20 Mayıs 2020 Çarşamba

Tehlikeli düşünceler

Berlin’de ortalık yıkılıyor. Corona’ya rağmen yaşama eskisi gibi devam etmek isteyenler sokakları dolduruyor. “Yeter artık!” diyorlar, “işimizi gücümüzü, çocuklarımızın eğitim hakkını, dostlarımızı görebilme özgürlüğünü geri istiyoruz!” Hak veriyorum. Hem de çok.

Bir daha geçirir miyiz, geçirirsek daha mı hafif geçiririz, bilmiyorum. Uzmanlar da bilmiyor. Ya da kendim geçirmeden, üstümdeki kıyafetlerden başkasına geçer mi, bilmiyorum. Bir yanım “dünya üzerindeki en şanslı insanlardan birisin” dese de, öbür yanım temkinli, korkuyor. Belki market alışverişini yıkamadan direkt dolaba koyma özgürlüğüm var, çocuğumu korkmadan okula yollama özgürlüğüm var ama öte yandan da.... Hayat asla eskisi gibi değil. Ve eskisi gibi olacak mı, emin değilim..

“E tamam hasta olduk iyileştik, peki şimdi?” psikolojisi yavaş yavaş beni tüketiyor. “Bari bizim gibilere bir çözüm bulunsun” diyorum, artık hayatıma devam etmek istiyorum!

Başkaları ise, tehlikeli buluyorlar bu düşünceleri. Herkes böyle düşünmeye başlarsa, herkes sokaklara dökülüp "yeter artık!" diye ortalığı yıkmaya başlarsa, ne olur bu işin sonu diyorlar. Onlar da haklı, ucunda ölüm olan bir korku bu, çok haklılar..


Tüm bunları düşünerek yavaş yavaş biçiyorum çimenleri. Hiç acele etmeden, makinayla defalarca ve boydan boya tüm bahçeyi adımlıyorum, sonra enlemesine yürüyorum. Fakat çimenlerin arasında kendiliğinden bitmiş papatyalara, belki içlerinde dört yapraklıların olabileceği yoncalara kıyamıyorum. Bahçenin çeşitli yerlerinde papatyalar öbek öbek gülümsüyorlar bana, yoncalar çapkınca göz kırpıyorlar. Karşı komşu sesleniyor "yine mi kıyamadın?" ellerimi açıyorum iki yana, benden bi' cacık olmaz.. Gülüyor.. El sallayıp giriyor içeriye.


Kesim bitince, su veriyorum çiçeklerime ve saksılara ektiğim, hafif hafif kızarmaya başlayan, mis kokulu, mini minicik yabani çileklerime. Kana kana içiyorlar suyu. Çimenlerin kokusuna kır papatyalarımın, sardunyalarımın kokusu karışıyor. Elma ağacım.. Böğürtlenlerim, frenk üzümlerim, yaban mersinlerim ve hatta karadutlarım.. Gözlerimde karanfiller... Ufacık bir bahçe ama karma karışık düşüncelerime verdiği yeşil serinlik, tarifsiz büyüklükte.


İşim bitince, bahçedeki hortumdan akan buzzzz gibi suyla önce çıplak ayaklarımı, sonra ellerimi, en sonunda da yüzümü yıkıyorum. Tenimden suya akan tehlikeli düşüncelerin buğusu tüterken, gözlerimi kısıp keyifle bakıyorum batmakta olan güneşe. Bir gün daha bitti.. Keşke hiç bitmese bu güneşli günler... Keşke donup kalsa zaman tam şu anda, hortumdan fışkıran su damlacıkları havada asılı kalsa, zaman çocukluğumun geçmek bilmeyen Ağustos akşam üstlerindeki gibi asılı kalsa, akmasa.. Herakleitos geliyor işte o an gözümün önüne. Yaşlı bir zeytin ağacına dayamış simsiyah kıvırcık saçlı başını ve gülümsüyor: "Her şey;" diyor. "Akar!" Öğren artık bunu, direnip durma..


Ve kelime meydan okumamız, tabii. Bu günden, bahçemden aldığım ilk hasattan bana kalan: İçinde 4 sesli harf olan bir kelime (Soru No. 19): Karnabahar :) Hem 4 sesli harf, hem 4 farklı renk!


Bugünlerde söylemeyi sevdiğim kelimeler (Soru No.18); ladin, servi, manolya, jakaranda (bu konuda yazmışım bu linkte, muhteşem..), nar ve en çok da zeytin! Ve bence simsiyah bir köpeğe isim olarak konulabilecek en güzel kelime (Soru No. 23) de; Zeytin! Hattâ, zeytinin bence düpedüz mutlulukla bir ilişkisi var!

Bunu soran yok ama; bu sıra yapmayı en çok sevdiğim şeyleri yazarak bitirmek istiyorum: Monocle veya Düşünbil dergileri eşliğinde, kulağımda Andrea Motis, kesmeye kıyamadığım papatya ve yonca öbekleri üzerindeki mavi hamakta zaman geçirmek.. Evet. Seviyorum!

21 yorum:

  1. Bayılıyorum! Sana da, bahçene de, o renk renk karnabaharlara da bayılıyorum! <3 <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. xoxo Karnabaharları pişirdim, mor pişince mavi oldu, "sihirli karnabahar" diye yutturdum hihi

      Sil
    2. Bu arada Andrea Motis'e verdiğim linke tıkla derim ;)

      Sil
    3. Verdiğin tüm linklere tıkladım zaten :D Ordan oraya salınıyorum müzik eşliğinde :)

      Sil
  2. Sizden haber almak beni mutlu ediyor. yazılarınız, belki Almanya Münih duygularınız samimi. Bugün ablamla konuşurken ya bu corana sürecekmiş . Dedi. bu onu rahatsız etmiş. Köydeyken maske yok korona yok. Burada kentte nefes alamadım. Sıkıntı bastı. Yaz gününde maskeli hayat zor. Sıcak. Teyzeme torunlara kızıma gitmiyoruz deyince neden dedi. sonra belkide sizin yaptığınız doğru diye kendi sorusunu kendi cevapladı. Arkadaşlarla mesafeli görüşebiliriz. Ama herkes haziran sonunu bekliyor. Sizin işinizde zor.Güzel ve renkli karnabaharlar. papatyalara kıyamayan Ceren sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni de sizden ;)
      Benim kayınvalide de bizi tam 3 ay 1 haftadır görmüyor, ben davet ediyorum bizden zarar gelmez diye ama ı-ıh

      Sil
  3. Ben önlemler devam etsin tarafındayım (biraz da tuzu kuruluk var) Okullar tatil edilince, biz de yazlığa kaçınca rahatladık. Uzunca süre market dışında izoleyiz. Ancak; geçim derdi, gelecek kaygısı yaşayanların eve kapanma lüksü yok, öncelik sağlık değil; eve ekmek getirmek diyorlar. O yüzden Tr'de de hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Başkalarını kendi seçimlerimize ve onların sonuçlarını paylaşmaya zorlamayalım da kim kendisi ve ailesi için en uygun olan neyse onu yapsın diyorum. :) D.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. D. annemler de Ege'nin ufak bir kasabasındaki yaz evine gitmeye çalışıyorlar ama ben "gitmeyin, ya orda hastalanırsanız, imkânlar büyük şehir gibi olmaz" diye onları korkutuyorum :( Valla benim de aklım karışık böyle yazdığıma bakma, gece yarıları başka türlü düşünüyorum, sabah bi cengâverlik geliyor..
      Yazdıklarında çok haklısın; her iki konu da çok önemli.
      Kişisel öncelikler, şartlar.. Kimse kimseye akıl öğretmese şu hayatta..

      Sil
  4. Bu akşam pizza pişirdim. Oğlanlar sadece şarküteri ürünleri severler,biber zeytin ağızlarına sürmezler. Dolayısıyla pizzalar bol etli oluyordu bizde. Dedim ki uleyn, pizzanın yarısını onlar yarısını biz yiyorsak niye ben kendi kısmıma zeytin koymuyorum. Var yaaa, o nasıl güzel geldi zeytinli, biberli, mısırlı falan. Niye daha önce düşünmemişim ki. Şimdi sen zeytin deyince yine mutlu oldum pizzamı düşünüp :D

    Karnabaharlar ne güzel :)

    Bizim apartmandaki çocuklar paso sokaktalar,nerde dolanıyorlar, ne elleyip ne yapıyorlar belli değil. Onlara bişey olmazsa ben de kendimi sokaklara atıcam artık. Sen yine hasta olduğunu biliyorsun, ben çektiğim iğrenç sırt ağrıları covidden mi diil mi ondan bile haberim yok. Hem kapmamaya hem bulaştırmamaya çalışıyorum. Çok sıkıcı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ellerine sağlık. Domates püresinin içine sebzelerden çeşit çeşit katıyorum kimsenin haberi olmuyor hahaha Ama oğlanlar büyüdü artık "işin gücün alavere dalavere anne" derler :)
      Biliyorum Handan :( Bana sen geçirdin gibi geliyor yazılarından, antikor testleri var ama herkese yapılmıyor burada (valla bence Türkiye'de tıp daha iyi, belki Türkiye'de yapılıyordur?) Oğuz Atay'ın "evet mi hayır mı?" hikâyesi geliyor aklıma, ya evet ya hayır deseler şu belirsizlik hali en fenası.....!

      Sil
  5. Jakaranda da çok güzelmiş. Renkli karnabahar hiç duymamıştım. Andrea Motis, güzel seçim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakın Jakaranda hakkında bir yazı yazmışım 2010'da, linki ekleyeyim. Muhteşem bir ağaç..
      https://cerenin-gunlugu.blogspot.com/2010/10/jacaranda-mimosifolia.html

      Sil
    2. Sakura'ya benziyor, biri pembe diğeri mor, teşekkürler:)

      Sil
  6. renkli karnıbahar görmemiştim hiç:)) normale dönmeyelim daha lütfen.

    YanıtlaSil
  7. Ay mor karnabahara aklımı kaçırdım! ❤ Bahçe dünyanın en güzel şeyi, okurken çimlerin serinliği geldi buralara kadar.

    Özlediğim şeylerden biri şarküteriye, mandıraya gidip zeytin ve peynir seçmek. Şundan biraz alayım, bundan bir kalıp alayım. Eve dönerken bir de çiçekçiden çiçek alayım. Koşarak alışveriş yapıyorum, kaldırımlarda insanlardan kaçıyorum. Burası bayağı gevşedi, sokaklar tıklım tıklım. Sosyal mesafe her dükkanda yok.

    Antikor testleri gelmiş memleketimize ama henüz yapılmıyor diye duydum geçen hafta bir tabip arkadaşımızdan.

    Bakayım hemen Andrea Motis kimmiş :)

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. Geniş ve derince bir saksıda olur tabii ki :)

    YanıtlaSil
  10. merhaba keyifli bloğunuzun takipçisiyim ben de beklerim sayfama eğer arzu ederseniz sevgilerimle...

    YanıtlaSil