25 Şubat 2023 Cumartesi

Şubat biterken..

Yılın en kısa ayı olması gerekirken, Şubat ayı değil bir ay, bir mevsim hattâ belki de bir ömür ağırlığında geçti hepimiz için..

ilk çiğdem - 21.02.23

Elimden geleni yapmaya çalışıyorum ben de hepimiz gibi. Maddi yardıma ek olarak, mesleğimden ötürü hem vicdani yükümlülük hem de gerçekten kalben bir istek duyduğum için, güvendiğim STK ve özel oluşturulmuş çalıştaylara travma sonrası psikolojik müdahalede gönüllü çalışmak istediğimi belirttim ve bana yönlendirilen ya da kendisi başvuran depremzedeler, yakınları ve bu dönemden direkt etkilenmese de medyadan ötürü travma yaşayan insanlara destek olmaya çalışıyorum. 

Depremden sonra ilk bir ay akut dönem olduğu için, öncelikli olarak hayatta kalanların barınma, ısınma, yeme içme, güvenlik sorunları çözülmeye, aileler yeniden bir araya getirilmeye, fiziksel yaralar sarılmaya çalışılıyor. Alanda çok fazla gönüllü var ve herkes elinden gelenin fazlasını ortaya koyuyor çok açık söyleyeyim. Bu arkadaşlar ilkyardım, tedarik, psikolojik ilkyardım ve önleyici çalışmalar alanında gerçekten çok yoğun çalıştılar. Eksikler ve yanlışlar olmuştur mutlaka ama ben oraya gönüllü giden insanların tamamından Allah razı olsun diyorum, "bizimkiler / diğerleri" demeden, herkes çok aşırı derecede, dayanma sınırının çok üstünde, insan ötesi bir güçle çalıştı, çalışıyor inanın.. 

kış güneşinde afrika laleleri

Saha dışında çalışanlar olarak biz de, akut dönem travma konusunda seminerler aldık ve verdik. Psikolog ve danışmanların bilgileri tazelendi, mümkün olduğunca eşitlendi. Bu haftadan itibaren akut dönem artık yavaş yavaş sona eriyor. Bizim işler asıl şimdi başlıyor. Psikolojik ilkyardım ve önleme çalışmalarından artık maalesef travma sonrası psikolojik yardıma geçiyoruz. Bu kısım uzun sürecek.. Aylar belki yıllardan bahsediyorum.. 

Şubat sürecinde ben deprem öncesi çalıştığım kurumdaki sorumluluklarımı diğer arkadaşlara aktardım, "kusura bakmayın benim kendi insanlarımın şu an bana çok ihtiyacı var, ben elimden gelecek tüm kaynaklarımı şu an onlara aktarmak istiyorum" dedim. Sağolsunlar anlayışla karşıladılar. Özel danışanlarımı da biri hariç gece saatlerine yani eşimin işten gelip çocuklarla olduğu zamana kaydırdım. Yani biraz kendi özel hayatıma ara verdim, aile zamanımdan alıp işe koydum ama başka türlü davranamazdım. Ben bu dönemde elimden geleni yapmak, bir insana bile olsa ışık olmak istedim. Umarım olabilirim... Travma benim alanım değil ama neyse ki buradaki süpervizörümün ve eski doktora hocamın alanı. Onlardan da çok destek görüyorum sağolsunlar..

salon penceresindeki sümbüllerim de açtı 
ama bahçedekiler henüz filizde..

Aile zamanından vermek tabii biraz zorluyor. Çocuklara bu yoğun dönemi olumsuz hissettirmemek için onların rutinlerini, faaliyetlerini, ev hayatlarını tabii eskisi gibi devam ettirmem gerekiyor. Keza ev işleri de kendi kendilerini yapmıyorlar.. Eşim çok destek gösteriyor sağolsun; bu özel bir dönem, bu kendimizden biraz ödün vermemiz gereken bir dönem ve sürekli olmayacağı için şimdilik herkes anlayışlı bir bekleyişte.. 

ayın oyunu :) 

İş ve çocuklar dışında hiç bir şey yapmıyorum açık söyleyeyim. Günün en güzel anı sabah aldığım 10dk'lık sıcacık duş. Bir de yatmadan önce 1 saat kitap okuyorum sonra sızıyorum zaten. Bitkisel bir hayatta gibiyim. Rüyamda bile bir şeyleri koordine etmek, bir şeyleri çözmeye çalışmakla meşgulüm. Zihnim sürekli dolu ve bazen screenserver'a geçiyorum :) Yani boş boş bakıyorum duvara, karşımda bir şey anlatan eşime, çocuklarıma.. Bir şeylerden ödün vermeden başka şeyleri yapabilseydik keşke. Ama her zaman yapamıyoruz. 

ilk defa kızımla birlikte aynı kitabı okuduk :) büyük keyif aldım..

Şu dönemde kendimi ve ailemi biraz ihmal ediyor olmak bence çok büyük bir sorun değil çünkü akut dönemdeydik. Ama Mart'la birlikte evet, biraz daha kendime, aileme ve işime, özel danışanlarıma dikkat etmeyi, zaman ayırmayı umuyorum.. Baya boşladığım bloğa da tabii :)

Günün Tortusu'nu yazmayı bıraktım çünkü şu dönemde vaktim de enerjim de yoktu. Ama eksikliğini çok hissettim. Mart boyunca, 1 ay süreyle Tortu'yu bu bloğa taşıyacağım ve orada her gün yazdığım ufak notları burada yazmayı ve iki blogtan tek bloğa inmeyi deneyeceğim. Tamamen tortu da olmayacak, ara sıra günlük yaparım, ara sıra ne bileyim ya, free-style :) Kimini yoruma açarım kimini kaparım. Kafama göre.. Bir ay deneyeyim bakalım ne olacak. Ne kadar zaman ve enerji alacak. Gerecek mi, iyi mi gelecek, deneyerek göreyim dedim..

Haydi Şubat güle güle. Çok acılar yaşattın ama aynı zamanda birlik olduk, herkes birbirine koştu, hakikaten insan üstü güçle çalışan gönüllüler yarattın, acıların yanında ilaç da oldun yani.. Az, eksik, yanlış, acı, hüzün olarak hatırlamak yerine, bunları hatırlamayı seçiyorum ben. Ve çalışmaya devam etmeyi.. Çok işimiz var Mart, çok! 

Şubat / Mart geçişi..

Hepimize kolay gelsin..

26 yorum:

  1. İlk paragrafta öyle güzel özetlemişsin ki. En kısa olması gereken ay sanki 10 yıl sürdü gibi. En sonra dr'a gittim ve haberlere bakmasam iyi olacağını söyledi. Gözlerim pert oldu. Yardım etmek sanki bana yetmiyor ki. Bir türlü huzursuzluğumu huzura çeviremiyorum. Bilmiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Dada, medyanın (ve sosyal medyanın da tabii) depreme tepkisi maalesef çok yanlış oldu, bilgilenmeye değil büyük travma yaratmaya neden oldu haberlerin neredeyse tamamı. 99 depreminde internet bu konumda değildi, bu gerçekten herkesi hazırlıksız yakaladı ve etik anlamda çok büyük yanlışlar yapıldı. Neyse ki insanların çoğu bir noktada kendilerini uzak tutmaya başladılar ama bu arada da olan oldu maalesef. Zamanla huzursuzluğunuz azalacaktır, fakat vücudunuza iyileşmesi için zaman vermeli, ona bu nakahat döneminde iyi bakmalı, ihtiyaçlarını karşılamalısınız.. Yalnız değilsiniz, bir çok insan ikinci dereceden travma yaşadı.. Bunları konuşmak, duyguları paylaşmak bile iyileştirici bir etki yaratacaktır ama dediğim gibi, acele etmeyin, vücudunuza zaman verin.. Küçük huzur alanları, ufak ve anlık neşe vericiler, nefes egzersizleri ve size iyi gelen şeylere zaman ayırmak bu dönemde iyi gelecektir... Konuşmak isterseniz de buradayız biz uzmanlar...

      Sil
    2. siz diye yazdım çünkü sen tek değilsin eminim bunu hisseden... sevgilerimle..

      Sil
    3. İyi geldi teşekkür ederim. Yalnız değiliz ve bu uzun dönemi dinlene dinlene atlatacağız sanırım.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. bu sabah bizimkiler aile toplantısına gidince, birkaç saat kendime ayırmaya karar verdim. ilk iş blog şimdi bir iki email, bir mektup, kafeinsiz bir kahve ve birkaç saksıya kekik, fesleğen, nane, soğan dikimi :)

      Sil
  3. Emeklerine sağlık C.ciğim. <3
    Bugün ben de frezya ve sümbül gördüm, bahar çiçekleri çıkmışlar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay annem "sümbül bitti burada artık" dedi bu sabah, şaşırdım ben de.. Demek hala var, sevindim, mis gibi kokuyor.....

      Sil
  4. İnsanların yardımseverliği bir nebze olsun umutla dolduruyor içimi... Sizin gibi iyi yürekli insanları görmek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok var evet, canla başla çalışıyoruz :) Olumsuzluklar değil de çalışmalar daha fazla haber değeri taşısa keşke tuhaf memleketimizde....

      Sil
  5. Hepimiz ateşe su taşıyan karıncalar gibiyiz ama sen daha bir efor sarfediyorsun taa oralardan.. Ne kıymetli bir çaba.. Kalbim seninle <3

    YanıtlaSil
  6. Çiçekleri ve bahçenin mevsim geçişini görmek hayatı/yaşamı hatırlatıyor. İstediğimiz kadar acı çekelim hayat devam ediyor ve o hayatın içinde bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu güzel yazı ve fotoğraflar için teşekkürler Canım <3

    YanıtlaSil
  7. Sevgiler Ceren. Kaynaklarının olması ve bunu kullanma imkanı yaratmanı sevgiyle okudum. İşim gereği olmasa da oralarda çabalama imkanım olmasa da çabalayanlara destek olmaya çalışarak bir şeyler yapıyorum ama ne yapsam yetersiz görünüyor gözüme. Sosyal medyadan uzak durmaya çalışıyorum. Öfkem yerini umutsuzluğa bıraktı. Öyle işte. İyi olalım hepimiz iyi olalım. Sevgiyle (günün çorbası yelizden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetersiz olur mu hiç Yeliz.. Hepimiz yapabildiğimizi yapıyoruz yardımın azı çoğu olmaz ki. Sosyal medyadan uzak durmak akıllıca, maalesef acıdan bile beslenen insanlar var :( Ben umutsuz değilim aksine 2013’ten beri bu kadar umutlu olmamıştım..

      Sil
  8. Allah yardımcınız olsun hem çok zor hemde çok güzel birşey yapıyorsunuz.

    YanıtlaSil
  9. ne güzel çiçekler bunlar, kokusunu duydum sanki.
    bir de, iyi ki varsın, iyi ki varsınız...sarıldım kocaman

    YanıtlaSil
  10. 99 depreminde sosyal medya yoktu, olan tv ler de bugünküler gibi coşkulu coşkulu yaşatmadı olanları. kızgınlık duymak istesem dolu nokta var; yardımları, yapılanları bile bölüştük milletce. yapılan herşeyin politikleşmesine öfkem asıl. ama yok onu da umursamıyorum artık, herkese dönüp yemeye devam edin birbirinizi diye bağırıp dağlara kaçasım var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim yaptığım da o. Twitter vs hiç kullanmadım ben, bura dışında sosyal medyada da değilim (denedim sarmadı) ve politik biri de değilim yani oyumu veriyorum elbette ama politika konuşmak rakı sofrasında bile (ki rakı da içmem zaten) benlik bir şey değil. Çünkü konuşmak benlik değil. Yapmak benlik...
      Bu felakette de yapmayı tercih ettim. Küçük büyük önemli değil; konuşma, yap...
      Konuşulanları dinlemediğim halde haberim oluyor bir şekilde ve dediğinde haklısın, insanların felaketinden bile politika yaratıldı ve gruplaşmalar oldu. Bunları izleyip dinleyip öfkelenmek yerine, ben de kendi köşeme çekilip 1). Önce kendimi ve gerçekten sorumlu olduğum insanları güvene almayı 2). Daha sonra kolumun yettiğince uzanmayı ve diğerlerine yardım etmeyi görev bildim.
      Benim doğrum da bu Pelinpembesi, ne yapayım, elimden bu geliyor....

      Sil
    2. Konuşmak yerine yapmak, ne güzel demişsin, elimizden ne kadarı geliyorsa, yapmak.

      Sil
  11. Hermann Hesse'nin Ağaçlar kitabını çok severim. Elindeki baskıya bayıldım ve bir de o fotoğraftaki kayın ağacının görkemi müthiş. Aklıma hemen Nazım Hikmet / Zülfü Livaneli'nin Karlı kayın Ormanı geldi. Ahh!

    YanıtlaSil