29 Aralık 2021 Çarşamba

9. Ay (Aralık) Özeti

Aralık ne biçim bir aydı yahu.. Hepimizi altına aldı, bi' iyice çiğnedi. Baktı yutamıyor, geri tükürdü ama bu arada hepimiz bir "gittik geldik" ve toparlayamadık kendimizi. Ben yazamadım... Daha doğrusu sevgili babamın hatırlattığı, Fuzulî'ye ait bir söz vardır: "söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" diye.. Tam öyle işte. Susmaya zorladım kendimi çünkü ağzımdan çıkanlar ya sadece olumsuz ruh halimize, yaramıza bir tutam tuz daha serpecekti, ya da tam tersine güzellikleri göstereyim derken vurdumduymaz biri gibi hissettirecekti.. İkisini de istemedim.

Fakat, 9 aydır yazdığım "ay dökümü"nü de boş geçmek istemiyorum.. Psikolojik olarak bir şeylerin iyiye gittiğine ve buna bizzat katkım olduğunu hatırlamaya ihtiyacım var.. Neler yaptım bu ay?

Nasıl bakarsan, öyle..

DÜNYAYLA FLÖRT ETTİM:

Okuduğum şu yazıda yeniden karşıma çıkan, Tomris Uyar'ın yıllar önce 20li yaşlarımda "doğal olarak, son derece flörtöz" bir kadınken okuduğumda bana saçma gelmiş olan ama şimdi 40'larımda bana çok şey ifade eden şu paragrafını buraya almak istiyorum:

"(..) bazen içinizdeki aşk tohumundan vazgeçmeyi deneyebiliyorsunuz. Çiçekleri suluyor, kedileri doyuruyor, kitap okuyorsunuz. Aşkı çalışmanıza taşıyorsunuz. Biraz kırık-dökük, biraz kısır bir dünyada yaşamayı, ilişkiyi yozlaştırışıyla kişiye dehşet veren, serüvensiz bir dünyada yaşamaya yeğliyorsunuz. Dünyayla flört ediyorsunuz. Ki yaşamak, hiç durmaksızın flört etmek değil midir?

Kendimi Tomris Uyar'la çok özdeşleştirmişimdir, çünkü çok seviyorum onu.. Devrine göre çok radikal buluyorum, çok cesaretli buluyorum, yanlış şairi seçtiğini de düşünüyorum yalan yok ;) ben olsam ya efelerin efesi Cemâl'i, ya da utangaç aşık ama aralarındaki en yetenekli şair Edip'i seçerdim ama o "akıllı uslu Turgut"'u seçti.. Ki sanırım ben de aynı seçimi yaptım hayatımın bir noktasında, aynı nedenlerle.. Neyse, sözün özü, yaş aldıkça kimle değil neyle'ye evrilse de; durmaksızın dünyayla flört etmeye devam.. 

BANA UMUT VE NEŞE VEREN KÜÇÜK ŞEYLER BULDUM, KAYDETTİM:

Bu işi en güzel yapanlar Ekmekçi Kız'ın Her güne 3 güzel şey ve Şule'nin Güzellikler Defteri olsa da, ben de kendi çapımda ufak bir "küçük şeyler defteri" edindim sonunda, hem de gerçek bir defter, sadece kendim için. Her gün yatmadan önce iki satır da olsa yazıyorum o günden bana kalan güzelliği.. Beynimi "güzel bakıp güzel görmeye" programlıyorum.. Çünkü biliyorsunuz, beyin kendini yenileyen bir organ. Dünyaya zorla olumlu bakmaya çalışırsak, sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurulmaya ve bir süre sonra "olumlu bakış" otomatikleşmeye başlıyor.. O zaman zorlayacağız arkadaşlar, zorla güzellik... olacak.

BAŞKASI İÇİN KARŞILIKSIZ BİR İYİLİKTE BULUNDUM:

Pazar günleri evsizler için çorba dağıtan bir STK'da gönüllü çalışmaya başladım. Tüm Aralık boyunca dağıttık, kış bitene dek devam etmeye de karar verdik. Çorba gerçekten ne güzel bir gıda; hem içini hem dışını hem yapanı hem yiyeni ısıtıyor.. 

Photo by Hanna Balan on Unsplash

KOŞTUM: 

Dışarıda yürüyerek çok zaman geçiriyorum ama Handan'cığımla birlikte fit olmaya söz verdiğim için, evde de spora başladım. Bu ay kulağımda canım ananemin "yapabiliyorken yap!" sözü çok yankılandı.. Ve yaptım. Çok fazla koştum bu ay. Ve hızlı koştum.. Bir yarış olarak değil ama vücudumu hâlâ kullanabiliyorken kullanmaya çalıştım sanırım.. 

30dk 5.30km; pek fena değil sanki?

KALP HIZIMI YAVAŞLATTIM:

Baharda bulduğum kocaman yeşil yumurtayı hatırlıyor musunuz? Sonra kuğuların yavruları olduğunda da yazmıştım. Bu sıra onları çok ziyaret ediyorum, artık donmuş olan göletin kenarındaki bir banka oturuyorum ve uzun uzun izliyorum bu dört kişilik aileyi.. 

Çirkin şeyler yavaş yavaş beyazlaşmaya ve gerçek güzelliklerine kavuşmaya başladılar. Şimdilik anne babalarıyla takılıyorlar, bakalım erişkin olunca minicik gölette mi kalacaklar yoksa göçecekler mi, merak ediyorum.. Bu benim için bir tür meditasyona dönüştü, özellikle nefesime odaklandığımda, kalp hızımı 50 atışa kadar düşürmeyi başarıyorum ki bu müthiş bir his.. Müthiş bir rahatlama hâli.. Bir gün koşuyorsam, diğer gün bu şekilde "yavaşlıyorum" ve çok iyi geliyor bu bana.

HER GÜN 30dk OLSA DA, KENDİMLE BAŞBAŞA KALDIM:

Ve o 30dk boyunca dünyada benden mutlusu olmadı. Bir süredir Momentos'a "şimdi küveti doldurdum, senin Podcast'i de açtım, keyif yapıyorum" diye mesajlar yollayıp duruyorum, sapık gibi. Ama hakikaten kaçırmayın derim, yok böyle bir rahatlama.. Bu güzel kadının bir huyu da, ne zaman telefonla konuşsak arka planda mutlaka bir piyano sonatı, bir keman nağmesi bize eşlik ediyor! Daha "alo" deyişi insanı rahatlatıp, apayrı ve kesinlikle benimkinden daha "klas" bir evrene ışınlayan biri bu Momentos yahu! Fakat ben de kendi payıma, buna karşılık ona baya kahkaha attırdığımı söyleyebilirim.. :)

momentos-time

Solungaçlarım çıkana dek suda kalmadığım zamanlarda, "me-time"ımda pek severek yılbaşı kartlarınızı hazırladım (umarım çok geç kalmazlar!), noele özgü elişi ve yiyecek içecekler yaptım ve tabii kitap okudum (Andy Warhol Philosophy, Eric Berne "The games people play" ve Clarissa Estes "Kurtlarla koşan kadınlar"dan 7 bölüm daha, bu hızla 3 seneye bitiririm diye düşünüyorum :P ama Estes'ciğim de bencileyin, lâfı çok gereksiz uzatmış yahu! Koşan ve susamayan kadınlar..)

kartlaştım <3

Haydi Andy'den birkaç alıntı yapayım ama kitap tahminimden daha "sığ" yazılmıştı, Andy çok yönlü bir sanatçı ama kesinlikle yazarlıkta sınıfta kalmış.. Yine de fikirler, yazılma tarzı gözönüne alınmazsa düşündürücü ve rahat, keyifli, "pop" bir okuma..

"Of the five senses, smell has the closest thing to the full power of the past. Smell really is transporting. Seeing, hearing, touching, tasting are just not as powerful as smelling if you want your whole being to go back for a second to something." / "I realized I have a smell museum so certain smells wouldn't get lost forever". Ben de ben de :)

"Even when the subject is different, people always paint the same thing." - Bazen yazarken, ben de ben de! :)

"People always say time changes things. But actually, you have to change them yourself." - Bence de.

saçımı 30'umda griye boyamaya başladım diyor 
ama bence peruk.

KEŞFETTİM:

Tabii ki bu ayın keşfi sevgili Joe'mun yepyeni bloğu Books and Chocolate. Sağlıklı yaşam, kişisel gelişim, sadece gözümüze değil, ruhumuza da hitabeden tarifler, sanat, kitaplar ve daha fazlası.. Joe bu bloğa gerçekten özeniyor ve bence daha ilk adımları bile çok güçlü, ses getirecek bir blog, ısrarla tavsiye ediyorum! Tamam o "kitap ve çikolata" diyor ama benim aldığım tadın görseli tam olarak bu :)

Hele şu yazısı...... Muhteşem.

Bir de, sevgili Nar'ın okuma listesinde yeni bir blog görünce tıkladım ve hakikaten gümbür gümbür gelen yeni bir arkadaşımızı keşfetmiş oldum: Onikinci Kattan Hikâyeler. Arkadaşımız da daha bu ay başlayan ve hızını alamayıp her gün yazanlardan (öhömm onlar kendilerini bilirler) ;) ama dumanı tüten bloğunun çok dolu dolu, zengin bir bloğa dönüşmesini büyük bir heyecan ve ilgiyle izliyorum. Yazı tarzı "meraklısına" hitab eden, düşündürücü keşifleri içeriyor. 

KEY'FETTİM:

"Halı" hiç sevmediğim bir şeydir, bana nedense çok pis gelir tüm halılar, sürekli temizlesem de toz ve pislik özellikle kabarık halıların içindeki "evren" beni hep gerer. Son 3 senedir bizim evde hiç halı yoktu fakat eşim bir halı bulup salonun ortasına serdi bu kış. "Baharda kaldırıcam ama!" diyerek kabul ettim.. 

Fakat.... Şu an halının üzerinde en çok zaman geçiren de benim. Çocuklar oyuncaklarıyla oynarken bazen yanlarına yatıyorum, başımın altına bir yastık alıyorum, bir yandan uyukluyorum, sonra yana dönüp azıcık onlarla oynuyorum, sırtım sert zeminde nasıl memnun, çam ağacına karşı key’fediyorum.. Tamam itiraf edeyim halı hoş bi'şeymiş ama nasıl temizlenecek diye düşündüğüm anda kalbim çarpmaya başlıyor.. Baharda "yakıp" kışa yenisini almayı teklif edeceğim ama adım bir nevi temizlik takıntılı Mari Antoinette'e çıkacak diye çekiniyorum..... Neyse bahar gele hayrola..

serilmişim kumsala halıya..

SÜSLENDİM:

Hayatımda ilk defa yılbaşına simli, siyah bir elbise beğendim. Böyle daracık, ışıl ışıl bir şey. Normalde hiç kendime yakıştıracağım bir şey değil ama, nedense hoşuma gitti, deneyince kendimi çok hoş buldum ve ani bir kararla aldım elbiseyi. Bizimkiler evde kutladığımız noel için çok şık giyinirler her sene ama bu sene sahnelerin yıldızı ben olacağıma inanıyorum :)))

Dedim. Ve oldum :))

İşte 2021'in son ayı da böyle geçti. 2022'nin hepimize ÖNCE İYİ SAĞLIK, sonra neşe, huzur, iyi şans, hayırlı seçimler, başarılar, yeterli ve hayırlı kazanç, güzel kazanımlar, iyilikler, temiz kalpli insanlar ve mutluluklar getirmesini diliyorum. 

MUTLU YILLAR HERKESE!