7 Aralık 2020 Pazartesi

Kendi kendime ufak hediyeler

Burada "noel takvimi" diye hoş bir âdet var. Sevdiğiniz kişilere 1 Aralık'tan 24 Aralık noele dek her gün için yukarıdaki fotoğraftaki gibi ufak zarflar ya da kutular hazırlıyorsunuz. İçlerine küçük oyuncaklar, çikolata ya da çeşitli çaylar gibi ufak hediyeler ya da ufak mesajlar koyuyorsunuz. Her gün bir kutu açılıyor. Sevimli bir âdet, ben her sene yapıyorum.

Bu sene ilk defa kendi kendime de böyle bir sepet hazırladım. Her gün 5dk bile olsa kendim için bir şey yapmak istedim ve aklıma gelenleri madde madde yazıp, ufak zarflara koyup, her gün birini açıp uygulamaya karar verdim. Meselâ kendime bir kupa çay hazırlayıp, pencerenin önüne oturup, hiç bir şey yapmadan dışarıyı izlemek. Ya da meselâ kendimde güzel bulduğum huylardan 3 tanesini yazmak ve yatağımın baş ucuna asmak. Bu sayede kendi içimdeki fırtınanın dinmesini ve kendime daha şefkâtli davranmayı umuyorum. 

Bugünkü madde "bugün gün içinde seni en çok mutlu eden 3 anı yaz" idi. Hemencecik buluverdim o 3 maddeyi: Sabah nasıl olduğumu kendi gözüyle görmek istediği için, bana kahvaltılık bir şeyler alıp ziyaretime gelen arkadaşım N.'yi yazdım. Sonra akşama doğru annemle mesajlaşırken annemin birden "Ceroşcuğum ne tatlısın yahu, seninle olan yaşlanmaz!" demesini yazdım. Bir de O.'un sabah bana sorduğu soruya kıvırarak ne yalan ne doğru, tam ne dediğim de anlaşılamayan yuvarlak ve politik bir yanıt vermemden ötürü, cevaben bana Şrek'ten Pinokyo'lu sahneyi yollamasını yazdım. Sonra birden aklıma esti, dedim şu yazdıklarımın fotoğrafını çekeyim de bugün beni en mutlu eden 3 şeyden biriydin diye N.'ye, anneme ve O.'ya yollayayım.. İşte o an çok tatlıydı! 

Üçü de ne sevindi! Ne bileyim, sanki dünyaları falan kurtarmışım gibi saçma sapan bir his geldi bana da.. Böyle küçük bir şeyden! Dedim ki, "C. ya..., aslında sen sevilesi birisin be." :) İtiraf edeyim, kendimle böyle olumlu konuştuğum çok azdır. Genelde içsesim "yetişemiyorsun, beceremiyorsun, al işte yine mahvettin" falan der.. Herkesinki öyle sanıyordum, sordum soruşturdum, ayol bir benimki böyleymiş. Milletinkiler "boşver, sorun değil, bir dahakine yaparsın" ya da "şunu ne güzel başardın affffferin sana" falan diyormuş. Benim iç ses öküz aleyhisselam çıktı sevgili dostlar.. Oysa dış ses gayet kibar, anlayışlı, sevecenken.. Kendime garezim nedir?

Yarınki madde de şu (çaktırmadan ucundan kaldırıp baktım evet): "Hayatındaki 5 değerli insan hakkında 3 güzel madde yaz" :) Çocukça biliyorum ama... Bu sıra iyi geliyor. 

Bu sıra bana iyi gelen bir başka şey, yeni açtığım blog. Çok fazla gevezeyim ama ilgilenirseniz, ilk yazılar denge ve sevgi üzerineyken, bu hafta konu birden "küçük detaylar üzerinden mutluluk arayışı"na evrildi. Bu hafta orada "şeyler" üzerinden "mutluluk evrensel bir ihtiyaç mıdır, yoksa bazı insanlar hiç mutluluğu aramadan da koca bir ömrü geçirebilirler mi?" gibi sorunsalları ele alıyorum. Meraklısına.. İç hesaplaşmalarımdan daral gelenlerle tabii buradan, kontrollü güncel çılgınlıklarımla, hafif ve su üstünde kalmaya dikkat ederek, devam.. 

20 yorum:

  1. Nedense tebessümle okuyorum son dönem yazılarını, hatta elimi çeneme dayanak yaparak. Yorum yazmıyor... süreci ilmek ilmek örüşünü seviyor, bence sonu çok mutlu bu durumu -sadece-izliyorum:) Diğer blogunu dün fark ettim, yazdıkların hoştu:) Tek ve kısa bir cümleyle bitirecektim güya yorumu, yine de sıkı tuttum ama elimi:) Sevindim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim buraneros, umarım dediğin gibi olur. Genellikle büyük bir motivasyonla başlayıp sıkılıp bırakmak gibi kötü bir huyum var ama bu sefer kaynağını bir sarsıntıdan aldığı için, sanırım dengeler de biraz oynadığı için, bana iyi gelebilir belki.. Bilmiyorum. Göreceğiz..

      Sil
  2. Mutluluk kendinden memnun olmaya, takdir görmeye ve güzel olanı farketme gücüne bağlı diyorum. Tek bir durumdan mutluluk olmuyor ya da. insanın en büyük mutluluk faktörü bence başkalarına faydalı olmasıyla ilişkili bir de. faydalı olma şekilleri de o kadar çoktur ki. büyük bir buluş bulma, sanat eseri üretme, maddi yardımda bulunma gibi büyük işlerde değil, bir derdine ortak olma, gülümseme, selam verme gibi minik ayrıntılarla da faydalı olmak mümkün. bunların oluşturduğu iyilik hissi en büyük mutluluk doyumudur bence. insanın doğasında iyiye yönelme var, bunca zorluk ve kötülük içinde iyi olanı yapmaya çalışma ,çabalama sonucunda oluşan duygu huzura yol açar.
    çok uzaklarda değil mutluluk günün her saatinde, her olayın içinde saklı. ama bulmak içinde çaba lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyu enine boyuna diğer blogda ele alıyorum bu hafta ama benim için ilk madde: umut.
      Faydalı olmanın mutlulukla ilişkisi olduğuna fazla katılmıyorum, doğru olsaydı önce terapistler, doktorlar hizmet sektörü mutlu olurdu. aksine, bazen bu meslek grupları en büyük depresyona açık olanlar... Fakat tabii ki faydalı olmak değil de, proaktif yaşam yani senin de bahsettiğin "içinde olmak", "bir uğraş, bir ilişki, iletişim kurmaya açık olmak, yardımseverlik, gönüllü çalışmalar" bunlar kesinlikle mutluluk düzeyini arttıran davranışlar. Ama "his" olarak mutluluk sanırım tamamen insanın içinde.. Olumlu bakmak gibi.. Ama içinde yoksa da öğrenilebilir mi, kesinlikle inanıyorum ben de buna.

      Sil
  3. bende ne kadar yoğun bir koşturma içinde olursak olalım bir yerde durup kendimiz zaman ayırmamız gerektiğini düşünüyorum.zaten hem bedenim hem ruhum dayanaklı bir yapıda olmadığı için mola vermek benim içinb ir zorunluluk.son zamanlarda içini daraltan şey ne bilmesemde en kısa zamanda güzrl bir iç huzura ulaşırsım umarım sevgili ceren.şimdi bakalım diğer blogunda neler dökülmüş eteğinden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Molalar çok önemli benim için de.. Sevgiler.

      Sil
  4. sepet fikrine bayıldım. görsel senin mi yoksa netten mi buldun?
    iç sesin önemini yazmaya çalışırken öğrenmiştim. benimki de az değildi. neyse ki biraz üstüne düşersen kendine çeki düzen veriyor. sarılıyorum kocaman. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok boş buldu son zamanlarda ortalığı, dozu arttırdıkça arttırdı.. Ben de Joe. Sarılmayalı ne uzun zaman oldu insanlara değil mi :,(

      Sil
  5. Kendini sevmekle başlar her şey. Güzel adetmiş:) Yoruma yazdığınız öykü de pratik ve güzeldi:)

    YanıtlaSil
  6. o seni sarsan sarsıntıların Allah belacığını versin! beladaki a yı uzatma roman şivesi ile öyle söylenir.O içindeki seni aşağıya çeken zilliye söyle,saçını başını yolarım o ağzını cart diye yırtarım.Aslında bunu senin söylemen lazım ya neyse.Kenan doğulu'dan doktor şarkısını sana armağan ediyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman bana bu sıra Dr. deme sakın.. Dr. House gelse bile benden pas ;)

      Sil
  7. çok hoş bir fikirmiş sahiden. Lakin kesinn yazacak bir şey bulamam ben :) benim iç sesim de az öküz değil haniiii :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci cümlede konuşan o olmuş gerçekten de :)

      Sil
  8. Üniversitede sınavdan çıktığımda kısa bir değerlendirme yapardım. Kötü geçti, evet, neden, çalışmadım. İyi, gelecek sefere çalışırım geçerim. Kötü geçti, evet, neden, çalışmıştım ama aptalca hatalar yaptım. İyi, gelecek sefere uykumu iyi alıp, karnım tok, altım kuru girerim sınava geçerim. Ve biter. Cevaplara bakmazdım, bir daha sınav üzerine konuşmazdım, kendimi yiyip bitirmezdim. Benim iç ses böyle çalışıyor. Ama sınavdan önce canıma okur, o ayrı. Olup bittikten sonra dönüp bakmaya gerek yok :D

    Bayıldım noel takvimi fikrine. İçinden çıkanlar da süper :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Milenyumgillerin içsesleri muhteşem, aslansın kaplansın şahane yaptın (sonra alıyorlar 30u oturuyorlar). Özenmiyor değilim arada :)
      Teşekkür ederim. Bir de çay takvimim var Handan! 24 farklı çay.

      Sil
  9. Sahilde yan gelip yatmış gibi sana bakıp gülümsüyorum C. :) <3
    Kendine bu güzelliği yaşattığın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel gülümsemeni göreyim bir Momentos :) Vaktin olduğunda..

      Sil
  10. Mutlu eden o üç kişiye fotoğrafı yollamak ne güzel bir hareket. Okurken tebessüm ettim, ben de mutlu oldum:)
    Diğer blogdaki her yazıyı okuyorum. Sevgiler Ceren...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay sorma, dün de "iyi olduğum 10 şey"i yazacaktım kendi kendime ancak 3 tane buldum :)) 35 senelik en yakın arkadaşıma yazdım, o bana 15 tane buldu! Bu huyumu düzeltmem lazım.... Diğer blog bakalım yardımcı olacak mı, bazen yine kayboluyorum dağılıyorum gibi geliyor...

      Sil