24 Ağustos 2021 Salı

Dünyanın en yalnız kıyısı

Bizim buralarda denize gidilmez, inilir. Günlük dilde şu şekilde kullanılır; “ben denize iniyorum..”. Bunun nedenini sana göstermek istedim bugün. 


Fakat geceden başlamalı, çünkü gün buralarda hep geceden başlar.

Dün gece, yalnızlığın insana bir bıçak gibi saplandığı gecelerdendi. Sadece yaz aylarına özgü, kavuniçi doğan dolunay öyle güzeldi ki, insan yanında biri olmayıp kelimelere ve ünlem işaretlerine dökemezse sanki o an hiç olmamış, yaşanmamış gibi algılıyor ve içinde büyük bir boşluk hissediyordu. Dün gece dünyanın sayısız güzel köşesinin her birinde, milyonlarca insanın dudaklarından değilse bile aklından “sen de burada olsaydın..” cümlesi akmış olmalı. Yüzlerce dilde.


Dolunaydan ya da üstünde çadır kurup yattıkları killi toprağın içinde ilk bakışta fark edilmeyen ufak çakıl taşlarının sertliğinden uyuyamayan, şehrin kalabalığından birkaç gün olsun doğaya kaçmış kampçılar bu sabaha geç başlar diye umarak, bir zamanlar kimseciklerin bilmediği / olmadığı bu koya (Dolungaz) yürüdüm. Yol, zeytin yeşilinin bağrından kıvrıla kıvrıla koyu maviye iniyor. Suya yaklaştıkça insanın düşünceleri de serinliyor.


Beyaz kayalıklara oturdum. Henüz güneşin yakmaya başlamadığı, dolunaylı gecenin izlerinin kaya oluklarından akıp gitmediği, rüzgârın sessizliğinin kulakları doldurduğu ufak bir köşe buldum ve yazmaya başladım.


Çevremden kendi hızları içinde bir sürü insan gelip geçerken, dünyayı bir salyangozun yavaşlığında - ya da belki o sonsuz telaşında algıladım. 

Denizin ve rüzgârın sesini insan sesleri bastırmaya kalkınca, kulaklığımı taktım. Yıllardır hiç şaşmayan şekilde High Hopes’un ritmik piyano tuşlarıyla bastırdım insan sesini. The ringing of the division bell had begun……

Neden sonra, güneş ensemi ve omuzlarımı yakmaya, etraf kalabalıklaşmaya başlayınca, kaçma vaktinin geldiğini anladım. 


Geldiğim yoldan, taşlı kumda sabahtan kalan kendi ayak izlerime basarak, adeta kendimden tek bir iz, çöp, ses, koku bırakmadan, gerisin geriye tırmandım kıvırcık saçlı sarışın yolu. 

En tepeden son bir defa bakıp sabah denizime, onu ondan belki de hiç anlamayacak olan gürültülü insanlara bırakıp.. sessizce ayrıldım.

28 yorum:

  1. denize inmek, şehre inmek :)
    inmek, güzelmiş aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak ona da bizde şehre inmek yerine “kazaya çıkmak” deniyor :)) Kaza = vilayet = ilçe ve tüm deniz vilayetlerinde oldupu üzre tabii denizden uzakta tepelerde..

      Sil
  2. Sabah yolladığın fotoğrafın içine dalmak ve orada tüm seslerden, dünyadan uzak sessizce süzülmek istiyorum sadece. Şu kıyıda seninle oturmak, hiç konuşmadan anlaşmak, sessizliği, denizi, kayaları, sararmış otları, irili ufaklı taşları paylaşmak, her birinin değerini bilmek istiyorum. Her gün yürü, bizim için, dünya için ama en çok kendin için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O fotoğrafı koyamadım çünkü ona ayrı bir yazı yazacağım…. ;) Ona roman bile yazabilir yetenekli eller ama ben bir yazı yazsam da yeter..
      Yürüyorum kediciğim, çooook güzel sabahın o insansız saatleri

      Sil
  3. burası ova malum, iniş çıkış yok, "gidiyoruz" biz denize o yüzden :) sabah yürüyerek ne iyi yapıyorsun. günün el değmemiş saatleri hep çok güzel aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet daha dik başlı ve hırçın bir kişiliği var Güney Ege ikliminin :)

      Sil
  4. "Merdivenli şehir"de yaşayınca "inmek" o kadar aşina geldi ki:)

    YanıtlaSil
  5. Vıyy deniz :)) İnilir mi gidilir mi bilmem ama benim ihtiyacım var şuan :))))))) Smileyler yetmiyor özlemime. Kayalarda saatlerce sorgusuz sualsiz pineklemek, rüzgarı hissetmek. Ben buraya geldikçe deniz havası alıyorum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben o ihtiyacı 1 sene boyunca hissettiğim için her Ağustos böyle maviye boyanıyor blog :) Depoluyorum adeta…

      Sil
  6. Bak aynı saatlerde piyanonun tuşlarıyla ruhumuzu dövüyormuşuz.Benim bahçedeki sonsuz yalnızlığımı balkondan görüp gelen iki komşu ve bir kedi yavrusu bozdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah 7-9 :)
      Bahçe deniz balkon fark etmez, hepsinin en güzel saatleri….

      Sil
    2. Dolunayı görünce o saat sandım olmadı:)

      Sil
    3. Sabahın o saatinde ay hala havada oluyor bak bi kaldır başını :)))

      Sil
  7. Böyle bir yerde büyümek büyük bir şans, özellikle de gidilmeyen, inilen koylara sahip olmak:) Şimdi ise yılda belki bir defa görebilmek de büyük şanssızlık gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durumumu kimse bana böyle tek cümleyle tam hedefi vurarak yansıtmamıştı.. çok doğru :/

      Sil
  8. nasıl güzel görünüyor, nasıl huzurlu. "nerede olmak istersin" sorunun zihindeki karşılığı gibi ..

    YanıtlaSil
  9. doğayla bütünleşmek iyi hissettiriyor, manzaralar çok hoş:)

    YanıtlaSil
  10. Biz de aynı düzlükte olmasına rağmen şehire inmek diyengillerdeniz:)

    Fakat bu yazı serin?!

    Bir gün yorumu patlacak bana sanrım:)

    YanıtlaSil
  11. Dalgaların sesi deniz kokusunu getirdi buralara:)

    YanıtlaSil
  12. Kendinle vakit geçiriyor olman ve bundan çok zevk alıyor olman bana ilham oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok seviyorum :) Az elime geçen bir fırsat olunca daha da değerli benim için..

      Sil