30 Eylül 2021 Perşembe

6. Ay (Eylül) Özeti

Eylül benim için göz açıp kapayıncaya dek, hızla geçti. Bunda sanırım uzuuuun süren öğrencilik yıllarının etkisiyle, yılbaşını Eylül'le özdeşleştirmemin etkisi de var. Eylül demek benim için yeni başlangıçlar, plan ve projeler demek. Dolu dolu geçen bu ayı kısaca nasıl özetleyebilirim emin değilim ama haydi deneyelim :)

PROJELER PROJELER PROJELER:

İki senedir pandemi nedeniyle oldukça boşalmış olan depolarımı, bu yaz güneş, deniz ve sevdiklerimle doldurarak, içim umut ve yepyeni projelerle dolu döndüm evime. Heybemde üç yeni projem var; en yakını Ekim sonu kısmetse Mimas Yolu'nu yürümek, ikincisi başvurduğumuz okul kabul verirse Temmuz sonu Urla'ya taşınmak, üçüncüsü de bu seneyi sağlıklı, mutlu ve neşeli, verimli ve dolu dolu geçirmek.

Bu üç projeye beş kaplan gücüyle atıldım bu ay. Mimas Yolu için uçak biletimi aldım, rotamı aşağı yukarı belirledim, etapların üzerinde çalışmaya ve kondisyonumu kaybetmemek için bulduğum her boş anımda egzersiz yapmaya başladım. Urla projem için şu aşamada yapılabilecek tek şey okula başvuru yapmak. En son doktoraya başvururken bu kadar uğraşmıştım, okul resmen doktoraya öğrenci alır gibi davranıyor! Belgeleri hazırlayıp bir de niyet mektubu falan yazıp yolladım, şimdi uzuuun bir bekleme ve mülakat süreci var. Hayırlısı diyelim. 

Son projem tabii bir süreklilik içerdiği için en zoru :) İşime eğildim, iş dışı işleri de bir düzene koymaya, çocukların okul sonrası programlarını oturtmaya çalışıyorum hâlâ.. Bunları yaparken de kendime sevgi göstermeye, iniş çıkışlarımı dengede tutmaya çalışıyorum. En zoru bu tabii..

BLOG AÇIP KAPATMA UZMANI: 

Yazmadan duramayanlardanım ama sürekli yazdığımda yazı kalitesi "çöp"e dönüyor. Ben de yazı aşkımı ikinci bir bloğa her gün yazarak gidermeye ve sevdiklerimi buraya almaya karar verdim. Bir nevi orada "filizlendirip", buraya "dikme" şeklinde.. Önce Proje 365'e yazayım dedim ama onun konsepti bu işe uygun değildi, sildim yazıları. Yeni bir blog açtım ve kendi kendime yazmaya karar verdim bir süre. Hoşuma gidiyor oranın sadeliği ve minimalizmi. Sır değil, isteyen bulur okur ;) Reklamını yapmayacağım.. Öğrenen Anne'yi de, Kontrollü Çılgınlıklar'ı da öyle kendi halinde açmıştım, hiçbir reklam almadan, sosyal medyaya bulaşmadan bu kadar okunduysa yazılarım, bu bir başarıdır bence. Ora da iyiyse tutar..

YÜRÜDÜM YÜRÜYORUM YÜRÜYECEĞİM:

Bu ay 250.000 adım yani 190km yol tepmişim! Mimas Yolu 150km ve 7 gün sürüyor, kara kara düşünüyorum sevgili dostlar, halım ne olacak benim.. İçimdeki son şeytanla da yüzleşmeden dönmeyeceğim ben bu yoldan! Bir an Forst Gump ya da Into the Wild geldi aklıma, neyse karıştırmayalım. Yürüdükçe forma girmeye de başladım sanki.. Pandemi kiloları çok şükür gitti, bin şükür, inşallah geri gelmezler amin amin!

DİNLEDİM:

Genelde doğayı ama bazen de Faber'i, defalarca ve saatlerce.. Piç ya, piç! (Piç bizim ailede "sevimli oğlan çocuğu" demektir, gerçek anlamını 14 yaşımda feci şekilde rezil olarak öğrendim, sormayın). Bir ara gaza geldim, 20 Ekim'de konseri var bize 2 saat uzaklıktaki bir kasabada ama, yemedi gözüm gece gece otoban faresi olmayı.. Evli barklı kadının "Nie wieder Kokain!" diye bağırması zaten yakışık alır mı ayol? (Az gaz versenize ya, hâlâ bi yanım git diyor).

İZLEDİM:

Bu ay çok fazla bir şey izlemedim çünkü çocuklar uyuduktan sonra planlanacak çok fazla işim vardı ama Modern Love'ın ikinci sezonunu izledim, sıcacık bir dizi. Zaten New York Times'ta köşe yazısı olarak yazılmış çoğu hikâye ve şu linkte bir de podcast var, doyamıyorum dinlemeye. 

Pek özleşmişiz cadıyla <3 

Ha bir de Squid Game’i izledim. Baya sarıyor, Kore dizisi. Kore tipi saçmalıklar da var içinde ama sanırım bu senenin en iyi, en heyecanlı, hattâ New York Times’da “siz hayatta kalabilir miydiniz bakim!?” şeklinde bir köşeyazısına ilham olacak kadar da bağımlılık yapan dizisi. 

OKUDUM:

Geçen aydan sözüm var, Murathan Mungan "Kadından Kentler"den birkaç paragraf alacağım buraya. 

"Kocasının bütün o uygar, uyumlu, sorun çıkarmayan halleri, bunca zaman aslında böyle bir hayat istemediğinin farkına varmasını engelleyip, sanki içini yaşamasını geciktirmişti. Bu nedenle içinde ona karşı kızgınlık birikmeye başlamıştı. Böyle olmadığını bildiği halde, gene de hayatta bir şeyleri sanki kocası yüzünden kaçırmış gibi hissetmekten alıkoyamıyordu kendini."

"Aradan geçen yıllar değil de, içinin durgunluğunda yaşlanmış sanki. Yaşlanmadan çok matlaşma demeli belki de; gözbebeklerinden bütün varlığına yayılan bir pırıltısızlık.."

"Fasülyelerden bunca söz etmesi, aşçılığıyla övünmekten çok, yakaladıkları bu mutluluk ânını uzatmak içindi.."

"Vaktinde iç çayını, yoksa çayın canı sıkılır, derdi.", "İyice oğulup parlatılmış ince belli bardaklara dökülen çaylar, bir tek Erzurum'da böyle yakut rengi ışıldıyor sanki."

Bu ay Hermann Hesse'den "Öldürmeyeceksin"i (1), Sait Faik Abasıyanık'tan Alemdağ'da Var Bir Yılan'ı (2) ve yeniden Tomris Uyar'dan Günlerin Tortusu'nu (3) okudum. Birkaç ufak alıntı da onlardan olsun mu?

"Ruh sözlerde değilse mimiklerde, ses tonunda değilse, nerededir peki?" (1)

"Öldürme eylemini yalnız o aptalca savaşlarda, devrimlerin budalaca sokak çatışmalarında ve idam sehpalarında gerçekleştirmiyor, adım başı bu cinayeti işliyoruz. Çaresizlik içinde bırakıp kendileri için uygun sayılmayacak meslekler edinmeye zorladığımız yetenekli gençleri öldürüyoruz. Yoksulluklar, çaresizlikler, yüz kızartıcı durumlar karşısında gözlerimizi yumarak öldürüyoruz. Toplum, devlet, okul ve kilisede ömrünü tamamlamış uygulamalara kararlı bir tutumla sırt çevirmediğimizde öldürme eylemini gerçekleştiriyoruz. İçinde yaşanılan zamanın öldürülebileceği gibi, geleceğin kendisi de öldürme eylemine konu yapılabilir.." (1)

"Sevgiden söz aç. Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak." (2)

"Ellerini severim, gözünün rengini severim. İçime ondan durmadan yağmur gibi bir şeyler yağar" (2)

"Ama yüreğimi bir şey, demirden bir avuç da sıkmıyor değil hani." (2)

"Yirmi yaşındaki bir kızın ya da delikanlının gözünden bakamam ben dünyaya; bir ağacın yıkılışını, bir çocuğun su içişini, bir sevişmenin değerlendirmesini onlarla paylaşamam. Kişi yirmisinde, kırkında duyabileceği tatları duysaydı, neden yaşasındı ki?" (3)

"Ben kendi adıma, tek başıma mutsuz olmaya karar verdim." (3)

"O gittikten sonra, uzun süre ellerime baktım. Öyle uzun bakmışım ki, sonunda el olmaktan çıktılar." (3)

tanıdık geldi mi? :)

DÜŞÜNDÜM:

Bu ay insanlar arasındaki bağı, aslında hepimizin "bir" olduğunu düşündüm ve panteizm konusunda okumalarımı ve düşünce egzersizlerimi tazeledim. Çok ufak yaşımdan beri inanç sistemim panteizme çok yakın, hümanistik psikoloji ve felsefe ile de güçleniyor bu inancım, hissediyorum. İlginizi çekerse, bu konuda önerebileceğim birkaç kaynak da burada: 

- Spinoza "Ethics"
 "Why Spinoza Was Excommunicated"National Endowment for the Humanities. 1 September 2015.
 Yalom, Irvin (21 February 2012). "The Spinoza Problem"The Washington Post
Stone, Jerome Arthur (2008). Religious Naturalism Today: The Rebirth of a Forgotten Alternative. Albany: State University of New York Press.
Rod, Perry. "About the Paradise Project". The Paradise Project

HİSSETTİM:

Ağustos'tan beri hissediyordum ama eve dönünce daha bir anladım; bu ay ne yapsam kendimi %100 vererek yapmaya başladım. Çocuklarlaysam zaten yıllardır elimde telefon olmazdı ama kitap olurdu, aklım başka yerde olurdu falan, o bitti meselâ. Deli gibi oyun oynuyorum oğlanla. Kızla sohbetlere doyamıyorum. 

ev atölyesi :)

Danışanlarla seanslarda da daha bir enerji ve kıvrak zekâ sahibiyim. Yaptığım yemekler, ev işleri parlıyor gözümde.. Bir de kendimi sevesim tuttu mu.... Zaten yeni saçlarım kendimi aynada apayrı biri gibi görmeme neden olmuştu, şimdi bakışımda duruşumda da bir farklılık var.

Üstelik saat 22.00, yorgun-ötesi ve sıfır makyaj :P

Buna neden olan da sadece iki tanecik hayâl kurmak, onları gerçekleştireceğine dair umut duymak. Bu kadar mı iyi gelirmiş insana..!? Ne olur henüz yoksa, oturun bir hayâl kurun....!

Tabii ki içimdeki utanmaz arlanmaz felaketler kraliçesi sürekli çuvaldızla dürtüyor "kesin bi'şi çıkacak, totonun üstüne oturacaksın" en çok üstüme gelen senaryo da tabii ki "seyahatimden 1 gün önce çocuklar hastalanacak" klasiğimiz. "Mörficiğim geçen yıllarda ne zaman umutlansan kırmadı mı dizlerini, bu sene de yapacak aynısını" demiyor muyum kendime? Diyorum.. Ama sonra da diyorum ki sakin sakin "olsun, canım sağolsun, bu noktaya gelmem bile bir şans, bu sefer gidemezsem de nasılsa hazır artık program, bir sonraki sefere gideceğim, bu sadece bir zaman ve iyi şans meselesi..." Yani gidemesem de, kabulüm sevgili kader... Bu kadarı bile iyi geldi bana, hayâli bile iyi geldi.... <3

ÇOK SEVDİM:

Son derece amatörce, evde hazırlanmış bu yol işaretini çok sevdim! Hakikaten bir sabah kirpiyle de karşılaştık, yol verdim kendisine.. Homurdana homurdana geçti "buralar eskiden hep dutluktu.." diye diye... 

Bir de ben yemek yaparken mutfak penceremin önünde yaşanan bu "derin mevzu"ya bayıldım ;) Yaşasın "pembe inadı duruşu" olan kızlar ve kaldırıma oturup onlara zaman veren takım elbiseli kocaman adamlar :)

KUTLADIM:

Ailemizin en miniği 5 yaşına girdi bu ay.. Bu sefer pastasını iyi kotardığımı düşünüyorum, özellikle de geçen yıllardaki hezimetlerden sonra :)))) Davet ettiğimiz minik insanlar baş parmaklarını havaya kaldırıp onay da verdi, daha ne isterim?


UÇTUM:

En güzelini en sona bıraktım. Bu ay ben hayatımda ilk defa zipline yaptım. Kıvırcık kıvırcık saçlı bir "baba"nın gazına geldim :)) Çocuklarımız aşağıda oynarken "hadi gel kendimiz için de bir şey yapalım" diye 400mt'den atlamama vesile oldu sevgili G.! Böyle "baba" arkadaşlar iyi ki var... Çok keyifliymiş gerçekten, iyi ki yaptım! Videosu görünüyordur umarım (yoksa sayfanın altındaki web sürümüne geçip tekrar bakabilirsiniz)


Eylül işte böyle dolu dolu geçti, bitti.. O zaman haydi bakalım Ekim, sahne senin! Sağlıkla, neşeyle, verimli işlerle ve iyi şansla gel ve çok güzel geç, e mi!?

50 yorum:

  1. ay güzel güzel okuyordum ki en son hakikaten en şahanesiymiş. aklım ve ruhum senle birlikte uçtu gitti öyle :)
    saçlar süper olmuş ve ennn derinden diliyorum ki her şey yolunda gitsin ve Mimas yolunu yürüyebil :)
    Evin küçüğünün nice mutlu yılları olsun. sağlıkla, sevgiyle, neşeyle ve başarıyla dolu :)
    proje 365'e dün girip "eee ne olmuş buraya" şaşkınlığı yaşamıştım. diğer blogu nasıl arayıp bulacağım ayol, yazsana, merak ederim ben şimdi :)
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çooook teşekkür ederim Şule! Ne güzel dilekler bunlar :)

      Sil
  2. Merhaba Ceren, hayallerin harika! Hele böyle nokta atışı olması onların gerçekleşmesini kolaylaştırıyor bence. Bakalım okuldan nasıl bir haber gelecek. Urla'da ki bu okul ilkokul düzeyinde mi? Öğretmen olarak içeriğini merak ettim. Verdiğin kilolara gelince zaten sende yoktu sanki. Hatta şu an oldukça zayıfsın. Bu kadar uzun yola çıkacak olsam ben kilo almaya bakardım. Canım ne isterse yerdim :) Nasıl olsa yollarda gidecek.
    Ayy ben hayatta öyle yüksekten atlayamam, zaten adrenalini hiç sevmem. Artık lunaparklarda dönme dolaplardan bile korkuyorum. Enerjin, hevesin, mutluluğun hiç bitmesin canım !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoook teşekkür ederim Pelinpembesi!
      Urla'daki ilkokul Alman hükümetine bağlı MEB'le alakası yok tamamen Alman eğitim sistemini takip ediyor. İçeriği buradaki okulla birebir aynı olacak yani. Ben de çok heyecanlıyım, bakalım hakkımızda hayırlısıysa olsun inşallah.

      Sil
  3. insanın sadece kendisi için bir şeyler yapabilmesi ne hoş. Bu bir şey balkona çıkıp hava almak da olur, tek başına dağ bayır yürümek de. Umarım hiç bir aksilik çıkmaz da bu hayalinizi gerçekleştirirsiniz.
    Bu arada izninizle bir film tavsiyesinde bulunmak isterim; Wild ( https://www.imdb.com/title/tt2305051/ ) bir kadının yürüyerek kendi iç dünyasına yaptığı yolculuk..
    Herşey gönlünüzce olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkürler, bilmiyordum, bakacağım hemen!

      Sil
  4. Bende blogu merak ettim. Her gun bakiyorum yeni yazi varmi diye. Okuyorum bi bakmisim sildiniz. Yetistiklerime seviniyorum. Yeni blogu cok merak ettim. Okumak isterim cok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hihih arayan mevlasını da bulur belasını da diyeyim
      ama sizleri artık uzun zamandır tanıdığım için emaille yazayım olmaz mı ;) ay böyle "her gün bakıyorum" diyince ben bi şaşırıyor ve seviniyorum ki... sağolun ya varolun hakikaten ne güzel duygu bu.

      Sil
    2. Oyle bi guzel olur ki)

      Sil
    3. Aaa bende buldum. Birden ampul yandi nereye bakmam lazim diye) )

      Sil
    4. ))) yuzumde gulumseme olustu. Sevdigim yazarin yeni bi kitabini almisim gibi. Hani olur yaa bir an once okumak icin bi heyecan olur garip bi duygu keske turkcem yetseydi anlatmam icin. Neyse. O heyecan ve bi gulumseme basliyorum okumaya )

      Sil
    5. Ayyyyyyy estağfrullah yahu
      Çok sevindim

      Sil
  5. Mimas Yolu'nu duymamışım, hemen baktım .En güzel yerler.
    Saçlar ve gülen yüz şahane, pırıl pırıl bakıyor,maşallah:)
    Ufaklığın doğum gününü canı gönülden kutluyorum.
    Ziplayn ,survıvor izlerken öğrendiğimiz bir etkinlik,benim yaşımda zor tabii de daha genç olsam kesin denerdim. Uçmak ne güzel bir histir kimbilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler <3
      Şahane bir histi gerçekten!

      Sil
  6. Yeni blogu bulmak isteyenlere açık adres bırakayım mı acaba :)))

    O kadar çok yorum yapacağım ki unutmamak için yazıyı telefondan açtım, kendim bilgisayarın karşısına geçtim, paragraf paragraf okuyup yazcam şimdi yorumu :D

    Yeni yıl kesinlikle Eylül'de başlıyor hayatında köşesinden bucağından okul olanlar için. Okullar açılınca başlar yeni yıl, net :)

    Mimas yolu için attığın her somut adımda mutluluğum artıyor :)

    Urla'daki okuldan kabul aldığınız günü milli bayram olarak kutlayabiliriz hep beraber :)

    İniş çıkışları dengede tutmak zor :D Tahterevalliye binince ister istemez bir inip bir çıkıyoruz :))

    Blog aç-kapa olayına alıştığım için sevdiğim yazılarını kopyalayıp mail atıyorum bazen kendime ki sonra dönüp okuyabileyim :) Mini çakallıklarda bugün: Blog copy paste :D

    Ben her gün 17-18000 adım atıyorum, okul sağolsun :D Ama bugüne dek bir günde durmaksızın yürüdüğüm en uzun mesafe 26 km. Öleyazdığım anda servis gelip bizi eve götürmüştü. Bir araç gördüğüme hiç o kadar sevinmemiştim hayatımda :)) Sana güveniyorum, sen elini kolunu sallaya sallaya yürüyeceksin o yolu <3

    Git kızım şu konsere! Bundan bir tık fazla gaza gerek bile yok :)

    Modern Love izlemeye başladım ama ilk bölümdeki kadının apartman görevlisini o kadar ciddiye almasına dayanamayıp yarım bıraktım. Daha sakin olduğum bir günde geri dönüp izleyeceğim inşallah :D Squid Game'e bu akşam başlayalım Evrim'le (tabi o çoktan başlamadıysa :)

    Offf alıntıların her biri üzerine konferans, açık oturum falan düzenlesek olur bence :)))

    "Ellerini severim, ... İçime ondan durmadan yağmur gibi bir şeyler yağar."

    O puantiyeli gömlek nasıl yakışmış <3 <3 <3 Gözümü alamadım :)

    Sustur lütfen içindeki o pesimist kraliçeyi ya! Bir de geçen de dediğim gibi sadece bir hayalin, bir hedefin varlığı bile aşırı mutlu edebilir insanı. Hatta bazen bu süreçteki mutluluk hayalin gerçekleştiği andakinden bile büyük olabilir :)

    Sizin evdeki herkes nasıl şanslı yav! Hepsine özel pasta yapıyorsun her seferinde :) Nice mutlu seneleriniz olsun ailecek <3

    "Last but not least" lafını çok severim :) Senin final de öyle olmuş :)

    Yorum değil, destan oldu ama n'apayım, sen de bu kadar güzel anlatmasaydın her şeyi :P



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha bırakma, okumak isteyen bulur nasılsa..

      Okul ajandası diye birşey var eylülde başlıyor ağustos 31’de bitiyor, ben yıllardır onu kullanıyorum :)))
      Sen kola takılan adımsayar kullanıyorsun değil mi, ben sadece telefon kullanınca bazen çok düşük gösteriyor, bir de mesela koşu bandında 5K koşuyorum alete bakarsan ama telefona bakarsan 3K! Sinir oluyorum.. Ama önemli olan rakam değil sanırım kondisyon. O 2 gün biri 24 diğeri 27K onlar gözümü korkutuyor :( Bir de hiç köy falan yok hani yorulsan, taksi çağır dersen de telefon çekmiyormuş.. Napıcam bilmiyorum..
      Konsere gidiim di mi :))) Ich liebe dich Faberrr diye bağrınayım :)))) Ortayaş krizi. Mis.
      Modern Love çok tatlı ya, bi şans ver..
      Çok tatlıydı yorumun :) xoxo

      Sil
    2. Ben de yıllardır okul ajandası kullanıyorum. Offf her sene nasıl hevesle alıyorum yenisini görmelisin :)) Ama Haziran sonrası boş kalıyor bazen gıcık oluyorum :D

      24k ve 27k zor gibi ama şöyle düşün, durup dinlenebilirsin. Benim gittiğim ekip deli gibi son gaz hiç durmadan yürüttü bizi. Normalde 6'da bitmesi planlanan etkinlik 4 gibi bitti. Yani arada 2 kez 1er saatlik mola ya da belki 4 kez yarım saatlik mola versek o kadar yorucu olmazdı.

      Tabi ki bir şans vereceğim diziye.Sen sevdiysen vardır bir alamet-i farikası :)

      Kocaman XOXO

      Sil
    3. Saatte 5K yürüyorum yani 5.5 saat sürecek bir yol, sabah 8’de çıksam 2’de varılır yani 4 saat mola verebilirim aralarda. Tek sorun o etapta hakikaten ne ev var ne insan.. Hoş belki bu daha iyi..
      Boş kalan sayfaya ben bişey buluyorum mutlaka :)) bir cümle olsun yazıyorum o güne dair bir an kalsın diye.
      Ajandalarını saklar mısın peki? Ben direkt atıyorum geridönüşüme

      Sil
  7. Selam benim çılgın güzelim. Hayaller ve gerçekler ve onları gerçekleştiren Ceren seni ve küçük yavrumuzu kutluyorum. Saçlar çok güzel. Ben de panteistim. Sevgiler çılgınım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çooook teşekkürler <3 Yaşasın panteizm!

      Sil
  8. Yeni bloğu bende merak ettim şimdi
    Oğlunun yeni yaşı kutlu olsun. Sağlıklı mutlu nice yılları olsun.
    Gayet güzel ve güler yüzlüsün..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim <3 bu ay hergün yazacak olman çok mutluluk verici

      Sil
  9. nice mutlu yılları olsun miniğin:)
    projelerini gerçekleştirecek enerji ve motivasyon diliyorum:)
    dolu dolu geçmiş eylül, diğer aylar da bereketle ve güzelliklerle gelsin..

    YanıtlaSil
  10. Efes-Mimas Yolu ilgi çekici, sitesini buldum ve bende inceleyeceğim:) İkinci ve üçüncü blogları açmanızın sebebi, içeriklerinin farklı olması mı? Yani aynı çatı altında farklı başlıklar ile olmuyor mu? Tamamen meraktan soruyorum yanlış anlamayın lütfen:) Keyifli bir Ekim ayı olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mimas doğa sporları klübü Mustafa bey sanırım facebookta baya aktifler, ben facebook kullanmadığım için zor oldu biraz ama çok yardımcı olan bir insan..
      Sorunuzın cevabı biraz da insandan kaçmak galiba, burada daha vitrin önü ürünler var, orada çer çöp satılamayanlar kendime sakladıklarım falan :) fena benzetme olmadı sanki :)))

      Sil
  11. Ah Ceren yazılarını o kadar seviyorum ki. çok güzel bir ay olmuş senin için. normalde eylül bana yıl sonu gibi gelir hep kendimi bırakırdım. öyle olmaması ve bu duyguyu kırmak için uğraşıyorum. bu yazı bana ilham verdi. Kirpi tabelasına bayıldım. Bizim mahallede de var bir tane. Ben de yapmalı mıyım diye düşündüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne tatlılar değil mi.. Yazık badi badi koşturuyorlar, arabadan haberleri yok :(
      Geçen sene aonbahar ve kışı seveceğim diye söz verdim kendime, uyguladım da. Bu sene de deneyeceğim bakalım, zorla güzellik :))

      Sil
  12. Ben hemşehrin ve büyüğün olarak sesleniyorum, nedir bu yeni blog,okumasam gözüm açık gider kuzummmm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay Allah korusun yahu o kadar da değil, kıçı kırık üç beş fikir sonuçta.. Buraya alırım zaten iyi birşey çıkarsa :)))

      Sil
  13. Uçma şeysine bayıldım, adı nedir? Bugün bir ara kendi uçma maceralarımı düşünüyordum, tesadüfen. :)
    Çocuklar fotoğrafına bayıldım, tatlılık numunesi. 😍
    Saçların çok yakışmış ve de incecik olmuşsun. :)
    Bir de yeni blogu buldum haliyle, bunca senenin blogger'ıyız, bulamayacak mıyız, aşkolsun. :)) Okudum da, silme artık, dursun. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zipline :)
      Hahahah cingöz seni! Bekliyorum uçmak maceralarını o zaman :)

      Sil
  14. Video beni benden aldı.. tam benlik hareketler :))) birden ne hissettim biliyor musun? Ben senin hayatına dahil olmuşum gibi bir his oluştu :)) Ay harika, hele ki Urla olursa değme keyfime..
    Bloğu bulma olayı biraz zor çünkü eskiden blog sisteminde ileri geri oklar vardı ve bir bloğun sağ-sol yan komşularına gidebiliyor yeni keşifler yapabiliyordun. Maalesef onu da kaldırdılar.. Kısmet dicez artık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dün Urla'yı telefonla aradım :))) Tam Türk anası gibi "emailimi aldınız mı acaba?" diye sordum! Adam böyle bıkkın bi sesle "evet han'fendi aldık, size mülakat için emaille döneceğiz, sabırlı olun zaman alacak" dedi. Ayol ben kiralık ev bakıyorum her gün :)))))

      Sil
    2. Hahahahahahahahah.. ay çok tatlısın

      Sil
  15. ay sen küçükken de tatlıymışsın baya:)senin bu taşınma işi nasıl olacak iş güç misal?eniştenin anası ne dedi,görümcen falan yoktu değil mi?olsalar ne fişteklerdi analarını iç güveysi mi gircekmiş abimiz diye diye:P ay çok sıkıcı bir hayat:/Ben oğlumu on kardeşli bir kızla evereceğim hayatında renk olsun böylesi tatsız:)Ben oğlanla birlikte korona olduk karantinadan yeni çıktım.o bloğu da gördüm yattığım yerden her yere yetişirim keşke yürüyüşüne de yetişsem:)sen gel buradan geçerek git olmamı öpüyorum.saçlar ateş ediyor eteğini sevsinler:O

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne diyosun ya çok geçmiş olsun ama aşı?!? :( Ay dur mesaj atıcam :((((

      Sil
    2. Kaşları almayı bırak hem demode oldu,hemde seni daha fresh göstereceğine eminim. İstersen yayınlama daha önce söylemişimdir belki bellediğimi bellerim huyum kurusun

      Sil
    3. Almıyorum kaşlarımı :))) 15-20 yaş aralığında nası hırs yaptıysam alırken, kaş küsermiş öyle derler o yılların ince modasına takıldı kaldı öylece. Ama sorun değil bikaç seneye bu erzurumlu pala bey modası bitecek eminim, benim günüm gelecek :)))) şaka bi yana doğal iyidir tabii ama ben pek kalın kaş sevmiyorum sert bir ifade veriyor insana

      Sil
  16. Ay sen zaten zayıftın ne kilosu. Hayırlısı olsun bakalım okul işi. Yürüme işi benim için çok zor o kadar kilometre yapamam ama sana başarılar. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dur bakalım ben de başarabilecek miyim bilmiyorum Hülya :/

      Sil
  17. Çocuklar ve torun bende, bilgisayar başına pek oturamıyorum. Ama okudum valla seni, ne diyeyim her şey gönlünce olsun. O pembeli kızın fotosuna bayıldım, bir de kırmızılı kızınkine :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "5 para fazla olsun, kırmızı olsun" :)))
      Ailecek keyifli Antalya günleri diliyorum! <3

      Sil
  18. Ailenin en küçüğüne güzel mi güzel yıllar dilerim:)
    Ekim de böyle dolu dolu geçsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederiz :) Amin!
      Ya Klio'nun Şarkısı, seni andım dün. Jawlensky ile Werefkin'e modellik eden Sakharoff üzerine ufak bir deneme yazısı yazıyorum, sanırım yarın yayınlayacağım. Boş vaktin olursa bir ara bakar mısın, merak ediyorum senin düşüncelerini aslında..

      Sil
    2. Şimdi gördüm. O yazıyı kaçırmışım. Okuyacağım:)

      Sil
  19. Yazınız resmen ilham oldu. Ne güzel dolu dolu geçmiş. Bir şeyler yapmak her zaman aktif tutuyor :)

    YanıtlaSil