6 Temmuz 2020 Pazartesi

Ayaklarımla düşünmek

Dün benim "izin günüm"dü. Annelikten, eşlikten, arkadaşlıktan, terapistlikten, kısacası tüm görev ve sorumluluklardan izinli olduğum bir gündü. Ben de tüm bunlardan geriye kalanı alıp, hem düşüneyim hem yürüyeyim istedim. 30km yürümüşüm.

Yolun büyük bir kısmında Türkiye'yi ve sevdiklerimi düşündüm. Bundan bir kaç ay önce "ben gelince hem yürürüz, hem çay içeriz, konuşmayız bile" deyişimi düşündüm. "Belki 2 gün başbaşa bir yere kaçarız, güneye meselâ" deyişimi, "Seninle o bahçeye gideriz yine ve ayaklarımızı çocukken yaptığımız gibi yine o dut ağacından sallandırırız" deyişimi, "Sen bize gelemezsen de ben çocukları annemlere kitler, mutlaka gelirim yaaa" deyişimi, "Seni çok özledim, nasıl sarılasım var" deyişimi.. Tüm bunları kolayca dediğim onca insanı nasıl da özlediğimi düşündüm..

Sakınarak, korkarak yaşamak bana göre değil. Keşkeler, imkânsızlıklar da değil. Kendim için değil.. 40 yaşıma dek hiç yapmadım, bundan sonra da yapmam. Ama işin içine başkaları girince, bu denklem karışıyor. Türkiye'ye gitmesine giderim, hasta olmayacağıma eminim (ikinciye geçiren hiç duymadık, hastalık birkaç ay sürebiliyor, bu ikinciye geçirilmiş gibi algılanıyor diyorlar uzmanlar) ama üstümde başımda taşımak ve sevdiklerime zarar vermek olasılığı?

Yürürken, zihnim berrâklaşınca, birden "saçmalıyorsun C." diyen bir ses yükseldi içimden. Sonuçta annemle babam doktor, riski biliyorlar. Buna rağmen onların tarzı da sakınarak korkarak yaşamak değil; maskelerini takıp dışarı çıkıyorlar, sevdikleri insanlarla mesafe koyarak görüşüyorlar, yazlığa gittiler, orda pazara çıkmışlar, annem kuaföre bile gitmiş ayol! Ben kraldan çok kralcı!

Bu arada ayaklarım beni göl kenarına taşımış, haberim yok! Kafamı kaldırdıysam gördüğüm görüntü kirliliğine inanamadım:


Havayı güzel bulan kendini göl kenarına atmış. Korkunç bir görüntü.. İçimde bikinim, çantamda matım, suyum, meyvelerim ama bu görüntüyle karşşılaşınca kaçan keyfim. Ben normalde de sakinliği, doğada yalnızlığı severim, Corona'dan sonra iyice insandan uzak durur oldum. Ama görülüyor ki herkes benim gibi değil. Neyse kısa bir yürüyüşle burayı buldum:


Resmen saklı cennet ve etrafta ot içen iki sevimli ergen sevgili ve üstsüz güneşlenen yaşlı bir alman teyze dışında kimseyi görmeyince, hemen matımı serdim, önce sessizliğin keyfini çıkarttım, "ah sen de burada benimle olsaydın.." dedim hayattaki tek keşke'me... Sonra yüzdüm, yüzdüm, yüzdüm. Buz gibi su, suda büyüyen nilüferler (lotus)...  Sakinlik, sessizlik...


Sudayken zihnime annemle babamın sesleri doluştu. "Gerekli önlemi alıyoruz, e sosyalleşmeye ve fiziksel aktiviteye de ihtiyacımız var, öyle saçmalık mı olur" dediler. E haklılar.. Almanya'daki 70'liklerin yapabildiğini neden Türkiye'dekiler yapamıyor? İçimdeki ses "çünkü kentler kalabalık değil, Almanlar zaten fazla sosyal değiller, zaten mesafeli insanlar" diye fısıldıyorsa da, karşıt ses yine "nereye kadar sakınacaksın, hep korkarak mı yaşayacaksın? nereye dek erteleyeceksin?" diyor ve sanırım duygu mantığın önüne geçiyor..

İşte sorun tam bu; ben aslında mantık ağırlıklı, sadece sevdiklerim söz konusu olduğunda duygusal yanını dinleyen biriyimdir. İçimdeki çatışmanın tam nedeni de bu: Mantıklı düşününce hayır, duygusal düşününce evet diyor olmam.... İşte yürüyüşün 10.km'sinde bunu anlayınca, "konu sevdiklerimle ilgili, o zaman beynimi değil kalbimi dinleyeceğim ve gideceğim..." dedim. Çünkü; Corona olmasa başka şey olabilir, yine yitirebilirim sevdiklerimi, o zaman? O zaman birlikte geçen her an bir hediye! Gidiyorum :) Sudan çıktım.

Bu konuya karar verince.. Biraz güneşte ısınıp, bir elma yiyip, toparlandım ve yeniden yola düştüm. İkinci yarıda artık düşünmedim, kendimi doğaya saldım. Daha çok baktım, daha çok gördüm, daha çok fotoğraf çektim. Ve; şükrettim, gerçekten güzel bir şehirde yaşadığım için.. Güzelliklerin farkına varabildiğim için..

18 yorum:

  1. Oh, taşlar oturmuş, harika. Duygusal olabilir ama aynı anda gayet de mantıklı bence kararın.

    Yalnız o kalabalıklar beni benden alıyor, zaten hiç sevmem kalabalık denizi, Karadeniz kızıyım ben sahilde on kişi görürsek bugün kalabalıkmış derdik, bir de şu zamanlarda ne cesaret.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, yine 10 kişi iyiymiş, benim limit 5! Beach club falan hiç benlik değil iç içe.. Böyle falezler, gizli ufacık koylar, mümkünse insansız doğal kıyılar... Ah ah...
      Ben de anlamadım sanki corona hiç olmamış gibi! İnsanoğlu....

      Sil
  2. Ankara'ya gelmeden önce ben de çok düşündüm, çocuklara yanaşabilir miyim, benden onlara (ki ben 4 aydır evde kaldığım için daha temizim), onlardan bana bulaşan bir şey olur mu, torunu kucaklasam mı, kardeşle buluşsam mı? Günlerce beynimi yedim, uçuklar çıkarttım, kabuslar gördüm. Sonra dedim ki, bu meretin ne zaman biteceği belli değil, farzet ki 5 yıl sürdü (dilimi ısırıyorum) görmeyecek miyim çocuklarımı? Herkes dikkatli, herkes bilinçli ve hayatta bazı zorunluluklar ve duygusal durumlar var, nereye kadar kaçılır. Valla geldim, hepsiyle görüştüm, torunu mıncıkladım ve inanır mısın moralim tavan yaptı, bir ferahladım. Bence sen de gel evet, annen baban aklı başında bilinçli insanlar, sen hastalığı geçirdin, hijyene dikkat ettiğin sürece sorun yok. Bunca ayrılık ve stresten sonra çok iyi geliyor insana insan sıcaklığı, hele yakınınsa. Fotolar şahane, orada olmak istedim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Değil mi... Fiziksel anlamda bomba gibi olup psikolojik anlamda çökmek olacak yoksa sonumuz.. Dikkatli olacağız eminim ama biraz da gerisi kader, coronadan kaçarsın, uçak kazası olur, eşek teper, arı sokar bişey olur olacaksa... <3
      Leylak Dalı bu hengame bitsin, eğer gelebilirseniz misafirim olun.... sevgiler!

      Sil
  3. heey önceki yazından zaten belli gitcektin tatile git git bencesi de düşünmeee :) 30 km yürümek mi nasıl yaa, 10 15 20 tamam da 30 fazlaymış. o gül de pek hoş da nasıl ya kilyos plajı gibi olmuş o ne kalabalık yaa, almanlar da bizim gibi desenee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya evet ben biraz seviyorum yürümeyi Deep :D Ama tüm gün sürdü bu yürüyüş, sabah 9'da çıktım akşam 19'da döndüm eve, öyle yani... Almanlar bizden beter vallahi. İpini koparan dışarıda şu sıra.

      Sil
  4. Evet, 30 km oldukça sıkı bir yürüyüş olmuş. Doğa yürüyüşünü ben de çok severim. Koronavirüs konusuna ben hiç girmeyeyim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok keyifli oldu. Bunun bir de 60-70km'lik bisikletli versiyonları var ki o da ayrı güzel. Benimle dalga geçiyorlar bir gün ipini koparıp soluğu Avusturya'da alacaksın diye :))

      Sil
  5. of 30 km nasıl yürünür inanamadım! ama zihinde deli sorular olunca belki de hiç anlamıyorsun ne kadar yürüdüğünü. o ilk göl fotoğrafı
    gerçek mi? bu kadar kalabalık olmasını hiç beklemezdim oraların, nerden çıktmış bunca insan. Türkiye de her yer bu tablo da. çok kalabalığıyız ya tüm mesele bu. isviçreye gidiyorsun mesela nasıl tertemiz her yer. ama nüfusu bir Bursa kadar. nerde çokluk..
    sakinliği sevmeye başlayalı yıllar oldu. akşam üzeri bizim buralar oldukça kalabalık oluyor bu yüzden ben de sabah 7 gibi çıkıyorum yürüyüşe. fazla insan görmüyorum ya çok iyi geliyor. belki güneye doğru tatile çıkacağız bizde ama kalabalık canımı sıkıyor. hastalık
    mevzusundan değil, insan çokluğu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pelinpembesi aslında bir hayalim var benim, Likya Yolu'nu yürümek. Ortalama 20-30 gün sürüyor ama muhteşem, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en güzel yürüyüş yollarından biri..
      Handan da sabahları çıkıyor, onu okurken ben yürümüş gibi oluyorum.. Sen de yazıyorsun arada yürüyüşlerini / bisiklet gezilerini. Çok seviyorum!
      İnsan çokluğu.. evet.. malesef.

      Sil
  6. Haydi gel canım Ceren, keyfin yerindeyken tam, çözümlemişken her şeyi <3

    YanıtlaSil
  7. seninle görüşmezsem ben zaten sıkıntıdan öleceğim.Bu yazımın tek heyecanlı bekliyişi sensin . sosyal mosyal mesafeli ama orda ama burda seninle ben başbaşa bir akşam geçirmeliyim....1 akşamcık bile yeter :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seninle biiiir dakikaaaaa, mutlandırıyor beniiiii.
      Kavuşucaz inşallah!

      Sil
  8. Bence de gitmelisiniz. Kendimizi kapattıkça daha kötü oluyoruz. Kimse hastalanmadan, güzel bir tatil yaşarsınız umarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Gizli Özne! Bu arada sizinle ortak konumuz "fesleğen" hakkında haberlerim var, elim değerse yazacağım :))

      Sil
    2. Fesleğene takmış durumdayım imgesel olarak :) zevkle okurum :)

      Sil
    3. Dayanamadım yazdım bile hemencecik, sanırım bir sonraki yazı :))

      Sil