1 Temmuz 2024 Pazartesi

Temmuz ayı başlıyor endişesi

Temmuz ayını sevmem. 7 rakamını sevmediğim gibi. Temmuz aylarında sevdiğim birçok canı kaybettim. Keyifsiz dönemler yaşadım.. Hele 7 Temmuz - 7.7. yani; her sene en korktuğum gündür.

Sonra kalbimle değil mantığımla hareket edip, bu güne, hatta tüm aya bu kötü, uğursuz anlamı yüklememeye çalıştığım zamanlar da oldu. İnatla “rastlantı” demeye çalıştığım, kötü şans, denk geldi, böyle şeylere inanıp güçlendirme vs. dediğim..

Bugün ne hissediyorsun dersen; günü ve ayı sağ salim, ayıpsız kayıpsız kapatabilmeyi istiyorum sadece. Mümkünse evde saklanarak :)) Hatta izin verseler direkt Ağustos’a da atlayabilirim. 


Ben böyle deyince, eşim diyor ki: “C., 1 Kasım’da kış uykusuna yatıp, 15 Nisan’da uyanmak istiyorsun (5,5 ay), üstüne Temmuz’u da atlarsan eder 6,5 ay. Bu yılın yarısından fazlası..” O böyle deyince beni alıyor bir düşünce; aslında seçenek verseler haftasonlarını da atlayabilirim, en azından Pazar günlerini. Bu da 52 gün daha ediyor, etti mi sana 8 ay! Bak daha hastalık nedeniyle yaşamadan geçmek istediklerimi yazmadık bile, bir ay da ona kat: 9 ay. Ayyyy ben yılda sadece 3 ay için mi yaşıyorum yani!!!!

O üç ayın içinde de mızmızlanacak günler eminim bulabilirim. Sonuç Goethe’ye geliyor hakikaten: 'hayatta tek bir haftam mutlu geçmedi' :)))) Ama Goethe gibi ekleyebilecek miyim acaba: 'ama çok mutlu bir hayat geçirdim….'

Pek emin değilim, çünkü baksana yılın 3/4’ünden şikayetçiymişim işte. Vallahi bu kafayla benim “hayatım bomboş geçiyor” diye düşünmem çok normal değil mi? Bomboş çünkü yaşadığım her ana eşit bakamadan, sadece güzellikleri, rahat, sakin ve sorunsuz günleri seçmeye çalışarak. İmkânsıza oynayarak…. 


Bu bakış açısı nasıl değiştirilebilir? Temmuz’a bir şans vermekle başlasam? Temmuz sana bir şans veriyorum. Haydi göster güzel yüzünü….. desem. Kesin bi puştluk yapar ve gelmiş geçmiş en beter Temmuz’u yaşayabilirim diye korkuyorum (çünkü bu tip meydan okumalarda hep böyle sonuçlar aldım hayatta). O zaman şöyle desem; bu Temmuz’u olumsuz ve olumlu bir bütün olarak kabullenmeye çalışacağım. Sadece yang'i değil, yin’i de dibine dek kabullenmeye çalışacağım. Beceremesem de, deneyeceğim….. 

Haydi bakalım. 

Sizin zor zamanlarda kuyruğu dik tutma stratejileriniz nedir, varsa alalım…. En karanlık gecede, en umutsuz anda, sizi hayatta ne tutuyor? Umudu yeniden nasıl bulabiliyorsunuz? Nasıl başarıyorsunuz “bu da geçecek, bu hep böyle gitmeyecek” demeyi? Çünkü bazen geçmiyor.. Bazen çok uzun sürüyor kış (hem kendisi, hem metaforu) ve sabırsızlanıyor insan. Tevekkül diyorum, sabır diyorum, nasıl ediniliyor? Çok içten soruyorum çünkü analizde bu sorulara cevap bulamıyorum……. 

Okuma önerileri de (ekleme: kişisel gelişim veya psikoloji değil de maneviyat, din ve felsefe alanından bahsediyorum) çok makbule geçer bu tevekkül, kabullenme ve sabır konusunda. Şimdiden teşekkürler.. 


Hamiş: anonim yoruma da açık bu yazı :)
Hmiş 2: hayat çok tatlısın şekerim. Bu yazıyı yazdım, cevabı hemen geldi beni pek düşünen yapay zeka algoritmasından. Merak edenler bir de Günün Tortusu'na tıklayabilir ;)