23 Eylül 2023 Cumartesi

Mini mini birler, çalışk...

Oldu vallahi oldu; evimizin en küçüğü de okullu oldu. Daha doğrusu iki hafta oluyor o okullu olalı da, annesi yazmaya anca fırsat buldu. Üstelik sadece o değil, evimizin Hürrem Sultan öhöm PreMsesi de gymnasiumlu oldu! Bir değil, tam iki tane mini mini birler var evimizde; biri ilkokul bir, diğeri ortaokul bir.

Belki ilginç gelir, hoşunuza gider diye, bu yazıda okula başlayan çocuklara Almanya'da neler yaptığımızı anlatayım dedim. Anaokulunun son haftalarında, çocuklar ilkokul için ergonomisi özel tasarlanmış ve türün dışına çıkmamızın yasak olduğu, "Schulranzen" denen ilkokul çantalarını satın alıyorlar. Yine aynı günlerde, hep birlikte öğretmenleriyle birlikte "Schultüte" denen huni şeklinde kutular yapıyorlar. Kesiyorlar, biçiyorlar, yapıştırıyorlar ve sonra gururla "yaz partisi"nde gösteriyorlar. 

Bu hunilerin içini doldurmaksa biz velilere ait. İçine şekerlemeler, oyuncaklar, kırtasiye malzemeleri ve ufak sürprizler koyuyoruz ve kurdeleyle bağlıyoruz. Çocuklar okulun ilk günü bu hunilerle okula gidiyor ve aslında okulda kurdeleyi açıp birbirlerine "aaa sende şu var, bende bu var" derken kaynaşıp ilk arkadaşlıkları kuruyorlar ama zamane çocukları "ben hepsini kendime saklıycam" kafasında olunca, okuldan eve döndükten sonra açıyorlar hunilerini :))

L.

M.'in 1. sınıfı <3 
Onu da hatırlayalım, nasıl minicikmiş...

Çocuğun ilk günü hattâ ilk haftası genelde tanışmayla, oyunla ve velilerin yanlış aldıkları malzemeleri değiştirmeleriyle :)) geçiyor ama ikinci haftadan itibaren dersler, ödevler başlıyor. Okulun ilk günü her şube birbirinden 30dk arayla başlıyor ve öğretmenleri ve müdürleriyle tanıştıkları ufak bir tören sonrası öğretmenlerinin peşi sıra sınıflarına gidiyor, 1 saate yakın sınıfta kalıyorlar. Bizim müdürümüz çok tatlı ve yaratıcı bir kadın ve çocuklara yaptığı "hoş geldiniz" konuşmasında, okulu "bir gemi" ve kendisini de "bu geminin kaptanı" olarak tanıttı :) Fotoğraftaki kaptan şapkalı olan, o. Yanındaki sarışın bayansa L.'in ilk öğretmeni. Oturan miniklerse 4 sene birlikte okuyacağı sınıf arkadaşları <3

Bir saat boyunca bahçede velilere kahve ve kek sunumu vardı, sonrasında çocuklar yine öğretmenlerinin arkasında neşeyle çıkıp bize koştular. Almanya'da genellikle okulun ilk gününde tören sonrası öğlen yemeği ailecek dışarıda yenir. Hava çok güzel olduğu için şansımıza, biz de ailenin diğer %50'siyle buluşup bira bahçesine gittik. Evet maalesef M.'in de okulunun ilk günüydü ve aynı anda iki yerde bulunamayacağımız için maalesef sabah bahçede birer foto çekip sonra çocukları paylaşmak, ayrı ayrı okullara dağılmak durumunda kaldık.... Şans işte..


Gelelim M.'in ilk gününe. Bizim kız biraz nasıl diyeyim, enteresan bir çocuk. Aşırı derecede sosyal ve kendine güvenlidir ama aynı zamanda aşırı derecede mızmız ve nazlıdır. İkizler burcu tabii ki, tam bir drama queen öhöm Diva kendisi.... 

Bursa'da bir sabah nerden bulduysa, 
ananenin ipek kimonasını bulup giymiş bir Diva.

Fakat hakkını yemeyeyim, akıllı ve aklına koyduğuna ulaşmanın yollarını da bilen bir Diva :)) Sonuçta benim ya da başka birinin hiçbir desteği olmadan, tamamen kendi çabası ile çok iyi bir okula, istediği okula girdi, bir anne daha ne ister.. O nedenle, adı okununca okul müdürünün ve sınıf öğretmenlerinin elini sıkmak için bu kadar kendinden emin adımlar atmasına da şaşmamalı.. Tabii ki bu kendi minicik ama kendinden emin adımlarla onlara yürüyen "dev kadın"a bakan öğretmenlerin yüzündeki sevecen ifadeyi fotoğrafı büyütüp görmek de benim için bir mutluluk oldu :) Yolu açık olsun, umarım iyi ve vicdanlı eğitmenler ve doğru düzgün arkadaşlarla birlikte olur hep...

İşte böyleeee. Başladık yepyeni okullara. İlk haftadan hepimiz (yani en çok ben) kendimizi kaybolmuş hissediyoruz ve yapacak öyle çok şey var ki.... Özellikle gymnasium apayrı bir dünyaymış gerçekten, eve öyle yorgun geliyor ki.. Kendisi 26 kilo, çantası 7 kilo ve bu çocuğun belinde özel bir sorunu var, doktoru 18 yaşına dek asla ağır taşımaması lazım diye özellikle uyardı.. Ama gel gör ki o 7 kilo çanta, her gün sırtında :( Kafayı çok takmıştım ama sonra Elif "ikinci bir set kitap alıp okulda dolabına koysa ya" diyince ampul yandı (Elif tekrar teşekkür ederim sana), evet oluyormuş, şimdi ikinci set kitap siparişi verdik, dur bakalım ne zaman gelecek.... Bir de okuldaki dolabı üç katlı dolap rafının en üstüne denk düşmüş, müdüriyet onu değiştirmeye çalışıyor. İnşallah çabucak çözülür de mini mini 1'iciğim sırtındaki 7 kilonun bari 3'ünden falan kurtulur..

Yani çocuk büyüyor ama dertler de büyüyor. Önümüzdeki 9 senesi bu okulda geçecek, bu okulda büyüyecek, yetişkin olacak.. Çok tuhaf bir his. Biraz korkuyorum, biraz onun için seviniyorum, bolca da kaybolmuş vaziyetteyim demiş miydim.... Ama adım adım... Yavaş yavaş.... 

Bu da iki numara.
Okulun ikinci gününde, yeşil dinozorlu okul patikleriyle :))
hem minicik, hem kocaman..

Biz böyle başladık işte.. Okullu çocuğu olan tüm blogdaşlarım da benzer heyecanlar içindedir eminim. Hepimize sağlıklı, başarılı, neşeli, eğlenceli veeee bürokrasi içinde az kaybolmalı bir eğitim yılı diliyorum :)

32 yorum:

  1. Tebrikler :) Allah zihin açıklığı versin

    YanıtlaSil
  2. Hem M.ye hem de L.ye başarılar. Ama daha önemlisi yeni okullarında, yeni öğretmenleri ve yeni arkadaşları ile çoooook mutlu olsunlar 🥰

    YanıtlaSil
  3. Ayy ne güzel heyecanlar. Bizimkiler de geçen gün oteldeki internetten bağlanıp ders seçtiler. Biri beş ders bulabilmiş diğeri üç ders, he he ,iyi, tamam dedim, bitti. Hahahah, bu da başka güzel canım, saldım çayıra kendiler kendilerini kayıra . Bir de bakmışsın o günler gelmiş, o zaman kadar bu curcunanın tadını çıkart :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan iki gündür kulakların çınlıyorsa benden.. Sürekli aklıma geliyorsun, birşey yazmıştın ah dedim ne güzel ya, ha şeydi, enerjim sıfırlanınca direkt uyurum yazmıştın, dedim ah ne güzel ya, ben uzanmaya kalksam anneeeaağ diye sesler, evladım 2dk uyuyayım yok kalk oyna.. Seni okuyunca umutla doldum dedim bu günler de gelecek inşallaaaah :)))) Hoş gün içinde uyuyunca içimden bir canavar çıkıyor aşırı ters ve huysuz oluyorum ama...

      Sil
    2. Hahaha, ben hep uyurumdum. Hatta oğlanlar için gözlüksüz halim eşittir sinirli anne. Neden. Ben yatıyorumdur bunlar azıtmışlardır ve yataktan çıkıp carlamaya gitmişimdir. Haliyle gözlüğü o arada takmadığımdan gözlüksüz anne miti yaratmışım :D

      Sil
  4. Ne güzel heyecanlar, ne hoş adetler. Sağlıklı mutlu bir okul senesi olsun, yeni okullar ve sınıflar hayırlı uğurlu olsun. :)
    Oğlan bu sene epey boy atmış gibi gördüm, maşallah. Premsese ayrıca <3

    YanıtlaSil
  5. Yaa, çok hoş:) Yüzümde gülümsemeyle okudum:) Hem küçümene hem ortaokullu güçlü kızına şahane bir okul hayatı diliyorum Ceren.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de umuyorum ki eğlenceli bir eğitim olur :)

      Sil
  6. Kendilerini tebrik ediyor başarılar diliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Bizde eylül başı itibariyle okullara başladık. özellikle anasınıfları ve 1. sınıflar bir hafta okula erken başlıyorlar. tanışma, alışma ve uyum haftası oluyor. bizim okulda kadrolu hizmetli olmadığından bir gün velilerle okul temizliği yaptık :) ama yaz sonrası okula ısınma günleri büyük yorgunluklarla geçmiş oluyor. hala bile tam oturmadı bence.
    sizde 4 yıldan sonra ortaokulda çocuklar yeteneklerine göre farklı okullara gidiyor anladığım. kızının gittiği spor okulu mu? hem de 9 yıl mı sürecek? lise de bunun içinde mi oluyor? bu kadar erken yaşta kategorize etme mantıklı mı sence?
    çok soru sordum ama çok da merak ettim.
    artık çocuklar iyice büyüdü, bak benim kız bile ben burada yazmaya başladığımda anasınıfına gidiyordu. şimdi ise...
    zaman su gibi geçti gerçekten. annelik aynı kaygılarla, umutlarla devam ediyor hatta artarak devam ediyor. Umarım güzel yollara ulaştırmışızdır onları.
    minik kuzucuklarını öpüyorum, çok tebrik ediyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah kolay gelsin sizlere de ama köy okulunda öğretmenlik evet çok zor da olsa hakikaten bir şeylere dokunuyorum hissi verir mutlaka insana... <3
      Gymnasium :)) ismi spor okulunu çağrıştırdı değil mi, hayır değil.. Aslında sistem şöyle: çocuklar 4. senede biraz derslere özen gösteriyorsa ve not ortalaması belirli bir eşiğin üstündeyse çocuk sistemdeki en iyi okul olan gymnasium'a girme hakkı alıyor. bu okul bizdeki iyi kolejler gibi işte dil eğitimi, fen matematik felsefe coğrafya tarih yani hani bizim iyi liselerimiz gibi tam teşekküllü bir eğitim veriyor çocuğa ve çocuk 13. sınıfı bitirince yani 19 yaşında mezun olduktan sonra yine istediği ranşta ve tabii notlarının ortalamasına ve alan sınavlarındaki başarısına göre, üniversiteye gitmesi yani %99.99 garanti oluyor. Dediğin çok doğru, bence de çok erken bir yönlendirme var ve maalesef göçmen ailelerin ya da düşük SED ve eğitim olanağı olmayan velilerin çocukları çok büyük dezavantajdalar..
      Fakat ikinci seçenek realschule, bu notları orta düzey olan çocukların gittiği, sanırım 10 sene olan ve eğer derslerine dikkat ederlerse 10 ila 13. sınıfı "köprü sınıf" denen bir sistemle okuyup üniversiteye girebildikleri bir tür okul var, bizdeki orta düzey liseler gibi düşünebiliriz. Fakat bu okulda okuyunca genelde %70 yani üniversite olmuyor, meslek lisesi gibi stajları oluyor ve genelde mesleki eğitime devam ediyorlar. Eğitim daha kısa, daha hafif ve bu okullardaki çocuklar aslında kendi ilgilerine spora ya da hobilerine de zaman ayırabiliyorlar bu sayede (gymnasium akşam 15'e dek ve evde de en az 2-3 saat ödev oluyor her gün). Hatta bu nedenle sırf notu tutsa bile realschule tercih eden çok çocuk oluyor çünkü nasılsa 10. sınıfta isterse ve başarılıysa brücke (köprü) alıp gymnasium ile aynı noktaya ulaşabiliyor..
      Almanya'da bu arada bu mavi yaka aşırı kıymetlidir ve iyi kazanırlar :) Geçen bloglardan birinde okumuştum, çöpçülerle sabah bir kafede yanyana masalarda kahve içiyoruz gibi birşeydi evet bu doğrudur mesela :) Kimse ayy çöpçü ayyy şu bu demez kast sistemi yoktur yani mavi yakaya karşı çünkü çalışan emek veren herkes değerlidir..
      Üçüncü seçenek mittelschule ya da haubtschule, bu okullardan genelde sorunlu çocuklar çıkıyor maalesef, pek tercih edilen bir okul türü değil.
      Benim görüşüm çok erken ve çok da eşitlikçi değil bu sistem ama bir şekilde geçerli de çünkü çocuklar aslında iyi gözlemlenirse yeteneklerini ve ilgilerini 10 yaşa dek az çok belli ediyorlar, bilmem sen ne düşünürsün bir öğretmen olarak? Ben iyi bir gözlemciyse öğretmen ve veli, çocuk 10 yaşında aslında 30 yaşında olacağı yeri az çok belli ediyor diye düşünüyorum.... Sonrası biraz destek, biraz motivasyon ama çocuk ne olacaksa ona varıyor, ne kadar zorlarsan zorla, senin istediğine değil, kendi yoluna gidiyor.... Bilemedim.

      Sil
    2. aynen öyle. hatta anasınıfında bile sinyallerini veriyor çocuklar. ama bizde velinin eğitim sistemini ele geçirmişliği, öğretmeni hiçe sayışı var ki sizde ki sistem olacak gibi değil.
      bizde ki eğitimin eleştirisini geçen haftalarda i.kılıçarslan yapmış. her yazdığına katıldım. okumanı tavsiye ederim.
      https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismail-kilicarslan/ne-mufredatla-olur-ne-sistemle-4559507

      Sil
    3. şimdi bir de şu yazısını okudum, yeni şafak ibaresini görüp okumayanlardan değilsin diye tahmin ederek üst üste gönderdim kusuruma bakma:)
      https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismail-kilicarslan/meslek-hiyerarsisi-4562284

      Sil
    4. İki yazıyı da okudum teşekkür ederim. Özellikle ilk linkteki “öğretmene saygı kalmaması” sorununu daha geçenlerde babamla konuşuyorduk. Burada öğretmenden tir tir titriyor ve tamamen onun kuralları çerçevesinde davranıyoruz. Öğretmene emaildir mesajdır mümkün değil, bir sorun varsa çovuğun “ödev defterine” yazarsın ertesi gün öğretmen cevabını yazar. Öğretmene etki etmek, sual etmek yetkinliğinden şüphe duymak mümkün değil.. Çocuk da veli de öğretmenin altındadır. Ama öğretmen de çocuk kayırmaz açık söyleyeyim bizdeki gibi anan baban ne iş yapıyor diye sorulmaz, misal çocuğun geleceğini belirleyen notları 1 öğretmen veriyor onun notuyla hangi okula gireceği belli oluyor ve asla istismar olmuyor çünkü ikinci yazıdaki “işini dürüst ve doğru yapma” burada din gibi (protestanlığın bir numaralı kutsalıdır iş ahlakı). Ve bir aksilik olduğu anda da denetim mekanizması asla kayıtma yapmıyor direkt öğretmenlik lisansı iptal ediliyor.
      Şimdi burada bence yine sorun denetim mekanizmasında. Eğer en tepeden kayırma normalse, haram yeme normalse zaten başık baştan kokuyor. Ben çok fazla akpliye sordum neden destekliyorsunuz bak bu kadar hak yeniyor hukuk yeniyor, cevap şaşmadı: e onlardan öncekiler de yedi başkası gelse o da yiyecek. Yani hak hukuk bir kıstas değil bizim ülkemizde oysa en önemli kıstastır bence. Hak hukuk ve bunu denetimi ceza sisteminin adaletin çalışması..
      Bunlar olmadan istediğin sistemi kur yürümez….
      Maalesef çok haklısın….

      Sil
    5. Velinin isteğine göre meslek seçimi bizde maalesef çok yaygın ama sonuç yine dediğime varıyor, okul bitiyor çocuk yine kendi kafasına ve ilgisine göre bambaşka bir alana kayıyor.. Akıllıysa ve şansı yaver giderse tutunuyor yoksa mesleğinden ve hayatındn mutsuz insanlar kitlesine +1 maalesef. E ne oldu belinin egosu bileylendi ama çocuğu mutsuz oldu… Büyük bencillik….

      Sil
    6. Bu arada “biz” derken hep Türkiye’yi kastediyorum :))) onu farkettim şu an, umarım anlam kargaşası yormuyordur

      Sil
  8. "Yolları açık olsun, umarım iyi ve vicdanlı eğitmenler ve doğru düzgün arkadaşlarla birlikte olur hep..." bu dileğe canı gönülden katılıyorum. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir gelecek onların olsun. Bence şanslılar, çünkü ülkemizde eğitim yerlerde sürünüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) ülkemizde her şey parayla.... o bile yetmiyor artık.
      bir arkadaşım demişti, özel okul dışında seçeneğimiz yok lise eğitiminde çünkü geleceği söz konusu, çok üzülmüştüm. ben 79luyum, bizim dönemimizde anadolu liseleri vardı enfes bir eğitim aldık biz, ingilizcemiz, bilimimiz, sporumuz, klüplerimiz şimdinin özel okullarıyla aynıydı. mezuniyetim 96, yıl 23, yani 25 senede nasıl bu kadar bozuldu bu sistem, bu "özelleştirme" nasıl bir fark yarattı inanamıyor ve çok üzülüyorum......

      Sil
  9. "Schultüte"ye bayıldım! ne güzel bir kaynaşma/kaynaştırma vesilesi.
    iki miniğe de muhteşem bir okul hayatı diliyorum. kardeş gibi arkadaşları, "hayattaki en büyük küçük mucize iyi bir öğretmene rastlamaktır" dedirtecek öğretmenleri olsun. hepinize kolaylıklar diliyorum tatlım

    YanıtlaSil
  10. Ne tatlı okul adetleri varmış. İmrendim doğrusu. M'ye de L'ye de yeni okullarında güzel arkadaşlarla, iyi öğretmenlerle karşılaşırlar umarım. Yeni öğrenim yılı hepimize hayırlı olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Tuğbacım hepimizin çocukları için bu güzel dileklere amin :)

      Sil
  11. Oğlunda kızında kocaman olmuşlar maşallah ❤️ Hürrem fenada ,oğlan da behlül vaybı var demedi deme!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))) Sana bir diyalog geçen haftadan:
      L: anne ben büyüyünce Mayayla evlenicem.
      Ben: yavrum kardeşler evlenmez bir sürü başka insan var etrafta onlardan birini seçersin
      L: niye kardeşler evlenmiyor?
      Ben: doğaya aykırı, doğa ana, kendinize en az benzeyeni seçin ki nesilleriniz daha sağlıklı ve akıllı ve güzel olsun demiş :)
      L: ama dünyada bitek maya kalırsa evlenirim!
      M: (bu ana dek cankulağıyla dinlemektedir): dünyada son erkek sen bile kalsan seninle asssla evlenmem Lukas!
      :)))) bizim ev film zaten....

      Sil
  12. Az önce yeni baştan kreşe başladık. Kreş velisi gergin valla. Neyse ki tek değilmişim... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay gelsin. Kreş en zoru çünkü ilk. Çocuğun ilk okul deneyiminin kreş olması bu nedenle gerekli :) Sonrası daha kolay gelecek merak etme..

      Sil
    2. Lise çok serin gelsenize😁

      Sil