8 Ağustos 2024 Perşembe

Ağustos 1-8: Ekransız yaz tatili denemesi

Bir önceki yazıma sevgili H. şu yorumu bırakmış: “Sen kendinin çocuğu olmak ister miydin?” Ne kadar güzel bir soru! Ve ne kadar kolay bir cevap; kendiyle barışık, kendini yetkin ve yeterli görebilen anneler için..

Ben ikisi de olmadığım için, soruya ilk tepkim hayır oldu, sonra yumuşadım, evet aslında isterdim belki dedim ama sonra uzun uzun düşününce yine hayır ağır bastı. Nedeni şu:

Dünyanın geleceğine yönelik bazı korkularım var. Ve çocuklarım bundan ve dolayısıyla benden hiç memnun değiller.. Şöyle açayım: telefon / tablet / sanal gerçeklik / sosyal medya ortamlarında büyüyen neslin neden olacağı distopik gelecekten çok korkuyorum, bak geçen gün burada biraz da tiye alarak yazmıştım


adet ekransız = mutsuz çocuk :))

İnsanları izlemeyi sevdiğim için, minicik çocukların daha mama sandalyesinde önlerine konan tabletlere bön bön bakarak büyüyüşlerini, 10 yaşında eline telefon verilen neslin anında sosyal medya bağımlısı oluşlarını ve bu ortamları sınırsız kontrolsüz kullanmalarını, birlikte bir cafeye gidip birbirleriyle hiç konuşmadan ellerindeki telefonu kurcalayan gençleri, işten gelip koltuğa gömülüp saatlerce instagram kaydıran yetişkinleri ve yalnızlıktan sosyal medya ve x’in müdavimi olan yaşlıları dehşetle izliyorum.. 

İzliyorum ve üzülüyorum. İzliyorum ve adım adım robotlaşmamızı, vasıfsızlaşmamızı, inançsızlaşmamızı, agresifleşmemizi, tahammülsüzleşmemizi ve herkesin görüntüde ve ilgilerde gittikçe birbirinin aynısı oluşunu ve en kötüsü de sosyal medyada kalabalıklaştıkça gerçek hayatta yalnızlaşmamızı, aidiyetsizleşmemizi ve içimize doğru adım adım kayboluşumuzu görüyor, üzülüyor ve korkuyorum.. 

Oysa, doğanın kalbinde roman okumak gibisi var mı?

Ya da gün boyu bahçede oynamak, 
elmaların büyümesini izlemek, böğürtlenleri dalından toplamak..


kahvaltılık yumurtaları sırf gülsünler diye boyamak..

Bu korku elbet bana özel değil; yıllar önce daha bilgisayarların, telefonların esamesi okunmazken, Gülten Akın ne güzel yazmıştı: ah kimselerin vakti yok durup da ince şeyleri anlamaya.. İşte tam bu nedenle, doğaya, birbirimize, iletişime gittikçe yabancılaşıyoruz.... Vaktimiz yok artık.. Yaşamak yerine yaşadığımızı göstermek'le meşgulüz.....

Bu nedenle; bizim evde ekranlı tüm aletler yok denecek derecede kısıtlı. Ve çocuklarım da benden bu nedenle nefret ediyor :))) “Ama arkadaşım X Roblox oynayabiliyoooo, ben neden..” , “Ama arkadaşım Y snapchatte, ben niyeee” , “ama tatildeyiz..” , “çok kötüsüüüün, hiç bi'şeye izin vermiyosuuun” , “senden nefret ediyoruuuum!”..

sıkılan çocuk, yaratıcı olur :)))

günübirlik aktiviteler de can kurtarır..

Zor be arkadaşlar… Bu çağda 1990’larda kalmış bir kafayla ve 2000'lerin bi' çarparım ağzına'sızlığıyla :)) çocuk yetiştirmek çok zor.  

Kimseyi yargıladığım düşünülmesin (belki biraz bebeğine tablet vereni yargılıyorum evet yazık ama ya; ufacık bebekle bile ilgilenmeyeceksen niye yaptın yani? Baksaydın çocuksuz hayatın keyfine, herkes zorunda mı çocuk sahibi olmak?! Hele ki onca isteyip olamayan varken..) ama evet diğerlerini yargılamıyorum inan; diyorum ki “onlar başka aile, biz başkayız, herkesin kuralı başka..” Eminim ekranı açınca anca iki nefes alabilen yorgun anneler var, nasıl yargılayabilirsin, insanız…..

Ama evet, benimkiler benden nefret ediyor telefon vermediğim, tablet vermediğim, ekranı sınırladığım, sosyal medya ve video oyunlarını kullandırtmadığım için… Benden nefret ediyor ve ölesiye de sıkılıyorlar :))) Ve ben onları “eyleyeceğim” diye kırk dereden su getirirken yorgunluktan tükeniyorum. Tamamen çocuk odaklı yaşadığım için de kendimden nefret ediyorum, hayatımı boşa geçiriyormuşum, kendime ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum..

 
Şu halime baallahaşkına, 45 yaşında kadınım ya yazık bana..

Dolayısıyla evet, elimden geleni yapıyorum ama geridönüş asla sağol annecim, bize 1990’lardaki çocukluğu yaşatıyorsun olmuyor tabii ki de :))) Haklılar çünkü sene 2024, çağ tiktok çağı ve ben hiçbirini kullanmadığım için çağın çok gerisinde bir anneyim ve bu çocuklar için iyi mi kötü mü inan bilmiyorum. İlk bakışta şahane ama düşününce belki de kötülük, birnevi çağdışılık, belki bir tür korku / kaçınma davranışı..

kelebeklere de her gün gidip bakılmıyor ki yarabbim... 

Yani sevgili blogcuğum görüyorsun benim de aklım karışık. Çocuklarımı koruyorum dolayısıyla dünyanın geleceğini korumak adına elimden geleni yapıyorum sanarken, belki de sadece gerçeklerden kaçıyorum. Terapistim haklıysa ve eninde sonunda her çocuk ailesini bir neden bulup suçlayacaksa; benimki de bu olacak: Annem bizi manuel büyütmekte ısrar ettiği için 15 yaşımıza dek sosyal medya kullanamadık, dijital gelişimden geri kaldık, annem bizi kendi korkuları nedeniyle ketledi.. Potansiyelimize ulaşamadık.. 

Velhasılı kelam; bu iş zor Yonca..

Son olarak; bir adet yorgun, kimseye yaranamayan ve kafası karışık anne fotosuyla bitireyim.. :)) 

Dünyayı sen mi kurtaracaksın cümlesini çok duyuyorum hayatımda, evet, ben sen tek tek uğraşarak kurtaracağız diye cevap veriyorum ama belki de dünya artık kurtarılabilirlikten çok uzak bir noktada. Belki de evrimin bir sonraki çağı zaten idealizm ve gerçek bilgi, felsefe ya da etik değil; tiktokta kafa boşaltmak, kendimizi Yapay Zekanın kollarına yavaş yavaş teslim etmek, anlık hazlar ve acıdan kaçış bazındaki primitif güdülerimize geri dönmek.. Olabilir….. Neden olmasın..

Çok da fifi yani, o zaman dans ;) 

Fotolar: Ekransız ilk tatil haftasından... Daha da önümde 5 hafta var, oy oy :P

30 yorum:

  1. iyi tatiller. İnsan ekranlardan ne kadar uzak kalırsa o kadar kendine yaklaşıyor…

    YanıtlaSil
  2. Ben de seninle aynı kafadayım. Çocuğum yok ama yanımdaki yöremdeki her çocuk için aynı şeyi istiyorum. Fakat bir arkadaşımın dediği gibiyse ( benim inanmak istemediğim ama onun haklı olabileceğini de düşündüğüm şey) dünyanın /insanın sonuna gelmişsek çok da "kasmaya" gerek yok🙄🙄🙄🙄 Yine de içimdeki ses hayır, böyle olamaz, olmamalı diye bağırıyor:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne bileyim ben kasıyorum ama bakıyorum herkes çok da fifi yani :)) Tuhaf olanın ben olduğuma inanmaya başladım

      Sil
  3. Sevgili Ceren,

    Oğlum 10 yaşında ve sınırlı ekran süresi var. En başından beri bu sürece alışkın olduğu için sorun olmuyor. Ekran süresinde de oyun oynuyor, henüz sosyal medya vs bilmiyor ama sağdan soldan görüyor tabi. Yalnız nereye gidersek gidelim tüm çocuklar ekran bağımlısı, eve gelen arkadaşları da aynı şekilde. Ben sürekli onları başka şeylere yönlendirmeye çalışmaktan çok yoruldum. Bunun yanında mümkün olduğunca sağlıklı beslen(dir)me takıntım var. Ancak yine çevrede abur cuburla yaşayan, ev yemeği yemeyen çok çocuk var. Bir araya geldiğimizde, en yakınlarımla bile sorun yaşıyorum, sürekli sınırları olan bir anne moduna düşüyorum. Oğlum henüz isyanlara başlamadı ama eli kulağında ☺️ Fazla ekran süresini ve sağlıklı beslenme konusunu o kadar çok kafaya takıyorum ki, bazen diyorum keşke bir yolu olsa da salsam kendimi, kafam rahatlasa. Belki ileriki yaşlarında kendisine söz geçiremeyeceğim, ekran bağımlısı ve obez bir ergen olacak. Ben de buna takıldığımla kalacağım. Olamaz mı, olabilir ☺️

    Sevgiler,
    Derya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yoruldum valla Derya.. Ben aşırı sağlıklı beslemiyorum ama tabii nerden baksan organikçi ve mevsimindeciyim ama şekersiz falan değilim çünkü kendim yiyip çocuklara yasaklayamıyorum 🤣 Bir de evet o bahsettiğin konuda haklı olabilirsin çünkü çok aşırı yasaklar ergenlikte ters tepiyor. Mayanın bir arkadaşı vardı çocuk sıfır şeker politikasıyla büyütülüyordu ama okul festivalinde bir defasında kızı böyle avuç avuç hariboyu ağzına tıkarken görmüş şok olmuştum 🤣🤣 Ama annesine sorsan hiç şeker yemiyormuş sevmiyormuş falan. Valla benim aşırı şeker seviyor dediğim kızım 2 haribo alır durur yani çünkü nasılsa evde hep var.. Benim kayınvalidenin babasının bonbon şeker fabrikası varmış ve kayınvalideye doğumgününde boyu kadar çikolata minimouse falan yapılırmış düşün, valla seni beni gömer öyle sağlıklı bi kadın ki 🤣🤣🤣 Bilemiyorum inan bilemiyorum….

      Sil
  4. Tam bahsettiğin çocuğu ekrana teslim eden anneyim ama hiç yargılanmış hissetmedim yazını okuyunca :) Çünkü bizim gibi anneleri de anlayacağını ve hatta teselli etmek için kucaklayacağını biliyorum. Çok uzun zaman savaştım ekranla ama gücüm yok artık her gün bir şey bulup günü eğlenceli hale getirmeye ya da Arya'nın sıkıldım ne yapcam mızıldamasın çekmeye :( Okul açılana kadar takılsın, o zaman günlük ödevler bittikten sonra 11(yaş) x 10dk =110 dk hakkı var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Evet ya tabii ki. Ondan dedim zaten herkesin koşulları başka kimseyi asla asla eleştirmiyorum.. Ne haddime! Misal bak.. Benim anne babam mesleklerinden ötürü gece 19’dan önce gelmezlerdi eve ve ben ilkokulda akşam 17’ye dek ve cumartesi de dahil kalırdım. Şimdi bunun için ailemi mi suçlayayım, tabii ki hayır, koşulları öyleydi.. Sen keza öğretmensin akşama kadar kafan çın çın oluyordur evde de aynı çınlama devam etse ben açık söyleyeyim tırlatırdım valla bak sizin meslek acaip kutsal.. Biz 2-3 tanesiyle perişanız :)) Dolayısıyla çocuğun genel durumuna bakmalıbu tip kararları verirken. Kimi çocuk vardır Arya gibi tolere edebilir yanında hobisi vardır sporu vardır dengeler kimi çocuk vardır başka hiçbir konu yoktur hayatında o işte çok sakat ve ben maalesef o tip çok çocuk görüyorum sürekli aklı fikri video oyunlarında ya da ergense sosyal medyada tiktokta. Onlardan korkuyorum yoksa Arya gibi çocuklar zaten bu nesli kurtaracak…

      Sil
  5. Hayatımız "sosyal medya öncesi ve sonrası" olarak resmen ikiye ayrıldı. Evet pek çok faydasını sıralayabiliriz ama bana kalırsa sosyal medyanın en büyük zararı "her şeyi daha çok ve daha hızlı tüketmek" diyebilirim... Hal böyle olunca sizin çok güzel özetlediğiniz durumlar çıkıyor ortaya... Hadi yetişkinler için belki daha yönetilebilir dijital zararlar. Ama anneler gerçekten de çok zor durumda... Hani derler ya iki ucu kirli değnek hesabı... Dijital dünyayı nereye kadar yasaklayabilir insan? Bu çocuklar bu dünyaya doğdukları için bir yolunu bulurlar elbette yasakları delmenin... Dediğiniz gibi orası dipsiz bir kuyu gibi... Neyi ne kadar kontrol edebilirsiniz ki... İşiniz hiç kolay değil gerçekten de... Belki de iç sesinizin yol göstericiliğine, hislerinize güvenmek en iyi yoldur... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef! Öyle doğru ki SMÖ / SMS :)))
      Hiç edemezsin.. Yapay zeka gibi bu yeni nesil çocukları da kontrol edemiyoruz mutlaka bir sistem açığı buluyorlar..

      Sil
  6. Bizimkilerin 2 saat bilgisayar süreleri vardı. Liseye kadar böyle devam etti. Zaten cep telefonlarına da lisede kavuştular ondan öncesinde ihtiyacımız yoktu. Ama tv süresi kısıtlamadım sanırım :D Birlikte izleyip ekrana zombi gibi bakmalarını engellemeye çalıştım ama. Konulup sohbet ederek zilyedik. Yine de Bilgehan'ın önüne televizyondan reklâmları kaydettiğim video kaseti koyup yarım saat o bakarken mutfakta iş hallettiğim doğrudur, hahaha, hiç de ğişman değilim hakim bey :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan sanki son 10 senede iyice uçtu bu konular ama ya. Online oyunlar misal bu kadar kontrolsüz ve zararlı mıydı sence? Bilemiyorum of.

      Sil
    2. Şöyle bir şey var, evde senin yanında bazı şeyleri deneyimlemeleri kontrolün altında oluyor. Gizli saklı yapma ihtiyacı hissetmiyorlar. Ve sonunda içine girecekleri dünyada bunlardan kaçamayacaklar. Tabii ki eline telefonu ver herkes kendi köşesine çekilsin tasvip ettiğim bir şey değil. Biz hep birlikte yemekteyken ya da dışarıda birşeyler yaparken telefon çıkarsa carlarım herkese. Ama online dünyada yaşayacakları şeyleri benim yanımda yaşasınlar, benimle paylaşsınlar, öğrensinler istiyorum. Bu da yasaklarla yapışabilecek bir şey değil. Kontrollü bir şekilde hayata hazırlamak diyelim. Anlatabildim mi derdimi bilmiyorum :) Denge önemli 😉

      Sil
    3. Bence gayet iyi anlatmışsın 💕
      Bugün çok acaip bir şey yaşadım. Pasaport kontrolünde (Almanyada) önümde bir kadın (Türk) ve iki ergen çocuğu vardı 15-16 yaşlarında ve kadın birden dedi ki ah keşke içeri girmeden bir marijuana içseydik bak.. Çocuklarına dedi bunu. Sonra da dedi ki aslında aklıma gelmişti bir tane sarıp getirseydim kuyru bir köşede dışarda içerdik. Ben ki marijuana konusunda rahatımdır (almanyada serbest) ben bile irkildim yahu bunlar çocuk daha. Şimdi tamam gizli saklı yapmasınlar yanında yapsınlar da, bu da biraz alışkanlığa davetiye.. Bence gereksiz bir ‘cool annelik ihtiyacı’.. Çünkü evet olabilir, belki haklısındır çocuklar senin yanında oynadıkları için o alışkanlığa dönüşmeyebiliyordur ama çoğunlukla dönüşüyor bu aileden onay alan “bağımlılığa dönüşebilecek davranışlar” ve ileride sorun olabiliyor, en azından ben mealek hayatımda çok negatif örnek gördüğüm için belki bakış açım bu şekilde.
      Klasik örnek vardır işte Fransızlar çocuklara küçük yaşta şarap verir, o nedenle ilerde alkolik olma riskleri daha azdır falan, külliyen yalan, Fransa’daki alkolizm diğer ülkelerdekinden az değil. Yani beynin “bağımlılık” bölgesini etkileyen bazı alışkanlıklar var; alkol kumar uyuşturucu bilgisayar oyunları vs bu konularda biraz yaş konusunda dikkatli olmak gerekiyor çünkü ergenlik tehlikeli bir zaman beyin gelişimi açısından bağımlılıklara daha yatkın oldukları bir zaman. 20 yaşından sonra o kadar yatkınlık yok mesela.. Şunun şurasında birkaç sene katı ve nefret edilen anne olmak uzun dönemde sıkıntı yaşamaktan iyidir diye düşünüyorum ben..
      Bilgisayar ya da telefonu birlikte konuşa konuşa kullanmak apayrı bir konu, zaten kaç saat yapabilirsin ki Handan hepimizin işi gücü var ben şahsen 1 saat bilgisayar oynayacak zaman bulamam onlarla :)))) O nedenle belki otomatik zaten süreyi kısıtlamış oluyorsun kendini dahil ederek ki çok akıllıca bir taktik!

      Sil
    4. Evet bir de kuul anne olacağım diye işin cılkını çıkaranlar var. Diyorum ya bunlar hep denge meselesi. Yak bi tane diye çocuğa sigara uzatmanın havalı olmakla bir alâkası yok düpedüz saçmalık.

      Sil
  7. Benzerini daha önce de söylemiş olmalıyım, terapistinin görüşüne kesinlikle katılıyorum, bizim en iyi yaptığımızı sandığımız ebeveynlikte bile beğenilmeyen bir şeyler oluyor. kişisel almamak lazım, işin doğası böyle olmalı. :)
    Esasen özel durumlar dışında kötü annelik/babalık da yok, bence. Elimizden geleni yapıyoruz işte...
    Belki süre sınırlamasıyla biraz sosyal medya kullanımı sağlanabilir, biz öyle yapmaya çalışmıştık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de katılıyorum :)) Bay uzun yol bilet kesicisi biliyor bu işi. Elimizden geleni değil de doğanızda olanı yapıyoruz bence, elinden geleni yapmayan onun yerine kendine odaklanan çok insan tanıyorum çünkü (yargılamıyorum hatta kıskandığım da oluyor bol bol) 🤣
      Malzeme bu, sen kendin daha iyi anne ol evladım diyeceğim bundan sonra 🤣🤣🤣 Annem bana vakti zamanında çok sinirlenip “Allllaaah inşallah sana kendin gibi bir kız evlat verir” diyebeddua etmişti, bunlar hep ondan bence 🤭

      Sil
  8. İyi tatiller, ekransız hayat bence de güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize güzel de gençlere çocuklara sormalı işte :)

      Sil
  9. çocuklarının seni yargılayacakları yer bu olsun sadece, ne güzel :) boşanmış bir anne olmanın en büyük zorluğu buydu benim için sanırım. benim izin vermediklerime babası gayet güzel izin verdi, hatta ilk sosyal medya hesaplarını o açtı, ben ne kadar kısıtlamaya çalışsam da sonra aldı yürüdü bu bağımlılık. hiç memnun değilim vallahi ve seni bu yüzden de sanırım çok taktir ediyorum :) ayrıca bulduğun oyunlar ve yaratıcılığının sınır tanımayan hali müthiş. ben senin çocuğun olmak isterdim mesela :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. <3 boşanmasan da aynı şekerim, kaş gözle bile anlatamıyorsun derdini, Inside Out 2’nun son sahnesindeki baba kafasını hatırlatırım sana :))) Amaaan bişi olmaaazcı hepsi..

      Sil
  10. C' cim, keske etrafinda seninle ayni deger yargilarini paylasan, ama senden cok daha az becerikli ebeveynler olabilse :-) O zaman cocuklara sinir koyarken verdigin kararlarin degerini daha iyi anlayacaksin :-)

    Bana sorarsan, cocuklarin ekran zamanini, sosyal medya etkilesimlerini kisitlamak ve mumkun oldugunca daha ileri yaslara ertelemek, onlara verilebilecek en guzel hediyelerden biri... Degerini sonradan fark edecekleri bir hediye :-)

    Sanalinda degil, bizzat sosyal ortamlarda yasami ogrenmeleri cok onemli. Acik havada zaman gecirebilmek, kitap okuma aliskanligi edinmeleri, elleriyle bisiler uretmeleri, yaraticiliklarini gelistirmeleri cok degerli. Ilerde cok para kazanacaklari meslekleri olacak diye degil, toplumda saglikli bireyler olarak yer edinebilmeleri icin, hayat basarisi icin.

    Duymussundur mutlaka, Silicon Valley' de Steve Jobs doneminde IT departmanlarinda calisanlarin cocuklari, 13 yasindan once sosyal medyayla tanismiyorlardi, ebeveynleri cocuklari internetten uzak tuttuklarini ovunerek soyluyorlardi. Algoritmalari bagimlilik yaratacak sekilde duzenlediklerini bildikleri icin, cocuklarini saglikli yetistirmek istedikleri icin... Okullarda da cocuklarin onune bilgisayar ekrani degil, cesitli buyukluklerde mukavva kutular verip, "bugun ne tasarlamak istersiniz" diye soruluyordu.

    Belli araliklarla ulkelerde cocuklarin ve ergenlerin sosyal medyada gecirdikleri zamanla ilgili calismalar yapiliyor. Almanya' da da bunun istatistiklerinin tutuldugunu biliyorum. Acikca bilinen bir gercek, sosyal medyada gecirilen zaman arttikca, depresyon belirtileri de artiyor.

    Bizim evde nasil diye sorarsan, sinirlarimiz kati :- ) 13 yasindaki ergen ogul, haftada 2-3 kez birer saat bilgisayar oyunu oynayabiliyor. Bilgisayar oyunlarina 10 yasindayken, o zamanki yakin arkadasi sayesinde basladi. O arkadasinin sinirsiz oyun hakki vardi ki, o cocuk 12 yasinda gecirdigi zor donemden hala kurtulabilmis degil.
    8 yasindaki kiz ara ara bilgisayar oyunu oynamak istedigini soyluyor. Her seferinde benden hayir cevabini aliyor. Okulda arada oynadiklarini biliyorum. O yeter de artar bile...
    Cocuklara sunulan alternatiflerle onlari mesgul tutmak gerekiyor. Biliyorsun, kutuphane ve dogru kitap secimi hayat kurtariyor. Sportif faaliyetlerde takim oyunlari, kizli erkekli oynanabilen oyunlar da ayni sekilde. Eve yakin ve guvenilebilir hangi spor imkani varsa :-)
    Bir de benim gozlemledigim 12 yasindan itibaren hobilerine daha cok vakit ayirmak istiyorlar. Bizim ergen youtube dan marangozlukla alakali videolari izliyor, sinirlamaya calissak da o konuda daha esnegiz :-) Ogrendiklerini uygulamaya koydugunu gordugumuzden olsa gerek :-) Bilgisayar ekrani evde bizim gorebilecegimiz sekilde konumlandirilmis durumda :- ) Ne psikopatiz, degil mi...

    Bu arada, organize ettigin dogum gununu burdaki bir arkadasima anlattim, sana hayran kaldi. Burdaki "fan club" un buyuyor :-)

    Iyi tatiller!
    D u y g u

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaş konusu olmasa keşke, o “ama x her gün 1 saat oynuyor” kısmı beni zorluyor doğrusu.. O ayrı biz ayrı o ayrı biz ayrı o ayr… 40 defa :)))

      Sil
  11. çocuk "karma" paketi gibi.lisede en nefret ettiğin oğlanın burun çekişi,mal kuzeninin gereksiz özgüven ile bilmediği her şeye cevap verişi,kayın biraderinin uyuz mimikleri hepsi herşey en sevdiğin varlıkta tecelli ediyor -al bunu sev diyor, seviyorum sivri köşelerimi evlat sevgisi ile zımparalıyorum ben.ekran konusunu bilemiyorum Altan,komple internet kapatılsa sevinçten lokma dağıtırım öyle tiksindim bu devirden,ama o uzun kollu şeyde bu mevsimde (kelebekli foto)neyse ne diyorduk bacı tavsiyesi vereyim sana çokta şaapma.ne edersen kendine edersin maraton gibi bu analık,iki yüz metre hızıyla girme koşarsın da madalya takmıyorlar,birde yeni keşfim 65+kadınlar hepsi ideal anne olduklarından çok eminler,ne olursa olsun,en sorumsuzundan,en despotuna kadar.belki bizde öyle programlıyız kim bilir 😆

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sahi o nasıl bi kafa öyle?! Benim kayınvalide bile öyle aynen ya! Uluslararası bir acaiplik o!

      Sil
    2. Instagramın kapatılmasına gizli gizli sevinenler 🤭🤣🤣

      Sil
  12. Cokta sey yapmamak lazim) amaaan. Insanoglu nankordur. Cocuklar kendileri icin herseyin iyisini bilemezlerki. Ebeveynler yol gostermesi yol cizmesi gerek bazende.
    Bi laf var. Başkalarının hayatlarindan ders cikarin. Insan butun hatalari kendisi yapacak kadar uzun yasamiyor. Gozumuzun onunde zaten. Yeterli ornekde gorduk bence. Ekranla buyuen cocukarla ekran siz ama dengeli buyuyen cocuklarin farki apacik. Daha uretken daha mutlu daha cocuklugunu yasayan ama daha olgun.

    Daha 2 gun once misafirlikde 3 anne 3 yasit erkek cpcuklarini gozlemleye bildim.
    2si ekrana yapismislen. Biri kostu oynadi. Uretdi. Bi oyun alani yaratdu. Eglendi. Bunu goren diger 2 anne telefonu aldilar. Bi sure sonra cocuklari da hareket etmeye basladi. Anneler masil sasirdi. Ama tabii ekransiz buyuyorsa ya da iste kisitli ekranla. Anneye cok is dusuyo. Anne ya kendisi zaman ayiracak ya ilgi alani. Ya da telefonu dadi tutacak. Ki cogunun yaptigi kolaylik sandigi sey bu. Oysa kolaylik degil. Zorluk getiriyir.
    Zaten hepiz ebeveynlerimiz hakkinda konusacagimiz biseyler vardir. Onlarin da olacak. Biz elimizden geleni yapalimda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha ben büyün hataları bir de kendim yapayım diye uğraşıyorum sevgili Zeynallı S. :)) Ciddiyim.. Niye öyle dersen, yaşayarak öğrenebilenlerdenim izleyerek değil maalesef.
      Evet çocuklar arası fark var ekranlı ekransız ama dediğin gibi asıl fark annelerde, annenin zamanı enerjisi varsa ekransız çocuk büyütüyor zaten ama yorgunsa, kendi yaşam durumundan mutsuzsa, uzun ya da yoğun çalışıyorsa bir de eve gelip çocuğa oyun üretecek zaman ayıracak hatta inanır mısın sohbet etmeyi bile isteyecek hali olmuyor.. Suçlamıyorum ama çok üzülüyorum annelere de çocuklara da.. Babalara da tabii ama nedense işten yorgun gelip çocuğa fazla zaman ayırmayan babalara daha toleranslıyız

      Sil
  13. Sevgili Ceren o kadar haklısın ki. Dün akşam konuştuk bunu.Kuzenim bebesi ile bizdeydi. Bebemiz çok hızlı kelimeleri söylemeye başladı. Biz de çok kısa zamanda konuşacak diye beklerken, sustu. Ama ciddi ciddi sustu. Çünkü sürekli telefonla video izliyor. Elinden alamıyorsunuz. Çocuk ona baka baka konuşmaktan vazgeçti resmen. Çocuklara bakmak sadece yemek vermek, üstünü temizlemek değil. Senin gibi ilgilenmek ile oluyor bence. Ve eninde sonunda teknoloji ile tanışacak bundan kaçışı yok. Ama ne kadar geç o kadar iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan başkasının çocuğuna karışma hakkına sahip olamıyor ama bazen gerekiyor mu ne?

      Sil