18 Aralık 2015 Cuma

"Öteki"yle birlikte yaşayamamak

Herkes birbirini sevmek zorunda değil, sevgi kelebeği şeklinde yaşamak mümkün değil. Sağlıklı ve normal de değil. Sizden farklı düşünenlere "saygı" göstermek zorunda da değilsiniz. Fakat "tolerans" göstermek, bir arada yaşayabilmek ve birbir alanına girmemeye, kişilerin nasıl düşüneceğine ve davranacağına müdahale etmemeye çalışmak önemli.

Bir insanı nasıl ilk görüşte kanınız ısınıyorsa, bazen ortada bir neden yokken huylanır, o kişiden uzak durmak istersiniz. İçinizden gelen sesi dinleyin ve uzak durun. Ben ne zaman bu tip ilişkileri zorlasam ve "anlayayım, ondan da birşey öğreneyim" diye bakmaya çalışsam, sonunda "aman illallah, bu neymiş ya.." der ve hayatımdan çıkarttığım anda da hoş bir huzura geri kavuşurum. Ama yediği tırmıktan akıllanamayan bir köpek misali, yine gider kendi kafama zıt insanları anlamaya çalışır, birşeyler öğrenmeye çalışırım. Biliyorsunuz artık, benim için hayat kocaman bir dershane gibi.. İnsan sadece kendi kafasına uyan insan ve düşüncelerle kuşatılırsa ne kendini geliştirebilir, ne de yeni bir adım yol ilerleyebilir.

Fakat bu sabah şunu düşündüm; bazı insanlarla siz ne kadar açık görüşlü, anlamaya çalışan şekilde yaklaşırsanız yaklaşın, temelde bir şeyler öyle farklı ki, kaynaşmanız mümkün değil. Bu düşünce inanın benim için çok yeni, daha ilk defa bir aydınlanma şeklinde geldi. Bırak Allahaşkına dedim, neden uğraşıyorsun. İmam Gazali bile demiş "cahillerle tartışmaya girmeyin, ben hiç kazanamadım.." diye.. Bile bile girdim işte.

Ya şimdi.. Bazı hanım kızlarımız var, örtülü ama düşünebiliyor, araştırıyor, okuyor, irdeliyor (bir de bu cümlede sadece "örtülü ama" kısmına takılan tipler de var, yok mu?) Şimdi ne yalan söyleyeyim, yukarıda Allah var :) Ben bu insanlardan düşünce ve değerlerim açısından çok farklıyım, benim için "öteki" bunlar. Ama aynı zamanda "öteki" fikrine de çok karşıyım, otomatik düşüncelerim ortaya çıktığında hemen kendimi çimdikliyor, "hayır, özgür bir gözle bakacaksın bu karşındaki insana" diyorum. Ve hakikaten başarıyorum. Beni tanıyan çok insan "çok yargısızsın, samimisin" diyor. Eyvallah.

Fakat gel gör ki, karşında duran okumuş yazmış örtülü kızımıza sen kollarını açmış böyle enayi bir şekilde koşarken, kızımız o da nesi, seni geçip arkandaki adamın boynuna atılıyor. Bildiniz mi o sahneyi? Türkiye'nin resmi bu.. Örtülü ve okumuş kızımıza sorsanız, o da aynı şekilde "ben kollarımı açtım koşuyorum, bir de baktım kafası açık ama okumuş kız beni geçti arkamdaki adama sarıldı" der.

Peki neden? Neden hedefi bi türlü tutturamıyoruz?

Bu bloğa ve diğer bloğa gelip böyle nefretlik şeyler yazıp çıkan bazı hanım kızlarımız oluyor, mesela birine demişim ki "keşke sizinle otursak, ben homoseksüel arkadaşlarımdan, israilde geçen güzel günlerimden, hiç de öyle sandığınız gibi "öteki" olmadıklarından, olsa olsa gökkuşağının farklı renkleri olduklarından, aslında sizin de onlar kadar "öteki" olmadığınızdan falan bahsetsek" demişim, bu kızımız "ay ne kibir!" demiş cevaben.. Şimdi.. Tam ağzımı açıyorum, Mevlana sırtımı sıvazlıyor ve kulağıma fısıldayarak diyor ki "Bazen diyorum ki, ne olacak söyle gitsin; sonra diyorum, söyleyince ne olacak, sus bitsin..". Susunca da kendilerini "kazanmış" seni "kaybetmiş" görüyorlar bu "cahiller".. Amaaan, ne olacak, görüversinler. Mevlana'nın demek istediği, sen sus ama içine atma, bırak, boşver, rüzgara at gitsin.. Ak kaşığa kırk kişi kara dese, o kaşık kararır mı? Ananem çok söylerdi bu sözü..

30'lu yaşlarımın ikinci yarısında insanların hakkımda ne düşündüğünü gerçekten takmamaya başladım! İlk yarıda sadece sözel olarak, "aman takmıyorum" derdim ama için için düşünürdüm.. Artık onu da yapmıyorum ve gerçekten özgürleştim. Sanırım 35+nın en güzel getirisi bu oldu bana, kendimi tanıdım, sevdim ve başkasına "kanıtlama" ihtiyacım geçiverdi.. Çok hafif, güzel bir his.

Gel gör ki hala öğrenmem gereken, bazı insanlarla yakın olamayacağım gerçeği.. Mesela bir ırka, bir cinsiyete saldıran ve bu saldırıyı dile getiren bir düşünceye sahip olan ve bu düşünceyi yaymaya çalışan bir insan beni sinirlendiriyor. Onu "kabullenemiyorum", birlikte yaşamak istemiyorum böyleleriyle. Bir insan homoseksüel diye "sapkın" ilan edilmesin istiyorum (neymiş Kur'an dermiş ki Lut kavmi homoseksüel olduğu için cezalandırıldı. Hayır efendim, okuduğunuzu mu anlayamıyorsunuz anlayamadım ki, "Lut Kavmi homoseksüel olduğu için değil, gelene gidene sarkıntılık yapıp fuhuşa zorladıkları için cezalandırıldı" der Kur'an..!) Ama gel şimdi bunu başörtülü hanım kızımıza anlat, çünkü kendisi başını örttüğü için elbet ben başı açık kızdan daha bilgili, daha okumuş kitabı dini.. İşte bu noktada ya susacaksın, ya susacaksın.

Sonra benim homoseksüel arkadaşım, sevdiğim şair sokakta dayak yiyecek. Sustuğunla yaşamak zorunda kalacaksın...

Yine mi ağır konular? Üf. Yıl bitti benim derdim bitmedi..

17 yorum:

  1. senin patronun, işyerinde sana uyman gerektiğin kuralları söylediğinde uyarsın, peki bunu Allah istedi diye insanlar yerine getirince niye itiraza başlıyosunuz hemen.başı kapalı her insanı örtü mükemmel yapmaz başı açık her insanın da kötü olmadığı gibi.Ama bence sizin rahatsız olduğunuz nokta bişeylerin dayatılarak yaptırılmak istenmesi.orda bende size katılıyorum yanlış bi düşünce ama mükemmel olan insanlar değil İslamiyettir önemli olan da bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allahı ve İslamiyeti sorguladığımı nasıl çıkardınız bu yazıdan çok merak ettim, ama haklısınız ben sorgulayarak inananlardanım.
      Yalnız bilinçaltınız sizi ele vermiş, bakın başörtüsüze kötü başörtülüye mükemmel diyemeyiz demişsiniz halbuki dilbilimsel açıdan kötünün karşılığı iyidir ;)

      Sil
  2. Farkında olmadan her konuda o kadar çok kutuplaşıyoruz ki, tezimin konusu kültüre duyarlı psikolojik danışma ve psikolojik danışmanların bile danışanlarını bu şekilde sınıflandırdığını gördük. Genlerimize işlemiş sanki!

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel bir konuya parmak basmışsın.Söylediklerine gönülden katılıyorum.

    Ciddi bir korku var bence insanlarda. Düşünmeye, muhakeme etmeye korkuyorlar. Bir günahtır gidiyor. Bana bir beyin verilmişse tabii ki düşüneceğim. Evet bazen abuk düşüneceğim bazen herkesten farklı düşüneceğim. Sorgulayacağım. Birileri dedi diye körü körüne gitmeyeceğim.

    Mesela homoseksüel sanki kendi oldu öyle. Kadın ve erkek olmak normal de onlara nasıl başka gözle bakılabiliyor.Allah yaratmış öyle. Hırsız katil sapık değil ya.. Ya da ne bileyim müslüman olmayıp da iyi olan insan yok mu dünyada. Onlar neden cennete gidemiyormuş. Afrikanın balta girmemiş ormanındasın diyelim. Aha hiç şansın yok artık, talihine küs.

    Yok yok. Dar açılar beni geriyor.

    Ay amma söylenesim varmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan belirli özellikleri gereği mutlaka bir sınıfa ben ötekine diğerleri demek zorunda ama işin içine ben iyi diğeri kötü gibi yargılar ve yakıştırmalar girince.. olmuyor.

      Sil
  4. sevgili ceren, bu yazı bana öyle iyi geldi ki! insanlara kendimi anlatmak için debelendiğim birkaç haftanın ardından okudum "evet ya, işte bu" diyerek :) çok teşekkürler, sevgiler. melda

    YanıtlaSil
  5. Bir insana ilk görüşte ısınmak ya da huylanmak o kadar önemli ki, gerçekten eğer huylanmışsam (nedensiz), ileride mutlaka o kişiyle anlaşmazlık yaşıyorum. Hiç yanılmadım bu konuda. :)

    Bir arada yaşama sanatı diye ders mi konsa okullara bilemiyorum ama çok zor. Bir kere siz de demişsiniz cahil kesim ile okumuş, bir, iki üniversite bitirmiş, kültürlü, entellektüel kesimin bir arada yaşaması, birbirine tahammül etmesi çok zor. Tecrübeyle sabit:((((
    Çok sevdim yazınızı..kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada uçurum var. Eğitim, ekonomi, kültür her alanda çok büyük farklar var, toplumu biraz bu anlamda homojenleştirmek lazım..

      Sil
  6. Yalnız tam bir şeyler daha ekleycektim ki, yorumum gitti:)

    Eşcinseller tek tek yani mesela apartmanda oturan kibar, nazik komşunuzu olarak başka, bir araya gelince başka türlü davranıyorlar. Şöyle ki, aynı apartmanda oturduğunuz komşunuz dünyanı en iyi, en nazik, en kibar, en zararsız insanı olarak herkesi 'ayol eşcinseller ne tatlı, ne kibarlarmış" dedirtirken, NY, veya LA'da bir gösteriye katılınca, bir araya gelince asla tasvip etmediğim gibi nefret ediyorum. Gördüğüm manzaraları buraya yazmaya yüzüm kızarır. O yüzden ne düşüneceğimi ben de bilemiyorum....ha eşcinsel diye asalım, keselim diyen şeriatçı değilim tabii de....bunlar bir araya gelince niye böyle sapıtıyorlar anlamış değilim...
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E o tip yürüyüşlerde biraz "oyun" ve "gösteri" de oluyor :) Neden ama herkes diğerinin alanına tecavüz etmeden istediği gibi yaşayabilmeli.. Ortak kurallara uymak lazım tabii, yoksa "toplum" kalmaz. Kalmalı mi bilemiyorum, o bir üst tartışma tabii..
      Bu arada heterpseksüel olup bir araya gelince sapıtan insan sayısı da az değil yahu... ;)

      Sil
    2. pardon daha gün aydınlanmadı, karanlıktan yazım hataları olmuş..

      Sil
  7. Şuraya bir yorum yazıyordum uçtu gitti. Sana mı geldi bilemiyorum lakin yarım kaldı sana geldiyse de yarım olduğu için yanlış anlaşılacak neyse. Demem o ki; insana düşen aklını ve zihnini kullanmak ve sorgulamaktır. Bu ister başı açık ister kapalı olsun. Sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın ama "inanç" bazen akıl kullanmadan inanmayı gerektirir diye düşünen insanlar da var..

      Sil
  8. Ben bu mevzuları hiçbir zaman sorgulamadım. Evde konuşulmazdı din. Ben de hiç sorgulamadım. Ben inanmıyorum bile diyemem. İnanmamak için bile bir tarafım yok. Sadece insanlar için çok önemli olduğunu görüyor, saygı duyuyorum. Hiçbir zaman haddimi aşmam, ukalalık etmem. Ama çok kere, binlerce kere dindar tanıdıklarım tarafından ben saygısızlığa maruz kaldım. Eleştirilmek, yargılanmak. Açık açık değil tabi. Ama anlamak zor değil. Benim anlamadığım neden herkes karşısındakini illa kendisi gibi kabul etmek istiyor?

    "Namaz kılıyor musun" diye sorulması bile ayıp bana kalırsa. Bunlar özel meseleler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanç insanın içindedir ama din çok daha sosyal bir mevzuu.. Herkes herkese karışma, yargılama özgürlüğü var sanıyor. İşin tuhafı asıl dindar geçinen kesimin dindar olmayanlara karşı takındığı tutum, hani beklersin ki bunlar biraz düşünmüş, sevgiye, inanca falan kafa yormuş insanlar, biraz daha mütevazi olsunlar.. Yok.. En az dindarlara atıp tutan dindar olmayanlar kadar tehlikeliler.. Çok haklısın, herkesin özeli, kimse kimseye karışmamalı. Ama işte görüyorsun şeriatla yönetilen ülkelerdeki durumu..

      Sil