Bugün akşama dek yalnızım, bir sürü ev işi ve akşamki partinin hazırlığı beni beklese de; yeni huyum şu: güne sevdiğin bir şeyi yaparak başla, yapılması gereken işleri ertele :)) Bugüne dek tam tersini yapıp sorumluluklarımı hep öne koydum da ne oldu; mutlu mu oldum, şilt mi verdiler, işler daha çabuk mu bitti de kendime zaman bulabildim? Bir de böyle deniyorum işte! Hıh :))
Mayıs bol inişli çıkışlı geçti.
Analiz zorluyor. Yıllardır bastırdığım konuları açıp deştikçe, kendimi hasta mı ediyorum diye düşündüğüm anlar oldu. Meğerse gerçekten hastaymışım :)) 15 gün önce bir ameliyat atlattım. Ve en büyük korkularımdan biriyle yüzleştim. Fakat sanki apayrı bir C. olarak geçtim o ateş çemberinin içinden, şaşırdım.. Daha vakur, kabullenmiş ve tuhaf ama cesaretliydim! Elbette mızmızlandım ve bolca sevgi ile şefkat istedim ama öteyandan, kendim de şaşırdım, ilk defa kaçmadan ve anksiyete atakları yaşamadan, tıbbi müdahale korkusu olan küçük bir çocuk gibi değil, olgun bir C. olarak yaşadım bu süreci. İşte o zaman anladım, analiz beni değiştiriyor.. İyi anlamda :)
Evin zeminini deldiler, bu boruları soktular, deliğin çevresini betonla ördüler. Bu aletler evin temeline sıcak hava üflüyor ve zeminin nemini emiyor. Aletin tepesinde de bir elektrik sayacı, ne kadar ekstra elektrik kullandığını hesaplayıp, o miktarı hem belediyeye mazeretiyle bildiriyor ve çevreci ev statümüzü koruyor, hem de ücreti bizden düşüp sigortaya aktarıyor :)) Dedim Alman kafası bu işte; tek kuruş dolandırıcılık ve haram yok adamlarda..
Yine bu Alman Kafası’na bir başka örnek de ustalardan biriyle yaşandı. Bu aletlerden biri ilk çalışma anında aşırı sıcak oluyor. Adam da eldivenli maşalı elinde alet, yürürken beni uyarıyor: “dikkat et şu an çok sıcak (heiss)” sonra 2 metre yürüdü ya, düzeltiyor: “şu an sıcak (warm)” :))) 2 metrede alet aşırı sıcaktan bir derece azaldı ya, kelime de değişti.. Gül Allah gül, Alman netliği de bu işte.
Bu aletlerle 15 gün yaşadık ve hergün alet tam 5lt su çekti duvarlardan! Ya biz nasıl nemli bir ortamda yaşıyoruz?! Acaba benim psikolojik sandığım tüm eklem ağrılarım nemden mi yahu?! İmdaaat, ben diyorum size Almanya beni çürütüyor!
Şaka bir yana; Almanya’nın en güzel mevsimi başladı. Gündüz şeker gibi hava, gece sağanak yağış. Yemyeşil olduk. Mayıs-Ekim arası bura bir cennet, güller de açtı üstüne! Baktığım her yerde bir güzellik görüyorum, duygulanıyorum, sanırım yaşadığım hastalığa dair korku nedeniyle de hayata bambaşka gözlerle bakıyorum.. Hayat güzel dostlar; kolay değil ama güzel.
Umarım bu sefer hayatın bana vermek istediği dersi (yavaşla, sakinleş, sadeleş ve aslında sana kısacık bir hediye olan yaşamının tadını çıkartmaya çalış) öğrenmişimdir. Ben öğrenmedikçe tekrar ediyor çünkü.. En azından bunu anladım artık.
Hepimize iyi sağlık, denge ve farkına varabildiğimiz anlık mutluluklar ve güzellikler diliyorum! :)