Zamanın hatırlayabildiğim ennn eski noktalarından birine gittim bugün ve orada, bundan belki 30 sene önce ölmüş bir kadının daha dünmüş gibi hatırladığım görüntüsüyle karşılaştım.
Çok yaşlı, çok şişman, çok tuhaf ve üç yaşındaki bir kız çocuğu için de çok korkutucu bir kadındı “Şişman Teyze”. Asıl adını hatırlayamıyorum. Yan komşumuzdu.
O yıllarda doktorlar ev ziyaretine gittikleri için, bu kadıncağızın da sürekli ya tansiyonu ya şekeri, genelde ikisi birden yükseldiği için, annemi sürekli çağırırdı. Annem bazen yanına beni de alırdı. Aslında pek hoşlanmadığım, düpedüz korktuğum ama kibarlığı beni büyüleyen bu tuhaf ve etkileyici kadını, karışık duygularla, çıt çıkarmadan, yerimden kıpırdamadan, ağzıma verilen dev akide şekerini bir yanağımdan öbür yanağıma takır tukur döndüre döndüre izlemekten keyif alırdım.
Şişman teyzeler aslında iki taneydi. Benim korktuğum yaşlı şişman teyze ve ona bakan, biraz daha genç şişman teyze. Yaşlı şişman teyze, bembeyaz upuzun saçlarını tepede topuz yapar ve şişmanlığı ve yaşlılığı nedeniyle yataktan kalkamaz, bembeyaz dantel ve el oyası işlemeli dev yatağın tam ortasında otururdu. Çok zengin, çok görmüş geçirmiş, hiç evlenmemiş bir kadındı. Çok şişmandı ama çok.. Ve yemeyi, ikramı, sohbeti - çok az konuşarak, fakat dikkatle dinlemeyi çok severdi. Sanırım ben onu nasıl çocukça bir merakla izliyorsam, o da beni yıllardır çocuk görmemiş yaşlı bir kadının merakıyla izlerdi..
Ona bakan daha genç ve daha az şişman teyze ise, yıllar içinde yardımcıdan çok öz kızı gibi olmuş, yirmi dört saat ve yedi gün, yıllarca bu kadının yanından ayrılmamış ve elbet o da hiç evlenmemişti. Şişman (ve çok zengin) kadınları beğenen tuhaf tipler çıkardı elbette ara sıra, ve bu iki kadının penceresi önünde nağralar atan, bıyıklarını burup duran külhanbeyi kılıklı tuhaf yağız bir balıkçıya dair bazı hikâyeler de hatırlıyorum (özellikle mercan çıktıysa o gün Mudanya’dan, aman yarabbi, mahalle inlerdi) ama onları bir başka zamana bırakalım..
Bu iki kadın, öyle yaşayıp giderken, birgün Ankara’dan teyzem geldi.
Teyzem ama o yıllarda Türkân Şoray’ın ikiz kardeşi, o gözler, o saçlar, o eda.. Hâlâ da güzeldir ama o yıllarda afetti. Bir de hoşsohbet, genç güzel hikâyesi bol ve kahkahası şen bir kadın. Tabii ki teyzem gelince, annem, bu ziyaretlere eşlikçi olarak, benim gibi bir köşeye büzülüp dehşet içinde takır tukur akide şekeri yalayıp duran bir çocuk yerine, elbet teyzemi götürdü. Aman allahım; o ne sohbet o ne muhabbet, kahkahalar sokaklara taşar, gencecik albenili teyzem tüm marifetini, tüm edasını, bu yapayalnız iki kadını neşelendirmeye, sohbete dökünceeeee, olan oluuuur.
Çok yaşlı ve çok şişman teyze, teyzemi o kadar sever, öyle sever ki; eskilerin işte tüm naifliği tüm güzelliği tüm doğallığıyla dayanamaz ve der ki “ben size.. aşık oldum!”
Ahhhhhhh.
Belki benim çocuk dimağımda aşkın tarifi ilk defa o anda vuku buldu, çünkü bugün 43 yaşımda, ben o yaşlı ve şişman teyzenin "aşık oldum.." derken tam olarak ne demek istediğini, ne hissettiğini çok ama çok iyi anlıyorum. Ve bazı insanlara aynen o şişman teyze gibi aşık oluyorum ben.. Sadece insanlara da değil üstelik, bazen bir buket çiçeğe, bazen bir ağacın nehre inmiş dalına, bazen bir buluta da. Hayır hayır sevmek değil bu, bambaşka, çok daha derin bir coşku. Evet, Aşk..
Bu öyle güzel bir his, insanı hayata bağlayan, hayatı güzelleştiren bir his ki; ara sıra, teyzeme aşkını dile getiren o yaşlı kadına içimden teşekkür ediyorum.. Bana bu duyguyu bir kelimeye giydirme fırsatını bunca küçük yaşımda sunduğu için.
Özellikle de böyle Mayıs gecelerinde..
Bu ne güzel bir yazı ve ne güzel bir son, evet bazen ben de aşık oluyorum saçma sapan şeylere, başkalarının gülüp geçeceği nesnelere, bitkilere, doğa olaylarına, bir kitaba, bir resime. Şişman teyze çok haklı...
YanıtlaSilRenklere, kelimelere, kokulara, baca üstüne konup aşağıda olan biteni izleyen kuşlara 😍
SilOffff bayıldım! Öyle mutlu oldum ki okurken... İçimde bir coşku vuku buldu bir anda! Anlatamam! Yaşasın aşkını saklamayan yaşlı teyzeler ve yaşasın bir dala, bir buluta, bir buket çiçeğe aşık olabilen güzel kalpli tüm kadınlar ❤️❤️❤️
YanıtlaSilTeyze aşırı korkutucuydu benim için ama çok net görüntüler kaldı aklımda, çok ilginç bir karakterdi. Babamdan dinleyebilirsem pala bıyıklı balıkçıyı da yazmalıyım ya da o yazsın :))
SilSelam bende orta okulda matematik öğretmenimi çok severdim. Tatlım derdim. Evet ot, çiçek, güzel bir gün hayatı sevmek gerek. Sevgiler.
YanıtlaSilBen de matematik öğretmenime cadı derdim, hiç sevmezdim :)) Ama matematiği yine de severdim..
SilGüzel bir aşk meselesi..
YanıtlaSil1 küçük aşk mes’elesi ;)
Silgecemi güzelleştirdin canım C. :)
YanıtlaSilBu yorum da benimkini güzelleştirdi sevgili Şule <3
SilHerkesin hayatında benzer yaşlı teyzeler vardır. Seninkine ben de aşık oldum :))))))
YanıtlaSilBir de odanın ortasında dev bir semaver vardı, çayı bitmez, altın gibi parlardı.. Çok ilginç bir evdi... Hem korkardım hem ilginç bulur gitmek isterdim. Tuhaf bir his verirdi bana.... Ah bir de karşı komşu Çiçek teyze vardı ama onu denize bakan ev'de yazmıştım sanırım, muhteşem bir başka karakterdi o da....
SilYazı mı güzel hikaye mi? Düşünmek istemiyorum. Yazdığın herşey ya da yaşadığın herşey, güzel bir hikayeye dönünüşüyor sadece bunu biliyorum. Sevgiler. Ö.A dan beri sessiz takipçin Güllü
YanıtlaSil<3 aman allahım, ben var çok utanmak.. :)
Silbende şişman teyze olmaktan korkuyorum hep:) küçük bir çocuk korkmasın diye benden.
YanıtlaSilaşkın basamakları var.hergün birer birer tırmandığımız.zirveye çıktıkça yeni yeni şeyler tattığımız.zirvedeki aşk bambaşka.ulaşabilmemiz dileğiyle.
başka şeylere not:annabel lee şiirini pek çok severim.
Aşktan çıkıp Tanrı'ya ulaşmak... evet.. <3
SilNe kadar tatlı bir hikaye:) Oğlumun da 3-4 yaşlarında yaz tatilinde ağzından emziğini alan "kötü" bir teyzesi var:) Ne adını, ne simasını hatırlıyor ama periyodik olarak kötü teyzeyi dile getiriyor.. Ama onda sizde ki gibi yıllar sonra böylesi hoş bir anı bırakacak durum yok gibi:)
YanıtlaSilYazık ya kıyamam :)
SilValla okuyucuyu teslim aldığını itiraf edebilirim rahatlıkla; okumadı üstelik, oradaydı, gördü ve dinledi. Tanığım ve asla bir şıracı değilim:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilMayıs geceleri diye bitirmişsin ya gerçekten bir başka oluyor mayıs geceleri. Bende ise değişik bir hüzün...
YanıtlaSilOlur öyle.. Hüzün de Mayıs'a dahil ;)
SilNur içinde yatsın şişman teyze :)
YanıtlaSilAmin
SilAşkın bir de böyle bir hali var sanırım. Ben de lisede matematik öğretmenimin ışıl ışıl gözleriyle muzip gülüşüne aşık olmuştum:) Aşkın bu halinin tarifi biraz daha zor olmalı:)
YanıtlaSilSevgili Kaystros, son yıllarda aslında, aşkın bundan başka türlü bir hali de yok sanki diye düşünüyorum ben ;)
SilAh aşkın çeşit çeşitleri. Rahmetli anneannem de birbirini sevenler/kadın yada erkek/ için'' ay onlar çok sevişirlerdi nasıl olmuş da küsmüşler/ mesela/..'' derdi. O sevişme lafının bu şekilde cümlede kullanılması hep tuhaf gelirdi kulağıma. Şişman teyzeler ve teyzenizin halleri bana çocukluğumdan çok aşina geldi, güzel anılar..Şimdi bu kadar hoş, şen şakrak muhabbetler zor bulunuyor.
YanıtlaSilEvet 70'lere dek sevişirler denirdi, çok severlerdi birbirlerini karşılıklı olarak demek yerine kestirmeden :) Şimdi kulağa komik geliyor.
Sil