23 Nisan 2012 Pazartesi

Büyümiycem işte!

Bugün 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve ÇOCUK BAYRAMI. Atatürk bize armağan etmiş bu bayramı, babam diyo ki dünyanın başka hiçbir yerinde yokmuş böyle çocuklara armağan edilen bi bayram. Bi de "o süt bitecek!" diyo babam, ama ben içine bal koydukları bu sıcak sütü sevmiyorum ki.. Sabah canım istemiyo ki, şekerli şekerli karnım böyle hopluyo sanki. Ama içiyorum yine de, babam diyo çünkü.

Bu sabah erken uyandım, çünkü okula gidiyorum ben. Sabah öyle erken geliyo ki bazen servis, canım hiç uyanmak istemiyo. Karnım ağrıyo o zaman ama annem yinede "okula gideceksin!" diyo, gidiyorum. Ben 6 yaşındayım, okuyup yazabiliyorum. Servisle okula giderken gördüğüm bütüüün tabelaları yüksek sesle okumaya çalışıyorum ama çok hızlı geçiyo servis, okuyamıyorum. Servisteki teyze kızıyo hem, "yerine otur!" diyo. Oturuyorum. Okulda örtmenim yüksek sesle okuyunca saçımı okşuyo ama. Bazen resim çiziyoruz, ben içlerini bisürü renklerle boyuyorum, çizginin dışına hiç taşırmıyorum. O zaman örtmenim tahtaya asıyo resmimi. Bazen de anneme götürüyorum, buzdolabına asıyo annem.

Bu sabah erken uyandım ama annem okul yok dedi. Annemle babam evdeler, bayramda tatil olurmuş, çalışmazlarmış. Anneme kahvaltı hazırlıycam şimdi. Ama boyum yetmiyo mutfak masasına, sandalyeyi çeksem yetişir. Babam kızıyo, çok ses yapmışım "ne kahvaltısı, git uyu daha sabah olmadı" dedi. Ben pencereden baktım, güneş doğmuş ama babam sabah olmadı dedi, demek ki daha olmamış. Uykum bitti ki benim.. Oyuncaklarımı aradım, çok güzel bir bebek aldı annannem bana, saçları pembe, elbisesi pembe, tokaları da pembe. Ben de annem bana hep pembe elbise alsın istiyorum ama annem pembeyi benim kadar sevmiyo. Kırmızıyı seviyo ama. Olsun.

Oyuncaklarımı "okul zamanı!" diye dolaba koymuş annem. Benim boyum erişmiyo oraya. Sandalyeyi çeksem? Babam ses yapma dedi. Hem ben kocaman kız oldum artık. Okulumda derslerimde çok başarılı olucam. Bazen ne olucaksın diye soruyolar bana. Ben aslında o süslü pembe elbiseleri giyen, saçları böyle upuzuuun abla var ya.. Onun gibi olmak istiyorum ama annem söyledi ben doktor olmak istiyomuşum. Belki örtmen olurum. Ya da hem doktor hem örtmen olurum. Ama pembe elbise giyen örtmen.

Annemle babam uyandılar. Babamla bakkala ekmek almaya gittik. Babam bana çukulata da aldı ama önce sütümü bitircekmişim. Annem televizyonu açtı. Orda bazı çocuklar çimenlerin üstünde bişeyler yapıyolar. Büyükler de alkışlıyo onları. Jimnastik gibi bişiler ama ellerinde de renkli renkli bişeyler sallıyolar. Bayrakmış onlar. Çocuklar başka başka ülkelerden gelmiş, büyüklere gösteri yapıyolarmış. Anneme sordum "o oğlan niye ağlıyo?" dedim. Babam "üşümüştür" dedi. Bizim okulda da büyük abla ve abiler gösteri hazırladı ama annem beni yazdırmadı. Ben çok üşüyorum sonra öksürüyorum. Kulağım da çok ağrıyo bazen.

Babam diyo ki bugün bayrammış. Atatürk hediye etmiş tüm çocuklara. Acaba Atatürk kurdele de takmış mıdır hediyelere. Biz öyle yapıyoruz okulda. Acaba Atatürk ne hediye etmiş çocuklara? Bana da hediye gelicek mi? Masaya baktım hediye yoktu. Doğum günümde masada oluyo hediyeler. Annemin arkadaşları gelmeden açamıyorum ama. Bir de pasta yiyoruz. Çukulatalı. Örtmenimin verdiği matematik ve yazı ödevlerimi bitirir bitirmez babam beni parka götürücekmiş. Orda salıncak var çooooook büyük. Sanki ayaklarım bulutlara deyiyo gibi oluyo. Ödevimi yapmak istemiyorum, biraz ağladım. Televizyondaki çocukları izlemek de istemiyorum. Çizgi film yok mu bu sabah?

Parkta düştüm, dizimin üstü kanadı. Babam kızdı, dizimde hep sıyrık oluyo, kaldırınca yine kanıyo. Öyle fazla koşup hoplarsam düşermişim. Büyüyünce çirkin olurmuşum. Ben istemiyorum ki büyümeyi zaten. Büyük çocuklar hiç oyun oynamıyo. Hepsi ders çalışıyo. Yoksa güzel okula gidemezmişler. Güzel okulda ingilizce öğreniceklermiş, başka dersler de varmış; o zaman daha güzel okula gidicekmişler. Çok büyük abiler var. Ben bazen amca diyince kızıyolar ama amca gibi sakalları var. Onlar gidicekmiş o okula. Ben sakal sevmiyorum, babamın sakalı öpünce batıyo ki. Ben büyümiycem, sakallı abilerin okuluna da gitmiycem.

Akşam oldu. Babamla yaptığım ödevimi bitirdim. Annem, akşam yemeğinden beri ağzımda tuttuğum köfteyi görünce çok kızdı. Oyuncaklarımı çıkarıcaktı yatmadan önce ama kızınca unuttu. Ben de korktum, söyleyemedim. Pembe bebeğimle uyumama izin verdi ama. Beni yatırırken öpen babama "Yarın da bayram mı?" dedim, "nerdeee keşke hergün tatil olsa.. yarın iş var iiiş" dedi. Büyüyünce işe gidiyor annelerle babalar, o zaman çok geç dönüyorlar eve. Ben uyumak istemiyorum ama bazen uyuyorum onları görmeden. Ben büyümiycem, işe de gitmiycem. Pembe bebeğimle oynıycam hep. Bugün 23 Nisan Çocuk ve Tatil Bayramı. Annemle babam işe gitmedi. Beni de okula yollamadılar. Oyuncaklarımla da oynayamadım ama Atatürk bugünü hediye etmiş çocuklara. Hemde pembe fiyonk bağlamış. Bak inanmazsan masanın üstünde, bak!

3 yorum:

  1. İçimdeki çocuk şunu der bana arada sırada : Bana aldırmayı ve bazen beni aldırmayı bil !

    Büyüyoruz be ,öyle böyle değil !

    YanıtlaSil
  2. Ataturk'un cocuklara en guzel armagani. Sakal ben de sevmiyorum dedigin gibi batiyor:)

    YanıtlaSil
  3. İnsanın her 23 nisanda çocuk olası geliyor değil mi..
    Çocukluk içimizde bir yerlerde hiç kaybolmuyor ama zaman ilerledikçe sadece kendini gizliyor...

    YanıtlaSil