29 Ekim 2010 Cuma

Batı Avustralya 4: Kuzeybatı

Kuzeybatı Avustralya'ya gidecekseniz, rahat bir araba ya da camper van kiralamalı ya da re-location türü bir araç bulmalı ve mesafeleri hafife almamalısınız. Kanguruların yarattığı tehlike nedeniyle güneş battıktan sonra araba kullanamayacağınız için rotanızı, güvenliğiniz için kamp alanınızı ve akıl sağlığınız için yolda bazen saatlerce hiçbir araca ve insana rastlamayacağınızı hesaplamalısınız. Kuzeybatı vahşi ve kuzeye çıktıkça tropikleşen bir bölge. Flora ve faunası kendine özgü, bahar aylarında (özellikle eylül-ekim arası) vahşi çiçeklerin açmasıyla büyüleyici, yaz mevsiminde arabada beyninizin haşlanmasına neden olacak kadar sıcak.. Önereceğim rotayı takip edecekseniz en az 7-10 günlük bir zamana ihtiyacınız olacak.

Kuzey batı resmi anlamda Geraldton'da başlıyor, bu kasabanın güneyine günübirlik gelebilirsiniz. Geraldton sakin bir balıkçı kasabası, etkileyici katedrali ve klasik 19.yy binaları enfes. Daimi rüzgarı tüm sakinlerinin birer uçutma sahibi olmasına ve sahili rengarenk uçurtmalarla süslemesine neden oluyor. Keyifli bir görüntü. Şehirden biraz uzakta Rock Of Ages isminde muhteşem bir pansiyon var, ve bu pansiyonun çiçeklerle kaplı bir bahçesi, 19.yy mimarisi ve bir anane zevli ile çiçekli çiçekli döşenmiş rahat odaları ve sabah sizi uyandıran taze kahve kokusu ve leziz kahvaltısı var.

Kahvaltı sonrası Kalbarri milli parkına doğru yola çıkar ve içerdiği planktonların güneşte aldığı renk nedeniyle pembe göl olarak anılan göle biraz zaman ayırırsınız. Port Gregory yüzme durağı ve piknik için iyi bir seçim. Kalbarri'de kıpkırmızı kayalar arasından geçen Murchison nehrinın kıvrımları büyüleyici. Güneş tepede kızgın haldeyken, her biri 1-2km'lik yürüyüşler ile The Loop, Nature's Window, Z-Bend, Hawk's Head ve Natural Bridge mutlaka görülmeli. Kızıl kayalar arasında gerçekten marstaymış gibi bir hisse kapılıyor insan ve gün boyu o kaya bu kaya geziyorsunuz. Akşam gün batımının dehşet güzelliğine takılmamak mümkün değil ama güvenlik herşeyden önce geliyor ve milli park sınırlarında gece konaklamak yasak. Kanguruların çok sevdiği bu bölgeyi hava kararmadan geçmeli ve onlarca at çiftliğinden birinde konaklamalısınız. Bu çiftliklerin düzenlediği dolunay turları oldukça keyifli oluyor ve çiftliğin ultra-sakin atlarına binmek 30-40dk içinde kolayca öğrenilebilecek bir beceri.

Kalbarri'de yapılacak çok şey var ve kendinizi Crocodile Dundy gibi hissediyorsunuz. Doğa ile içiçe, ister at çiftliğinde ister kampta konaklayın, sessizlik, huzur ve geceleri izlediğiniz milyarlarca yıldız içinize işliyor. Ayrılmak zor ama zaman kısıtlıysa yapacak birşey yok.

Ertesi gün daha da kuzeye, Shark Bay'e doğru yola düştüğünüzde, iklim tekrar değişir ve kırmızı kayalar yerini boş ve kıraç toprağa bırakır. Güneş daha fazla yakar ve çevredeki kumsallara girip çıktıkça, buz gibi denize özlem artar. Bölgedeki en etkileyici kumsal şüphesiz Shell Beach. Adından da anlaşılacağı gibi, milyarlarca deniz kabuğundan oluşuyor. İlk başta kum sanıyorsunuz, yaklaşınca büyüleniyor ve üzerinde yürümeye kıyamıyorsunuz. Neden bilinmez, kabuklu deniz canlıları bu kumsalı kendilerine sonsuz dinlenme mekanı belirlemişler. Aslında ekolojik dengeyi korumak için kabukları cebe atmak yasak, ama atmayan da yok, ben de dahil. Muhteşem bir bölge!

Buradan da ayrılıp Avustralya'nın resmi olarak en batısındaki kent olan Durham'a geçiyorsunuz. François Peron Milli Parkı ve Monkey Mia bu bölgenin gözdeleri. Monkey Mia, her sabah kahvaltıya gelen yunusları ile ünlü ve Monkey Mia Dolphin Resort bu bölgede konaklayabileceğiniz bir eko-otel, ayrıca araştırma merkezi ve gönüllü çalışmalara açık. Sabah erkenden diğer turistlerle okyanusta tek sıra halinde dizinize kadar suya giriyor ve yunusların gelmesini ve size dokunup uzattığınız sardalyaları afiyetle midelerine indirmelerini gözlemleyebiliyorsunuz. Sevimli..

Daha kuzeye geçecekseniz, yine bir iklim değişimine hazır olun, artık resmen tropik iklimdesiniz. Avustralya'nın mercan sahili diye anılan bu bölge turkuaz sular ve benbeyaz sahiller demek. Ningaloo Marine Park içindeki Turquoise Bay cennetten bir köşe. Deniz kaplumbağalarını görmek için biraz burnun ucuna, Jurabi'ye geçmeniz yeterli. Bölgenin iç tarafında yer alan Karijini milli parkı dört nehrin birleştiği, muhteşem bir manzaraya sahip. Artık doğuya kıvrılıyorsunuz ve Broom'a dek saatlerce tek bir araba görmeden yol alıyorsunuz. Bol su, bol petrol ve çelik gibi sinirler..

Kimberley, Avustralya'nın kuzeyi, nevi şahsına münhasır bir bölge. Hayvanı, iklimi, yatay akan şelaleleri ve muhteşem kamp alanları var. Kumsallar bembeyaz, deniz turkuaz ve 5 yıldızlı otelleri ile oldukça revaçta. Biz bu bölgeye kadar uzanamadık ama seyahat programlarından izlediğim kadarıyla muhteşem. 10 günden fazla zamanınız varsa, mutlaka geçmelisiniz.

Dönüşte aynı yoldan geri direksiyon sallamak yerine, daha önceden bahsettiğim relocation araçlardan kiraladıysanız, Broom'da aracı teslim edebilir, otelin birinde birkaç gün kendinizi şımarttıktan sonra uçağa atlayıp 3 saatte Perth'e geri dönebilirsiniz. Evet, 3 saat uçakla! Yani Hollanda'dan Türkiye'ye gitme mesafesinde. Dediğim gibi, konu Avustralya olduğunda mesafeleri hafife almamalısınız. Haritada ufacık duran bir mesafe, genellikle saatler alıyor ve çoğu zaman 2000km'lik alanda hiçbir medeniyet emaresi bulunmuyor. Bu nedenle Batı Avustralya'da seyahatlerinizi çok ince planlamalı, güvenliği önplanda tutmalı ve ne yaptığınızı bilerek seyahat etmelisiniz. İyi eğlenceler :)

Ceren - Ekim 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder