Elimde uzun zamandır dolanan, ara sıra açıp baktığım Shakespeare'in sonelerini dün gece bitirdim. Bendeki Remzi'den çıkan eski bir baskı (fiyat küpürü 1.250.000TL'yi gösteriyor; basım yılı 1999) ve belki yeni baskılarda farklı çevirmenlerle çalışmış olabilirler, Shakespeare'in ağdalı dilinin üstesinden gelebilmenin zorluğunu da anlarım.. Ama sevgili Bülent Saadet Bozkurt; bir sone bu kadar mı berbat çevrilir! Edebiyat tutkunu olsam da blogumda pek kitaplardan bahsetmiyorum, hele emeğe saygı duymak lazım diye düşündüğüm için.. Ama.. Bu kadar güzel, bu kadar yaşadığımız çağdan çok önce yazıldığı halde hala geçerli olan, bu kadar tutkulu bir sone; bu kadar mı ruhsuz, sıradan, tutkusuz çevirilir..? Çok sinirlendirdiniz beni, size şu yandaki "Shakespeare tarzı onur kırıcı cümleler"den seçip seçip yolluyorum, bilesiniz.
İşte aynı sonenin iki farklı çevirisi. Yorum sizin..
Bu; sonenin Bülent Saadet Bozkurt çevirisi:
Bezdim hepsinden, ölüm gelse de huzur getirse;
Hangisini saysam: Haklının hakkı hiç verilmez;
Allı pullu giysi düşer, beş para etmez serseriye;
En güvendiğin adam seni aldatmaktan çekinmez
Oysa buna hayasızca yaldızlı paye dağıtılır,
Tertemiz genç kıza düşüncesizce damga vurulur,
Sarsak yönetimlerce becerikli insan engellenir,
Kusursuz adını hak etmişe haksızca leke sürülür.
Kültürle bilimin dili bağlanır yetkili kişilerce,
Bilgin geçinen şarlatanlar yönetir bilgili adamı,
İyilik kıskıvrak kul köle edilir kötülüğe,
Doğru sözlü kişinin aptala çıkartılır adı.
Bezdim işte bunlardan ve hiç durmam bana kalsa;
Ölmek, sevdiğimi bir başsına bırakıp gitmek olmasa.
Bu da aynı sonenin Can Yücel çevirisi:
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
biri mekanik, öbürü duygulu. şair adamın dilinden şair adam anlıyor ancak galiba :)
YanıtlaSilbenim önüme mesleki metinler geliyor bazen, bilimsel makalesini google translate ile çevirdiğini sanıp bi de üzerine "neden editleniyor makalem?!" diye atar gider yapan doçentler var bu memlekette. bu kendi problemi tabi, ama böyle tipler bi de öğrenci yetiştiriyorlar, bunu düşününce tansiyonum düşüyor.
Akademisyenlikteki yabancı dil şartı kalksın diye protesto yaparken harcadıkları zamanı, dil öğrenmeye harcasalar.. Yabancı dilsiz entellektüel, dünyaya bakarken at gözlüğü takmak gibi.
SilCAn Yücel çevirmez, "yorum"lar Shakespeare'i.:) O yüzden de Can Yücel yorumu olarak basılır.:) Ha kötü müdür tam tersi, müthiştir. İşbankası yayınlayacağı oyunların çevirisini Özdemir Nutku (Hoca) ya yaptırmakta. Öğrencilerinden birisinin anlattığı bir olay var ki ne kadar doğru bir iş yaptıklarını gösteriyor (Bana göre): Ünlü bir Avusturalyalı tiyatro yönetmeni onaltıncı yüzyıl Shakespeare metinlerini okuyamayınca, Özdemir Hoca güncelleştirmiş onun için. Özdemir Hocanın bir de Shakespeare Sözlüğü var. Ama onun çevirilerine bile eleştiri gelmekte.
Sil