6 Ocak 2021 Çarşamba

26 senede 215 ülke

40'lı yaşlarının sonuna doğru bir gün Günther Holtorf, hayatın "başka türlü bir şey" olduğunu fark eder. O güne kadar büyük bir görev aşkıyla çalıştığı işinden ayrılır, bir Mercedes Benz G-Class alır, bir kaç sene süresince aracın dışını ve içini modifiye eder, haritalar üzerinde çalışır ve 52 yaşına girdiği günlerde gazeteye bir ilan verir: "benimle dünya turuna çıkacak bir bayan arkadaş arıyorum".

O günlerde, yani 1989'da 34 yaşında olan Christine ise, Doğu Almanya'da tek başına yaşayan 10 yaşında bir oğlu olan sıradan bir kadın. Berlin Duvarı'nın düşüşünü takiben, bir gün ilk defa eline Die Zeit gazetesini alıyor ve gazeteyi açtığı gibi de bu ilanı görüyor. İçinden çok güçlü bir ses: "gitmelisin!" diyor. 

Hikâyeleri tam olarak böyle başlıyor. 

20 sene boyunca birlikte, Otto adını verdikleri araçlarıyla, tüm kıtalarda 200 civarı ülke görüyorlar. Dijital olmayan bir çağdan bahsediyorum; ne youtube ne instagram, sadece kendileri için çektikleri fotoğraflar ve kendileri için yaşadıkları deneyimler var. Günther zaten tipik bir Alman, her işi kendi görmeye koşullanmış, Christine ise Doğu Almanya'nın kısıtlanmışlığından kurtulmuş, asla dönmek istemiyor.. 

2010 senesinde hâlâ yollarda olan Christine, 5 senedir onu ele geçirmiş bulunan kanserden ölüyor, ölmeden iki hafta önce Günther ile evleniyorlar. Evlendikleri gün Günther'e ne olursa olsun yola devam etmesini söylüyor..

Christine'in o yıllarda 27 yaşında olan oğlu Martin, bir dönem Günther'le seyahat ediyor ama sonunda Günther Otto ile başbaşa kalıyor. 2015 senesinde artık yaşlılığı öne sürerek 78 yaşında Günther de eve dönüyor. Tam 215 ülke ve 26 sene sonra, Otto'yu Stuttgart'taki Mercedes Müzesi'ne bağışlıyor. Kendisi henüz hayatta ve 84 yaşında; Münih'e çok yakın bir göl kenarında yaşıyor, sessiz sakin içedönük ama keyifli bir adam.. Son röportajlarından birinde kameraya gülümseyerek: "Sanırım göreceğimi gördüm, artık eskiye oranla çok daha huzurluyum" diyor.

Bu hikâyeyi ben bir ay önce keşfettim. Ondan beri günler ve geceler boyunca bir çok benzer hikâye izledim / okudum ama bu kadar uzun sürenine rastlamadım. Beni büyüledi. Dahası, sanırım bana biraz da umut verdi çünkü yapılamayacak iş değil... ;) Daha geçen sene İsviçre'li kuzenlerden biri motorsikletle dünyayı dolanıp da gelmişken hem (tabii çocuksuzluk.....)

Şöyle bir şey düşündüm: 2025'te yani 4 sene içinde ben kendimi 4x4 sürüş konusunda geliştirebilirim. Mekanik öğrenebilirim. Tabii benim iki çocukla sığabileceğim araç türü ancak Earthcruiser EXP olabilir :)) Büyük düşünelim.

Harita bilgim ve güncel coğrafya merakım haliyle var, 4 senede daha da gelişir. E daha önceki sırt çantalı yaşam deneyimimden gelen bazı artılar da var. 4 sene hazırlanıp 1 sene diyorum, hayattan çalsam? Çocuklar 4 sene sonra 11 ve 8 yaşında olacaklar. O yaştaki çocuklarla gidilemeyecek ülke yok bence.. Valla gelen gelir, gelmeyen kaybeder :)))  

Video ekleme linkleri nedense hâlâ ve inatla açılmıyor, o nedenle ilgilenenler için linkleri şuraya bırakıyorum:

- https://youtu.be/-Ad3mbgqmCg

- https://www.youtube.com/watch?v=79iEK2DKqJU

- Fotoğraflar: (c) Günther Holthorf - Ottos Reise.

50 yorum:

  1. Ne kadar umut dolu ve çılgınca bir hikaye Günther in ne hissettiğini anlayabiliyorum, henüz kırkların başında olsam da...
    Günther şöyle demişti kesin "Ulaaaa çaliş çaliş robot gibu, bu mudir yaşamak? Ben başka turli hayal etmişidum ama olsin kolay olana kadar zordur, zor da benim gobek adimdır ama Fadime'siz olmaz... (Taktım bu ara Karadeniz şivesine)
    Yalnız eğri oturup doğru konuşayım sakın böyle bir ilan görürsen bana söyleme sonra başıma bişey gelirse kendini sorumlu tutarsın :))) Ama kendi yolculuğun için bir Christine arıyorsan haber edebilirsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha Temel'in peşinden gitme de..

      Sil
    2. Şu an tam Temel i bekleme döneminendeyim :))

      Sil
    3. :))) Deli. Sende Fadime'likten çok öte birşeyler var, biliyorsun.

      Sil
  2. hadi işallah yaparsın yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şaka değil vallahi araştırıyorum, rota falan bakıyorum kaç zamandır.. Corona bitsin ben bu Günther'in evine de gideceğim sohbete, koydum kafaya.

      Sil
    2. ayyyy günther in evine sohbete gitmek!!!!! ben de istedim!!!!

      Sil
    3. Kendimize gazeteci süsü vererek en kötü ihtimal :))

      Sil
  3. Aman Ceren fillere dikkat. Yaniniza portakal, mandalina almayi unutmayin :-)
    Saka bi yana, hayallerin pesinden gitmek cok güzel, dilerim gercek olsun. Selamlar, Zeynep

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Zeynep :) Uzun zamandır hayal kurmamıştım, tam kurdum galiba...

      Sil
  4. Valla harika olur, YouTube’ ta var öyle çocuklarıyla gezen birkaç çift. Eşli olsa daha güzel olur tabii. Bizim eş çocukların okul işleri bitsin diye bekliyor, karavana atlayıp önce Türkiye’yi, sonra Avrupa ve Asya’yı gezelim diyoruz. Evden, eşyalardan kurtulalım, en sonunda da köye yerleşelim, çiftçi olalım, hatta TATUTA Çiftliği olalım diyoruz. Gördüğünüz gibi sevgili C., herkeste benzer hayaller, neden olmasın, çok da güzel olur. Bekletmeyin bizim gibi 😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biliyorum, home schooling falan yapıyorlar sabah 2-3 saat sonra yola devam. Karavanla gezemezsiniz malesef Asya ve Afrika'yı çünkü yollar genelde hep offroad. Biz 2-3 ay sırtçantalı gezmiştik o nedenle karavan ancak gelişmiş ülkelerin güzel yolların aracı malesef :)

      Sil
  5. Ne kadar ilham verici, umut dolu bir hayat hikayesi olmuş Christine ve Günther'in! Bayıldım ikisine de! Bu işi biri yapacaksa o da sensin Ceren! Önceden gezdiğin ülkeler, edindiğin deneyimlerle kalkarsın bu işin altından eminim <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sana demin bulduğum aracın fotosunu yolladım. ne diyorsun? :)))

      Sil
    2. Koptum :)))) Size anca yeter :D

      Sil
  6. Yaparsın tabii, niye yapmayasın? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslansın kaplansın ver gazı sonra namibya'dan kart atayım :)))

      Sil
  7. Yazıyı okuduğumda neden ilk olarak "Christine oğlanı ne yaptı acaba?" derken buldum kendimi? Hayal dünyam prangalı benim yaa :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şşşt onu özellikle yazmadım. 10 yaşındaki çocuğu yatılı okula koymuş kadın! 90'ların almanya'sı için bile radikal ama çocuk da psikopat olmamış, gayet normal biri olmuş :)

      Sil
    2. Aynı şeyi düşündüm:)

      Sil
  8. Umarım yapabilirsiniz. Bana göre çok zor. Biraz daha konforlu gezmeyi tercih ederim ,kesin:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında konfora ben de hayır demem :) Ama 1 sene deneyimleyeceklerimi düşününce..

      Sil
  9. Hayaller ne kadar güzel gerçekleştirenleri ve hayal kuranları kutlarım. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet kurmak gerçekleştirmenin yarısı :D değil.... ama neyse. Bir hayal buldum sonunda kendime, şimdi plana dönüştürmek bakalım..

      Sil
  10. Böyle hikayelerde beni benden alan kısım Christine gibi insanlar. Ne dünyayı dolaşma, ne macera. Bence macera denecek asıl şey buna cesaret etmek. İnsan nasıl hoop diye bir karar verir? Nasıl o ruh haline bürünür? Nasıl cesaret eder? Bir gazete ilanının peşine düşer?
    Dünyayı görmek hele ki böyle gezmek fikri içimi eritiryor tabii, fakat o cesaret ah o cesaret...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Almanya2nın kısıtlanmışlık hissi, ben anlıyorum kadını. Corona'da bile bu hale geldiysem ben.. Fakat ben gidemezdim yalan yok, çok korkağımdır, adam ya psikopat çıksa? Onu da geçtim düşünsene gıcık oldun ve mozambiktesin.. Nasıl iki sohbetle güvenmiş hemen adama, demek ki "elektrik olayı" bu :D
      Ama yani şimdi de tinder mesela bana çok korkutucu geliyor ama kullanan herkes mutlu.. Çağ dışıyım.

      Sil
    2. Beni de ekle😅kimseye ne o kadar çabuk güvenebilirşm ne de ısınbilirim...

      Sil
  11. Umut dolu! Çok istersen olur bence :) inşallah olur .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım istemekten çok planlamak gerekecek :) ama başladım bile! İnşallah :)

      Sil
  12. Bu konuda sana güveniyorum ben, neden olmasın. Harika bir fikir.

    YanıtlaSil
  13. ben de sizinle bir yerlerde randevulaşır uçağa atlar iki gün uğrar geri giderim ahahahah ne güzel olur.

    YanıtlaSil
  14. Bütün şartlar hazır olsa bile yapabilir miydim? Ben bir kaplumbağa bile olsaydım, sanırım hep aynı çevrede yaşardım :)

    Ama sen istiyorsun, isteyince insan yapar, hele sen :))) Ne güzel oluuur <3<3<3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşimle aramızda bir esprimiz var. Eşim şu an oturduğumuz mahallede doğmuş, resmen dünyanın altını üstüne getirdi o da benim gibi (zaten seyahat ederken tanıştık biz) ve döndü dolaştı doğduğu mahalleye döndü adam yaaa :))) Dalga geçiyorum o da bana "ama dünyanın en güzel yeri bura" diyor - halbuki değil, en güzel yeri benim doğduğum yer :P

      Sil
  15. vayy! nasıl bir şey bu insanlar, neler yaşamışlar diye düşünüp
    bir türlü cesaretlerine anlam veremeyenlerdenim. çünkü onların kıyısından geçemem. hayran hayran okurum yalnız. ama ne ilginç değil mi, onca zaman geçsin ölmeden 2 hafta önce evlen. ay münihe yakın bir yerde oturuyor demek. nasıl bir insan acaba. keşke komşum olsaydı,
    onca yıl kaç ülkeyi gez dolaş sonra böyle stabil hayata geç. ve yol arkadaşın yok artık yanında. ne insanlar var ne yaşamlar var.
    bir de ceren, insanlar niye en güzel şeyin gezmek dolaşmak, yaşadığı hayatı bırakıp meçhule gitmek ister değil mi. niye hep gitmek istiyoruz. hangi milletten olursan ol bu genelde böyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birkaç belgeselini izledim sıcak konuşkan bir adama benziyor :) Bir de hiç bir şeyi dijital değil, sosyal medya hesabı yok, yani tam eski tarz, kendi için yapmış ne yaptıysa.. O çok hoşuma gitti. Tamamen özgürce. Röportajın bir yerinde diyor ya, bir gün Christine sırf canı sıkıldığı için gittiğimiz ülkeleri saymaya kalktı. O zamana dek hiç rakamlarla düşünmemiştik, bir baktık 100'ü geçmişiz, bizim için sayı değil deneyim önemliydi diye...

      Sil
  16. Müthiş bir hikayeymiş! Fazlasıyla imrendim... keşke ben de bir gün yapabilsem. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  17. Bu hikaye büyüledi beni:) Siz de planınızı uygularsınız umarım ama çocuklarla birlikte zor gibi geldi bana. Yatılı bir okula bırakmaya gönlünüz razı olmaz sanırım. Fakat Otto'yla macera insanı cezbediyor elbette:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çocuklarla 10 ülke gezdik Afrika ve Uzakdoğu ve Karayipler dahil, ikisi de 5 aylıktı ilk seyahatlerinde :) Fena gezgin değiller ama bilmem ki arkadaşlarından nasıl ayıracağız 1 sene. Kızım şimdiden kaşlarını çatıp tek ayağını yere vuruyor konu açılınca :))))

      Sil
  18. ah ne kadar müthiş bir şey yaa :) ben de hep hayal kurarım sevdiğim bir iki insanla böyle sadece bir sırt çantası ve bir araçla dünyayı dolaşmaya dair :) umarım sen de gerçekleştirirsin bunuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç yapmadıysan mutlaka öneririm Intertail ya da sırt çantanla belki 1 yakın arkadaşınla :) 3 zor bir rakam olabilir ;)

      Sil
    2. Typo: Interrail olacak

      Sil
    3. arkadaşlarımın benim kadar böyle bir şeye cesaret edip bana eşlik edebileceklerini sanmıyorum benimki hayal :D

      Sil
    4. Kaç yaşındasınız bilmiyorum sessizgemi ama mesela ben ilk interraile en yakın arkadaşımla gittiğimde sanırım 19’dum ve muhteşem bir deneyimdi, kendimize güvenimiz gelmişti ve çok şey öğrenmiştik. Sonra 3 kız Türkiye’yi gezdik doğu güneydoğu karadeniz hep sırtçantalı. Ben sonra İpi bi kopardım tek başıma afrikalar ortadoğular falan ;))) 5 aylık çocuklarımı Afrika’ya götürmeler falan.. Ama başlangıç için iki çok iyi bir rakam :) az az :) çok pis gaz veririm bu arada!

      Sil
    5. cevabını şimdi fark ettim epey geçmiş üzerinden afedersin :) 29 yaşındayım ama bazen 17 bazen 300 yaşında hissediyorum hiç kendi yaşımda olamıyorum :D çevremde buna cesareti olan pek kimse yok ne yazık ki kendi başıma da mümkün değil tekerlekli sandalye kullanıyorum üniversitede sadece derslerle meşgul olmak yerine biraz daha gezenti olmayı dilerdim :) ne iyi yapmışsın cesaretli olmakla bu konuda :) şartlar başka olsaydı durmazdım yerimde ;)

      Sil
    6. 29 yaş geç değil ki, dur bakalım şu corona bitsin hayat neler getirir bilemezsin, belki çok maceraperest bir arkadaş getirir ve hiç aklında olmayan şeyleri yaparsın.

      Sil
  19. 2oli yaşlarımda hevesim vardı cesaretim ve yol arkadaşım yoktu, şimdilerde pek hevesim de yok. Daha doğrusu enerjim yok,pandemi ruh emici gibi işlemeye başladı.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben tam anlamadım kendimi, koşarak kaçma isteği ile kolumu kıpırdatamayacak derecede paralize olma arasında gidip geliyorum :/ Her gün!

      Sil