Sonbahara hızlı bir giriş yaptık. Son 2 haftadır hava oldukça serin (8-14 derece arası geçişler oluyor) ve yağışlı, dolayısıyla mantarların yetişmesi için elverişli bir dönemdeyiz. Kızım botaniğe çok meraklı ve 7 yaşında olmasına rağmen bazı bitkileri tamamen kendi merakıyla benden çok daha iyi bildiğini fark edince, bu haftasonu onu botanik okulunun yürüyüşüne yazdırdım. Yanımızda bir sepet getirmemizi, çünkü mantar toplayacağımızı söylediler. Ben hayatımda hiç mantar toplamadığım gibi, mantardan korktuğumu da saklamayacağım, çünkü mantar zehirlenmesiyle ciddi rahatsızlanan insanlar tanıdım.. Hattâ belki biliyorsunuzdur, Buddha bile mantardan zehirlenerek ölenlerden..
Ayrıca bu canlının ne bitki ne hayvan sınıfına ait olmaması, bazı türlerinin 5km uzaktaki hemcinsleriyle "iletişim" halinde olduklarının keşfedilmesi gibi nedenlerle, açık söyleyeyim mantar bende "uzaylı bu" fikri yaratıyor ve çekiniyorum kendisinden.
Fakat keyifliydi. 5km'lik ormanlık alanda sepetler elimizde, uzun ip belimizde yürümek ve bulduğumuz mantarların fotoğrafını çekip, onlar hakkında bilgi edinmek çok güzeldi.
Mantarların ekmek, bira ve şarap gibi ürünleri fermente etme özelliği olduğunu bilmiyordum meselâ. Ben şu gözle görünmeyen daha çok maya ya da küf dediğimiz minik mantarlara atfetmiştim bu özelliği ama büyük, şapkalı mantarların da küliner etkisi büyükmüş! Ve tabii ki mantar tüketimi ile "bağışıklık güçlendirme" arasında hatırı sayılır bir ilişki var, biliyorsunuz..
Mantarlar spor yaratarak ve bunu böcekler ve rüzgar yardımıyla açık alanlara yayarak çoğalıyor. Bitki köklerinden ve topraktan su ve suda çözülen minerallerle besleniyor. Aslında temel döngüsü büyüme, üreme, ölüm olan bir canlı. Fakat gerek "mayalama" özellikleri, gerekse "antibiyotik" gibi insan sağlığı için çok önemli maddelerin oluşmasındaki etkileri açısından aslında mantarlar ekosistemin önemli bir parçası. 65.000 çeşidi olan mantarın bizler tarafından en çok tüketilen çeşidi olan "kültür mantarı" ise, tamamen insan elinde ve şaşıracaksınız ama 1950'lerde ortaya çıkartılmış!
Diğer "çok sevilen" fakat daha doğal mantar türleri arasında ise: Morchella (kuzu göbeği), porçini, İmparator mantarı (gelincik), Tirmit mantarı, İstiridye mantarı (kayın sırtında yetişen çok lezzetli bir türdür), Bal mantarı (çiçek gibidir), Sığır dili mantarı (oldukça etli ve büyüktür), Türf ya da karaorman mantarı (şitake mantarı) en yüksek fiyatlarla alıcı bulan (ve sadece bir tür kaniş / teriyer kırması köpek tarafından bulunurmuş eskiden!), kükürt mantarı (ağaç kabuklarında yetişir) ve Bolu yöresine özgü bir de cincile mantarı.. Fakat fotoğraflara güvenip lütfen tek başınıza toplayıp yemeye kalkmayın, mantarlar birbirlerine çok benziyor ve bazıları (bakınız: köy göçüren (!) mantarı) çok zehirli olabiliyor.
Yürüyüşümüz boyunca kuzu göbeği, bal mantarı ve istiridye mantarına rastladık ve nazikçe topladık. Fakat mantardan mı, serin dağ havasından mı bilmem benim gece baya bir midem ağrıdı (evde neyseki başka kimsenin ağrımadı) ve uykumda konuşup durmuşum :)) Acaba diyorum "shrooms" ya da "sihirli mantar" denen türe mi denk geldim ben çaktırmadan? :))) Çünkü şu güzelliğe de bakar mısınız, pembe pembiş? :)))))
Sanırım kültür mantarına biraz ara verip farklı mantarlar da denemeliyim, hele de bağışıklığı güçlendiriyorsa 😊
YanıtlaSilKesinlikle! Ama aldığın yere kaynağına vs dikkat et aman... :) bağışıklık konusu hakikaten ilginç; benim çok saf bi bedenim var, ben de onu dinlemeyi iyi beceriyorum. Kış öncesi acaip mantar ve portakal limon turunçgiller istiyor.. İlginç gelince baktım hakikaten açıklaması varmış! :)
Silmantar olsam köy göçüren olurdum ben:)
YanıtlaSil:)))) bayılıyorum yorumlarına.
Sil1 milyondan fazla çeşidi var diye biliyorum mantarın.
YanıtlaSilFırında kaşarlı ve tereyağlı bayılırım. Çiğ olarak da D vitamini içeriyor bazı türleri. Vegan beslenmeyi araştırmıştım da bir ara :)
Harika bir etkinlik olmuş :)
Var-mış fakat artık tükenmeden 2020’ye ulaşan sadece 65.000 çeşitmiş..
SilKültür mantarından başkasına çok sıcak bakamıyorum ve evet ben de zehirlenmekten deli gibi korkuyorum ;)
YanıtlaSilGarantici olmak iyidir ama bazen iyi marketlerin ya da özel üreticilerin (ziraat mühendislerinin satış yaptıkları odalar oluyor) ürünlerine güvenip deneyebilirsiniz belki, kesinlikle pişman kalmayacaksınız (ay ben de mantar lobisine bağladım!)
Sil"Ayrıca bu canlının ne bitki ne hayvan sınıfına ait olmaması, bazı türlerinin 5km uzaktaki hemcinsleriyle "iletişim" halinde olduklarının keşfedilmesi gibi nedenlerle, açık söyleyeyim mantar bende "uzaylı bu" fikri yaratıyor ve çekiniyorum kendisinden."
YanıtlaSilHiç böyle bakmamıştım olaya! Artık bakıyorum :)
O gezintiye katılmayı çok isterdim.
Ben de sen ol çok isterdim ama kesin makara yapıp gülmekten bi’şi öğrenemezdik ve sonunda ben sırf pembe diye o mantarı toplar pişirip yer ve ölürdüm :))
SilNasıl tirmit özledim.
YanıtlaSilİstiridye mantarını seviyorum, az tereyağ ve sarımsakla kavurup, sonra üzerine soya sosuyla servis, hmmm nefis. Onu keşfettiğimden beri kültür mantarı pek yavan geliyor :D
Ben de severim. Kekik de çok yakışıyor, hele Datça’nın limon kekiği ise..
SilSelam Ceren ne güzel fotolar. Mantarları bilmek lazım. Çocukluğu da annem yapardı. İtalyadan kurutulmuş mantar aldık. Maalesef hırsızlık oldu. Fakat polis karakolunda ilk defa karakol yabancı ülke daha değerli foto makina tablet mont alışverişi tek tek listelemek. Polisler neyi lisrçte verdiysek buldular. Ancak reçel ve mantarlar polisler el koydu. Bize ders oldu. Yiyemediğimiz mantarlar üzüldük. Sevgiler.
YanıtlaSilAnlamadım kim ne çalmış? Sizden yankesicilik mi? Öyleyse tipik İtalya gerçekten. Polis de mantarla reçeli götürmüş vay uyanık:))
SilEvet Ceren İtalyan polisi maalesef alışverişi ize el koydular. Bir tane bal kalmıştı. Neyse ki montum, fotoğraf makinamı, tablet ve boş sırt çantamı bulundu. Bunun hikayesini yazmıştım. Tarihine bakayım sana yazayım.
Sil2016 Haziran bir garip vaka hırsızlık olayının ayrıntıları sevgiler.
SilOkudum okudum! Pes yahu.
SilKorkmasam ben de mantar toplama turlarına katılacağım :( Ve fakat lakin (:D) deli gibi korkuyorum ya. Kültür mantarına alışmam bile zaman almıştı. Çocukken ne akla hizmetse kültür mantarı çiftliğini gezmiştik okul gezisinde. Allahım tam bir travma.
YanıtlaSilAnlayamadığım, çekindiğim bir canlı yalan yok.. Travmam da yok halbuki. Ama benim de benzer bir “şehir su ve kanalizasyon sistemi” travmam var ki... Almanya’da musluk suyu içiliyor denince uzun süre çekindim nedenini kimse bilmez :P
Silooo survivor gibii doğada hayatta kalıp beslenmeee, fırında kısmı daha etkişeyici hihi :)
YanıtlaSilevet doğada hayatta kalma kursları da çok güzel ama bu daha çok keyifli bir yürüyüş ve "mantarları tanıyalım sevelim (yiyelim)" aktivitesi oldu.
SilMantar üzerine yazılmış bir yazıyı bir nefeste okuyacağımi sanmıyordum ki..:) oldu. Ben su büyük mantarlar var ya hani, adi neydi hatırlayan var mı, onların tadını çok severim. Tabi dikkatli olmakta da fayda var bahsettiğiniz gibi:)
YanıtlaSilİstiridye mantarı olabilir mi? Büyük onlar :)
SilBir arkadaşım istiridye mantarı üretmişti bir ara.Üretimi oldukça zahmetli ve hassas. Kültür mantarı yavan geliyor ama başkaca da seçeneğimiz pek yok maalesef.
YanıtlaSilDoktorcuğum şu Kırmızı Oda ve benzeri, terapi odaklı dizilere ne diyorsun.Bir uzman olarak yorumunu merak ediyorum ;)
Kültür mantarına talim o zaman :) öyle dediğime bakma, onu da severek yiyorum..
SilKırmızı oda ve genel olarak Gülseren Budayıcıoğlu'na ait yorum yapmak istemiyorum çünkü yorumlarım olumlu değil :) Mesleki anlamda, kendisinin çalışanları ile sosyal ilişkileri anlamında, yazdığı kitaplar / diziler anlamında, hiç bir anlamda olumlu görüşüm yok.. O nedenle kendime saklayayım. Şu linkte çok güzel yazılmış ben de tamamına katılıyorum diyeyim:
https://www.5harfliler.com/kadinlarin-caresizligi-uzerine-insa-edilen-bir-ekran-imparatorlugu-gulseren-budayicioglunun-kirmizi-odasi/
Linke tıklanmıyorsa Gülseren Budayıcıoğlu 5 harfliler yazarak aratabilirsiniz, çıkıyor.
Evlenene kadar ağzıma koymamıştım. Sanırım ailemdeki zehirlenme korkusundan dolayı. Şimdi çok sevdiğim bir şey. Fırında kaşarlı istiridye mantarı çok nefis. O yukarıda fotoğrafını koyduğunuz fırında kaşarlı mantar da öyle:) Yemeklerde kültür mantarı güzel oluyor. Sanırım Ayhan Sicimoğlu'nun İtalya'da çekilen bir filmi olmalı, köpeklerle türf mantarı avına çıkmışlardı. Enteresan bir şekilde gözle görülmesi oldukça zor ve yere gömülü oluyorlar, köpek onları kokusundan buluyormuş.
YanıtlaSilOooo sizi mantar camiasına kazandıran eşinizi tebrik ederim :) İzTv vardı, orada izlemiştim ben de. Hatta bizim köpeğimizle aynı türdü ah demiştim sen bize bir türf mantarı bulamadın zilli :D
Sil