9 Kasım 2022 Çarşamba

Yeni başlayanlar için Vipassana Sessizlik Yogası

Vipassana nedir?

Geçen hafta, çok uzun zamandır okuyup araştırdığım, merak ettiğim ve deneyimlemek istediğim Vipassana yani sessizlik yogasını yapma şansım oldu. Bol çocuklu, bol gürültülü, sürekli hareket halinde, koşturmacalı, her dakikası planlı bir hayatım olduğu için ve üstüne de terapist olarak işim de "konuşmak", "iletişim kurmak" olduğu için, bu benim için MUHTEŞEM bir deneyimdi!

bedenimin olmasa da aklımın sık sık gittiği yer; güvenli alanım.

Önerildiği gibi; beni merak edebilecek kişilere önceden haber verdim. Önerildiği gibi; evde tek başıma olacağım ve çalışmam gerekmeyen (haftasonuyla birleşen resmi tatil) bir dönemi seçtim. Önerildiği gibi; kendimi her tür yazılı ve sözlü iletişime kapattım. Önerildiği gibi; konuşmadım, okumadım, dinlemedim, izlemedim. Onun yerine düşündüm, hissettim, hatırladım.. 

Tam 40 saat boyunca! Ben-Kendim-Bendeniz. (Asıl Vipassana deneyimi grup içinde olmak kaydıyla 10 gündür, fakat ashramda topluca yapılan vipassanalar sırasında hocalarla konuşmak, deneyimi ve gelişimi tartışmak, verilen sözlü seminerleri dinlemek, birlikte yenen yemekler, yapılan yoga ve meditasyonlar sırasında en azından iki insan gözü görmek mümkündür).

Önerildiği gibi, uyanık vaktimin %40'ını bedensel işlere, %30'unu yürüyüşe, %10'unu meditasyona, diğer %10'unu kişisel bakıma (banyo, vücut bakımı) ve kalan %10'unu da yemek hazırlama ve yavaş yemeye ayırdım. 

Başardım. Hayattayım. Mutluyum. Farklı bir kapı açmış, içine cesaretle bakmışsın gibi bir his bu. Kendinle karşılaşma cesareti de deniyor sanırım..

alev sarmaşığından dökülen yaprakları izlemek..

Neleri sevdim?

Hani hep "yetmeyen" o zaman var ya, onun inanılmaz yavaşlamasını, sakinleşmesini çok sevdim. Vipassanayı "beyin dalgalarının hızını yavaşlatarak, zihni dinlendirmek" olarak tanımlayan yogiler var, hakikaten onlara katılıyorum. Entelektüel hiç bir aktivite içine girmemek, okumamak, dinlememek, izlememek, tartışmamak gerçekten insanı tuhaf bir dinginlik seviyesine getiriyor. Sadece bedensel işler ve beden bakımı yapıyorsun, bu sayede ruhun dinleniyor, sakinleşiyor, sanki fabrika ayarlarına dönüyorsun.. Çocukluktaki "sıkıldığın zamanlarda ne yaptığın" meselâ geliyor aklına yeniden, düşüncelerini kontrol edemediğin için serbest olarak akmalarına izin veriyorsun, düşünceler hayâller istekler hatıralar hepsi sanki içiçe geçiyor ve yavaş yavaş, kendi hızlarında çözülüyor ve sen tam bir izleyici oluyorsun, hepsini gözlemliyor, müdahale etmeden, edemeden, saf bir merakla izliyorsun.

Yavaşlıyorsun. Yaptığın bedensel işleri her zamankinden farklı yapıyorsun. Ne bileyim misal ev işi yaparken podcast dinlerim ben hep, dinleyemeyince, tuhaf bir şekilde yaptığım işe daha fazla odaklandım, daha ayrıntılı, daha sakin çalıştım. Bir de zaman çok ya, üşenmiyorsun, ertelemiyorsun. Yapacağın işi tam o anda, adamakıllı yapıyorsun çünkü "tek işin" o! Tanrım "multi tasking" mahvetmiş bizi ya! Her şeyi bir arada yapmak, hiç bir şeyi tam yapamamak olmuş da haberimiz yokmuş! Hele o zihin yükü.... 

Bunları fark etmeyi çok sevdim. 

ayrıntılarda gizli olan şeytan değil, hayatın güzelliği..

Neleri sevmedim?

Geceleri sevmedim.. Çünkü gece çökünce; insan yok, tv yok, müzik yok, kitap yok, kalem yok.. Uzun uzun yemek yaptım, en meşâkatli ve uzun süren tarifleri (önceden hazırlanmıştım geceleri zorlanacağımı hissederek) denedim ve tek başıma, yavaş yavaş yedim yemeğimi. Hani 40 defa çiğne derler ya... Sonra, çayımı alıp akvaryumun karşısına geçtim ve tam bir saat balıkları izledim. Düşünceler üşüştü, hatıralar, duygular.. Çok ağladım ama ne çok.. Hüngür hüngür ağladım.. Sonra boşaldı zihnim, düşünceler sakinledi, dümdüz bir deniz haline geldi. Çok ilginç bir deneyimdi bu.. Yıllardır meditasyon yapıyorum, 1996'dan beri de yoga yapıyorum ama bu derece bir derinliğe hiç bir zaman ulaşamamıştım. Hem korkuttu bu beni, hem bu yoğunlukta duygular yaşamak yordu, hem de çok çaresiz hissettim.. Hiçbir yere kaçamıyorsun ya..

Bir ashramda olmak belki bu nedenle daha kolay olabilir; evde kendin deneyeceksen, geceler zor..

netflix yerine çay ve akvaryum

Bana katkısı ne oldu?

Açık söyleyeyim, ilk gece çok korktum ve bırakmanın eşiğine geldim (açayım netflix'i ne olacak kim bilecek..) ama kendime yediremedim. Verdiği sözden ölse dönmeyen bir yapım var. Bir şekilde uyudum ilk gece bölük pörçük ama ertesi sabah büyük bir özgüvenle ve daha güçlü kalktım. İkinci gece daha kolaydı çünkü ne yaşayacağımı biliyordum artık. Yemeğimi yedim, çayımı aldım, akvaryumun karşısına geçtim ve "gel bakalım..." dedim ikinci gece. 

Vipassana'da beyin dalgalarınız çok net ve keskin bir şekil alıyor, müthiş odaklanıyorsunuz. Bunu çok insandan duydum, vipassana bittikten sonra, yıllardır konuşmadıkları insanlardan telefon alanlar, yıllarca çözemedikleri olayları çözenler.. Ben de benzer bir deneyim yaşadım. Vipassana yapmamış olsaydım çok farklı bir tepki vereceğimi düşündüğüm bu olaya çok yerinde ve olgun bir tepki verebilmiş olmam, beni çok şaşırttı ve çok sevindirdi.. Yıllarca üzerinde çalışıp beceremediğim "içimi dinlemek", "kimseden etkilenmeden kendi kararlarımı verebilmek" gibi konularda çağ atladığımı hissettim resmen!

Ha bir de.. Tabii ki ben de, tüm vipassana deneyiminden geçenler gibi, en büyük korkumu keşfettim. Hayır yalnızlık değilmiş bu! Çok net; unutmaktan korkuyorum ben. Aldığım tüm notlar, tuttuğum tüm ajandalar, hatırlatıcılar, günlükler.. Şu bloğa bile "unutmamak" için yazdığımı fark ettim! Ve onca düşünce üşüşürken bunları not alamamak, yazamamak offff, bu korkumla yüzleşmemi sağladı.. Kendime çok doğru sorular sordum: "peki yazamıyorsun, unutacaksın evet, ne olur unutursan?"... En büyük korkun kesinlikle önüne gelecek ve çok net duracak önünde, buna hazırlıklı olmak da pek mümkün değil maalesef..

bu yazıyı yazarken tüm yaprakları düşmüş bulunan alev sarmaşığına
son bir selam ederek, soMbaharı kapattım.. fakat renklerin güzelliği..

Yeniden yapar mıyım? 

Çok istiyorum! Ama bu sefer 40 saat değil, en az bir hafta yapmak istiyorum. Müthiş ufuk açan bir deneyim oldu benim için ve yetmedi... 

Sana önerir miyim?

Kesinlikle. Ama yeni başlayacaksan ve evde kendi kendine yapacaksan, ilk aşamada sadece 24 saat. Konuşmamak, teknolojik detoks bunlar zorlamıyor insanı ama bu çağın insanı olarak "amaçsız oturmak" deneyimini çok zor kabulleniyoruz. 

Birkaç "acil durum planı" hazırlamanı öneririm. Meselâ ben önceden alışveriş yapıp, yapması çok uzun sürecek yemekler yapmayı denedim. Özellikle gece sürecini geçirmeme yardımı oldu. Düşünceler üşüştüğünde, meditasyon deneyimin olmasını öneririm, hayat kurtarıyor. Bir de akvaryum, trafiği akan bir sokak, deniz, doğa ne olursa bir manzaran olsun, uzun uzun bakarak düşünebileceğin..

Bedensel bakımı hafife almamanı, hazırlık yapmanı (maske, köpüklü banyo, krem, el ayak bakımı vs) öneririm, bedenini "groom" etmek ruhunu iyileştiriyor.

Bir de çok şaşıracaksın, beynine bir sürü şarkı üşüşecek. Üşüştüğü anda yüksek sesle söyleyemeyeceksin, mırıldanamayacaksın bile, bu da seni delirtecek. Ama dans edebilirsin, unutma ;)

Aklıma bunlar geldi, soruların olursa, yanıtlamaya çalışırım :)

*

Özetle; Vipassana çok farklı bir deneyim.. Korkutucu, kendinle yüzleştirici, en temel duygularına inmeni sağlayan, şaşırtıcı, etkileyici, cesaret isteyen ama çok büyük bir hazla sana geri dönen bir deneyim. Kesinlikle öneririm! Daha fazla bilgi istersen yaz bana..

Link 1.  / Link 2.  / Link 3.  / Link 4.

36 yorum:

  1. ya hocam, teknoloji, konuşmamak falan her şey kabulüm, sadece kitap okuma iznim olabilir mi ilk denemede?
    çok cezbetti beni aslında, deneyebilirim yani bir cesaret :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay estağfrullah yahu hoca olmak öyle kolay mı hocam :))
      kitap okumak ve yazmak beni de çok korkutmuştu ama bir anlamı var. insan ilk gece anlıyor bu anlamı. kesinlikle katılıyorum okumamak ve yazmamak kısmına, başka türlü kendinle kalamıyorsun çünkü..

      Sil
    2. https://twitter.com/avare____/status/1565361964234285057?s=20&t=ya4duerJ5wRjunG2jmy90Q Biri birine hocam deyince kopuyorum/maşallah ceren hocam başka ışıldıyorsun:)

      Sil
    3. Ankara'da dolmuş şöförüne bile hocam diyorlar yahu.. :)))

      Sil
    4. maşallah diyeyim o zaman :)))

      Sil
  2. Ben konuşamamaktan, kendimi ifade edememekten çok korkarım. Yapabilir miyim bilemedim. Ama inanılmaz özendim. Şehir dışı seyahatlerimde akşamları yalnız kalıyorum. Otel odalarının camlarından akan şehri izliyorum. Bu kısa süreli sessizlik bile bana çok iyi geliyor. Denemek ister miyim evet aşırı aşırı isterim. Korkar mıyım emin değilim. İş tempom çok yüksek olduğu için sessizliğe bayılıyorum. Hayran kaldım iadene Ceren'cim. Valla yorumaları da tek tek okuyacağım. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fakat ilk heyecan geçince, yaşadığım şeyin büyüklüğü karşısında biraz sarsıldım. Tortuya yansıdı çok, bu hafta kendimde değildim. Arteffect deniyor sanırım, artçı depremler... Ama toparlıyorum. Yavaş yavaş :)

      Sil
  3. "Tanrım "multi tasking" mahvetmiş bizi ya! Her şeyi bir arada yapmak, hiç bir şeyi tam yapamamak olmuş da haberimiz yokmuş! Hele o zihin yükü...." şu mutli tasking belasını kim sardı başımıza hiç bilmiyorum ve erkekler aynı anda iki işi bile yapamazken kadınlardan otuz işi aynı anda yapmasını bekleyen dünyanın da allah b.... diyorum. :D

    Bu konu hakkında bir yazayım dertlendim.

    Ben şimdi bunu çok deneyimlemek istedim üzerine de araştırırım hatta, misalen şunu merak ettim. El işi yapabilir miyiz? Misal örgü gibi?

    Bir de ben bu kimsesiz 24 saati nasıl bulcam ya, yeni yıldan dileğim budur. Bir kere denemek istiyorum. Ay iş seyahatim var diye herkese yalan söyleyip bir yere mi kaçsam kafamda deli sorular. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii el işi yapabilirsin, mandala, resim yapabilirsin sadece düşünceleri yazıya dökmek yok :)
      Çocuklar küçükken zor, tuvalete bile geldikleri zamanı hatırlıyorum :P ama büyüyünce rahatlıyor insan biraz. Multitasking maalesef hepimizin derdi :/ Yapmasan bir türlü yapsan kendine zarar.... Ortayolunu bulmak lazım, senden başkasının da yapabileceği bir işi o kişiye yaptırmak misal, ilk adım :))

      Sil
  4. Korkutucu geldi bana. Yalnız yaşayan ve demansa açık yaşlıların hali gibi sanki, ürkütücü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte ben de o nedenle zaten en büyük korkumun "unutmak" olduğunu fark ettim. Bir sürü düşünce ve değerli düşünceler ama not alamıyorum, yazamıyorum, hafıza uçuşkan zaten beş dakika sonra yok olacak... Bu beni çok korkuttu. Fakat sonra bırak dedim, ne olacak unutursan? Bu konuda hala düşünüyorum... Unutmanın ve salmanın (let go) felsefesi üzerine daha fazla okumalıyım.....

      Sil
  5. Ben de denemek istedim, şu yaşadığım ortamda pek mümkün görünmüyor ama deneyebilsem eminim değişik taraflarımla karşılaşabilirdim <3

    YanıtlaSil
  6. Bir önceki yazında okur okumaz dediydim bu iş bana yaş:) benim düşündüğümü en sonda özetlemişsin zaten. Ben içime düsmekten kaçıyorum, korkarım beynimden atmak istediklerim öcü gibi yapışır:) merak etmedim değil ama sırası mı şimdi:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyninden atmak istediklerini farketmek önemli, yoksa nasıl atacaksın? ;)

      Sil
  7. Bu iş için haftasonunu seçebilirim herhalde ama o zaman bile eşinle çocuğunla berabersin hadi gidin bir yere demeyi erteliyorum. Kıyamıyorum galiba o zamana, kendim için faydalı olsa da sonuç. Ben inanç ekseninde değerlendiriyorum yazdıklarını daha çok. çünkü Müslüman olarak Allah'a yönelmek, her amacın ona endeksli olması, kendini çok da önemsememek hatta yapabilirsen her ibadetin derinlikli olması önemli. meditasyon deyince bile kendimi duygularımı ve zihnimi yoğunlaştırmaya çalıştığımda Yaradan'a yönelmiş buluyorum. Aslında yaptığın bu sessizlik orucu bir çok dinde de bir anlamda uygulanıyor. İşin bu tarafından görüyorum bu çalışmayı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki. İstediğin her konuyla özdeşleştirebilirsin, yönelebilirsin. İnanç konusu farklı dillerde yazılmış bir kitap gibi, hepsi aynı şeyi söylüyor aslında: Kendini, hayattaki yerini, anlam ve önemini ve önemsizliğini bir bütün olarak düşünmek ve kabul etmek. İbadetin çok yönü var, sadece yaratıcıyla olan bağ değil, yaratıcının yarattığı tüm canlılarla hatta cansız nesneler dünyasıyla olan bağ da önemli. Bu bağı bulmak için inziva, sûkûnet, derin düşünme aşamalarını geçmeli insan. Tefekkür.. Geniş bir konu.

      Sil
  8. Peki bunun tekrar periyodu var mı? İhtiyaç duyduğunuzda mı yapıyorsunuz? Sürekli 10 günler, 40 saatler, 24 saatler devam eden hayattan da koparma seviyesine gelebilir yoksa:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel soru ve yazmayı unutmuşum.. Tekrarı genelde yok daha doğrusu, vipassana 10 günlük bir kamp aslında ve 10 gün boyunca özel bir kampta konaklama yapıyorsanız konaklama ve basit vejeteryan beslenme giderleri dışında hiç para vermiyorsunuz, tamamen ücretsiz. Fakat her gelen öğrenci, bir sonraki öğrencinin giderlerini karşılıyor, bir nevi "el veriyor", çarkın işlemesini sağlıyor. Dolayısıyla çok çok nadir aynı öğrencinin ikinci defa vipassana eğitimine gelmesi. Fakat bu bir ihtiyaçsa, tabii ki geri çevrilmezsiniz, daha iyisi yönlendirilirsiniz. Bunun da şarlatanlığı elbette var, misal abantta 5 yıldızlı konaklama ile onbinlerce liraya yapanı bile duydum.... Ama fikrin özünde vipassana tek seferlik ve ücretsiz bir eğitim. Ama, elbette evde istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz, zaten 21.yy yaşam hallerimiz 48 saatten fazlasına çok nadir izin verecek düzeyde.. İsteseniz de fırsat bulamıyorsunuz :) Yaşamdan kopma seviyesine geldiğine hiç şahit olmadım ama dönem dönem tekrarlayanlar olduğunu biliyorum.. Bir nevi dolanı boşaltmak gibi.

      Sil
    2. Teşekkür ederim bilgi için:)

      Sil
  9. Seni çok takdir ediyorum, geçmişte olsa muhtemeldi, lakin şimdiki kendim için hayal edebiliyorum ama pratiğe evirmem imkansız sanki:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orta yolda anlaşalım, gelecekte diyelim? :))

      Sil
  10. Benim için çok zor bir deneyim. Susayım desem dilim durmaz, hadi dilimi tuttum desem, içim durulmaz. Bu yola girmek bile inanılmaz bir olgunluk, dinginlik gerektiriyor bence. Belki başlamak değil ama devam edip bitirebilmek zorlu bir mücadele. Okurken gözümde canlandı evin içindeki hallerin Canım Ceren'im, iyi gelmesine çok mutlu oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında sende o potansiyel var, mutfak camından denize baka baka bence geldin sen o kıvama :))

      Sil
  11. Ben çok anlamıyorum yalan yok araştırıyorum da ama sanki bunun ABC si meditasyon ile başlar değilse düzelt zaman olursa meditasyon hakkında yazar mısın?yoga ya çok yabancı değilim ama meditasyon nedir ne değildir pek fikrim yok.24 saat yalnız yakalarsam kendimi yapacağım bunu da.beni pek zorlamaz gibi geldi ya bakalım teşekkürler post için ♥️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarım :)
      Bu sıra sevmek konusuyla cebelleşiyorum, baya ameliyat masasına yatırdım, terletti :))
      Bir meditasyon arası iyi gelebilir hakikaten..

      Sil
  12. Evdekileri gönderip temizlik yapmaya başlarsam çok rahat geçiririm bu süreci. Farklı bir bakış açısı gibi şeyapsak :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Temizlik yapabilirsin, ben de bol bol ev işi yaptım hatta onda bile aydınlanma yaşadım bak.. eskiden 2 saatte bitirdiğim işi 3-4 saate yaydığımda inanılmaz farklı yaptığımı fark ettim, stressiz, rahat, nasılsa bir sürü boş zamanım var diye üşendiğim şeyleri yaptım. Hem sonuç hem süreç iyiydi :))
      Sonrasında tertemiz evde tek başına keyif yapmak da bonusu!

      Sil
  13. Vipassana'yı yapabilirmişim gibi geldi, ilk okuduğumda. Sonra üzerinde düşününce o kadar da kolay olmadığını anladım.
    Seni tebrik ediyorum C.ciğim, kendine meydan okuma işinin üstesinden başarıyla geliyorsun. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay evet benim tüm derdim kendimle :) Kimseyle değil... Çok doğru tesbit. Biraz şefkat de göstermeye başladım son 1 senedir neyse ki, yoksa kan revan içinde çıkıyordum savaştan :P

      Sil
  14. Merhaba, bende bu meditasyon çeşidi ile ilgileniyorum bu aralar, nerede katıldınız bilgi verebilirmisiniz, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evde :)) Yazıyı okusaydınız anlardınız :)))

      Sil