Bugün bu ülkeye, özellikle de adalet sistemine verip veriştirmek istiyorum. Çünkü bu sistemde hakkım yeniyor benim. Hakkımı savunma hakkımı kullanmak istiyorum. Ama yapamıyorum. Uzun yıllardır yurtdışında yaşayan insanlar için, kontrasttan gözlerin kamaşması ve yanlış giden herşey için verip veriştirmek ne kadar kolay diyorsunuz, değil mi.. İçinde yaşayınca sanki insan daha bir normal görüyor aksaklıkları, kabulleniyor, çemberin dışına çıkmaya gör, herşey batıyor sana. Yine de konuşamıyorsun çünkü "yaban"sın, içinde yaşamadıkça konuşmaya hakkın yok..
Türkiye'de, doğru yolda yürümeye çalışan, hak hukuk değeri bilen insanların çoğu en az 1-2 defa adliyelik olur. Kuraldır bu. Çünkü hukuk sistemi haklıyı değil, haksız kişiyi savunmak üzerine kurulmuştur. Doğaldır bu, çünkü hiç bir masum insan suçu kesin olarak kanıtlanmadıkça suçlu sayılmamalıdır. Çok doğrudur. Fakat adliyeler suçlulardan ziyade doğru insanlarla dolu bugün. Birine acıyıp borç vermiş doğru insanlarla, birine yardım olsun diye senet imzalamış, şahit olmuş insanlarla, birinin hakkı yenecekken kendini ne atıp savunmaya kalkanlarla, bir haksızlığı içine sindiremeyip adliyeye taşıyanlarla ya da gündüz gözüne hakkı yenmiş mazlumlarla doludur.. Gerçekten suçlu olan insanlar ise, pişkin pişkin dışarda elini kolunu sallayarak gezer ve "gördünüz işte dokunamazlar bile" diye hava atar bu adli yetersizliği kendilerinin "doğruluğu" bile ilan edecek derece cüretkarlaşırlar..
Her masum insanın ortalama 2 defa adliyelik olması bundandır bizim memleketimizde.. Ben 36 yaşındayım ve kendime ait 2 dava, ailemin çok yakından takip ettiği bir çok dava ile yüzleştim şu yaşam yolumda. İlki vakti zamanında ülkemiz kirlenmesin, batının çöpü olmasın, bizde gani gani bulunan doğal enerji kaynakları varken nükleerle insan ve çevre sağlığı riske atılmasın diye giriştiğim uluslararası bir çevre eyleminden ötürü. 1 sene sürdü dava sonra "suçsuz"luğum anlaşıldı.
İkincisi tasmasız gezdirilen ve defalarca başka hayvanları öldürmesiyle, insanları yaralamasıyla tanınmış bir köpeğin ve canımdan canın kanlar içinde kucağımda yatarken bana "üzülme üzülme, yenisini alırım sana" diyen psikopat sahibinin koparttığı canın acısını kaldıramadığım için. 2 sene sürdü dava, sonra insan müsvettesi "suçlu" bulundu.
O 2 sene içinde ben davalara gidip gelirken, kaybolan evrakları ararken, öğle arasından bir türlü dönmeyen hakim beyi beklerken, bir sürü şahite rağmen hala olayı anlayamayan bilirkişilere defalarca yaşadığım o kabus dolu anları anlatmak zorunda kalırken, sonunda bu dava zaman aşımına gider bence umutlanmayın hiç bile denmişken.. Bu ülkede adaletin bu derece bozuk olabileceğini ilk defa o zaman görmüşken.. Bir tek şeyi öğrendim; adalet, bir kadın adıydı ve en ateisti bile "yukarda Allah var, o kimsenin hakkını yerde bırakmaz" demeye yönelten bir başka sisteme de hukuk deniyordu.. Davayı kazandık ama umudumu, hukuka olan inancımı kaybettim..
Tam 2,5 senedir evinin önünde motosiklet çarpmasıyla yitirdiğimiz ananeciğimin davası sürüyor. Bugüne dek bir sürü olay yeri tesbiti, şahitlerin dinlenmesi, bilirkişi raporları geçti gitti. Mevsimler yıllar geçti. Dava bitmiyor. Bitirilemiyor. Motorsikleti kullanan kişinin ehliyetsiz oluşu, yaşlı bir kadına çarpacak derece dikkatsiz sürüşü bunlar önemli değil. kafadan üç rakamlı sayıları toplayan, her sabah gazetesinin köşeyazılarını dahi okuyan, hayat neşe dolu ananeme "bunamaya başlamıştı" diye iftira ediliyor, öyle olmadığını kanıtlıyoruz bu sefer yaşlı kadınların evde oturması gerektiği kanununu bilmediği için "ne işi varmış evinin önündeki caddede" deniyor, evraklar isteniyor, şahitler defalarca çağırılıyor artık yaşlı insanlar gidip gelmekten yorgun, ailem her davaya katılıyor, şubat ayında buz gibi yazlık eve gidiliyor, bir de bakılıyor hakim hastaymış gelememiş, bahar geçiyor yaz geçiyor, mevlütüne lokma dökülüyor, sonbahar geçiyor kış geçiyor.. Bitmiyor.
Ben şaşırmıyorum artık, bana normal geliyor, normalimiz bu.. Ama ağır geliyor be dostlar, çok ağır geliyor.. Çekip gitmişim ülkeden, burdaki kuralları kanunları öğrenmişim. Gözüm açılmış. 30km ile gideceksin mahalle arasında denmiş, anaokulu önünde 7km denmiş, 7 yahu 7! Herkes uyuyor, herkes dikkatli. Neden? Çünkü 35ile gittin, bir çocuk ya da yaşlı önüne fırladı, çarptın, kaçarı yok, bir saat sonra hapistesin! Kaçarı yok. Neymiş ananeme çarpan adamın o sıra karısı hamileymiş! Karısı hamile diye adamı masum ilan edecekler.. Benim kızım 3 aylıktı ananem vefat ettiğinde, 1 hafta sonra gidecektik Türkiye'ye, sadece 1 hafta kalmıştı kızımı görmesine, kucağına almasına.. O adamın çocuğu babasıyla büyüdü 2 yıldır. Her çocuğun hakkı analı babalı büyümek ama peki benim kızımın büyük ananesini, annesini büyüten o muhteşem kadını tanıma hakkı? Yok.
Ve ben her mahalle arasında araba kullanırken aman diyorum aman dikkatli ol, bir anlık dikkatsizlik birinin canına, senin küçücük çocuğundan ayrılıp hapse girmene malolur aman dikkat et. Çünkü senin yavrun kadar başkasının yavrusu da hak ediyordu yaşamayı ve sen aldın o canı sevenlerinden... Sen bu dikkatsizliği yaptıysan, biri seni ehliyetsiz o sokağa saldıysa; yeriniz hapishane, ana da olsan baba da olsan yerin hapishane. Ama bizim memlekette adalet yerini bulana dek sen zaten yolunu buluyorsun, değil mi?
Ama masumsan, birine kefil olduysan, birinin hakkını aramaya kalktıysan.. Hemen tepene binerler. Annem mesela doktorluk mesleğini yaparken resmen korumalara ihtiyaç duyuyor hale gelmişti, bir ara doktor dövmek moda olmuştu. Allahtan emekli oldular da kurtuldular bu "yüce" meslekten. Aynı şekilde sadece çalıştığı kurumu daha iyi bir konuma getirmeye kalktı diye eski erkek arkadaşıma "mesleği kötüye kullanma"dan dava açıldığını, çarşaf çarşaf fotoğrafının gazetelere konduğunu duyduğumda "al işte, kesinlikle iftira asla yapmaz ama adını nasıl temizleyecek" dediğimi düşündüm, neyse ki suçluluğu kanıtlandı ama yaşadığı strese bak.. Bunun gibi bin tane sayarsınız siz de, biliyorum..
Bitmiş.. Sistem de bitmiş, adalet de bitmiş.. Bir tek bizim dava hala bitmedi.. Allah'a havale edecekmişiz, haşa, zaten tüm yaşamımız onun elinde, kadere inanırım, ilahi adalete inanırım ama Allah bize beyni neden vermiş, herşeyi ona havale edeceksek toplumun sistemin hukukun ne anlamı var, o zaman herkes orman kanunlarını kullansın nasılsa öbür tarafta iahi adalet var, vur patlasın çal oynasın o zaman... Hayır Allah'tan önce, bu dünyada da ceza çekilmesi lazım.. Yoksa ne anlamı var ki..?
Hamiş 1: Fotoğrafta ben, anenem ve dedem ile, onların hep anlattığım falezlere kurulu evlerinin kocaman balkonunda.. O balkonda geçen her saniye meğerse, Orhan Pamuk'un değimiyle "yaşamımın en mutlu günleriymiş, bilemedim.."
Hamiş 2: "Adalet; sadece bir kadın adı bu ülkede" sözünü geçen yıllarda duymuştum ama kimin söylediğini bulamadım, eğer orjinalini bilen varsa, lütfen belirtsin, emeğe saygı duyduğum için kaynak olarak eklemek isterim..
Ceren'ciğim Allah seni inandırsın kendi başıma gelmiş kadar üzüldüm ve sinirlendim şu an.
YanıtlaSilHele hele kucağında kanlar içinde canımdan can demişsin ya, (kedin ya da köpeğin ismini bilmediğimden kedi-köpek dedim evladın sayılır ben öyle görüyorum çünkü melek olan Prenses'imi de, Bücürük'ü de...)Allah'ım başıma gelse ne yapardım dedim:((((
Hele anneannen! Köşe yazarlarını okuyan, kafadan üç haneli sayıları toplayan bir kadına bunak demek! Yeminle şu yaşımda ben toplama çıkartma kafadan yapamıyorum. Yapamıyorum Allah da biliyor.
Yazıklar olsun hakikaten adalet yok o yüzden de maalesef her şeyi Allah'a havale ediyoruz. Adalet olsaydı kimseyi Allah'a havale etmek zorunda kalmazdık. :(
Anneannenin yattığı yer cennet olsun arkadaşım:( Sizlere de sabırlar versin Allah, o minik canın zaten melektir çünkü hayvanların günahı olamaz hepsi melek olur diye düşünüyorum onun için de sabırlar diliyorum...:( inşallah bir sonuç alırsınız...
sevgiler...
sağol canım, sorma..
SilSadece adalet sistemi düzelse, bu ülke çok farklı bir yer olur. Ama "sadece adalet sistemi" dediğim de zaten bir devletin belkemiği. Kafayı sıyırmış bir insana "sadece muhakeme yeteneği düzelse" demekle aynı şey. Sistem hastayken, en ileri mekanizmasının sağlam olmasını beklemek...Öyle kolay bir iş değil. Allah sabır versin Ceren'cim.
YanıtlaSilAnneannen'e benziyorsun bence.
Işıklar içinde uyusun.
Kızım biraz benziyor :)
SilAh ceren inşallah dava sonuçlanır ama tabi cezasını alarak. Ben de bu sisteme hiç güvenmiyorum. Allaha inanan biri olduğum halde allaha havale artık yetersiz kalınan hiç birsey yapılamayan durumlar için bence, buna inanıyorum. Oysa adaletsiz adalet işine geldiği şeyi yapmayı çok iyi biliyor.
YanıtlaSilİşlerine gelince yapamadıkları yok zaten..
Sil:( çok üzücü. İçim yandı resmen, köpekleri o kadar severim ki. arapça kelb demekmiş kalp gibi. Fotoğrafınız çok güzel, film sahnesi gibi. Bakınca bile insanın içi gidiyor. Çok şanslıymışsın be Ceren. Daha da kötüsü böyle adaletsizliklere yanıbaşımızdaki insanlar tarafından, alay edilircesine, onların çıkarı lehine maruz bırakılıyoruz. Sindiremiyor insan.
YanıtlaSil:( evet..
SilBasiniz sagolsun, cok etkilendim okurken. Umarim kisa zamanda cezasini ceker.
YanıtlaSilumarım..
Sil18 yaşımı doldurduğuma sevinemeden babamın bir araba tarafından metrelerce sürüklenerek öldürüldüğü haberini almıştım ben de 6 yıl önce.. " akşam 8 de (karanlıkta) sokakta yürüyor olmak, üstünde ışığı yansıtıcı kıyafetler bulundurmamak (normal bireyden bahsediyorum yol işçisi ya da bisiklet sürücüsü değil ) şahsı haklı, babamı suçlu tarafına çeken maddeler olarak sayıldığında daha ilk mahkemede anladım adaletin sadece güç demek olduğunu.. sadece belki oraya özgüdür dedim küçük yerlerdeki mevki sahibi insanlar küçük insanların gözünde daha büyük ve kendilerinden farklıdır çünkü.. diğer konuşulanları, atılan iftiraları hatırlamak dahi istemiyorum.. benzer şeyleri yaşayan insanların var olduğunu görmek inanın daha çok üzdü.. bizim davamız 5 buçuk yıl sürdü. Bir sonuç var mı derseniz hayır yok. Şahsın ehliyeti bile alınmadı cezadan hiç bahsetmiyorum.. kırmızı ışıkta geçtiğinizde ya da kapalı mekanda sigara içtiğinizde daha çok ceza alıyorsunuz bu ülkede çünkü devlete para lazım.. ama birey zarar mı görmüş önemli değil.. avaz avaz bağırsanız sesinizi duyursanız bile en fazla bir kaç ay insanların dilinde oluyorsunuz..
YanıtlaSilBu kadar yazdığım için kusura bakmayın hassas bir konuydu kendime engel olamadım.. size ve ailenize allahtan sabır diliyorum..
Çok teşekkür ederim yazdığınız için.. Allah'tan babanıza rahmet, sizlere sabır dilerim, gerçekten siz beni ben sizi anlıyoruz, bu süreçte yaşananlar da en az sevdiğimizin kaybı kadar üzüntü veriyor..
SilO kadar üzüldüm ki.. Üzülmekten üzüldüğümüz bir ülkede doğmak, bununla büyümek, her felaketi normalmiş gibi kabul etmek zorunda bırakılmak, ne kadar ağır bir yük hepimiz için..
YanıtlaSilPamuk anneanneciğiniz nurlar içinde yatsın, onun neşesi ve temiz kalpliliği sizle birlikte uzun yıllar yaşasın🙏
Teşekkürler.. Bir de insan yurtdışında olunca kontrasta daha da çok üzülüyor değil mi..
Sil