Çocukluğumdan beri severim bitkileri. Ananemin bahçesinde tırtıllarla, çiçeklerle konuşa oynaya koca yazı geçirirdim. Annemle babam da 70'li yaşlarına ve ikisi de topratan uzak büyümüş kentliler olmalarına rağmen, bahçeli evlerine kendileri bakar, bir kısmını eker diker, biz geldikçe de ağaçlardan elmalar, kirazlar toplar, kahvaltı sofrasına konacak domatesi salatalığı dalından koparmamıza vesile olurlar. Bahçesi olan herkes öyle değil, fark ediyorum. Kimi çimi döşüyor, en basit işleri bile bahçevana bırakıp, bahçeye burnunu bile çıkartmadan "bahçeli evde oturuyorum" diyor. Sırf demiş olmak için...
Bahçeli ev, bahçeye çıkacaksan, ellerini dizlerini kapkara toprağa bulayacaksan onarır seni. Evde örümcek ağlarına, börtü böceğe tahammülün yoksa, kışları bahçe katının loş karanlığında ve serinliğinde depresyona gireceksen, günlerce çapa yaptıktan sonra iki gün ara verdiğinde otların yeniden fışkırmış olmasına daralacaksan, bahçe seni onarmaz, yorar hattâ hasta bile edebilir. Bahçe ayda yılda bir çıkıp çay içip kitap okunan bir yer değil uyarayım, bahçe her gün ot yolduğun, budama ve bakım yaptığın, yazın günde en az bir saat iş isteyen, baharlarda belki 3-4 saat çalıştığın aktif ve sonsuz bir uğraş :)
Ama kiri pası, bedensel yorgunluğu seviyorsan da bir numaralı onaran.. Bitkilerle konuşurken, zamanla bitkilerin dilini konuşmaya başladığını fark ediyor insan. Onlardan aldığın tepkiyi görüyorsun, beni yanlış yere diktin diyor biri, küsüyor sana. Diğeri her gün hafifçe okşanmak, budanmak istiyor. Bir diğeri tohumlarını tüm kış sana emanet ediyor, bahara kadar aklının bir köşesi o tohumlarda kalıyor. Kuruyanlar, ölenler ciddi yas sürecine sokuyor, yeni gelenler aşk gibi bir heyecan yaşatıyor, hele tohumdan yetiştirdiklerin, evlat kokusu....
Bahçedeki zamanımın %70'i bahçe işiyle, %20'si keyif yapmakla geçiyor. Geri kalan %10 ise sürekli hayâl kurmak, tasarım yapmak, heyecanlanmakla :) Şimdi misal bu sene, yandaki ikinci bahçeye de el attım. Aslında yan bahçe, arka bahçeden bile büyük, içinde iki yetişkin ağacı olan, doğuya baktığı için tüm öğleden sonra nefis bir gölgesi olan ama yatak odaları ve banyo tarafında olduğu için üvey evlat muamelesi yaptığımız bir bahçe o.. Bu sene, orayı da bir yaşam alanına, ufak bir cennete dönüştürmeye karar verdim.
Çimini söküp en baştan yeniledim. Ağaçları budadım. İki ağacın arasına çok hoş bir bahçe ışıklandırması yaptım. Yazları çıkardığımız bira bahçesi bankımızı çıkarttım. Köşedeki çite ahududu ve mor salkım diktim. Bir de şöyle bir okuma köşesi yaparsam:
Hayâl kurmanın sınırı yok ki.. Ufak bir "sebze tarhı" belki? Bir tırmanma duvarı çocuklara, kafa üstü çimene çakılırlarsa da sorun olmayacak bir düzenek? Offf öyle güzel ki hayâl kurmak... Tasarlamak, ellerinle, terleye terleye bir şeyleri yaratmak! Bir şeyi onardığını sanarken, aslında onun seni onarması....
Bahçe tasarımcıları ne şanslı insanlar!
Bahçesi olan bilir tüm yazdıklarını. 14 Sene önce şimdi ki evimizi aldığımızda bahçesinde sadece 2 ağaç vardı, şimdi 15 tane var ve bitkiler de çeşit çeşit. Ev içinde iş yaptığım kadar bahçede de yapıyorum. şimdi bağevinin bahçesi de eklendi. ve öyle çok yapılacak iş var ki anlatamam. Yine de sevince her şey katlanılır oluyor.
YanıtlaSilBir de bizim kendi evimiz de değil ha, kira bu evimiz ve ben kocam "hadi" dese 2 saat sonra tüm bavulları hazırlamış vaziyette ülke değiştirebilirim :)))) Ona rağmen evladiyelik ağaçlar çiçekler diktim dikiyorum, kazandığım paranın üçtebiri kitaba üçte biri bahçeye üçtebiri uçak biletine gidiyor :)))))
SilGeleyim mi sana, çalıştır beni yevmiyesi kek çay
Yaaa ne kadar harika duruyor :) Bahçe işi acayip zevkli. Küçükken yazın dedemle karpuz eker-kazardık-boğazlardık :) Köyce terimler. Çuval çuval karpuz ve salatalık gelirdi evimize. Meyve kokardı her yer :)
YanıtlaSilbayılırım o buhurlu sıcak kokuya... domatesleri alıp alıp kokluyorum burada hiçbiri kokmuyor.....
SilSoguk ve uzun Kanada kislarinda beni en cok mutlu eden seylerden biri, markette domateslerimi sectikten sonra onlari koklamak. Bu koku bana umit verir :- ) Bahar gelecek :- )
Sil:) değil mi?
SilÜniversite sınavında daha düşük puan alsaydım, belki de bahçe peyzaj mimarı olacaktım. Şimdi diyeceksin, hukuk nerede peyzaj mimarisi nerede? Yetmedi, listede bir yerlerde psikoloji de vardı. :))
YanıtlaSilBir daha sefer görüştüğümüzde bu tercih listesini bir masaya yatıralım, en iyisi. :))
Benim sadece psikolojiydi :)) pişman değilim çünkü her gün yeni bir şeyler öğreniyorum.. eminim diğer sevdiğim branşlarda ilgimi çok çabuk kaybederdim, bazı uğraşlar hobi olarak daha iyi sanki?
SilYa maşallah! Ellerine sağlık. Hiç beceremeyeceğim şeylermiş gibi geliyor bana:)
YanıtlaSilİlgi olunca başarılıyor :) Bugün ellerim yine toprak içinde ve tırnaklarım da çok güçsüzdür zaten, yine kırılmışlar çok mutsuzum! Ojeyi 1 günden fazla kullanamıyorum!
Silyaaa okuma köşesi şahane, yap bence, ne olur :) sen oku, ben buradan mutlu olayım
YanıtlaSilbahçe müthiş bir uğraş gerçekten. yaşamayan tahmin edemez. bizim yazlığın bit kadar bir bahçesi var. ona bile nasıl bir emek harcıyoruz...ama değiyor mu? değmez mi? evdeki 5 saksıdaki çiçek bile iyi gelirken insana , bahçe iyi gelmez mi?
Hem de nasıl! 3 saksı sardunyam var, sonbaharda içeri mayısta dışarı kaç senedir.. Almanların büyük kısmı sardunyaya domates muamelesi yapıyor her sezon atıp yenisini alıyorlar! Aaaa deliririm..
SilKıyamam ben de. Sardunya bir de ya, ne özel bir çiçektir. Benim balkon çiçekliğindeki sardunyalarımı ne zaman alıp diktiğimi hatırlamıyorum mesela. Atılır mı hiç?
Sil<3 hiç!
SilToprak banada çok iyi geliyor pek temas edemesemde
YanıtlaSilSaksıda nane fesleğen ;) mutluluk
SilÇok imrendim sana, sendeki bu bahçecilik perilerinden birkaç tane de bana gönderir misin? :)) Zira bahçe kocaman ama bende heves sıfır (gözlerini kapayan emoji :)))
YanıtlaSilkocamansa yoruluyorsundur :)
Sil