6 Eylül 2020 Pazar

Unutulmuş bir yaz


Haydar Ergülen'in 1980 yazına yazdığı "Unutulmuş bir yaz" şiiri, bence 2020 yazı için de kullanılabilir. Özellikle şu mısralara bir bakalım:

"yeri gelince ölümler de paylaşılır
bölüşmek bir ölümü dostluğu ve şiiri
benzemez beyaz evlerden mavi sulara
aynı pencereden iki yabancı gibi bakmaya"


Bir çoğumuzun "unutmak istediği" bir yaz oldu sanırım 2020 yazı. Dün bir arkadaşım "tebrikler 9. aya ulaştınız!" diye mesaj atmış, bilgisayar oyununda 9. level'a ulaşma becerisini göstermek gibi oldu gerçekten de.. kaldı son 3 level. Gönül istiyor ki 2021, gideni aratmasın, gidenin yerine hafif ve güzel bir yıl gelsin.

                          ama unutmayalım.. "Bir aşkta sıradan yazlara da yer vardır.."

Benim için, 2020 yazı aslında çok güzel geçti. Uzakta olmanın endişeleri ve özlemleri vardı, şükür onları giderdim. Başta ailem, sonra dostlarıma zaman ayırdım. Maviye özlemim aşırıydı, Ege'nin değişken tonlarında doya doya giderdim. 


Simit, üstü salçalı, içi kekikli bazlama ekmeğine kaşarlı tost ve hele o misss kokulu bahçe domatesleriyle karnımı da gözümü de tıkabasa doyurdum. Reyhan suyu ve tavşan kanı çayın dibine vurdum. 


Tazecik balığın, mezenin en lezizini löp löp yuttum. Bursa'nın ünlü ekler pastacıklarına ve yine Bursa'ya özgü dağ çilekli şeftalili buzlu içeceklere de, geceleri Ağustos böceği seslerine de doydum.



Gündüzleri "ay çok sıcak" demenin (Almanyanın soğuğundan bezmiş olduğum için) gizli keyfini yaşadım. "Ya çok matrak bi ülke burası" dediğim nice keyifli hatıra biriktirdim, bazen de insanların aptallığına sinirlendim (ki bunlardan biri de, bizzat yaşadığım kasabada markette polise yakalanan  Covid pozitifli hemşire olayıydı) ama baktım Almanya'da da daha aptalı var (Covid maske protestocuları). Evdeki protestocularla azdım kudurdum ama yorulunca da ananeyle dedeye sepetleme lüksünü kullanabildim.


Sonra, "İstanbul İzmir arası 3,5 saat'e düştü" yazan pankartı deneme ve doğrulama fırsatım oldu ki bence gerçekten güzel olmuş yol, yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim. Sonra taaa karşı yakalardan sırf beni görmeye Bursa'ya gelen Matmazel'le buluşup yılın en sıcak gününde Nâzım'ın "sedir ağacının gölgesinde dinlendiğimiz.." şiirini andım. 


Hem sonra, yeşil zeytinimle yan yana şu rengârenk merdivenlerin dibinde oturup, "ne güzel eserken", ne güzel sohbetler ettim. Doyamadım ama bu kadarcığına bile şükrettim.

Zor bir günün akşamında şu hayatta ne halt yersem yiyeyim, beni olduğum gibi kabul eden, tek de değil tam 3 dostum olduğunu yeniden hatırlama ve üçüne de tam yüzlerine karşı "iyi ki varsın!" diyebilme şansını buldum. Sonra "ya ben istemiyorum Almanyaya dönmeeeek, hep burda kalsam" diye hönkürdüğüm bir anda Almanya'dan en yakın arkadaşımın hissetmiş gibi tam o anda yazıverdiği "ay çok özledim, covid movid umrumda değil, gelir gelmez, hattâ okulun açıldığı sabah kahve için buluşalım!" mesajını aldım ve "evet belki yuvam bura ama evim de ora.." diye düşündüm ve şanslı hissettim; iki arada bir derede kalmak yerine, ara sıra kesişen iki paralel yaşamla zenginleştiğim için....

Velhasıl-ı kelâm, bence güzel bir yazdı. Şimdi dönme zamanı. Almanya artık 20'nin altındaki derecelere düştü, gök gri, yağış bol ve yazlık elbiseler çoktan kaldırıldı. Normalde, Murathan Mungan'ın "yaz geçer (iyi gelir sözcükler)"ini okuma zamanıydı. Ama bu sene kendime söz verdim. 2020 bana şunu öğretti: "yaşadığım her gün bir hediye ve o gün ne getiriyorsa onu doya doya yaşamalı. Keyifse zaten kolay ama hüzünse de, yine doya doya, hayatın hep kolay olmadığını, zorlukların ve mutsuzlukların da hayata dahil olduğunu ve şükür ki hiçbir şeyin sürekli olmadığını da bilerek.. Ama yine de son tahlilde inşallah mutluluklar, zorluklardan daha ağır basar! Unutulmaz yazlar, unutulan yazlardan daha fazla yaşanır..

21 yorum:

  1. Ne güzel bir yazı ve ne tatlısın sen. Senin kadar güzel geçiremesem de yazı, en azından şimdilik sağlıklıyız. Çocuklarımı, kardeşimi görüyorum haftada bir de olsa ve şimdi okuyunca şöyle bir silkelendim, Umut adında bir minnağa sahipsem umudu yitirmemem gerekir dedim. Kendimizden küçüklerden öğreneceğimiz çok şey var ve arada onların bizi böyle dürtmesi gerekiyor. İyi yolculuklar, her şey gönlünce olsun. Bir gün bu pandemi sona erdiğinde Antalya'da bir ablan olduğunu unutma...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa.. Çok tatlısınız. Umutur muyum. Ama siz de Münih'e geldiğinizde kardeş evi gibi gelin ne olur...

      Sil
  2. Bence unutulmaz bir yaz olmuş :) Nice güzel hatıralarımız olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsun ya Handan'ım, geçince 2020'yi yaşayan nesiliz diye hava atıcaz torun torbaya :)))

      Sil
  3. "İnsan ölüm anında yaptıkları değil yapamadıkları için pişmanlık duyarmış"diye bir söz duymuştum hayat mottom oldu bir yerde.Şimdi yazına bakınca Almanya'dan hiç gelmeyebilir tüm yazı korona haberleri ile geçirebilirdin.bence tüm risklere rağmen ne iyi olmuş.Kız o alman pastası mı?çok canım çekti:P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay yok o Bursa'nın ünlü ekler pastası. Profiterolün sossuzu, elinle yiyosun. Ya sözüm olsun bi kutu alıp kapına dayanmazsam :)))
      Valla o motto biraz sakat ben de öyle yatakta çocuklarım torunlarım böyle danteller pamuklar içinde ölüyorum ve "şimdi 89 yaşımda hayatıma geriye dönüp bakınca sevgili evlatlarım" diye Nietszche gibi darlıyorum 22.yy insanlarını diye hayaller kuruyorum ama sanırım sonum yolda yürür ve "akşama ne pişirsem" diye düşünürken kafama kedi düşüp ölmek olabilir (vallahi bu haberi okudum, olmuş bu) o nedenle yaşa gitsin ya... İyi ki gelmişim Türkiye'ye, iyi ki :)

      Sil
    2. her zaman pastalı pastasız beklerim:)

      Sil
    3. bak ben böyle teklifleri ciddiye alırım, uyarmadı deme :D

      Sil
    4. "Konyalı teklifi"diye bir tabir vardır burada yarım ağızla gönülsüz tekliflere denir.Benimki böylesi değil canı gönülden. Almanya'ya gelirsem bende çalarım kapını.Konya'da bir evin var yaz bunu kenara

      Sil
    5. <3 <3 Çalmazsan kızarım zaten!

      Sil
  4. munıhın delısı:)

    cok ozlemısım senı yazılarını blogu

    onu farketım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. <3 <3 <3 Döndüm ben yine yazıyorum deeeee! :))
      Sevindir sevenlerini! Vallahi çok özledim ben de.

      Sil
  5. Güzel bir 2020 geçirmenize ve sevdiklerinizi yeniden görme imkanına kavuşmanıza sevindim. Sanırım bir şeylerden uzaklaşınca onlar daha cazip geliyor insana. Ben Ankara'dayken, İzmir'e her gelişimde soluğu midyeciler ve kokoreççilerde alırdım. Şimdi burnumun dibinde olmasına rağmen yanına yanaşmıyor, Ankara dönerini özlüyorum. Garip bir yaratık şu insanoğlu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sabah ben de benzer ruh halleri içindeyim.. Ev neresi?

      Sil
    2. :)))) vallahi keşke ben de bir solukta Münih! diyebilsem. Ama şöyle bir düşünme anı oluyor bende hâlâ!

      Sil
  6. Ya aslında... Corona bana da çok şey öğretti. Önceden çok korktuğum bazı şeyler vardı, onlarla yüzyüze gelince korkularım azaldı, kendime güvenim arttı. Şimdi eskisi kadar "eyvah nasıl olur yapamam" diye yaklaşmıyorum, bir çözümü bulurum nasılsa, uyarım, adapte olurum diyorum. Belki de olamam, tepetaklak düşerim ama insanım yahu, düşe kalka :)
    Umarım 2020 sonbaharı ve 2021 herşey yavaş yavaş iyiye doğru gider sevgili İlkay!

    YanıtlaSil
  7. Bana da covid'in özümsettiği gerçek o anda kalmanın gerekliliği. Erteleme huyumdan derhal vazgeçmem gerektiği!
    Fakat hayatımda ilk defa bu yazdan tad alamadım, hemen geçip gitti. Üzgün ve kızgınım. Çinlilere de kızgınım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sanki çok hızlı geçti, biraz da kış gelmesin istediğimizden.. Yine siz şanslısınız, bugün bura grinin 40 tonu ve 12 derece :/ Ben sadece Çinlilere değil herşeye kızgınım bugün. Kahve de kalmamış evde.

      Sil
  8. eveeet ne güzel oldu tatilin maşallah, geçen ayları unutturdu sana iştee :) bi dee son yazıma bi baksanaa, senin meslekle ilgili yaniii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler :) tamam ilk fırsatta bakayım

      Sil