1 Temmuz 2025 Salı

45 dakika Yazıları - Temmuz 1

Buzlu kahvem elimde. Bahçedeyim. Seansa kadar 45dk boşluğum var. O zaman, yeniden, 45 dakika boyunca, silmeden, düzeltmeden, bilinçakışı..

Temmuz'cuk başladı.. Bu sene "deniyorum", çok deniyorum sevgili blog. Temmuz'a kucak açmayı deniyorum. Önyargılarımı, korkularımı geri plana atıp, temiz bir sayfa açmayı deniyorum..

Bu sabahı ellerimle güzelleştirmek istedim ki, Temmuz'a güzel başlayayım. İlk adımı ben atayım, barış çubuğu uzatayım.. Dur bakalım o ne yapacak...... Midem kıpırtılı, endişeli olduğum her zaman olduğu gibi.. Ama bir yanım da inanmak istiyor.. 20 sene önce gidenin yerine, tam aynı günde bir başkasının gelmesi gerçeği var önümde, görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir rastlantı. Konuşamayan şeylerin seninle konuşma yolu...

Duyuyor, görüyorum. İnanmak, belki o sonradan yavaş yavaş gelir.. Güvenmeye daha çok zaman var.

Dün analizde çok acaip bir noktada buldum kendimi. Aslında hep kendimi suçladığım bir noktada, nasıl da karşı tarafın suçlu olduğunu gördüm bir anda. Nasıl görülmediğimi, anlaşılmadığımı, kabul edilmediğimi. Tüm bu duyguları yıllardır öfke olarak dışavursam da, aslında, öfke değil kırgınlık duyduğumu.. Tek istediğim görülmek, olduğum gibi kabul edilmek, sevilmekmiş..... 

Hayatın bşr çok alanında, bir çok insan ne kadar hoyrat! Ne kadar şefkatten uzak, sert, köşeli, duvarlı.. Elbette onlara sorsan, ne zorluklar yaşadılar da böyle katılaştılar. Eskiden buna inanırdım.. Hani derler ya, aslında suç yok, suçlu insanları toplum o noktaya itiyor, temelde herkes masum aslında, kader kurbanı. Buna en çok da ben inanırdım biliyorsun... Ama son zamanlarda diyorum ki, iki insanın başına aynı olaylar geliyor ve biri "başka türlü" olmayı seçiyor, diğeri "başka türlü". İşte "seçmek", insanı biricik yapan. Kaderim bu demek, cesaretsizlik! Buna buna rağmen demek, insan olmak.. Rağmen; hakikaten çok güzel bir kelime ;)

Bakalım. Deniyorum. Temmuz'a rağmen Temmuz'u sevmeyi. Hastalıklara rağmen, günü güzelleştirmeye çalışmayı. Desteksizliğe rağmen hayatıma nefes anları sokabilmeyi. 

Şu da var: beni olduğum gibi kabul edememesini, ben de kabul edemedim ya yıllardır... Belki de artık beklemekten vazgeçip, benim bunu kabullenme zamanım gelmiştir..