Bu gece, yine düşüncelerimin akış hızına yetişemiyorum. O zaman bırak aksın bilincin; yazmak en iyisi..
Beni düşündüren çok şey var hayatta; çünkü herşeyin nedenini, nasılını merak ederim. Mesela; Andre Gide "her türlü kötülüğü yapabilecekken birşey yapmamak; işte bu iyiliktir" derken doğruyu mu söylüyordu? Ya da neden herkesin hakkını hep ben, şövalye gibi korumaya ve savunmaya kalkıyorum? Sonra herkes "aman, kötü olmamak" adına geri çekilince neden ben tek başıma ortada kalıyorum? Kendi hakkımı neden diğerlerininki kadar iyi savunamıyorum? Neden herkes bir yolunu bulmuş ilerlerken, ben Bilge Karasu gibi "kurabiyeyi yeme isteği ile, elimde kalan parçanın gittikçe küçülmesi gerçeği arasında ikilemde kalmak"tayım? Belki de Dostoyevski gibi "fazla duyarlı olma hastalığı"na yakalandım? Oysa Ahmet Hamdi Tanpınar gibi boşverebilirdim de, nasılsa "günler gelip geçmekteler, kuşlar gibi uçmaktalar"..
Oysa, birşey yapmalı! Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'de betimlediği "sıradan genç" gibi ben de herkesten daha akıllı ve yaratıcıyım, bundan kuşkum yok! O zaman?
Belki Lao Tzo haklı, çok fazla "arıyorum"; oysa aradıkça yitiriyorum. Gönlümde olan, hakkımda hayırlı mı; hakkımda hayırlı olana gönlüm razı mı? Belki de tüm mesele bu! Ayrıca bazı şeyleri yaparken öğreniyor insan, ararken değil. Moliere gibi; "..ve akıl yürütmeler aklı alıp götürdü.." olmasın sonum?
O zaman uyan! Uyan ve kahvenin kokusunu içine çek.
Hamiş: Üstteki fotoğraf, Münih Flaucher'daki bir köprü üzerindeki "aşk kilitleri". Evlenenler bu köprüye gelip, üzerinde isimlerinin bulunduğu renkli bir kilit asıyorlar. Sonsuza dek birbirlerine "kilitlenmiş" oluyorlar. Bazılarına sonradan eklenmiş kurdeleler ya da minik kilitler de var, çocuklarının isimlerini de kitliyorlar kendilerine. Oysa aşk ya da genel anlamıyla birini sevmek demek; bence serbest bırakmaktır, kuş gibi uçmaktır, midedeki binlerce kelebektir, biryere sonsuza dek bağlanmak değil, yepyeni birşeylere yelken açmaktır. Bu yüzden biz evlenirken; köprülere kilitler değil, okyanusa çiçekler atmayı tercih ettik.. Bence iyi de ettik..
Dusuncelerin arasina dalip gitmissin. Hepimiz zaman zaman bu tip seyleri dusunuyoruz. Hayat anlayamadigimiz seylerle dolu...Tam bir muamma
YanıtlaSilya da aslinda cok basit de, biz karman corman etmekten mazosist bir zevk aliyoruz
YanıtlaSil