29 Eylül 2024 Pazar

Eylül: Adaptasyon ve ayarlamalar ayı

Eve dönüş süreci 10-15 günü buluyor malum; temizlik, düzen, eksiklerin giderilmesi ve okul / iş rutininin kurulmasıyla. Son bir haftadır artık Almanya'ya geri adapte oldum, rutin hayatıma döndüm diyebilirim. Buyrun rutin hayatım; hakikaten feci rutin :)))

Yenilenmiş rutin hatta bugün itibarıyla daha da kalabalık bir halde :/

Offf çok sıkıcı böyle "tahmin edilebilir" bir yaşam sürmek biliyorum ama Almanya'da, evli ve çocukluysan başka türlü (örn. Akdeniz kafası) olmuyor ne yapayım? İnan herkeste 3er ajanda; iş ajandası, çocukların ajandası, sosyal hayat ajandası... Bir de gerçekten bilmiyorum bunca şeye nasıl yetişebilirim başka türlü, ki yetişemiyorum, bu programlı hayata rağmen yetişemiyorum.. Mutlaka bu şekilde görsel bir liste hazırlayıp masamın üstüne asmam gerekiyor.

İşte yine listemi yaptım, renk kodlarına göre spordur, iştir, sosyal hayattır kodladım. Renk dengesi beni mutlu etti. Bir de çoğu gün 45 dakika bomboş zamanım olacak, her sabah güne yogayla başlayıp her gece meditasyonla bitireceğim ve bence bu rutin içinde bana "yaşadığımı hissettirecek" güzelliklere yer kalacak; ne bileyim haftada bir gece spontan yüzmeye gitmek olsun, çarşamba öğlen arkadaşlarımla videolu konuşmak ya da telefonlaşmak olsun, cumaları biraz maneviyata zaman ayırmak olsun.. Güzel ayrıntılar bunlar. İhtiyacım olan ayrıntılar. Daha başka ekstra bir şey de beklemiyorum hayattan; sağlıklı olalım, bu rutinimizi uygulayabilelim yeter..

Ayın tek sosyal hali: Garajımızın önüne bit pazarı kurduk, gelen geçenle lafladık,
kayınvalideyle limonçello spritz keyfi yaptık, baya bir şey sattık, hafifledik :)

İşte böyle... Eylül'ü de devirdik. Bu işlerle boğuşurken Eylül hakikaten nasıl geçti anlayamadım! Tek dikkatimi çeken, günler ciddi ciddi kısaldı, yağmurlar çoğaldı, doğa hafif hafif kızarmaya başladı. Bu sene normalden daha geç geliyor sonbahar, buna çok seviniyorum. Bana çiçeklerimi ve çiçek soğanlarımı söküp sonbahar çiçekleriyle yenilemek, kışlık giysileri çıkartmak, en güzeli de bir sürü değişik değişik çay alıp depolamak için zaman tanıdı sağolsun, yani hazırım sonbahara :) Umarım sonbahar - kış geçişi uzuuuuuun sürer bu sene; kademe kademe azalır ısı, tatlı bir geçişle sonbahar bizi yavaaaaş yavaaaaş, yumuşak bir kışa teslim eder. İnşallah öyle olur.... 

Olmazsa da.. :)) Burda yazar, birlikte mızırdanırız..

17 yorum:

  1. Sonbahar İstanbul'a da eylül itibariyle geliverdi. Normalde biraz daha uzatırdı yaz ama yok bu sene öyle değil ve ben memnunum bu durumdan tahmin edersin ki :)
    planlama çizelgesine bayıldım ama ben hayatta uyamam böyle bir şeye, uymayınca da ekstra gerilirim. en iyisi kafama göre (türk usulü) takılmaya devam edeyim.
    bit pazarına bayıldım :) Limonçellolara da

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de uyamayınca geriliyorum :))) Ama yapmazsam da tam kaos.. Bulamadım çözümü..

      Sil
  2. Böyle plan yapmak çok mantıklı aslında. En azından takip edilebilir oluyor. Ama kışın işler öyle yoğun oluyor ki.. Hiçbir saati kestiremiyorum ve bir de trafikk :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya evet trafik uzuuuun yıllardır unuttuğum bir şey! Çok bezdiriciydi İstanbul ve çok manasız zaman kaybı….. Buraya göç eden beyaz yakalıların en sık düştükleri tuzak da bu! Şehrin çoook dışında hiçbir Almanın çalışmak istemeyeceği (çünkü 6’da evde olmak isterler ve 15dk’dan fazla yola - bisiklet dışında o zaman 1 saat bile okey :))) - tahammülleri yoktur. O işlere hep Türkler başvuruyor ve yazık diyorlar ki aaa 45 dk yol mu hiçbir şey değil ben günde 3 saatimi harcıyordum İstanbulda yolda.. :))) Birkaç sene sonra tabii jeton düşüyor.. Üzülüyorum ben bu işe.. Tam Alman “başkasını kullanma” kafası…

      Sil
  3. Yazıyı okurken ve listeye bakınca şunu düşündüm; hayat C.ciğimin yaşlarında böyle planlı davranmaya zorluyor insanı. Almanya veya Türkiye fark etmez, iki çocuklu ve çalışan kadın isen planlı programlı davranman gerekiyor. Senin yaşlarında benimde böyle kalem kalem işler listelerim vardı. Gerçi sonra da başka listeler çıkıyor ya, neyse işte hayat buymuş demek! :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oh be yalnız değilmişim :))) Hayat biter listeler bitmez diyorsun değil mi.. Doğru ama işte azıcık da “bana” keyif listesi varda memnunum ben.. Umarım olur..

      Sil
  4. Listeleri seviyorum. Ben haftalik degilde. Gunluk cikariyorum. Adim adim. Uyumadan once mutlaka yazarim niyyet ederim tum islerimi derslerimi planlarimi. Sabah da tikleri atinca baya mutlu olurum.
    Yoksa hep kaos oluyor kafamda. Hep yetisememe. Yetmeme hissi. Ama haftalik ve ya aylik yapamam da uyamam da. Kaygilarimi costutur nedense.
    Gun herkese 24 saat. Yetene de yetmiyene de. Mutluyu da mutsuza da. Yetistirdigimi yetistiririm. Arta kalan olunca da gecmis ola)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki haftalık görev ve sorumluluklar aklınızda ne güzel. Ben hafızama güvenmiyorum yazmazsam unuturum :)

      Sil
    2. Ah nerde.. Ben temizlik icin odaya gitsem. Bi is icin digerine gecsem arkada biraktigim isi unutub o odaya baslarim)oyle oyle bi bakmisim tum evi dagitmisim. Onun icin adim adim yazarim))) haftalik yazinca bi baski olusuyo bende bilmiyorum. Ben isi gectim yemek yemeyi bile unutuyorum bazen. Aksam 7de bayilacak gibi oldum aklima geldi yemek yememisim sabahdan)) ya da derslerim olsun farketmiyo umutuyorum. herkes kendini iyi bilir. Kendimi bi cerceveye koymayi sevmiyorum. Yoksa direk isyana geciyorum. Ondan gizli gizli plan yapiyorum))vucuduma caktirsam yapmayacak)

      Sil
  5. Uyan, kahvaltı yap, işe git, işten gel, akşam yemeği ye, dizi vs. izle ya da kitap oku ve uyu. Hepimizin mahkum olduğu rutin hayat! Çocuğu olanlar için biraz daha teferruatlı ama temelde aynı. Hepsinin içinde güya kendimize ait olan zamanlar var. Ama o zamanlarda yapılabilinecek şeyler o kadar sınırlı ki... Sınırların dışına çıkılabilir mi? Evet çıkılır ama bir noktada bu mutlaka rutini tehlikeye sokar. En güzeli rutini paşa paşa kabullenip sınırlı mutluluk anları ile yetinmek. Çok karamsar gibi oldu ama aslında karamsar değil :) Sadece realist bir yaklaşım benimkisi :)) Rutinin de kendine göre bir güzelliği var: bilinmezliğin yarattığı gerginlik ve karmaşadan uzak olmak.

    YanıtlaSil
  6. Aa valla şikayet etme Dolce Vita :)
    Çalışma satin ne kadar az , geri de kalanların çoğu sana ait. ev işi mecburlukları klasik zaten . Sakin bir bölgede yaşamak zaten öyle avantaj bir şey ki hayatta. küçücük ilçe de bile o kadar çok trafik, gürültü , çevre pisliğine maruz kalıyoruz ki. sosyalleşmek bile içimden gelmiyor, koşa koşa eve gidip koltuğuma oturasım var her gün. her gün iş olunca rutinler sıra sıra geliyor .
    yat kalk çalış git gel şikayet edilen şeyler ama zaten daha farklı ne olabilir ki. devamlı keyif yapsan ne kadar anlamı kalır ki. hep şikayetçiyiz durumumuzdan. ne istediğimizden bile emin değiliz bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışma saatim az değil, yaptığım iş beyin yükü olduğu için daha fazlasını kaldırmıyor. Tabii aklı fikri para olan ya da maaşlı işte patronun kölesi olanların durumu farklıdır mutlaka ama 9 sene eğitim sonrası bence bu hayat-iş dengesini hak ediyorum ;)
      Kalan saatler içinde kendime değil genelde çocuklara aitim bak kanıtı orada :))) evet trafik çok sorunlu türkiye'de.. misal seninki gibi kentlerde bisiklet özendirilmeli..
      farklı yaşayanlar var ama çocuklu hayatta bunu yapanlar çok az. keyif ve sorumluluk dengesini tutturmak bir sanat.... ben ne istediğimi çok iyi biliyorum, bu dengenin tutmasını istiyorum...

      Sil
  7. Ne guzel bi liste yapmissiniz, renklerini cok begendim :) Spora ayirdiginiz zamana da imrendim acikcasi..
    Ben de listeleri ve planli olmayi sevenlerdenim. 2 cocugun okulu, okul sonrasi aktiviteleri, calisma gunlerim (iki gun ofis uc gun ev), hafta sonu planlarimiz, yapacaklarim hep yazilidir. Ve sanirim bu sekilde kendimi daha rahat hissediyorum. Yazmayinca birseyler eksik kaldi ya da birsey yapmayi kesin unuttum gibi hissediyorum :) Yazmak planli ve esnek kalmami da sagliyor ayni zamanda.
    Rutin iyi geliyor bana, nimet gibi goruyorum sanirim. Belirsizligi sevmiyorum belki de o yuzden.
    Bazi arkadaslarim bu halimi biraz kati buluyor ama ben baska bi ulkede hem calisip hem cocuk buyuturken, listeli ve duzenli olmanin isimi kolaylastirmasini, otesinde sizin de yukarida bi yorumda bahsettiginiz gibi dengede durmami saglamasini seviyorum.
    Bizim de bu hafta sonu garage sale var mahellemizde :) Esyalari ayarladik bakalim nasil olacak, en cok da kizim merakla bekliyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bayılıyorum ben garage sale’lere bir de ebay’in kleinanzeigen’ına :) Hangi ülkedesiniz bilmiyorum ama bu sistemle herşeyimi elden çıkartıyorum ihtiyacı olana gidiyor bazen üçbeş para da geliyor. Bizde bir de tamamen mahalleliye açık online ağlar var, kimi özelders veriyor kimi bebek bakıcısı arıyor, bir sene kefir mayadı bile almıştım komşudan:))) Bayılıyorum bu işlere ben, imece..
      Evet listeler güzel yahu rutin de güzel, zatrn sıkmaya başlayınca insan hemen anlıyor ve müdahale ediyor bir şekilde.. İçinde sıkışıp kalmak kötü…

      Sil
  8. Ben de seviyorum garage sale mantigini :) Bizim mahallede yilda iki defa yapiliyor, ilkbahar ve sonbaharda. Boylelikle evi en az yilda iki defa gozden gecirmis, kullanilmayan esyalari, cocuklarin oyuncaklarini elden cikarmis oluyorum dediginiz gibi.
    Houston'dayim ben. Online aglar burada da cok yaygin. Herkes isini oradan halledip, yerel bilgileri oradan aliyor. Kefir cok iyiymis ama :) bizdekiler de ozel ders, evlerle ihtiyaclarla ilgili sorular, ve tabiki kasirga donemlerinde mahallece sistem elestirilerimiz :)

    YanıtlaSil