Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı bu coğrafyada. Bu sabah uyandığımda hava hala alacakaranlıktı. Sabah yürüyüşüm sırasında, evin yakınındaki ufak ortaçağ şatosunun önündeki gölette görmeye alışık olduğum ördek ve kazların, daha sıcak bir iklime gitmiş olduklarını gördüm. Neyse ki iki evcil kuğu var orda kış boyu kalan.. Yoksa kuşlar da olmadan, çok yalnız hissedecektim kendimi. Sincaplara da güven olmuyor; bir gün hepsi etrafta ağaçlardan düşen kestaneleri ve yemişleri depolama telaşı içinde, ertesi gün hepsi yuvalarına çekilmiş, tık yok.
Bizim pastırma yazı dediğimiz, batılıların Indian Summer dedikleri doğanın o şiir gibi sarı-kırmızı renklere büründüğü zamanlar başladı. Doğa yaklaşan soğuk, çıplak ve gri kışa inat eder gibi boyadı kendini capcanlı güz renklerine. Her köşe başı bir başka tablo adeta, sarının ve kırmızının binlerce tonu kahverenginin içinde öyle güzel ki! Hele güneşli günlerde.. İnsan hiç dönmemecesine yürüyüşlere çıkmak, pedal basmak istiyor kuru yaprakların üzerinde. Almanya'da yaprakları toplayan temizlik işçileri var, ama henüz başlamadılar göreve. Sanki herkes bu güzelliğin keyfini biraz daha çıkarabilmek istiyor. Kış uzun, soğuk ve gri örtüsünü örtmeden üzerimize.
Sonbahar, akademik yılın başı olduğu için, yeni yeni heyecanlar da kattı hayatıma. Bu dönem aldığım "Hisseden Beyin" dersindeki nörofizyoloji ve felsefe öğrencileri arasındaki ilk elektrikten anladığım, bu dönem bol tartışmalı geçecek. Ne güzel! Bayılırım fizikle felsefenin çakıştığı noktalara. Bazı öğrencilerin felsefe doktorası yapacak zaman ve para lüksüne sahip olmasını kıskanıyorum. "Felsefeci olmak" bir hayat tarzı, bundan para kazanabilir miyim diye düşünmemek demek - ki zaten kazanamazsın. Salt felsefeci olan, devamlı düşünen, tartışan olmak isterdim..
Sonbahara dair en sevdiğim şey; mandalina çıktı. Geçen sene bol bol hazırladığım "enerji tabağı"na yine başladım. Bu şekilde hazırlanınca insana "soğuk havaya psikolojik olarak da göğüs gerebilme" gücü veriyor... Tavsiye ederim.
Eskiden Sombahar dergisini alırdım, başlık ona atfen. Çok güzel dergiydi. İntihar sayısı hele.. Tüm sayılarını Bilkent kütüphanesinde bulabilirsiniz.
mandalın cıkması kısmına bende katılıyorum :)
YanıtlaSilkalorifer yaniyorsa kavuklarini ustune koy, misssss gibi oluyor oda :)
Sil