Yüreğimin İklimi Temmuz için güzel bir mim hazırlamıştı Handan da katılmıştı; kişisel sorular var, bu sayede insan kendini de daha iyi tanıyabilir. Bugün onu cevaplamak istedim - kendi tarzımda - :) Yorumlara en az 1 soruya yanıt vererek katılmak zorunludur :))
1. Kişiliğini tanımlar mısın?
Valla tanımlayamam çünkü kendisini tanıdığımı sandığım her an beni şaşırtıyor. Şükür kimseden "C., senden bunu asla beklemezdim" sözünü duymadım şu yaşıma dek, neysem oyum bak; saydam, güvenilir, merhametli ve samimiyim. Çevremdekilere iyi gelirim, kendimleyse çok didişirim.
2. Seni mutlu eden şeyler nelerdir?
Tamamı manevi :) Beni asla maddi şeylerle mutlu da edemezler, etkileyemezler de. Misal gelmeden önceki gün, yazar komşum "posta kutuna baaak" diye mesaj attı. İçinden bir taş çıktı. Daş yahu bildiğin daş :)) Üstüne "şans" yazmış keçeli kalemle ve altında bir not: "bu taşı sabah nehir kenarından sırf senin için seçtim, sana şans getirmesi için veriyorum" :) Vallahi pırlanta verse bu kadar etkileyemezdi sağolsun.. Sevgiyle anılmak ve samimi içten insan ilişkileri beni çok mutlu ediyor..
3. Bir anını paylaşır mısın?
"Senin anılar Seinfeld'e bölüm olur" diyor eşim bazen (seinfeld biz dinozorların zamanından enfes bir komedi dizisi ben de oradaki Elaine karakterine cismen ve ruhen benzeyen biriyim). Erkeklerin askerlik, kadınların hamilelik ve doğum hikayeleri asla bitmez derler :P Ay bilemedim ne anısı anlatayım benim her "an"ım dizilik vallahi....
En son olanı anlatayım dur. Bisikletle dörtyoldan geçerken ev ve araba anahtarlarımın olduğu, çanta içinden kolay bulayım diye koca koca aldığım anahtarlığımı yere düşürdüm, trafiği durdurmamak için devam ettim, bir sonraki kırmızı ışıkta karşıya geçer alırım dedim. Fakat bisikletli bir adam tüm trafiği durdurup benim anahtarı yoldan aldı ve bana "atıyorum yakala" diye bağırdı. Yakala dediği mesafe 12 metre falan 3 şeritli yol var aramızda :)) Ve daha ben tepki veremeden adam koca anahtarlığı fırlattı! Tüm trafik durmuş herkes bize bakıyor, nefesler tutulmuş. Film sahnesi gibi ve ben de tek elle yakaladım mı!!! Bir "wooooooow bravo” uğultusu geldi vallahi, bense her zamanki hallerimmiş, her atılanı böyle yakalarmışım gibi kasıla kasıla bisiklete döndüm, eteğimi böyle savuraraktan devam ettim yola :))) Bence hayatımın en "cool" anlarından biriydi yahu. Anahtarlık da bu; kafana gelse kafan yarılır, arabaya gelse camı kırar kaportayı göçertir valla Allah korudu :P
4. Ziyaret etmek istediğin yerler nereleridir?
Yolgezer olarak, 54 ülke gezdim ve insan bir noktadan sonra küreselleşmenin de etkisiyle hep aynı yeri geziyormuş, aynı insanlarla aynı konuları konuşuyormuş gibi hissediyor. Fakat defalarca gittiğim Kudüs'e bir de anne babam ve çocuklarımla birlikte gitmeyi çok istiyorum. Kudüs bence büyülü bir yer..
5. Ailen hakkında bir şeyler yazar mısın?
Anne babam muhteşem insanlar, maalesef kulak tavşan kulağı olunca, boynuz olarak onları geçememiş olmanın üzüntüsü içindeyim :) Annemle karakterimiz 180 derece terstir ve bence bu kadar sabırlı bir insan olmasa - Alman anası olsa misal - beni evlatlıktan çoktan reddederdi, çok çektirdim kadına tersliğimle, antisosyalliğimle, ukalalığımla. Fakat çocuklarım olunca eline düştüm :))) O zaman anaaaam anaaaam diye ağladım. Şimdi son 10 senedir ilişkimiz daha iyi sanırım, bunda benim uzakta olmamın da olumlu etkisi var. Babamsa çok bilgedir, hayatımda tanıdığım en çok konuda bilgisi ve fikri olan insanlardan biridir ama çok da şahane mizah anlayışı vardır.
Aile derken koca ve çocukları düşünmediğimi, anne babamı düşündüğümü şimdi fark ettim ha, çok enteresan :))))
6. Bekar ve mutlu mu evli ve mutlu mu?
Soruyu anlayamadım; ikisi de mutlu sonuçta, niye kurcalıyon hemşire.. Mutluysan takılma fazla.
7. Favori filmlerin neler?
Hımm zor yerden geldi. Ben pek film izleyen biri değilim ama defalarca izleyip bıkmadığım film sanırım "Lost in Translation" oldu. Ay çok bayılıyorum o en sonunda kulağa fısıldanan cümlenin ne olabileceğini düşünmeye :)) Bir de Vicky Christina Barcelona'yı çok sevmiştim. Türklerden de Zeki Demirkubuzun filmlerini seviyorum, masumiyet misal.. Rahatsız eden, karakterlerinin altı derin filmleri severim özetle.
8. Müziğin gücü hakkındaki düşüncen ve tercihlerin nelerdir?
Vallahi müziğin GÜCÜnden çok şikayetçiyim tercihim müziğin kulaklıkla dinlenmesinden yana :P Spotify hesabım burada, işte tercihim de onlar..
9. Mutluluk hakkında yazar mısın?
Yazarım, sen iste yeter ki :)) Bence mutluluk hava gibi, her yerde, göremiyorsun ama hissediyorsun. Bir de yokluğunda boğulacak gibi oluyorsun ya, o zaman anlıyorsun önemini.. Odaları ara sıra havalandırmalı yani yeni mutluluk edicileri belirlemeli ve hayata katmalı...
10. En iyi arkadaşların bu "en" olayını nasıl hak ettiler?
Hayatımda yediğim tüm naneleri, dipsiz kuyularımı ve içimi dışımı tersimi yüzümü bilen 2 kişim var. Burcuk ve Oğuz. Ben onlara "Ahretliklerim" diyorum. Sen "en"de diyebilirsin evet. Nasıl oldu, valla anlayamadım; mazoşist olabilirler mi ki? Beni çok pis eleştirirler, bazen "geri zekâlı mısın bilmiyorum ki" bile demişlikleri vardır ama asla yanımdan ayrılmadılar, düştüm tökezledim hep elimi tuttular, "çok yanlış davranıyorsun ama yanındayım" dediler yani dümdüz. Ondan bence... Gitmiyolar o'lm ya gitmiyolar :))))) Şaka şaka, Allahım ayırmasın... Onlar olmasa ben yaşayamam açık söyleyeyim.
11. Kardeşin hakkında ne anlatabilirsin?
Olmayan biri hakkında ne yazayım şimdi? Bir defasında 9 yaşında mıydık neydik, bir arkadaşım gelip sır verir gibi bana "biliyo musun kardeşim olcak" dediğinde öyle üzülmüştüm ki, sarılıp "üzülme, ben hep senin arkadaşınım" demiştim :)))) Vallahi yaptım bunu artık nasıl bir korku ve endişeyse bende kardeş mevzuu... Kızıma da acıyorum valla ama ona kardeş olsun diye değil, kendime bol çocuk olsun diye yaptım açık söyleyeyim, kabak onun başına patladı garibim....
12. Favori dizin hangisi?
Sağ dizim. Şaka şaka. Seinfeld komedide, dramda Breaking Bad, bilim kurguda love, death + robots.
13. Favori kitabın hangisidir? Neden?
Hay bari yazar diyeydin daha kolaydı ama ne bileyim öyle çok ki. Zamana göre de değişiyor.. Bu sıralar Clarissa Estes Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı okudum misal (3 senedir okuyorum, sonunda bitti puh) daha önce birçok başarısız denemem olmuştu, aşırı sıkıcı, saçma sapan gelmişti ama şu an, son 6 aydır inanılmaz iyi geliyor bana. Kitaplar bence böyle, okuyan kişiye ve o kişinin yaşam dönemine göre değişiyor etkileri.
14. Stilini tanımlar mısın?
Modayı takip etmiyorum. Vücuduma yakışan bazı modeller ve renkler var, bunun farkındayım. Stilim hep aynı, saçım, makyajım da hep aynı :P Elbise çok severim ve çok giyerim. Topuklu sevmem ve zorunda olmadıkça giymem. İddialı görüntüsü olan bir kadın değilim. Sade ve doğalım sanırım. İçimdeki ışık yeter diyorum :))
15. Eğer kaçabilseydin nereye gitmek isterdin?
Şimdi mi hemen mi valla mı? Bavullar hazır! :)) Kaçabildikçe kaçıyorum ama çok uzağa gidemiyorum. Üstte de vardı bu soru sanki ya da ben nüans farkını anlayamadım ama Kudüs diyeyim yine.
16. Özlediğin biri var mı?
Var.
17. Kalbini kazanmanın yolları nelerdir?
Valla ilk anda oldu oldu, olmadı hiç zorlama :)) İlk enerjiye çok güveniyorum, hiç yanıltmadı. O nedenle olduğun gibi ol derim, olursa olur..
18. Kendinle ilgili 10 gerçek?
10 emir gibi oldu bu soru da yahu pek ciddi.. 10 tuhaf ve komik gerçek diyeyim mi? 1). Solak olup da sevmediğim kimse olmadı şu hayatta, tanıdığım tüm solakları seviyorum uleyn. 2). Gördüğün en az su içen insanım maalesef, bu huyumu değiştiremiyorum. Deve gibiyim tövbe. 3). Geceleri uyumadan önce çocuklarıma masal uyduruyorum. Her gece. Hiç hazırlanmadan anında ve doğaçlama. Sanki fena da değilim ha.. 4). Öğlen 12'den sonra çay, kahve, kola içmeyeyim, tüm gece uyuyamam ama hiç uyumadan tüm günü de kolayca geçiririm, şaşar kalırsın.. Sanırım anamla babamın doktorluktan nöbet tutma genleri geçmiş bana :P
5). Şekerli madde zulam var. Banyonun üst çekmecesinde havluların altında mutlaka bir çikolata ya da haribo ayıcık paketi saklıyorum. Çocuklardan ve kocamdan şşşt. 6). Bazen uyumadan önce kurduğum hayaller o kadar çetrefilli bir hal alıyor ki, sonu ne olacak diye heyecandan uykum kaçıyor. 7). Hah, 7 rakamını hiç sevmem, 7 ile asla bitirmem işimi, misal 7 zeytin yemem :) 7 numaralı şeylerden uzak dururum.. 8). Çok maymun iştahlıyımdır. Aşırı şevkle başlayıp hemen sıkılırım. 9). Assssla haram yemem, rüşvet veremem, 1 defa vermek zorunda kaldım, canımdan can gitti.. Hatır için de asla ters işler yapmam, aşırı hatta biraz fazla aşırı dürüstümdür.. 10). Felaket unutkanımdır, bu nedenle yalan söylemeyi birkaç sene önce tamamen bıraktım. Söylediğim yalanı unutuyorum ayol. Beyaz yalan bile söylemiyorum artık. Bazen gerekiyor kibarlık gereği diyeceksin, ben direkt susuyorum, konuyu değiştiriyorum, soruya soruyla karşılık veriyorum ama yalan söylemiyorum ;)
19. Kendini sabote ettiğin olur mu?
Of hem de nasıl. Saniyelik değişimler olur ruhumda.. Ama fark ediyorum ve fark edince de hemen şunu soruyorum kendime: "bu içinde konuşan şu an kimin sesi?" Kesinlikle çocukluktan birinin sesi geliyor bak dikkat edersen "yapamazsın edemezsin"ci baskıcı ve kendi de mutsuz birinin... Bunu farketmek iyi geliyor, azaldı..
20. Ritüellerin var mı?
29. Hangi hobileri denemek isterdin?
Bu sene duvar tırmanışına başlamayı istiyorum. Kıçımı kaldırabilirsem hahaha gerçek anlamıyla yani. Bu arada bir arkadaşımın sevgilisi "benim hobim sensin" demiş kıza, gülsem mi korksam mı bilemedim...
30. İdeal günün nasıl geçiyor?
Sabah errrrkenden kalkmışım, hemen evin önündeki çarşaf gibi denizde yıkamışım yüzümü, o derece yüzmüşüm doya doya. Eve gelmiş, keçi peynirli narrr gibi domatesli sele zeytinli simit ve çaylı mükellef bir kahvaltı yapmışım sonra yine denize bakan verandama geçmiş, bir sürahi naneli limonata alıp yanıma, yazmış, okumuş, düşünmüşüm. Öğlenden sonra bir arkadaşım aramış aynen şu cümleyi kurmuş "çayı koy geliyorum", ondan yarım saat sonra da elinde üzümlü kurabiyeler (kek de olur elmalı ya da havuçlu tarçınlı fındıklı falan yapıyosunuz ya hihi) gelmiş, çançançan çene etmişiz "yemeğe kal" demişim, bir iki meze hazırlamışım, yetmiş, terasta hafif bir esintiyle yıldızların altında oturmuş da oturmuşuz, hayatı çözmeye çalışmışız, elbette başaramamışız.. Sonra o evine gitmiş, ben kitabımı alıp yatağıma girmiş okurken uyuyakalmışım. Bence işte bu mükemmel bir gündür.
Ben ile ilgili bir şey yazmaya takatim kalmadı:))
YanıtlaSilŞaka şaka... Enfes bir okumaydı, mizahsa sınır ötesi. Çok keyifliydi yani, teşekkürler:)
Ben de buyum işte, benden bu kadar yani!:))
Sevgili Buraneros :)) Az çok birbirimizi tanıyoruz blog ailesi olarak ama ara sıra böyle mimler çok keyifli oluyor..
Sil30. maddeye bittim. Hülya
YanıtlaSil:) ben de!
SilMerhaba. Cevapları okumak çok keyifliydi :). Yorum yapabilmek için cevaplamak üzere seçtiğim soru : Favori dizin hangisi?, cevabım Avatar : the last airbender. Allahım galiba meşhur babaneyi gördük ilk kez 😃. 3. sorudaki anınız çok komik, bir dördüncü blog da böyle anları yazmak için mi açılsa 😀. Anahtarlığı atan kişide kendimi buldum, bi anda düşünüp karar verip karşı taraf evet ya da hayır diyemeden üç şeritli yolun karşısına koca anahtarlık fırlatmak 😅. Bi tek şeye takıldım zavallı 7'nin nesi var ya :)) H.
YanıtlaSilEvet meşhur babannemiz o :)))
SilAman siz anahtarlık fırlatmayın yine de ne olur ne olmaz :))
29. soru ile yanıtlayayım o zaman. :) Son aylarda akşamları çarşaf gibi denizin üzerinde kürek çekenlere denk geliyor ve çok özeniyorum. Sanırım müstakbel hobim kürek çekmek.
YanıtlaSilÇok hoş bir spor değil mi ama?! :) Neden olmasın aslında evde makinaları var hatta meta’da sanırım sanal gerçeklikle çeşitli denizlerde de kürek çekebiliyorsun. O da keyifli olabilir..
SilOffff Cereeeeen! Yazdıkların aşk gibi! Okudukça yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı, içim mutluluk doldu 🥰 Kanatlanıp uçacağım şimdi. Hele o mükemmel gün tarifin 😍 Eminim herkes kendini koymuştur o çay koy deyip gelen arkadaşın yerine 😊
YanıtlaSilYorum için bir soruya cevap vermek zorunlu demişsin :)) Favori içeceğimi yazayım, en kolayı o gibi :)) 3 zeytinli Martini ya da senşn elinden 2 mezenin yanına altın seriden 2 kadeh rakı :D
Ne güzel olur hakikaten.. Neden olmasın hem ;)
SilYaaa "Ben bi' 3 zeytinli Martini alayım bebeYim" yazacaktım mutluluktan unuttum 😅
YanıtlaSil:))))) ay yapıştı bu benim ağzıma Rüya yaaa gitmiyor..
SilYorum dendi geldik! Cevaplarına şaşırdığım olmadı desem? Kendini çok açık ifade etmişsin bu zamana kadar. Yalnız elalem ne derse bu kadar takıldığını bilmiyordum, onu pek yansıtmıyorsun (başkasını üzmek değil de yargılanmak kısmını)
YanıtlaSilMadem mecburcuyuz, yazalim:) Kiyafet alışverişinden hiç hazzetmem. Bütün kıyafetlerimi eşime sectiririm. O giyim alışverişini sever, zevklidir de. Neyim eksik takip eder, bazen dışarıdan geldiğinde senin şuyun eskimişti, buyun yoktu diye bir şey getirir, alır giyerim.
Ooooo hoş geldiniz sefa geldiniz.. Başkasını üzmek kadar eleştirilmekten de korkuyorum ama sadece sevdiklerim tarafından.. yoksa yabancılar ne demiş ne düşünmüş takmam fazla ama değer verdiğim sevdiğim biriyse, yakınlaştığı ölçüde takarım kafaya. Misal annem babam ya da eşim bir eleştiri yaptıysa ömür boyu kafaya takabilirim.. Onu aşamıyorum. Aşmalı mıyım emin de değilim :)) Genelde doğru oluyor çünkü
SilSelam şimdi blog dünyasına bakıyor yazılanları okumaya çalışırken aklıma sen geldin. Son yazını okumuş sana not yazacaktım. Hızlı bir trafik içinde yazamadım. Birden senin yazın çıktı karşıma. Özlemişim dedim. Ayrıca bu kızın bilmediğim yönleri nasıl bir keyifle okudum. Sanki karşımdasın konuşuyoruz. Türkiye'ye geldin mi? neredesin? Sevgili Ceren? Hayat kısa öyle derin düşünüp kendini yorma.
YanıtlaSilSevgiyle kal.
Mesajını aldım Zehracım :))) yazdım şimdi sana çok öpüyorum
SilC.'ciğim,
YanıtlaSilHiç üşenmemiş bir aylık mimi bir defada yazmışsın, tebrikler. Ve ne kadar içten yazmışsın, bir kez daha tebrikler. :)
Ben çoğu soruyu pas mı geçerdim acaba? :))
İş yok güç yok yiyip içip denize giriyorum, en azından keyifli bir işe dokunayım dedim :)
SilBir iki soruyu ben de pas geçtim, yazmadı uzun düşünmesi ağır konular ;)
Ay o uyumadan önceki hayallerin sonunu merak edip uykumun kaçması bana da oluyor.
YanıtlaSilYediye bayılırım ama :)
Bir de Lost in Translation izlemek istedim yeniden. Ay Metehan gelsin de onunla izleyelim bi daha bana tercüme eder :D
Japonya’ya gitmeyi çok istiyorum ama sudan çıkmış balığa döneceğim belki de dünya üzerindeki tek yer olacağı için çekiniyorum.. Laos ya da Malavi’deyken bile öyle yabancı hissetmedim kendimi ama Japonya korkutuyor beni, hızı, kültürü.. apayrı beden dillerimiz sanki..
SilCevaplamana çok sevindim, bu gün oturup rahat rahat okuyacağım yazdıklarını, şimdi kahvaltı faslı.
YanıtlaSil:) keyifliydi yazmak ne zamandır mim yapmıyoruz hoşuma gitti..
SilÇok teşekkürler bu yazın için. Demişsin ya hayat ne için mücadele etmeye değer" sence? ;) diye,
YanıtlaSilBence gözümün gördüğü hayatım, nefesimin yettiği herşey için mücadeleye değer.
Eline sağlık:)
SilBir dere kenarında, akan herhengi bir su da olabilir,şelale falan, çevre yemyeşil orman,yayılıp kalmak akşama, akşamdan sabaha kadar. Gece tabii ki takımyıldız arayarak gökte. Benim yorum- cevabım da bu olsun:)
YanıtlaSilHepimiz aynıyız :)) amin diyeyim bari umarım birimizden birine kısmet olur!
SilMerakla okudum Ceren :) "Kitaplar bence böyle, okuyan kişiye ve o kişinin yaşam dönemine göre değişiyor etkileri. " ve kesinlikle bende böyle düşünüyorum. Ve hayali günde mükemmelmiş.Yapan var değil mi ama yaaa :)
YanıtlaSil<3 evet :)
SilCevaplarınıza şaşırmadım. Bu durum bütün yazılarınızı içtenlikle yazmanız ve şimdiye kadar kendinizi yeterince tanıtmanız:) Onca ülke arasında Kudüs'e vurgu yapmanız ilgimi çekti. Eşime söyledim, orada savaş yok mu diye sordu. Bildiğim kadarıyla bu ara önemli bir sıkıntı yok.
YanıtlaSil"Bu arada erkeklerin kıyafet alamayıp eşlerine bırakmasına çok gülüyorum, "bunu da eşi giydirmiş" diye düşündüğüm çok oluyor :))"
demişsiniz. Ben de onlardan biriyim:)) Sanırım böylece bir soruyu cevaplamış oldum:)
:) Kudüs benim için özel bir yer.. Bir çok insan için de öyle olduğundan kelli, İtişmesi kakışması da bitmiyor..
SilBabam da öyledir :) Hattâ rahmetli 2 numaralı kayınpeder bu işi bir üst merciie taşımıştı, kayınvalideye kıyafetlerini aldırmakla kalmaz, o giyin! diye tutturmasa tüm gün evde çıplak dolaşırdı :)) Fransız genleri sğır basmış bir yarı Almandı kendisi:)))
Yazı enfes keyifli olmuş.. :) Her gün tek tek okumak da güzeldi ama böyle topluca da ayrı bir haz vermiş. :D
YanıtlaSilFavori filmim de Remeber The Titans onu da ekleyim. :D
:) Yüreğimin iklimi Eylül için de hazırlamış, siz de katılsanıza.
SilSevgili C. yorumu en sona bırakacaktım ama söyleyeceklerim o kadar birikti ki yazıyı yarıda kesip en alta indim hemen :)
YanıtlaSil"peki hayat ne için mücadele etmeye değer? diye sormuşsun. Şu aralar bilemiyorum. Sanırım mutlu olabildiğimiz, anı yaşayabildiğimiz, acele etmeden nefes alabildiğimiz iyot kokulu mavi manzaralı anlar için. Tatilden yeni dönmüş bir Sena yazdırıyor bunları. Akdenizi insanın içinden alamıyoruz malesef..
Çok çok keyifli bir yazıydı,
Sevgiler <3
Kusura bakmayın kafamdan cevaplamışım yazmamışım cevabı :))
SilKesinlikle doğru, hayat dediğin anca sonraan hatırladığın anlar bütünü zaten.. Yaşarken bazen dikkat edilmiyor.
keşke hepimiz kendimizi bir kere en yakın arkadaşlarımızın gözünden görebilsek, insan sürekli kendisine maruz kalınca kendisine karşı acımasızlaşabiliyor. bunu 1., 5., ve 10. sorulara cevabına yorum olarak yazdım.
YanıtlaSilhayat bennncee özgürlük için mücadele etmeye değer. çok mücadele verdim ve bir kısmı hayatta kalabilmek içindi bir kısmı da kendi özgürlüğümü sağlayabilmek için. özgür hissetmiyorsam önümdeki manzaranın da elimdeki paranın da bir önemi olmuyor.
her şeyden önce bencil ve kendine odaklı bir millenial/gen z olduğum için 1. soruyu cevaplayarak bitiriyorum shsjsjs: öfkeyle doğmuş ama huzurla yaşamaya çalışan, gerçek dünyanın içinde kendi hayal dünyası olan, bazen tuhaf ve rahatsız edici olabilen bir insanım ama artık başkalarına değil, sadece kendime zarar vermeye çalışıyorum.
Sorabilirsin, danışanlarıma verdiğim ödevlerden biridir. Sevdiğin kişiye "beni neyimden ötürü seviyorsun" sorusunu sormalarını isterim. Arkadaş olur sevgili olur ana baba kardeşler olur, bak çok ilginç şeyler duyacaksın kendin hakkında.. :)
SilKesinlikle özgürlük çok önemli bir neden! Ben de kendi özgürlüğüm ve diğerlerinin özgürlüüğ için her zaman mücadeleye hazırım :)
Senin ruhun millenial değil pek yaaa :)))) kendine de zarar verme, hatta kendine hiiiç zarar verme bence..