Gelmiş geçmiş en bela uyuşturucu trafiğinin kilit ismi Pablo
Escobar’ın güçlenmesini, Kolombiya’yı sürüklediği iç savaşı ve yakalanmasını
anlatan, tarihi ve sosyal anlamda gerçekçiliği ile çok başarılı bir yapım olan “Narcos”
dizisini izliyorum ve ülkemizde yaşananlarla benzerliği beni şaşırtıyor (ve
korkutuyor).
Pablo Escobar da, aynen bizim ülkemizdeki ismini anmak istemediğim
bir kişi gibi varoşlardan geliyor ve varoşlar içinde beslenerek, çete
delikanlısı konumundan dünyanın en bela uyuşturucu kartelinin başına ve hatta
neredeyse Kolombiya’nın devlet başkanı olma konumuna dek yükseliyor. Toplumun
çok alt katmanından bu derece yükselebilmek için, bence ciddi bir zeka ve
ihtiras sahibi olmak gerekir çünkü kağıt üstünde olmasa da aslında her toplumun
kendi sosyolojik yapısının
Devamını sağlamak üzere oluşturduğu gizli bir kast sistemi vardır
ve bir kişinin bu sistemin en altından en üstüne yükselmesi var olan sosyal
kural ve engellemeler nedeniyle genellikle mümkün değildir. Eğitim ya da sosyal
zeka bir yol olabilir fakat yine de elini çamura bulamadığın, kurallara uygun
davranıp oyunu “adil” oynadığın sürece aslında kazandığın “para” olsa da
“mevki” olmaz (görmemiş zenginler) ve ne yazık ki kast sisteminde ömrü boyunca
anca bir arpa boyu yol gidebilir bu insanlar. Fakat oyunu kirli oynamayı
seçersen, işte o zaman iş değişir.
Pablo Escobar da bunlardan biri. En başlarda kazandığı kirli
parayı varoşlara yatırıyor, kendi gibi olan insanların saygısını ve bağlılığını
kazanıyor. Aynen bizdeki gibi, zenginden alıp yoksula veren bir Robin Hood
resmi çiziyor. Ona öykünen varoş insanı tabii ki ona özeniyor, “bizim aramızdan
çıkan başarı hikayesi” diye anıyor, zamanla kahramanlaştırıyor, idolleştiriyor,
tapınmaya başlıyor. Aynen bizdeki gibi. Bu arada aslında varoştan gelmeyen ama
bir şekilde haksızı koruma hassasiyeti olan, eğitimli orta sınıf da bu “güçlü
zavallı”ya sempati duymaya, “işte halkın içinden gelen ve halkı gerçekten
anlayan biri” gözüyle bakmaya ve önce gizli daha sonra kişi güçlendikçe açık
hayranlık duymaya ve destek vermeye başlıyor. Bu aşamada aslında “niyet”
önemli, o niyete ne anlamda ulaşıldığı fark etmiyor ve kişinin “gerçek emeli”
göz ardı ediliyor. Pablo Escobar’ın aslında uyuşturucunun kirli parasını
temizleme emeli ya da bizdeki sosyo politik alt düşüncenin gizlice tabandan
tavana yayılmasındaki benzerlik gibi..
Bu noktada toplumun üst kesimi tepkisiz hatta duyarsız çünkü
kendilerinden alınan bir para ya da mevki olmadan fakirlerin yardım görmesi,
çok da umurlarında değil.
Fakat iş bu noktada kalmıyor. Güçlenen ve ilgi gören kişi, kendini
aslında olmadığı ama ezilmişliğin yarattığı tepkiyle içten içe hep olmak
istediği “varlıklı ve mevki sahibi kesim”den biri olarak görmeye başlıyor.
Varoşlardan ve orta düzeyden gelen hayranlık ve destek ile, zaten psikolojik
anlamdaki yoksunluğun yarattığı “ben neymişim” yanılgısı ve narsistik kişilik
yapısı, aslında hazır olmadığı, tanımadığı yabancı sularda yüzmeye başlamasına
yol açıyor. İlerliyor, ilerliyor, artık kıyı gözden kaybolduğunda ise ne
yapacağını bilemiyor. Aynen Pablo Escobar’ın “devlet başkanlığına adaylığı” ve
sadece muhalefete yönelik ölümcül baskısı, askeri, politik ve yargı
sistemlerindeki kilit kişilerin gündüz gözüne “faili meçhul” katledilmesi ya da
göz göre göre toplumun kilit isimlerine yönelik yıpratıcı saldırılar,
kaçırmalar, rehin almalar, kendi çıkarı için toplumu iç savaşa sürüklemeler,
çocuk bebek demeden insanların katledilmesi ve tüm kirli sisteme boynuna kadar
gömülen ve hala kendini AK gören bir Escobar. Ne yazık ki bu da aynen bizdeki
durum gibi, yine..
Ve politik güvensizlik, toplumda “geleceğe ynelik kaygı” ve
mutsuzluğun artması, insanların umudunun tükenmesi, her bir umut çiçeğinin
kirli politik oyunlarla ya da kartelleşmiş derin devlet müdahaleleriyle sökülüp
atılması. Sanırım Türkiye’nin de geldiği durum bu şu anda.
Ve o noktada aslında korkan, bulunduğu yerin ne kadar derin
olduğunu ve aslında yüzmeyi o kadar da iyi bilmediğini, en yakınındaki adama
bile güvenemediğini fark eden bir Escobar. Ya da yine bizdeki benzeri. Ve delirmiş
gibi sağa sola, bu kadar da olmaz artık dedirtecek decerede saldırmalar. Son
çırpınışlar ve bu arada iç savaşla, kartellerin birbiri ve askeri çevrelerle
girdikleri çarpışmayla yangın verine dönen bir ülke, Kolombiya. Ya da Türkiye.
Yine çok farklı değil. Ve dış dünya izliyor. Ve zenginler hala izliyor.
Facebook olsa 89’da, herkes kumsaldaki ayak bacak fotoğrafını koyuyor, ara sıra
da profilini karartıyor, bayrak resmi asıyor ve kendini AKlıyor diyeceğim.
Dizide şu an geldiğimiz noktada Escobar devletle “barış” anlaşması
imzalıyor ve kendine polisin 3 km’den fazla yaklaşamayacağı ve istediği şekilde
jakuzisine, tv odalarına, havuzuna girip çıkacağı bir “kişisel hapishane” inşa
ediyor. Görünürde “1 defaya mahsus yaptığı uyuşturucu trafiğinin cezasını çekmekte”
ama aslında saraya benzer hapishanesinde kendi adamlarıyla, kanunlarıyla ve
dışardan tamamen korunarak varlığını sürdürmek ve bir sonraki adıma
“hazırlanmak”. Bakın bu noktada AKlanıyor ve bence Türkiye’de de aynen bu
adımın arifesindeyiz. Kendini kendi pisliğiyle aklayan bir lider, kendi
kurallarına göre sadece dıştan görüntüyle “ceza çekecek” elbet ama içten
aslında sadece kendine yarayan bir sistemde varlığını sürdürmeyi garantilemiş
olacak. Türkiye’nin veya Narcos’un ikinci sezonunda ne olacak göreceğiz (bu
kadar paralelliğe şaşırıp, bu işin sonu nasıl olacak diye merak ederseniz
gerçek hikayeyi buradan
okuyabilirsiniz).
Tarih tekerrürden ibarettir boşuna denmemiş..
Korkutucu
YanıtlaSil:( evet ama nedense kimse tepki verecek kadar korkmuyor mu yoksa bir savunma biçimi olarak donup kaldık mı, işte onu anlayamıyorum..
SilSayende konudan ahberim oldu çok da merak ettim ben de izleyeceğim
YanıtlaSilÇok tavsiye ederim, iyi bir yapım
SilGercekten umarım sonu dizidekine benzemez ülkemizin
YanıtlaSilUmarım.
SilBu arada sen nasılsın hiç yazmıyorsun artık? Umarım iyisinizdir ailecek..
Imrendirici. Yani izlemek icin.
YanıtlaSilMesleginin verdiği yetkiye dayanarak yazdığın film, dizi yorumlarin bana cok iyi geliyor. Örneğin suan tayyip hakkında birden yeni bakış açılarim oluverdi.
Senin film yorumlarının yanında nacizane birgirişim cicim..
Sila aa ben bu yazıyı kaçırmışım.
YanıtlaSililgini çeker muhtemelen
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/79049/pablo-escobarin-pesinde
http://www.belgesell.com/iki-escobar-two-escobars.html
oooo çok çekti, bakıyorum hmen, teşekkürler
YanıtlaSil