoterapisine girecek .kendisi 70 yaşında ve lösemi teşhisi kondu.bu yazı çok bilgilendirici oldu .👍👏
YanıtlaSilUmarım şifa bulur.. Allahtan güç ve sabır dilerim.
SilBende testis ve bunn uzantisi olarak lenf kanseri gecirdim. Yazin sonuydu universteye baslicakyim , Fark etmem zor olmadi siskinlik ve sizlamalarla basladi. Basta sadece amelyatla gecicek saniyodum. Amelyattan sonra hayaller kurdum tekrar spora baslicam diye, ama kansermisim. Bilmiyodum o zamanlar kiyleyle kanserin farkini tabi. Kemoterapi denince hemen hayir dedim. Vicudunu sarmis almalisin dediler zaten testisimin birini almislardi, hayallerim yikilmisti etraftan bi farklilik goruyodum üzuluyodum aglamiyodum ama mutsuzdum. Sonra tedavi almaya basladim genel oladada orda bivok kisiyle tanistim, konustum, dertlestim. Genellikle yasitim yoktu ama teyze ve amcalarla muhabbet daha cok sarmisti. Hastaligima nerdeyse sevinmem orda basladi, insanlarla konusunca. Benim yeni basladigim kemotetapiyi 3-4 yildir alan teyzeler vardi amcalarsa bi umutla kemoterapi aliyolardi onlar varken umutsuz mutsuz olmayi dusunemiyodum bile bsna toplu seans gibi gelmisti. Onlarlada konustum kendimi batmis hissediyodum dipte göçmüs ama herzaman daha kotusu, beteri varmis bunu zor yoldan ogrendigimi soyledim onlara umutlu olmalarini, herzaman bi umut oldugunu soyluyedim onlara hicbizaman pesetmemelerini soyledim. Bilmiyorum hayat zor olabiliyo ama bunu kolaylastirmanin bircok yolu var sadece umudunuzu kaybetmeyin. (suan duzeldim sinifima 8 ay gec baslayip sinif 2.cisi oldum tedavimdede iyi gelismeler yasadi)
YanıtlaSilBabam da ikinci kemo alacak daha ameliyat olmadı 5 kür kaldı
YanıtlaSilKemoterapi alacak olan insanların bulundukları bölgede tedavi olacak bir merkez yok ise ve her tedavi için uzunca yol gitmesi gerekiyorsa bu hastada ve yakınlarında nasıl bir etki oluşturur? Yaşayanlar paylaşabilir mi?
YanıtlaSil