tarihi evden çıkma anım :))
Tam 10 gündür evden çıkmadım dediysem, aslında üç defa doktora ve eczaneye gitmek için çıktım, o kadar.. Hayat durdu, ben kendimi kaybettim. Niye ama? Eşim işten gelince hasta çocukları ona bırakıp iki blok yürüyebilirdim evet ama o kadar yorgundum ki, içimden gelmedi. Kendimi zorlamalıydım belki ama ona bile enerjim yoktu. Sanki donmuş kalmış gibiydim..
Bugün çıkacağım ama! Bu kadar güzel bir manzarada yürümemek sadece ayıp değil, günah da çünkü!
Hayatın güzelliklerini en karanlık anda bile bulabilmek lazım yoksa insan devam etmek istemiyor.. 44 yaşımda hayata devam etmek istememek de ayıp... Ama oluyor arada, insan her zaman Mevlâna'yı hatırlayamayabiliyor: Gecenin en karanlık ânı, şafak sökmeden önceki andır. Tamam da; gecenin 3'ü de çok karanlık, 5'i de... Hangisindeyiz, daha ne kadar sürecek bu karanlık diye umutsuzluğa kapılıyor bazen insan... Hani Cem Yılmaz'ın bir esprisi vardır "3-5 milyon dolar diyorlar.... 3 mü 5 mi? Arada 2 milyon dolar var yahu!" :))
Neyse... Uzun zaman sonra ilk defa güneş açtı, güneş altında her şey daha açık ve güzel gözüküyor... Misal; bir haftadır çok tatlı bir misafirimiz var; her sabah 11 gibi geliyor, koyduğumuz yemleri yiyor, biraz bizi izliyor ve uçup gidiyor. Kızılgerdan'mış adı, inanılmaz güzel bir canlı!
Fotoğraf Wikipedia'dan
İşte dünya bunca küçücük güzel şeyle doluyken, ben de "bu seferki hastalık dönemini fazla mızırdanmadan ve güzelliklere odaklanarak atlatacağım!" dedim ama, bu daha hayattaki ilk mızırdanmama denemem olduğu için :) pek de beceremedim. Ama bugün; bugün Pazar, eşim evde ve yılın ilk karı yağmış, dedim ya, artık bu kadarı da ayıp ve de günah! Çıkıp, gorf gorf gorf yürümeli! Mahalle arasından karla kaplı sokaklardan geçip, ufacık Würm deresini bulmalı!
Bugün ayrıca 2023 Noel'inin ilk Advent Pazarı. Advent Latince'de "geliş" anlamına geliyor ve noel gecesi (24 Aralık) dünyaya gelen Hz. İsa'nın geliş müjdesi olarak, hıristiyanlar noel'den önceki 4 pazar gününü kutsal kabul ediyorlar. Müslümanların Ramazan öncesi "3 aylar dönemi" gibi, belli hazırlıklar, oruç süreçleri de var. Advent Pazarları 4 adet mumla simgeleniyor ve her pazar mumlardan biri yakılarak şükrediliyor. Genelde bu mumlar hazır alınır ve pek süslüdür:
Ama bizim evde, her sene çocuklarla ben yani iki deist ve bir müslüman :)) birlikte hazırlarız bu mumları. Bu seneki mumumuz hastalık nedeniyle biraz kolaya kaçtı ama yine de tatlı oldu bence:
1. Advent mumumuzu oğlum sabahın köründe heyecanla uyanıp yaktı. Yakarken bir dilek dilemesini istedim; gözlerini kapattı, ciddi ciddi içinden birşeyler diledi. Onu o halde izlemek çok hoşuma gitti... Cuma günü Yasin okurken de "niye dua ediyorsun" diye sorduğunda "çünkü yaradana seni ve ablanı verdiği için şükrediyorum" dediğimde birebir aynı duyguyu yaşamıştım; gerçekten insan zor zamanlarda yapayalnız da olsa, umutsuz da olsa, içinde Tanrısal bir güç var her zaman ve kendini kendinden güçlü bir güce bırakmak ihtiyacı.. Bu ihtiyaç bence evrensel ve hangi dine ya da inanışa mensup olursan ol, herkesin içinde var. Çocuklarıma aktarmak istediğim de bu benim.. İlerde deist de olabilirler, müslüman da hıristiyan da; ama umarım ateist olmazlar.. Ateizm bana çok yalnız, soğuk, katı ve umutsuz bir hâl gibi geliyor.... Ama kişisel görüşüm tabii, belki de değildir.
Hıristiyan adetleri, müslüman adetleri ve çocuklara verdiğimiz dîni değil de etik ahlâk eğitimi; bizde her numara var görüyorsun :)))
Biz de böyle bir aileyiz işte, oğluma okulda "etik dersinde" öğrettikleri gibi, her aile farklı ve hepsi eşit.. Tek ebeveynli aileler, iki hemcins ebeveynli aileler, tek çocuklu, çok çocuklu ya da çocuksuz aileler.. Ya da biricik kendiyle, çiçekleri ya da hayvanlarıyla yaşayan tek kişilik aileler.. Hepimiz birbirimize denkiz.. Tek başına bile olsan, kendi kendinin ailesi olabilmek ve dostlardan bir aile kurabilmek de güzel... Bu sıra "kendi kendine"lik üzerine yazılar yazıyorum yılda bir ay yazdığım Yılın Tortusu Bloğumda. Özellikle de "kendini DE sevebilmek"le ilgili yazılar.. İlgini çekerse beklerim :) İlk yazı burada. Sanırım bu seneki toplamda 10-12 yazı falan olacak, şimdilik 3 tanesini yazabildim..
İşte böyleeee.... Sizi 7/24 yayın yapan, çıtır çıtır bir şömine ile başbaşa bırakıyor ve bu videoyu evde büyük ekranda açıp, ister sıcak şarabınızı ister kahvenizi ya da kış çayınızı alarak keyfini çıkartmanızı diliyorum :)
Akşam okudum yazın çok iyiydi.sadece Metin olarak bile çok iyiydi hissettirdiği şeyler de öyle.o bahsettiğin yareni olmayan kategorisinde girdim Aralık ayına.Boş ev gibi içim soğuk ama bir yandan da ferah sanki,üşütmezsem kafayı iyi😉 yaz sen yine sesin güzel çınlıyor duvarlarda
YanıtlaSil<3
SilYaaa seni resmen kıskandım. Ne güzel o kar. Buralara henüz düşemedi. Ve karda yürüyüş yapmaya bayılırımmmm. Üniversite zamanında bir dönem ateistlik ile ilgilenmiştim :) Ama sonrasında çok ruhsuzlaştığımı ve taşlaştığımı hissettim. Bu sebeple bir inanç ne olursa bir inanç insana daha güvende ve huzurlu hissettiriyor....
YanıtlaSilKar güzel de -11 çok iyi değil :)
Sil"Karanlıklar içinde aydınlık bir gün ." Sabah okuma listeme konuk olan ilk yazıydı. İçtenlikle yazıyorum, aydınlıktan öte pırıl pırıl, apaydınlık bir günışık saçtı odama. Harika görseller, insanın ta içine işleyen nefis bir anlatım. Hani bazen özlemle, merakla beklediğimiz konuklar vardır. Çok iyi bir izleyiciniz olduğumu, yazılarınızı her zaman sindirerek, duygulanarak okuduğumu bir kez daha vurgulamak istedim Sevgili C.
YanıtlaSilFarkındalığınızla biriktirdiğiniz tortular öyle yoğun ve yararlı ki .
İnançlar konusunda aynı düşünceleri paylaşıyorum. Bir dileğiniz de tüm insanlık adına barış ve sevgi ile kuşatılmış bir dünya olabilir mi ?
Selam sevgiler.
Çok teşekkür ederim <3 kesinlikle en önemli dileğimiz....
SilSelam videoyu izlerken senle orada bir an yürüyüşde olmayı hayal ettim. Zor günler geçirmişsin. Sevgili Ceren ne oldu sana. Çok sorgulama . Atla uçağa gel buralara. Sevgiler.
YanıtlaSilah canım benim o uçağa atlayabilme özgürlüğüm olsa zaten bana her şey vız gelirdi :)) umarım bir gün birlikte de yürürüz
SilOffff o nasıl bir güzellik!!! Biliyorum soğuk zor ama öyle kar manzarasına o kadar hasretim ki... İlk fotoyu gördüğüm gibi yazının tamamını okuyamadan yazdım bunları, şimdi başa dönüp devam etcem.
YanıtlaSil:)) alemsin
Sil"Tamam da; gecenin 3'ü de çok karanlık, 5'i de... Hangisindeyiz, daha ne kadar sürecek bu karanlık diye umutsuzluğa kapılıyor bazen insan... Hani Cem Yılmaz'ın bir esprisi vardır "3-5 milyon dolar diyorlar.... 3 mü 5 mi? Arada 2 milyon dolar var yahu!" :))"
YanıtlaSilTam da böyle işte! Evet, bitecek; evet, geçecek.. de ne zaman ya? Tam olarak bilsek, ona göre ayarlayacağız kendimizi ama bilinemiyor maalesef.
Biz evde iki deist ve okulda din dersi (sadece İslam'ı geçerli din sayan bir müfredat ile) gören kafası karışık Arya ile kırk takla atıyoruz mevzu dine ve inançlara gelince. Okuldaki etik dersini ve tüm ailelerin, her koşulda eşit olduğunun öğretilmesini çok sevdim.
Üniversitedeki bir hocam önce Ateist sonra Hristiyan oldu; en sonunda da Seventh Day Adventist Kilisesine bağlandı. Huzura kavuştuğunu, yıllarca hapsolduğu bir kafesten kurtulduğunu ve çok mutlu olduğunu anlatmıştı bu konuyu konuştuğumuzda. Mutlu olması beni de mutlu ediyor. Herkes nerede, nasıl, neyle mutluysa öyle olsun. Hayat kısa, kuşlar uçuyor.
Çok mu sabırsızız acaba? ama yok ya değiliz!
SilBence insan çocuğuna neye inanıyorsa onu anlatmalı, hiç lafı dolandırmadan. Ben hep bazı insanlar buna inanırlar, bazıları da buna" diye anlatıyorum, kendi seçsin.. Etik dersi bence en önemli ders, hem okulda hem evde her yerde verilmeli.. Eskiden bu görevi anane babanne dedeler yapardı ama modern yaşamda kalmadı artık ve değerler hızla saçmasapan bir yere gidiyor özellikle bu deepfake devrinde.. ya da ben yaşlanıyorum hahahaha
Hoca da amma kararsızmış, bence o birkaç seneye kapanırsa türban falan şaşırmam, böyle ekstremlere yöneliyor bazı insanlar nedense... Umarım memnundur :)
Kar manzaraları müthiş, çok imrendim, tadını çıkar tatlım :) İstanbul'a da yağsa keşke diyeceğim ama şehrimiz kar yağmadan bile çok korkunç bir trafik çilesi sunuyor bizlere, yağsa ne olacak tahmin bile edemiyorum :(
YanıtlaSilBu mumlar, süslemeler de ne hoş, yılbaşının kendisine has umut dolu havasına çok yaraşıyor.
Aman ben biliyorum o çileyi İstanbul'da 7 sene yaşadım... 1 gün muhteşem sonrası çile, dediğin gibi...
SilŞu an Münih'te de çile biraz çünkü -13 olunca her yer buza çaldı. Arabalar ve insanlar buz pateni yapıyoruz..
Şehirde kar bana hep zulüm gelmiştir. İstanbul yıllarından kalma katı bir inanç. O yüzden pek sevmem ama manzara nefis. Ben bile özendim 🤭 iki deist ve bir müslüman iyi iş çıkarmış. Çabanız çok kıymetli. Din, kültürün bir parçası. Anne baba ateist bile olsa çocuklarının kültürün bir parçası olmasına izin vermesi gerekir diye düşünüyorum.
YanıtlaSilKültürün bir parçası olmak önemli evet, aidiyet hissi. Doğrusu din ile inanç arasında bir ayrım olması beni düşündürüyor fakat inancın çok kişisel olduğunu, dolayısıyla kültürden bağımsız olabileceğini hatta belki de olması gerektiğini düşünüyorum.. Ama din, o başka bir hikaye evet, sosyolojik bir olgu o...
SilKızılgerdanların sesini sonbahardan beri buralarda duyuyorum, yazın olmuyorlar, göçüyorlar sanırım. Ancak görmek çok zor, ufacıklar ve çok dikkatle gözlemek gerekiyor, sanırım. :)
YanıtlaSilSerçe kadarlar evet :) seslerini bilmiyorum, internetten bulayım..
Silyaa bize de gelsin bu kış ! çok kar yağsın istiyorum bu sene, yollar kapansın evlerde oturalım biraz, okullar tatil olsun :)
YanıtlaSilama çok ılık geçiyor aralık ayı. artık kışlarımız şubata sarktı, bahar bile soğuk geçiyor yani bizim bu marmarada.
çocuklar bizde de çok hasta. anneler her sene olduğu gibi hastalığın soğuk havadan olduğunu söylüyor, üst üste giydiriyorlar. artık aksini söylemek istemiyorum bildiklerini okuyorlar. aman hocam sınıf sıcak olsun, aman hocam yeleğini çıkarmasın hava çok soğuk o yüzden hastalar. küçücük bir sınıfta çocuklar birbirinin suratına öksürüyor, ama bundan değil hastalıklar. haftasonu bir velim kızını doktora götürmüş, doktor 1 hafta okula gitmesin demiş çok öksürüğü var çünkü. gelmeyeceğini söyledi. baktım pazartesi getirmiş çocuğu. ee ne oldu deyince çocuk okula gideceğim diye tutturmuş.
hadi en baştan niye çocuklar hasta olur anlat dur. ama herkes bildiğini okuyor..
Çok enteresan değil mi, bak benim annem doktor, o bile diyor "aman kalın giydir aman dışarıya çıkmasınlar biraz" :))) Halbuki açık havada geçen zamanla sağlıklı gün sayısı arasında ciddi paralel ilişki var!
SilCamları aç sen diyeceğim ama bu çocuklar çok nazende büyütüldükleri için hakikaten "ceryan"da kalıp üşütebilirler :))) Çocuğu gerisin geriye yollasaydın evine, iyileş sonra gel deseydin keşke ya, ne büyük sorumsuzluk....
Bu sene maalesef salgınlar biraz ağır geçiyor, ben de yoğun insanlı yerlerde maske takıyorum vallahi, tek başımayım, hasta olacak lüksüm yok benim :(
Merhaba. Çok güzel bir yazı ve imrendiren manzalar. Sıkıntılarınızın arasında yine bizi de unutmadınız. Eskiden çok isterdim şehrime kar yağsın. Artık istemiyorum. Bir kesim keyiflenirken başka bir kesimin yaşadığı zorlukların üstüne bir yenisi eklenmiş oluyor.
YanıtlaSilHepimize ikinci videonuzdaki kuşun azmini ve başarısını diliyorum, bir kuvvet atacağız kendimizi karşı kıyıya ve kusursuz bir patinajla duracağız :). Şimdi gidip gözlerimi kapatıp biraz "gorf gorf" yürüyeyim karda
H
Çok haklısınız :( ama doğa için de çok gerekli.. Her konuda olduğu gibi bu konuda da farklı açılar var işte.. Dediğiniz gibi, doğuda çocuklar hala terlikle montsuz okula giderken, ne bileyim 150 euroluk -20 derecede sıcacık tutan montları alan kesimin, hiç değilse biraz da "diğerleri"ni düşünmesi lazım...
SilÖrdek o videodaki şaşkın kuş :)) Vallahi üşümüyorlar da yahu! Ben izlerken fena oluyorum...
zengin yerin karı bile bir başka oluyor, berlindeki karlar eridi hemen dkkdjkdj winter wonderlandimiz 3 gün falan sürdü, geri kalan günleri soğuk ve gri havada donmamaya çalışarak geçiriyoruz :D
YanıtlaSildış kapının dış mandalından bir yorum olacak ama kendine yorulma ve bıkma hakları da tanıman lazım bence. anı yaşamak, daha doğrusu yaşayabilmek güzel ama bir zorunluluk olmamalı, yarısı işkence olarak tasarlanmış modern kapitalist yaşamda kendimizi kapatabilme hakkımız da var bence, tabi otessa moshfegh'in kitabındaki gibi bencilce değil, kendimizi koruyabilmek ve hem kendimiz, hem de çevremizdekilere güç toplamak için.
Ya nasıl olur Berlin Münih'ten hep daha buzzzz gibi! Nasıl erir?! Bize kuzeyden gelen soğuk hava falan diye hikaye mi anlatıyorlar? Sen dış kapının mandalı değilsin Nikki ;) Maalesef kendimi kapatma hakkım çocuk yapma seçimimle otomatik olarak elimden alındı, yoksa haklısın, bence de olmalı!
SilBerlin hem daha kuzeyde hem daha doğuda :D üstelik daha nemli. kendine has korkunç bir iklimi var ama metropol işte seviyoruz napalım.
SilYazının sonuna geldiğimde çok bildik, çok yakın, çok tanışık hissetim ve içim ısındıverdi. Seviyorum bu güzel hisleri ve samimiyeti, sevgiler:)
YanıtlaSilAdsız bırakmasanız da ben de kişisel bir yanıt verebilsem.. İlle kimliğe gerek yok, bir harf bile yeter sizi diğer okuyuculardan ayırabilmeye :) Bence güzel olur..
Silmerhaba benim Sevda (bilgeveannesi) nasıl adsız yorum bıraktığımı sahiden bilmiyorum bir güncelleme gelmişti sanırım ondan oldu kusura bakmayın yeni fark ettim.
SilÇok teşekkürler, ben de sizi devamlı okuyor ama yorum bırakamıyorum nedense, burada görüşmek çok hoş oldu :)
SilManzaralar muhteşem:) Dediğiniz gibi karda yürümek, keyfini çıkarmak güzel ama bir de soğuk olmasa.
YanıtlaSilEvlenmeden önce müslümanlıktan istifa ettim fakat o zamandan bu yana dini konularla her zaman ilgilendim. Çünkü milyarlarca insanın bir Tanrı inancı var görünüyor. Sorsan her biri Tanrı'sını farklı anlatacak. Bu ilginç bir durum. Şimdi ben ateist miyim agnostik miyim tam olarak bilemedim. Elbette Müslümanlıktan bir anda kopmak kolay olmadı, bir süre deist takıldım. Henüz Tanrı'yla tanışma fırsatım olmadığı için varlığı konusunda emin değilim. Ne yapmak istediği konusunda ise bilgim yetersiz. Tanrı'ya inananların hayalinde nasıl bir figür canlandığını oldum olası merak ederim. Diğer taraftan Tanrı eğer, her şeyi kendi özgür iradesiyle yapıyorsa yaptıklarının tamamını tasvip etmiyorum. Özellikle de günâh işleyenlerin hesabını ahrete bırakmasını etik bulmuyor, sizin aracılığınızla kendisine teessüflerimi bildiriyorum. İslâmın Rönesans aydınlanması dedikleri dönemde (yanılmıyorsam Abbasi'lerin Yunan felsefesiyle hemhâl oldukları 7. YY sonlarında başlayan dönem) kendimi Mutezile mezhebine yakın hissettim. Çünkü bu mezhep aklı bütün inanç kurallarına üstün kılmakta. Akla uygun olmayan bir husus isterse kutsal kitapta yer alsın asla nazar-ı dikkate alınmıyor bu mezhebe göre. Dolayısıyla din siyasi ve ticari kullanıma açık hale gelemiyor bu durumda:)
Din konusu benim ailemde çok karışıktır; bizde aşırı inançlı olan da var aşırı dinsiz olan da, inançlılar dinsizlerden daha ahlaklı değil, ahlaksız da değil. Dolayısıyla ben dini bir kriter olarak değil ahlakı kriter olarak almayı kendi kendime daha mantıklı buldum büyüme dönemimde. Din sosyokültürel ve seçemediğimiz, inanç ve ahlak ise beyin yoluyla gelen (nöropsikolojide beyindeki inanç merkezini gösteren fmri çalışmaları vardır yani beynimizin bu iş için ayrılmış ve kimimizde dha aktif çalışan belli bir bölgesi var) ve düşünme, eğitilme ile gelişen ve öz denetimimize bağlı bir alan gibi.. Ama bu alanı biz mi geliştiriyoruz yoksa ne bileyim resim ya da matematik kafası gibi bir de inanç kafası mı var onu bilemiyoruz henüz. Bu da ilginç bir not olsun :)
SilBenim inanç sistemim ananemden geliyor, o da hıristiyan ve müslüman inanç ve gelenekleriyle büyütülmüş bir kadındı, dolayısıyla sanırım daha kapsayıcı ve bütnleyici bir inanç sistemimiz var, bunu da çocuklarıma aktarmayı uygun gördüm, ahlak ve ar duygusu ile büyümeleri dua ezberlemeleri ya da kilisede mum yakmalarından daha önemli ama beni dua ederken de görüyorlar, babaşarını mum yakarken de, arada dua da ediyor mum da yakıyorlar ve çok ilginç ama “tanrım bana istediğim şu oyuncağı…” gibi duaları yok, resmen birlikte huzurlu ve mutlu olmak gibi soyut şeyler diliyorlar ve bu beni çok mutlu ediyor:) Önemli olan Tanrıyı sevmek bence, korkmak değil, saygı duymak şükran duymak ve bunu sağlamaya çalışıyorum ama bakalım ne olacak açıkcası belli de olmaz belki sizin gibi küsebilirler de Tanrıya ilerde :)
Bu arada ahlak ile korku arasındaki bağ benim hep ilgini çekmiştir. Köpekte ve küçük bebeklerde bile vardı çünkü yanlış bir şeyi yaptığında utanma duygusu, bunu nasıl ediniyoruz içgüdüsel mi yoksa korku ve öğrenme ile mi işte onu tam bilemiyorum. Uyanma duygusu bence inancın temeli. Dinin değil tabii :)) Yoksa bu npktada olmazdık sanırım ülkecek
SilKar ve ağaçlar olmasa çekilecek gibi değildi belki de bu dünya diyecek kadar pek seviyorum ağaçları ve her hallerini... Müthiş bir çelişkiyle varlar ve buna bana çok mucizevi geliyor. Hem toprağa doğru gidiyorlar hem göğe doğru. Sanki biri yaşamak diğeri yaşadığını hissettmek gibi. Öyle bir şeyler...
YanıtlaSilDaha iyi hissetmene, evden çıkmana çok sevindim. Çocukların noel dilekleri kabul olsun umarım. Kızıl gerdan bu kışı da atlatsın sayenizde. Sevgiler.
Şimdi de Corona geçiriyoruz ailecek, cevap yazamadım..
SilDoğa görmesini bilene muhteşem sırlarla ve cevaplarla geliyor..
Geçmiş olsun. Bu kaçıncı? :(
Sil4.. :(
Silçok güzel fotoğraflar, bebeksi. çok geçmiş olsun.
YanıtlaSil:) ne güzel kelimelerin var yahu şenay.... tek kelimeyle çok şey ifade edebilen insanlardan olmak ne güzeldir...
Sil