Ülke değiştireliberi, yakın birkaç kız arkadaşın hasretini çekiyorum. Şöyle kız kıza çıkıp bir kahve içebileceğim, hiç gereği yokken bana o topukluyu aldırtacak, "ay elbisene bayıldım" diyecek bir ya da birkaç kişi.. Erkeklerle konuşacak daha çok şey bulmama ve hobilerimin, zevklerimin ve meraklarımın karşı cinsle daha uyumlu olmasına rağmen; itiraf ediyorum a dostlar: Bu şehirde biraz Carrie Bradshaw olasım var ve bunun için de acilen birkaç kız arkadaşa ihtiyacım var!
İlk taşınma ve adaptasyon süreci geçtikten sonra (yani son 1 aydır) alenen kendime kız arkadaş arıyorum (bu cümle de çok maskülen hatta maganda kaçtı yahu, 80'lerde elinde telsiz telefonla "kız arkideş arıyorum" diye anons yapan tiplere döndüm - vardı böyle birşey gerçekten, oyuncak walkie-talkie'mi alıp McGywer'cılık oynarken keşfetmiştim - tabii ki evcilik yerine McGywer'cılık oynarsan sonun da yabancı bir ülkede "kız arkideş aramak" olur, o da ayrı..).
Son bir aydır sebat edip bu konuya eğildiğim için, alın size "kız arkadaş bulma" üzerine 10 numara Güzin Abla nasihatleri:
1. Yeni taşındığınız şehirde mutlaka biryerlerde bir expat community (yani bu şehre dış mihraklardan gelmiş, beyaz yaka insanların oluşturduğu bir sosyal ortam) vardır. Bulun onu ve hiç vakit kaybetmeden dalın aralarına. Bu tip grupların "desperate housewife" tipindeki hatunlarından uzak durun yalnız, muhabbetleri hep çocukları üzerine oluyor ve siz bu hatunlarla buluşmak için TopGear'ın son bölümünü kaçırdığınıza yanıp, sıkıntıdan patlıyorsunuz! Ama yeni evli ya da bekar kızlar grubuna ulaşmayı başarabilirseniz, çok keyifli "kız kıza kokteyl geceleri" oluyor ve eğer katılım az sayıdaysa çok keyifli dostluklar kurulabiliyor. 2 haftadır düzenli buluştuğum İngiliz ve Amerikalı 5 kız var mesela, iş/okul çıkışı buluşup birer kokteyl yuvarlayıp eve dönüyoruz.
2. Benim gibi 30'larında hala doktora ile uğraşıyorsanız; okulun yabancı öğrenciler klübüne üye olun, doktora öğrencileri toplantılarına gidin, hatta hiç gereği yokken alakasız bir konuda seminer takip edin (sırf bu nedenle çarşamba akşamları eğitim bilimlerinin sunumlarına katılıyorum mesela).
3. Boş gününüz varsa ya da gürültüde de çalışabilen biriyseniz; alın işinizi, gidin bir Cafe'ye, ısmarlayın bir bol sütlü kahve. Çevrede mutlaka sizin gibi birkaç hatun kişi oluyor, sevimli bir gülümseme sonunda aynı masada laklak ederken bulabilirsiniz kendinizi. Avrupalılar genellikle bireyseller ve tek başlarına olmaktan zevk alıyorlar ama masaya gelen o harika kek ve sizin yaptığınız (oooh that looks awesome gibi) bir yorum, birden sizi kaynaştırabiliyor!
4. Hava güzelse, kitaplarınızı alıp parka gidebilirsiniz. Avrupa'da her köşe başında bir park var. Köpek gezdiren, jogging yapan, bisiklete binen bir sürü hatun kişi var. İnsanlar o kadar rutine bağlılar ki, ertesi hafta aynı gün ve saatte aynı parka giderseniz, yine aynı insanları görebilirsiniz ve bu birkaç kez tekrarlanınca kaynaşabilirsiniz. Misal, öğleden sonra 1 saat bisikletle geziyorum ve birkaç günde el sallaştığım, muhabbet ettiğim arkadaşlar edindim.
5. Spor salonuna yazılın. Sadece fiziksel değil sosyal anlamda da kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Birçok salonun günlük kursları oluyor; yoga, step, zumba kız arkadaş edinmek için ideal ortamlar. Yeni başlayanlar hele hiç çekinmesin, "aman heryerim tutuldu", "vay bu ne zor hareketmiş" gibi yorumlar ve spor hocasına karşı oluşturulan birlik, birkaç ders sonrasında topluca pizza yemeye gitmenizi falan sağlıyor (spor sonrası yenen pizza gibisi de yok bu arada..)
Son olarak; aslında erkek dünyasında da geçerli bir altın öğüt: Heryerden bulunur ama bardan kız arkadaş BU-LUN-MAZ! Nokta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder