19 Ağustos 2012 Pazar

Alplerin tepelerinde damıtılmış düşünceler


Ayaklarımla düşündüğümü artık iyice biliyorsunuz. Düşüncelerimin özellikle Alplerin tepelerinde yoğunlaştığını, damıtıldığını, sadeleşip bana geri döndüğünü artık ben de anladım. Belki de bu yüzden dağları sevmeye başladım son zamanlarda. Bir süredir, haftasonları bir tam günümüzü dışarıda fiziksel efor sarfederek geçiriyoruz. Sabah hafif bir kahvaltının ardından, kendimizi genellikle Alplere ya da bisikletliysek kapkara ormanlara vuruyoruz. Biryerlere tırmanıyoruz, biryerlerden gelen buz gibi derelere ayak sokuyoruz, biryerlerde oturup bizi umursamadan geviş getirip duran tombul ineklerin çıngıraklarını dinliyoruz. Alplere özgü tahtadan dağ kulübelerinde atıştırmalık molalar verip, inişe geçiyoruz. Akşam gün batarken yorgun, kokarca gibi giriyoruz eve. Doğru banyoya. Aptal kutusuna, dünyada ne olup bittiğine bak azıcık, sonra yatağa.

Beni uyku tutmuyor genellikle bu tip fiziksel efor sarfettiğim günlerin gecelerinde. Yorgunluktan uyuyamamak diye birşey varmış gerçekten de! O zaman genellikle ya Soyut'a birşeyler çiziktiriyorum, ya da buraya yazıyorum. Bazısını yayınlıyorum, bazısı taslaklarda kalıyor. Bugün yumuşacık çimeni teperken, gün boyu düşündüğüm; iki can dostumun çıkmadan önce mail kutumda gördüğüm maillerinden birer cümleydi. İlki "normal bir ilişki nedir?" diyordu, ikincisi ise "en son ne zaman kendimi güvende hissettim bilmiyorum" diyordu. Alplerin tepelerinde düşünmek için ne kadar güzel konular bunlar..

Alplerin berrak havası, sessiz sesi, buz gibi suyu damıttı "normal"i; dedi ki: normal diye belirlenmiş birşey yoktur. Normal her farklı zamanda, her farklı ortamda, her farklı kişide, kendini tekrar belirleyen bir kavramdır. Tıpkı genel bir "iyi" ya da "kötü"nün olamayacağı gibi, genellenebilen bir normallik de yoktur. Dolayısıyla "artık normal bir ilişki istiyorum" dediğinizde; havaya konuşursunuz, suya konuşursunuz, rüzgara konuşursunuz ve sesiniz Alplerin girintili çıkıntılı dehlizlerinde, vadilerinde ve yamaçlarında kaybolur gider. Normal bir ilişki istemek, sizin "iyi" ya da "kötü" diye belirlediğiniz kıstaslara uyan bir ilişkidir, içinde bulunduğunuz ruh haline, toplumun genel geleneksel yapısına uygun düşen sıfatlar topluluğudur. Bugünkü belirleyiciler yarına uymaz, bugünün doğrusu ve güzeli yarın çoktan eskiyecektir. Normal bir ilişki istiyorsanız, en başta beklenmedik'e hazırlıklı olmayı, bu anda burada olanı olduğu gibi kabullenip mutlu olmayı öğrenmeniz gerekir. Alpler kulağıma bunu fısıldadı..

Güvende hissetmek de kişinin bakış açısıyla ilişkilidir, doruklarda doğup bahar boyunca akan coşkun sudaki tek bir damla kadar yerinizin olduğunu algılamakla ilgilidir. Herşeyin kendi etrafınızda değil, sizin herşeyin etrafında ve herşeyin de diğer başka herşeyin etrafında döndüğünü kabullenmekle ilgilidir. Kapkaranlık bir gecede yıldızlara bakıp, sizden daha büyük birşeylere ait olduğunuz, çok büyük bir planın ufacık bir detayı kadar önemsiz ya da tam o kadar çok önemli olduğunuzu anlamakla ilgilidir. Bir yaprağın yeşil damarlarına, bir hayvanın cam gözlerine bakıp; kendinizden birşeyler görebilmekle ilgilidir. O zaman ne olursa olsun güvende hissedersiniz kendinizi, çünkü genel planı görebilirsiniz artık ve ufacık bir detayın genel planı aslında hiç etkilemediğini de. Bunu da fısıldadı Alpler..

Tarih tekerrürden ibaretse, aynı zamanda hiçkimse tarihten ders almıyor demektir. Alpler bunu damıttı..

2 yorum:

  1. CERENMUS,

    Bulmuşsun mis gibi havayı, yemyeşil çimenleri, buz gibi suları, tombul ineklerin çıngırak seslerini, tabiki yazarsın mantıklı mantıklı...

    Saat şu anda 06.30 derece 28'i gösteriyor, doğuya baktığım zaman yoğun bir pembelik var Akdeniz'in üzerinde, güneş yavaş yavaş çıkmak üzere. 1-2 saate kadar beynimizde mantık diye bir şey kalmayacak, sıcaklar insanın beynini sulandıracak, Genelde buralarda kimseler mantıklı hareket edemiyor sıcaklar yüzünden...

    Güneşin fotoğrafını çekip şimdi bloğa yapıştıracağım... Hoşça kalın.

    YanıtlaSil
  2. Gunesin azi da kotu, cogu da :) Insanlarin en ideal yasam isisi 23 dereceymis, boyle bir iklimde insanlar hem mutlu hem de uretken yasarlarmis..

    YanıtlaSil