7 Haziran 2015 Pazar

Bugün önemli bir gün

Ülkemiz, geleceğimiz için bugün önemli bir gün. Türkiye sandık başında. Günlerdir okuyorum, hem yerli hem yabancı medyanın konuya bakışını. Okudukça aklım daha da fazla karışıyor. Garip bir şekilde, bizdeki kazanma taktiği "karşısındakini kötüleme" üzerine kurulu. Ne derece olayı dramatikleştirir, karşındakini yere batırırsan, o derece sanki kendin yükseliyorsun. Oysa benim gözlerimin kulaklarımın aradığı "diğeri"ne odaklı bir seçim propagandası yerine, somut planlar ve gelecek vaadi olunca, aklım karışıyor. Çünkü nedense ileriye yönelik somut, çılgın olmayan, mantıklı planlar, gerçek hedefler hiçbir partinin programında yok. Sanki amaç Tayyip'i def etmek ama sonrası muğlak. Kısaca, Tayyip ne yaptıysa tam tersini yapmak vaadi. Yani yine olumsuza odaklı, öteki'ne dayandırılmış "başarı" hedefi.

Bu noktada işte insanın kafası karışıyor. Amaç sadece Tayyip'i def etmekse, yöntem herhangi bir diğer partiye oy vermek. Matemetiksel hesaplar yapıp hangi partinin şansı daha yüksekse, ya da hangi koalisyon Tayyip'ten baskın gelecekse ona vermek. E o zaman zaten patilerin iç tüzüğü, etik anlayışı, herhangi bir anlamdaki gelecek politikası da çok önemli değil. Kısaca "koyverme, oy ver" dersin, kulağa hoş gelsin, içi bomboş olsun, ne fark eder.

Oysa benim aradığım; içi boş olmayan, kazandıktan sonra da çalışmaya devam edeceğine inandığım, somut ve mantıklı hedefleri olan bir parti..

Bulamıyorum.

Bu akşam ülkenin kısa dönem geleceği aşağı yukarı belli olacak. Ben sürpriz beklemiyorum. Çok fazla birşeyin değişeceğini de beklemiyorum. İnsanların kafasını 180 derece değiştirmedikten sonra, hiçbir şey değişmez. Biri gider, teki gelir, devran aynı şekilde dönmeye devam eder. Geçmiş 1 senede insanların kafa yapısı değişti mi sizce? Toplumsal değil bireysel düzeyde "öteki"ni kendimiz kadar "insan" görmeyi öğrendik mi, onun düşüncelerine saygı duymayı, kendi inanmadığımız değerlerini temsil edebilmeyi, savunmayı öğrendik mi? Kısa vadede düşünmek yerine büyük resme odaklanabilmeyi, kendini kurtarmak için etik olmayan davranışlara bile girebilmek yerine toplumu, geleceği düşünmeye odaklanabilmeyi öğrendik mi? Başkasının çocuğunu mesela kendi çocuğumuz kadar kollamayı öğrendik mi, işyerinde yükselmek adına diğerlerinin emeğini çalmamayı öğrendik mi? Hayvan hakları, çevre hakları da insan hakları kadar önemlidir diyebilmeyi öğrendik mi?

Tüm bunlara "evet" diyebildiğimiz an, bu sistem değişecek, ama şu an... Daha çooook düşeceğiz, kanayacağız, ağlayacağız.. Daha en dibi görmedik ama göreceğiz. Düşünmeyi bilmeyen, sürü psikolojisiyle hareket eden bir toplum olarak, başka türlü akıllanacağımız yok çünkü.

8 yorum:

  1. Ne güzel yorumlamışsın durumumuzu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anca yorumluyorum yaw, başka bişey yaptığım yok. Bak burada harika bir durum özeti var bence: http://herbokubilenadam.blogspot.co.uk/2015/06/sececegimiz-yol.html

      Sil
  2. Canım mazallah Rezzan Kiraz gibisin epeyce bir görmüşsün hali-pür melalimizi :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah uyandığımda saçım da aynen Rezzoşcuğum gibiydi, hmmm :P

      Sil
  3. Aslında ben yeni durumdan biraz umutluyum. Çok seslilik her zaman iyidir. Ortak çözümlere ulaşmak zordur bu durumda ama insanı düşündürür, farklı görüşlere saygı duymayı öğretir, hemen olmaz ama zamanla olabilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dur dur daha olayın keyif sarhoşluğunu atamadım da elim değmedi yazmaya, ben çok umut doluyum iki gündür :) Dur bakalım hükümetin kurulması lazım, daha dudaklarımı ısırıyorum, hiç istemediğimiz bir senaryo gelmesin de önümüze faşist ve dinci bir arada tadından yenmez.. Güzel günler göreceğiz inşallah! diyorum şimdilik :) Oh be umut ne güzel şey yaaaaa

      Sil
    2. Ahahaha faşist ve dinci demişsin ya çok güldüm yaa! Kuzum faşistlerle dinciler değil, faşistlerle faşistler, dincilerle muhafazakar olduğunu söyleyenler bile bir araya gelemez bizde :)) ahanda yazdım bak ;)))

      Sil
    3. aslında evet aşırı sol ile aşırı sağ neredeyse aynı mantıkta bizim ülkede.. aslında orta sol ile orta sağ da birbirine karışmış halde ya.. neyse hiç girmeyeyim ;)

      Sil