Bugün Kavaktan Tabut isimli blogun yazarı Çağatay ya da Gökhan abi'nin vefat haberini aldım.. Kendisi birkaç hafta önce geçirdiği trafik kazası sonrası yoğun bakımdaydı ve hep iyileşeceğini, çok yakında bloga dönüp, kaza anını ya da hastane anılarını falan anlatacağını düşünüyordum. Başka türlü olabileceğine hiç imkan vermediğim için, Fermina Daza'nın önerisiyle başlatılan posta hareketine katılarak, geçen hafta Portekiz'den ona "çabuk iyileş" diye kart bile atmıştım.. Oysa Çağatay abi o kartları alamadan yaşama veda edecekmiş.. Çok üzüldüm, gerçekten çok zamansız bir vefat - ölümlerin hangisi zamanlıdır ki sanki..?
Yine de bu ölüm haberi bana tam bir beklenmedik olmadı. Bundan iki gece önce rüyamda gördüm Çağatay abi'yi ve bana "Cereeeeen.. Hoşçakal!" diye usulca fısıldadı. Uykumun arasında o an gerçek mi rüya mı ayıramadım ama "Gökhan abi..." diyerek uyandığımı ve tekrar uykunun kollarına akmadan önce birkaç saniye bu anın etkisinde kaldığımı söylemeliyim. O nedenle, onun ölümü beni çok ama çok üzdü ama sanki biliyordum bu haberin geleceğini.. Binlerce kilometre öteden bir hoşçakal diyebilmiş olduğumu hissediyorum. Bu beni çok rahatlatıyor. Çünkü kendisi baba tarafından akrabam olmasına rağmen ben kendisiyle hiç tanışamadım.. Benim için ne büyük kayıp!
Yaşam alanlarımız ve tarzlarımızın, hayata bakışımızın çok farklı olmasına rağmen, sadece blogdan ve son 1,5 senedir tanıyabildiğim Çağatay abi ile aramda bir bağ olduğunu hissediyordum hep. Çağatay abi çok temiz yürekli, yiğit bir insandı. Ben onun kadar eli açık, cömert, elinde avucunda azıcık birşey bile olsa paylaşan büyük yürekli insan çok az tanıdım. Badem toplar, kargolar, yollar. Reçel yapar, kargolar, yollar. Leblebi severim demişim bir yazımda, eve çeşit çeşit Çorum leblebisi gelmiş. Oysa imkanları bellidir Çağatay abinin, emekli insan. Öyle veren, eli açık bir insandı.. Vermeyi sevmediği tek şey vardı ama: Rahatsızlık. Kimseyi rahatsız etmek istemez, ziyarete gittiyse hemen kalkmak ister, yük olmak istemez kimseye. Oysa ne güzel insandı, bulunduğu yeri eminim zenginleştiren insanlardandı..
Kedileri, hatta tüm hayvanları, doğayı sever; bloğunda sıklıkla söz ederdi. Datça'daki "köyü"nü az mı dinledik. Diktiği ağaçlar, baktığı kediler kaldı yadigar. Ne çok sevap işledi, doğaya ve topluma ne çok şey verdi bu insan.. Sanırım yaşamının bu döneminde mutlu ve huzurluydu. Bir kızını evlendirdi, diğer kızını mezun etti, ŞRF hanımıyla tam bahçesinde ağaçlarının ve torunlarının büyümesini izleyerek kahve içeceği zamandı.
Yaşam ne kırılgan! Ne çok planı vardı.. Hepsi bir trafik kazasıyla birden sona erdi. Sayfaları yarım kaldı. Ben onun artık yaşadıklarını heyecan içinde bloga yazamayacak oluşuna çok üzülüyorum.. Ondan geriye bu ilk blog ve bu ikinci blog kaldı; kendini, yaşamını, ona dokunanları ayrıntılarıyla anlattığı, fotoğrafladığı.. Keyifle okuduk, onu bu bloglar sayesinde tanıdık ve bloglar sayesinde hep hatırlayacağız..
HUZUR İÇİNDE YAT ÇAĞATAY ABİ.. MEKANIN CENNET OLSUN..
Sevgili Ceren;
YanıtlaSilSenin ve sevenlerinin başı sağolsun... Kaybınıza çok üzüldüm, sabır diliyorum.
İnsanlardan geriye kalan; anlar, anılar ve başkalarında bıraktıkları hislerin yansıması.
Ne mutlu ki sevilip sayılan, güzel anılan bir insanmış...
Allah rahmet eylesin, ruhu huzur içinde olsun...
Ceren'cim başın sağolsun çok üzüldüm...
YanıtlaSilEvet Sevgili Ceren,
YanıtlaSilsen onu maalesef hiç göremedin ama birçok görenden iyi tanımışsın..fırsat olsaydı da tanışabilseydiniz ne güzel olurdu ama demek ki hayat ertelemeye gelmiyor,seni çok sever ve hep sorardı,biliyorsun bahçesine de diktiği ağaca sizin adınızı vermişti.. geçen sonbaharda Datça ya gittiğimizde ağacının fotoğrafını çekip yollamamıza o kadar çok sevinmişti ki..söylediğin gibi içinde tabiata ve bunun bir parçası olan hayvanlara karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat vardı..o iri bedende yumuşacık bir kalp ve karşılıksız bir sevgi saklıydı..ben de mekanı cennet olsun diyorum ve belki de o bitmeyen enerjinin yatalak veya sakat bir vücutta hiç rahat edemeyeceğini düşünerek bir nebze olsun teselli buluyorum..anısı hep yaşayacak..sevgiler...
Merhaba Ceren Hanım...
YanıtlaSilÖncelikle Çağatay Bey'in ölüm haberini henüz öğrendiğimi belirterek size ve yakınlarına baş sağlığı Çağatay Bey'e de Allah'tan rahmet diliyorum.... Çağatay Bey'i üyeliğimiz sayesinde tanıyordum. Ölüm haberi beni derinden üzdü... Gerçekten çok üzgünüm...