28 Temmuz 2025 Pazartesi

Temmuz Raporu

Türkiye ve dünya gündemi yine sancılı, girdiğimde çıkamıyorum. Onun yerine gel benim küçük evrenimde neler olmuş, biz ona bakalım.... Ne diyor Nermin Yıldırım: "Küçük telaşlarda kaybolup, büyük dertleri unutmak.."

*

Bizim küçük evrende, Temmuz Telaşları:

Yoğun eklem ağrıları ve baş dönmesi ile bir ara "hah bu sefer Tahtalıköy'e erişimim 5G üzerinden sağlanıyor" gibi hissettiğim, koştur koştur geçen ve geçmiş yıllardan da sabıkalı olduğu için, pek çekindiğim bir Temmuz'u daha, kayıpsız ve ayıpsız geride bırakmayı başardım çok şükür.. Fakat bu eklem ağrıları, özellikle bel ve leğen kemiği bölgem bu ay beni hem fiziksel hem psikolojik anlamda çok zorladı. Doktora "gözünü seveyim bir MR yaz bana" diye yalvardım çünkü burada hâlâ "çok oturma, yoga ve pilates yap, bitki çayı iç"çi bir sistem var.. Yine aldığım cevap "biraz daha spor yap"... 

Yahu daha ne kadar spor yapabilirim? Her gün Milie ile 1,5 saate yakın yürüyorum, haftanın 3 günü yoga, 1 günü jimnastik yapıyorum, okula falan hep bisikletle gidip geliyorum, tanesi 4 saat süren çılgın ev temizliklerimi sayma bile... Daha ne yapayım bilmiyorum ki?! Bence Alman doktorlar tarafından çok pis ihmal ediliyorum sevgili blogcuğum ve annemlere yük olmayacak olsam (çünkü elimden tutup beni doktor arkadaşlarına götürmelere falan kalkıyorlar) Türkiye'ye geldiğim gibi kendimi Türk doktorlarına emanet edeceğim. Vallahi bıktım bu "enerjiciler şifacılar grubu"ndan. Bi' MR çekin ya gözünüzü seveyim sanki kendi cebinizden çıkıyor! Neymiş "gereksiz test, devlete yük"..... Peh!

Yoga yap, neyine yetmiyor..

- Eşim maşallah turp gibi. Sinir oluyorum :)) Ben her sabah heryerim tutulmuş, ağrır vaziyette iki büklüm yataktan çıkmaya çalışırken, o maşallah delikanlı gibi fırlıyor. Adam her gün 40km bisiklete binmekten Michelangelo'nun David'ine döndü.... Geçen gün bunu komşuma anlattım, o da bana "genç erkek aldın ondan, kendinden 5-6 yaş büyüğünü alsaydın birlikte çökerdiniz" dedi :)))) Alman kafası, ama haklı ayol.. Şaka bir yana, erkeklerin kadınlardan daha geç çökmelerine sinir olmuyor musun sen de? Ama biz daha uzun yaşıyoruz deme, çökmüş vaziyette uzun yaşamanın anlamı ne?!

hayat akıp gidiyor :P

- Kızımın 12. yaş gününü 40 gün 40 gece olmasa da, 40 saat süren bir partiyle kutladık. Her sene olduğu gibi bu sene de ben "bu sene son!" dedim. Hı hı evet, seneye yine görüşürüz blogcuğum.

- Oğlumsa kafayı Pokemon'la bozdu. Okulda çılgınca bir kart değiş tokuşu var ve çocukların hiçbiri de Pokemon'un asıl oyununu bilmiyor :)))) Bu işe bir el atıp kuralları öğrenelim dediysem, of, yemin ederim kafam almadı.. O kadar karışık ve o kadar ince ayar ki, kim neyi ne yapıyor daha onu bile anlamadım. ChatGPT'ye danıştık, "8 yaşa anlat" dedik olmadı, "bilale anlatır gibi anlat" dedik, biraz anlar gibi olduk ama ı-ıh... En azından şimdilik hangi kart ne kadar kıymetli, çakma kartları nasıl ayırd ederiz vs. ancak bunları öğrenebildik.. Bu da bir şeydir. Aranızda bu işten anlayan biri varsa: imdaaat!

- Çocukların okulu da cuma itibarıyle 6 haftalık yaz tatiline girecek. Bir de buna imdaaat :))) Tabii sizdeki 3 ayın yanında 6 hafta nedir ki diyorum, yanlış anlaşılmasın..

L.'in tatil başı ve tatil sonu görüntüleri :)))

- Millie bu ay içinde 4 defa boyun ve belden çift geçmeli tasmadan kurtulup deli danalar gibi koşarak kaçtı... Ödüm ağzıma geldi... Maalesef sokak köpeği olduğu için herşeye karşı müthiş bir güvensizlik duyuyor. Ben onu yakalayayım diye koşunca daha da panikliyor. Ay delireceğim. Köpek önde ben arkada deliler gibi rekora koşuyoruz (böyle anlarda belim ve leğen kemiğim gayet iyi bu arada, hakikaten psikosomatik midir nedir?). Hayır dışarda benden kaçan köpek, eve gelince de sürekli peşimde, gecenin 4’ünde tuvalete kalksam, o da peşimde! Eşim "bu senin gölgen" diye dalga geçiyor... Sevimli de kerata.

Baba oğul Millie’nin Pokemon kartını yapmışlar
:))

- M. hayatının ilk "ev partisi"ne katıldı! Ev partisi denince benim aklıma anne ve babası tatile giden bir gencin evinde, yaklaşık 200 adet 15-16 yaşında kızlı oğlanlı gençlerin toplaştığı, bangır bangır müzik dinleyip, evin her yerinde öpüşüp durduğu, su gibi alkol içip şeker gibi hap yedikleri, gece de havuza girdikleri ve sonu mutlaka polisle biten bir mizansen geliyor aklıma (fazla amerikan filmi izlemekten ötürü) ve buna rağmen izin vermek de baya baya "annelik sınavı" oldu benim için :)) 

Fakat en yakın arkadaşıyla katıldıkları partide, asıl doğum günü "çocuğu" 55 yaşında bir babaymış ve yakın arkadaşının anne babası da davetliler arasındaymış diyereeek, tamam demiş bulundum ama evet gece havuza girmeler falan olmuş ve arkadaşının babası "valla eve 4'te döndük, hâlâ feci hangover'ız" deyince de biraz "oyyy" olmadım değil.. :)) M. için tam bir kültür şoku olduğunu tahmin ediyorum. Her ne kadar kendisi "hmm fena değildi, havuz neyse ki ısıtmalıydı" falan gibi yorumlar dışında pek renk vermese de... :) Minik M. büyüyor yahu.....

gençlerin arasında ortayaşlı ben :P

- Orta yaş deyince.. Yakınımızdan iki çift boşanıyor. Çok acaip işler dönüyor sevgili blogcuğum. Burda yeni moda bir sistem var: çiftler boşanıyor ama çocuklar evde kalıyor, haftanın 5 günü anne o evde, 2 günü baba evde... Çocuklar evlerinden ve düzenlerinden olmuyor.. Çok hoş di mi.. Lakin şimdi bu denkleme anne va babanın yeni kız ve erkek arkadaşlarını ekle.... Hah :))) Neyse ben de büyük bir açık kalplilik ve ilgiyle izliyorum (elime çekirdek alacağım utanmasam) bakalım sonuç ne olacak..

- Yine yakınımızdan boşanmakta olan diğer çiftin boşanma nedeninin "baba"nın aslında gay olduğunu anlaması olduğunu öğrendik, adam 3 çocuk yaptıktan sonra, 45 yaşında "açılmaya" karar vermiş. Olabilir, zararın neresinden dönülse kârdır elbette... hakkıdır. Lakin iş döndü dolandı yine bana patladı çünkü adam LGBTQ+ ile çalıştığımı duymuş ve benden destek istedi... Eşim de diyor ki: "ben bu adamı ve karısını azıcık tanıyorsam, adam numara yapıyor. Bu kadından ve evlilikten başka bir şekilde çıkış olmadığını anladığı için bu çıkışı buldu uyanık." :))) Ay delireceğim. Bir erkeğin tanıdığı bir başka erkeğin gay olduğunu sonradan öğrenip de kabullenmesi neden bu kadar zor? Ne yazık ki danışmanlık veremem, etik değil, önceden tanışıyoruz..... Ama hakikaten ilginç bir durum, çalışmayı çok isterdim! :)

Bahçeden 🥰

- Ve son olarak; ayın son günlerinde verdiğim kararla, yeniden "öğrenci oluyorum" sevgili blogcuğum. Farklı bir psikoterapi alanında eğitim almaya karar verdim. 3 sene sürecek bir eğitim bu. Umarım altından layıkıyla kalkabilirim.... Eylül'de başlayacağım kısmetse.... Bol şans dile bana, 47 yaşımda, tam 18 senenin ardından, yeniden öğrencilik :P Bakalım nasıl olacak....

Haydi öptüm! Neşeli, sağlıklı, ağrısız sızısız bir Ağustos olsun <3 İçimize biraz ferahlıkla kapatalım:

bizim diyarlarda son 10 günün özeti..

18 yorum:

  1. C'ciğim aynı ağrılarla uyanıyorum ben de her sabah, bizim hastaneler mr a meraklı oldukları için esirgemiyorlar sağ olsunlar hatta hiç gerek yokken de istiyorlar ki para gelsin, MR değil ama tüm batın ultrasonu çekildi bir nane yok, hatta acaba ondan mıdır diyerek bir miyom ameliyatı da geçirdim temmuz başı ama ağrı devam. Bunca zamandır ölmediğime göre bununla yaşamayı öğrenmem gerekecek, vaziyet öyle gösteriyor.
    Temmuz bizim illere iklimsel sıcak, yanan yerlerle iç yangını, ailecek sağlık sorunları ve bunlardan sebep ruh sıkıntısıyla geldi. Oysa oğlum doğmuştu bu ay, severim Temmuzu. Bu yıl da böyle olsun bakalım, Ağustostan umutluyuz. Sana da bir kucak sevgi yolluyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blogger hastalığı mıdır nedir?!
      Geçmiş olsun Leylakcığım, Ağustos daha güzel gelsin ikimize de!

      Sil
  2. cerennnn̈ absalom ben

    YanıtlaSil
  3. süper bir temmuz olmuş vallahi :) sen daha genceciksin ayol, ne çökmesi, sen çökmek nedir 50lilerine gel de gör diyesim geldi ama susuyorum :) fakat bu erkeklerin çökmeme olayı beni de çok sinir ediyor, onu da söyleyeyim. bir de benim zarif eşim benden 1 yaş küçük. adam delikanlı gibi dolanıyor etrafımda, bense ah belim, dur dizim ağrıyor o merdivenlerden çıkamam modunda! pof!
    bu yeni model boşanma düzenini ben de gözlemlemek isterdim. çekirdeğin yanına, mısır da patlatalım hemşire :) çocuklar tenis topu gibi bir o evde bir bu evde olacaklarına belki de daha iyidir böylesi gerçi. ama ama aklıma gelen bir sürü de zorluk var. bir de çocuklar küçükken "iki ayrı odan olacak, iki ayrı evde yaşgünü kutlanacak, iki ayrı evde farklı farklı oyuncakların olacak" falan gibi avantajlar sayardık, onlar olmayacak mı :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuk sayısına da bağlı olabilir mi? Belki daha pratik oluyordur böylesi.. Fakat açık söyleyeyim, ne bileyim ya, evden taşınmayan bir eski eş de baya sıkıcı bir durum olmaz mıydı? Kendi düzenini kurmak ister insan bence... Ama bilemedim, elimde yeterli veri yok, şimdilik 2 ailede gözlemliyorum. Önce kızımın sonra oğlumun birer arkadaşının ailesi bu yöntemi kullanmaya başladı. Çocuklar büyürken çocukları gözlemlemek benim daha fazla yapmak istediğim birşey.. Kızımın arkadaşı 2 senedir bu sistemle yaşıyor, pek bir değişim yok gibi çocukta şimdilik.. Kız çocuk bu. Oğlumunki oğlan çocuk, o bakalım nasıl gelişecek....
      Eşim hep derdi ki, annemle babamın ayrı olması gayet güzeldi, herkese istediğimi yaptırıyordum çünkü birbirlerinden haberleri olmuyordu :)) Ama en kötüsü de tam anneme alışıyordum babama gitmem gerekiyordu, tam oradaki sisteme alışıyordum anneme gitmem gerekiyordu, hep bir yas ve üzüntü..
      Ay zor konular canımcığım. Çocuklar üzülmesin....

      Sil
  4. Ceren'ciğim geçmiş olsun. Bence Türkiye'ye gelince tepeden tırnağa baktır kendine. Benim de bir arkadaşım boşandıktan sonra aynı uygulamaya geçti. Çocuk üniversiteye başlayacak bu eylül. Son sene o gitsin, gelsin istemediler. Ben, mahremiyetim, kendi düzenim, huzurum açısından tercih etmezdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen Türkiye’de bu dediğini yapıyorlar ve bir sene sonra yeniden evleniyorlar :))) Bakarsın öyle olmuş!

      Sil
  5. Ceren'im ağrıların için şifa diliyorum. Şu ana dek bana 6 farklı doktorun birbirinden habersiz söylediği şeyi sana ileteyim: "Yoga değil pilates yap; esnekliğe değil kaslarını güçlendirmeye ihtiyacın var. Mümkünse reformer pilates, değilse direnç bandı ve temel ekipman ile yer pilatesi. Yürüyüş tek seferde maksimum 20dk, günde iki kez olabilir." Yani demem o ki belki senin de yoga yerine farklı egzersizler denemen gerekiyor olabilir. Bir de yürüyüşün fazlası da zarar veriyor olabilir. Bazen spor yapıp güçlenmeye çalışırken vücudumuzu daha çok strese sokup yorabiliyoruz.

    Ben üniversiteye başladığım yıldan yani 2004 - 2005'ten beri yoga yaptım taa ki fıtık mevzusuna kadar. Fıtık çıkınca yoga faydasız kalmaya başladı. Her gün düzenli yoga yapıp yine de ağrıdan ölüyordum ve sürekli ya ben neyi yanlış ya da eksik yapıyorum diye kendi kendimi yedim. Pilatese ilk başladığımda da ağrılarım öyle mucizevi şekilde geçmedi. 1 yıldır fizik tedavi doktoru ile birebir klinik pilatese devam ediyorum ve ilaç da kullanıyorum. Daha yeni yeni azaldı acı ve ben bazı geceler rahat uyuyabiliyorum artık :) Umarım sen de tez zamanda işe yarayan çareler bulursun ağrıların için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler çok iyü öneriler bunlar evet sırt kaslarım çok güçsüz, hissediyorum.. Pilatese yazıldım aslında yaz boyu online yapıcam seversem devam ederim belki offline :)

      Sil
  6. Eşimle aramızda sekiz yaş var. Haftada 2 gün spor yapıyor evde ağırlık çalışıyor. Her gün yürüyüşe çıkıyor. Maşallahı var. Evet biz erken çöküyoruz haksızlık bu. Absalom eski Absalom mu yoksa. o olsun çok özledik yazılarını. Hülya

    YanıtlaSil
  7. O ağrıların nedeni hormonal değişiklik olabilir mi acaba? Bir arkadaşım anlattı yakında, ağrılardan fenalık geçiriyor, fizik tedaviden masaj koşuyordu, sonra bir doktor östrojen vermiş, bütün ağrılar zınk diye durmuş. Bilemeyeceğim tabii, benzer bir konu mu?
    Sen en iyisi kendini Türk doktorlarına emanet et geldiğinde. Hem ne olur annen baban elinden tutup götürse, oluversin. Çocukken götüremediler belki, onun niyetine say. :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende östrojen fazlalığı var Ekmekçim ya….. Yani en son öyleydi bir baktırmak lazım evet..
      Ay çok götürdüler sorun orda :))) Sayelerinde doktor fobim var :)))

      Sil
  8. Merhaba ben Ceren, erkekler neden kadınlardan daha geç çöküyorlar icin benim düşüncem, kadınlar kadar kafalarına taktıkları bir şey yok, ne yenecek, neresi temizlenecek bugün çamaşır yıkasan ütüyü şu zaman yaparımbugun şunu alsam yarın onu pisirsemcocukların da şunu eksik dur erkek kişinin de şunları eksik alayım yok temizlik misafir gelecek tatile gidilecek hazırlık yok bir de kendilerine bence daha çok vakit ayırıyorlar her konuda😒 kafaya da bir şey takmıyorlar stres e de bizim kadar girmiyorlar bence🙈 ayrıca her ay bizlerdeki gibi hormon düzensizliği de yaşamıyorlar kan kaybedip yerine koymaya ugrasmıyorlar sonuç çökmüyorlar🤣 sevgiler❤️

    YanıtlaSil
  9. Gecmis olsun hemsirecigim, agrilar muhtemelen psychosomatic. Ayrilik degil ama extra ev acma fikri bu ara benim de aklimda. Kafayi dinlemek (ve konsantre olup calismak) isteyen yetisgin'in (cocuksuz) haftada bir gun bile olsa gidip tazelenerek donecegi minik bir apartman dairesi iyi olur mesela.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçen yaz komşular taşınıyordu, birgün kapım çaldı karşımda bir adam. Adamı aslında görüntüde tanıyorum ikizleri var 6 yaşında yeni bir de oğlu oldu. Adam bana dedi ki: ya acaba bu evin en üst katı ne kadar kira ödüyor biliyor musunuz, ben kendime ev dışında ama eve yakın bir ofis arıyorum da… :)))

      Sil