17 Aralık 2011 Cumartesi

Dini bütün, yarım, çeyrek; nasıl alırsınız?

Kulaktan dolma din bilgime göre, bizim dinde peygamberi görmek kutsal kabul edilir; birçok dindar insan bu umutla hatimler indirirmiş. Ben dindar değilim; ama evet Kuran'ı da diğer kutsal kitapları okuduğum gibi okumuşluğum var. Ama bundan değildir sanmıyorum, belirli aralıklarla Hz. Muhammed ile sohbet ediyoruz. Oldukça karizmatik biri olduğunu söylemeliyim, ayrıca üzerinden buram buram çok büyük bir sevgi hissi geliyor insana, sanki bir büyük ağabeyle sohbet ediyorsunuz, çölün ortasında biryerlerde kamp ateşinin başında.. (Bu arada, Hz.Muhammed ile çöpşişlere geçirilip ateşte közlenmiş marşmelov yemek nasıl bir psikopati göstergesidir?!?) Ben tabii fırsattan istifade kendisine soruyorum neden başörtüsü? neden kurban? gibi çözemediğim konuları ve sürmeli gözleri uzaklara dalıyor "çok yanlış anladılar, işlerine geleni anladılar" derken.. Yoruma açık, sonuçta rüya değil mi? Herneyse, yine de güzel bir rüyalar serisi bu. Sizlere de nasib olsun inşallah.

Dindar olmadığım ve 10 senelik seküler nöro-psikoloji ve klinik eğitimi aldığım için, beni asıl rüyaların ters yüz olmuş hali ilgilendiriyor. Neydi bu, benim bilinçaltımda bunun yansıması ne olabilir demeyi seviyorum. Evet hafif psikopati var mizacımda ve belki de bu nedenle bilinçaltım renkli ve hareketli; Apollo 11 ile uzayda turlamışlığım, haçlı seferlerinde toplu giyotinle öldürülmüşlüğüm, LA'daki bir rock konserinde sahneden seyircilerin üzerine atlamışlığım, Cousteau ile sohbet ede ede denizler altında 20.000 fersah almışlığım, uçmaktan helak olup uyandığımda kas ağrısı çekmişliğim (psikosomatik tabii ki), ne ararsanız var. Gerçekte yaşayamadıklarımızı bize tattıran güzel hayat / hayal deneyimleri rüyalar..

Bir de dün geceki var, yine uçmuşum da uçmuşum. 2012 yeni yıl gecesindeyiz, bir partiden dönüyoruz, kalabalıkta birlikte olduğum insanları kaybediyorum, başka (ve sıklıkla olduğu gibi tanımadığım) insanlar var yanımda. Mesela simsiyah upuzun bir cübbesi ve upuzun incecik parmakları olan bir pilot var, saçları gün batımı renginde bir kız var, uzun saçlarıyla Spinoza var bir de, düşünceli. Kalabalıkta yürüyorum bu insanlarla, hepimiz bir yerlerde kaybolmuşuz, evi bulmaya çalışıyoruz. Bir kapı var, orda bir adam duruyor, inanılmaz yakışıklı bir adam, okyanus rengi gözleri var. Muhteşem bir gülümsemesi var. Ben kapıdan geçerken, birden saçımdan bir tutam koparıyor ve cebine atıyor! Acımıyor ama o şokla şaşırıyorum ve o zaman Spinoza diyor ki "olamaz, şeytandı o, bu gece tam 12'de bir savaş olacak, iyilerle kötüler arasında ve şeytan insan ırkından birini seçecek bu gece, onunla ya da ona karşı savaşmak için" ve tüm gece beklediği o kapıda, birini seçtiğinde, onun saçından bir tutam alacak, saat tam 12'de onu tanıyabilmek için.

Dehşete kapılıyorum. Ve birden tüm o kalabalık ve pilot ve saçları gün batımı rengi kız ve Spinoza kayboluyor ve yapayalnızım ve korkuyorum ve üşüyorum. Üşüyorum ve düşünüyorum, şeytanla ya da ona karşı olmayı. Neden ben? (Rüyalardaki bu benmerkezci eğilime bayılıyorum, beyin nasıl bir kimya içinde, nasıl bir nöropsikolojik dalgalanma oluyor da tüm dünya sadece rüya sahibinin çevresinde dönüyorsa).

İstenmeyen bir durumdan kaçış olmadığını anladığımız anda, kendi beden ve ruh sağlığımızı koruyarak bu durumdan nasıl çıkabileceğimize dair beyin mekanizmalarımız işlemeye başlar. Metronom hızında olur biter herşey; binlerce fikir uçuşur, elenir, seçilir ve uygulanır. Tüm bunlar olup biterken şeytanın lacivert gözleri kırmızıya, üzerindeki Armani suit ateşten bir pelerine dönüşüyor, saçlarımın dibinden ayaklarımın altına dek ürperiyorum. Şeytana karşı durabilme olasılığının saçmalığı karşısında.

O an geliyor herşey gözümün önüne uçuşarak geliyor ve ben kazanıyorum savaşı. Çünkü içimden birşerden doğup yayılan inanılmaz bir güç var, sıcak birşey, belki dopamin patlaması, belki sevgi. Ben tanrıya inandığımı ve bir şekilde onun benim yanımda olduğunu hissediyorum ve komik geliyor birden herşey, şeytan, pelerini, son savaş ve ben.. Komik geliyor, saçma geliyor, uyanıyorum o anda.

Belki de dindar biriyim..

2 yorum:

  1. 10 numara bir yazı daha.

    Keşke biraz daha uyuya bilseymişsin. Daha çok şey yazardın. Zevkle okundu.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel ve hoş bir yazı..her insanın yürüyüşü aynen parmak izi gibi kendine has mış..manevi yürüyüş de öyle olsa gerek..rüyalar ve yorumları çok ilginç bir konu,Freud da bu konuya çok önem vermiş ama bence başlangıç noktasının yanlışlığı nedeniyle sonuç alamamış,zaten sonuç alamaması da normal,uyku ve rüya konusu tıbben ve fizyolojik olarak halen çözülememiş ve bana göre de hiçbir zaman çözülemeyecek bir konu..peygamber efendimiz rüyalara çok önem verirmiş ve her sabah cemaatini topladığında gördükleri rüyaları anlattırır ve yorumlarmış..ayrıca kuranda da rüyalara çok önem verilir ve birçok yerinde geçer..peygamber efendimizi rüyada görmek de herkese nasip olmaz,ne mutlu sana...sevgiler...

    YanıtlaSil