Önümüzdeki dört gün hıristiyan aleminin Paskalya Bayramı ya da seküler vatandaşlar için bahar tatili. Dışarıda 4 derece, yağmurlu, baharla uzaktan yakından alakası olmayan bir hava var ve Almanya'da bayram günleri tüm dükkanlar ve marketler yasa gereği kapalı olduğu için, şu an itibarıyla herkes evinde saklanıyor. Ben de önce spor keyfi yapıp, ardından da kocaman bir paskalya çöreğini mideye indirdikten sonra, üzüm ve bademlerin verdiği enerjiyle siz bloggercıklarıma biraz paskalya ruhu enjekte edeyim dedim.
Paskalya; her sene kuzey yarımkürede ilkbahar ekinoksu sonrası (küçük kardeşlerimiz ve aramızdaki karacahiller için, bunun gece gündüz eşitliği anlamına geldiğini ekleyelim) gözlemlenen ilk dolunaydan bir sonraki pazar günü (ay takvimlerinin kullanılmasının yarattığı karmaşaya girmeyelim hadi) kutlanır ve bu günde Hz. İsa'nın çarmıha gerilişi ile çektiği acıların sona erdiğine ve tanrının yanına yükseldiğine inanılır. Amerika'da genellikle Hz.İsa'nın çarmıha gerildiği cuma ve pazar günü dini günler olarak kabul edilirken, dini biraz daha bütün Avrupa ülkelerinde pazartesi günü de tatildir. Sağa sola sormama ve yaptığım ufak çaplı araştırmaya rağmen, pazartesi gününün tam olarak neden tatil olduğunu bulamadım ama bir ihtimal Hz.İsa'nın göğe yükselişi, yani hıristiyan alemi için kendini feda ederek onlara yeni ve temiz bir sayfa açmasının ilk günü kabul edildiği için olabilir. Ya da, tamamen yumurta tokuşturmaya ayırılmış bir gün de olabilir - bazı arkadaşlarım böyle olduğunu iddia ettikleri için yazıyorum :) inandığım için değil.
Peki ne yapılır bu Paskalya Yortusu'nda? Öncelikle, 40 gün öncesinden oruç dönemi ile vücut ve ruh temizliği yapılıyor. Bizdeki oruçtan farkı, tam bir açlık söz konusu değil. Et, yumurta, süt ürünleri, şarap, bitkisel ve hayvansal yağlar yenmiyor. Ayrıca dini seminerler takip ediliyor ve dua ediliyor. Bir çok insan bu dönemde Bethlehem'e ve Kudüs'e ziyaretlerde bulunup hacı da oluyor. Kutsal cuma günü, yani Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği gün ve gecesinde dans etmek, şarkı söylemek ve eğlence düzenlemek de bir çok ülkede yasak (Almanya gibi son derece seküler bir ülkede bile buna dair yasalar var mesela ama tabii ki şeriat polisi gibi denetleyici tipler yok, birçok dini konu gibi bu da kişinin vicdanına bırakılmış bir durum). Paskalya günü ise, sabah güneş doğmadan kiliselerde ayin düzenleniyor. Sonrasında genellikle aileler bir arada yemek yiyorlar. Pazartesi ise dediğim gibi, yumurta boyama, tokuşturma ve yumurta ile yapılabilecek her çeşit aktivitenin gerçekleştirilmesi dışında pek bir dini durum yok sanırım.
Seküler Paskalya ise, oldukça şenlikli bir dönem olarak kutlanıyor. Bahar bayramı tadında geçen, hava güzel olduğu zaman herkesin park ve bahçelere (ya da Bavyeralı zenginlerin yaptığı gibi İtalya'daki göllerin kıyılarındaki yazlık evlerine) akın ettiği, okulların 2 hafta süreyle kapalı olduğu bir dönem bu. Market ve dükkanlarda envai çeşit yumurta şekilli çikolata ve şekerleme bulabileceğiniz, en ciddi müesseselerin (misal dişçi muayenehaneleri ıyyyy) bile renkli tavşan ve kurdelelerle süslendiği, halkın hafiften ağıra manik özellikler gösterdiği, şehrin dört bir yanında yumurta boyama, hali hazırda boyanmış ve özenle saklanmış yumurtaları bulma, eller arkada ağıza ters sokulmuş kaşık üstünde yumurta ile sağa sola amaçsız şekilde koşturma, tanımadığınız insanlardan çikolata alma, önünüze gelene renkli tavşan figürleri verme, şekeriniz tavan yapana dek şekerleme yiyip "ay gözümün önünde yuvarlak yuvarlak bişiler parlıyo ayol" diye bi koltuğa yığılma, evin gizli köşelerine sakladığınız haşlanmış ve boyanmış yumurtaların en alakasız anda önünüze çıkıp ayağınıza dolanması ile şaşırma sinirlenme sevinme mide bulantısı kalp çarpıntısı ve daha nice duyguyu bir arada yaşayacağınız bir tatil dönemi.. Bizde de bazı kendini bilmezler tarafından terörizmle özdeşleştirilmeye çalışılsa da, bahar bayramı olarak kutlanan Nevruz Bayramı'nda aslında bu adetlerden bir kısmı yapılıyor. Bu nedenle bu tip yumurta aktivitelerinin pagan dönemden geldiğine de inanabiliriz. Her ne kadar kilise, pagan kültürünü tamamen reddederek, yumurtaların boyanmasını Mary Magdalene ile Roma Kralı arasında geçen bir hikayeye dayandırsa ve şüphe içindeki Roma Kralı'nın "Hz. İsa'nın göğe yükseldiğine, şu önümdeki kase içinde bulunan yumurtalar kırmızıya dönse anca inanırım" demesi üzerine yumurtaların kıpkırmızı oluvermesine bağlasa da.. Bilemiyorum yani o kadarını.. Ben Paskalya'yı seküler kutlayanlardan olup, şu an önümdeki paskalya çöreği'nin nereden geldiğini daha çok merak edenlerdenim.
Yine de.. Tüm bu tavşan, yumurta ve kovalamaca bir yana; Hz. İsa'nın öldüğünde sadece 33 yaşında olması ve heryerine çiviler çakılmışken, tüm vücudu kanla ve acıyla kaplıyken bile tanrıya "Tanrım, onları affet.. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar" diye yakarması, dindar bir hıristiyanı geçelim, müslüman ya da ateist bir insanı bile düşündüren bir durum değil mi?
Dipnot. Alman Paskalya Çöreği tarifini merak eden sevgili babam ve diğer okurlarım için bir tık buraya.
Çok güzel bir yazı olmuş..bir yerde okudum;paskalya yahudi dilinde paska kelimesinden geliyormuş,bir cins çörek veya hamursuz bayramında yenen mayasız bir cins pideye paska denirmiş..hemen hemen Hz.İsa nın göğe çıktığı günlere yakın günlerde kutlanan yahudilerin bu hamursuz günü çöreği de belki de bu şekilde hristiyan adeti olmuştur..
YanıtlaSilGünümüzde hristiyan aleminde 40 gün süreyle söylediğin gibi oruç tutan var mı merak ediyorum..kolay gibi gelse de bizim oruçtan pek de farkı yok gibi..çünki saydığın şeyleri çıkarınca yiyecek pek birşey kalmıyor :) güzel bir ruhi ve bedeni detoks programı gibi..
Hz.İsa nın halkı için duasına benzer duaları Hz.Musa ve Hz.Muhammed de kendi halklarından gördükleri eziyetler sırasında etmişlerdir..bu davranış da ancak peygamberlere veya çok yüksek ruhlara yakışır zaten..son derece düşündürücü bir durum tabii..