Yeni yıl gecesi başladı belirtiler. 2025'e Influenza B ile girdim ve hastalığımı tam bir "Errrrrkek Gribi" şeklinde geçirdim; yani yatak döşek, oflaya oflaya, inleye inleye yattım. Aslında 4. Günden sonra ateşim düştü, ağrılarım azaldı diye yine ayaklanırdım ayaklanmasına ama deli dürttü (ya da bu durumda akıllı, ki zaten deli nedir akıllı kimdir, tartışılır..) ve ilerleyen 4 nakahat gününde de "vay çok hastayıııım" numarasıyla yan gelip yattım, dizi izledim, hikaye dinledim, kitap okudum ve kendimi yıllardır yapmadığım şekilde naza çektim..
Aman ne güzelmiş dostlar.....! Hayatımda ilk defa "hastalık aslında güzel bi'şey de olabiliyormuş" dedim (kesin beyin hasarım var). Tabii sonra "kader"ya da "karma" bana bu lafımı aynen geri yalattı. Bu süreçte de şunu öğrendim: 1 anne tek başına 3 kişiye bakabilirken, 3 kişi birleşip bir anneye bakamıyor, heyhat! Allah tüm annelere güç versin, sabır versin, özellikle çocuğu 40+ olanlara iki ölçek fazla versin diyeyim ve susayım, anladınız siz. Bu kadar hastalık muhabbeti yeter..
Ocak ayının geri kalan 15 günü, hastalıktan çıkmış olmanın pompaladığı enerjiyle, hakikaten güzel geçti. Bir Banksy sergisine gittim çocuklarla. Banksy ya bir değil bikaç kişi ya da aşırı kilo vermiş ve ellerindeki kırışıklıklar yokolmuş, yahu iki farklı "sanatçı çalışıyor" videosu koyarsan yanyana, insan o ellerdeki "gençleşme"ye takılıyor işte! Kesin bu Banksy, yıllar önce Top Gear'daki "The Stig" gibi, birden fazla kişi, kesin! Sergiden birkaç eser:
Sonraaaa, bir kilisede, yerlere atılmış minderlerin üzerine uzanarak, Vivaldi'nin Dört Mevsim'i eşliğinde şahane bir ışık şovu izledim. Çok hoşuma gitti çünkü eserin klasik yorumundan sonra, modern yorumla iklim krizi, bilgi çağı ve bilginin yanlış ellere geçmesi sonrası post truth, atom çağı ve savaşlar ve kaçınılmaz olarak kaos çağı, dünyanın yavaş yavaş kendini yokedişi de ele alındı bu sözsüz, ışık ve müzik oyunları gösterisinde. Ve sonra büyük yokoluş, belki de tanrıya geri dönüş ve herşeyin en baştan, yeniden, bir büyük patlama ile tekrarlanması.. Tabii gösterinin bu bölümünde anlam biraz gizliydi, kendini herkese açık etmedi ;) Banksy gibi bu gösteriye de çocuklarla gittik. Onların algı düzeyi de çok hoşuma gidiyor aslında, onlar bizden apayrı gözlerle bakıyor, çok hoş yorumlarda bulunuyorlar.. Günün Tortusu'na birkaç video da ekledim, ilgini çekerse..
Sonra Le. ile buluştum bol bol. Le. şu an kanser tedavisi gören, benden 180 derece farklı, sakin mi sakin, olgun mu olgun bir karaktere sahip, Yunan güzeli bir arkadaşım. O kendini iyi hissettiği zaman, bir kahve içimlik buluşuyoruz ve birbirimize çok iyi geliyoruz.. Eğer benim gibi kıpır kıpır biriysen, böyle sakin insanlara çok ihtiyacın oluyor, yin ve yang gibi.. Onların da sana tabii, neşene, başına gelen tuhaf tuhaf olayları dinleyip gülmeye, balıklama daldığın türlü saçma hikayeyi dinlerken şaşırıp cesaretlenmeye.. İyi bir şey zıttınla birlikte olmak.. Olaylara tam tersinden bakabilmek.. Zıtlarımı benzerlerimden çok sevişim de bundan....
Başka neler yaptım.. Hmmm. Kendime çiçek aldım her hafta, bu birkaç senedir kış mevsiminde düzenli bir alışkanlığım oldu ve beni çok mutlu ediyor. Lale çıktı ama henüz pahalı. Güller ve fulyalar çok taze ve güzeller bu sıra..Aslında tek derdim şu gri kış günlerini azıcık renklendirebilmek.. Dıştan ve içten ;))
Aaaa, evet! Asıl ne diyeceğim: Mektup arkadaşı arıyorum ben! Tüm bir yıl boyunca her ay sonu bir mektup yazmak için, bir mektup arkadaşı arıyorum.. Eskiden, sosyal medya çıkmadan önce, hep mektup arkadaşlarım olurdu ve düzenli yazardık birbirimize, bunu çok özlediğimi fark ettim. Bakalım bulabilecek miyim.. Bu fikri tetikleten de Engin Akyürek'in bir hikayesi oldu, aktörmüş tanımıyorum ben ama şans eseri önüme çıkan hikâyeleri çok sevimliydi, ilgilenirsen kitabın adı da "Sessizlik"..
Aslında bu sene sadece mektup arkadaşı edinmek değil, birkaç başka yeni şeyler de denemek istiyorum. Misal belki biraz müzik katmak hayatıma, biraz da sanat. Meselâ şu seramik takımları yapabilmek istiyorum.. Böyle eğri büğrü olsun ama ben yapmış, başarmış olayım istiyorum. Yapıp duvara asmak değil, soframda kullanmak istiyorum.. Fakat kurslar neden bu kadar pahalı yahu?! Evde kilden kendim yapsam, atölyelerin sadece fırınlarını kullansam? Ama kil mi döküm çamuru mu, daha onu bile bilmiyorum :/
Neyse yavaş yavaş.... Tüm hedefleri Ocak ayına yığıp, sonra tükenmek ve hepsinden vazgeçmek istemiyorum.. Yapmadığım şey değil, bilirsin :))
Son bir lakırdı edeceğim, çok uzattım ama çok komik bu. Belki de çok trajik. Sen karar ver. Demin bu yazıyı düzenlerken, veteriner telefon etti. Yeni tavşan aldınız mı? diye sordu. Malum tavşanlar grup hayvanı oldukları için tek bakılmıyor, depresyona giriyorlar. Hayvan haklarına da aykırı. Dedim merak etme, aldık, barınaktan evet, Frido-Lina ikilisi salonumun orta yerinde gayet memnunlar hayatlarından. Fakat bu Almanlarda da böyle hayvanlara aşırı bir ilgi, hümanizm içermeyen tuhaf bir hayvanseverlik var ya.. İnsan ister istemez düşünüyor, biri de çıkıp keşke "hanfendi siz bu memlekette teksiniz, yıllar geçiyor, kafanıza uygun bir dost edinebildiniz mi?" diye beni de bir merak etseydi zamanında... Peeeh.
Haydi o zaman, benden bu kadar. Güle güle Ocak. Hoş gel Şubat..
3 kişi birleşip 1 kişiye bakamıyor kısmına katılıyorum üzülerek. 2.tavşanı alacapına adım gibi emindim :) Renkli çoraplarına bayıldım. Mektup arkadaşı için bildiğim iki site var.
YanıtlaSilhttps://www.globalpenfriends.com/
https://www.penpalworld.com/
Ama öyle siteden değil tanıdık birini istiyorum dersen, seve seve mektup arkadaşın olacak - ben dahil- birçok Blogger var biliyorsun :)
:) Umarım nazlanıyorsundur!
SilSorma bir naz bir niyaz :))) Tabi ki beceremiyorum ama önceye göre yarı yarıya azalttım her şeye atlama halimi :)
Silengin akyürek'in kitap yazdığını bilmiyordum ben, merak ettim. ısmarlayayım tez vakitte :)
YanıtlaSilveterinerin "yeni tavşan aldınız mı" ilgisi beni dumur etti inan. vay be diyorum kendi kendime sürekli. gerçekten vay be! :)
hastalığını erkek gribi gibi geçirmen şahane oldu vallahi. hep onlar mı nazlanacak yahu :)
Ben de aktör olduğunu bilmiyordum :))
SilYahu buradaki herşey vay be’lik hem iyi hem kötü anlamlarda.. :))
Merhabalar.
YanıtlaSilYılbaşı gecesi başlayan Influenza-B rahatsızlığı, akut bir solunum yolu hastalığıymış. Çok büyük geçmiş olsun. Evin direği olmanız hasebiyle evde bazı işler aksamıştır. Bir anne 3 kişiye de bakar, 5 kişiye de bakar. Ancak, 3 kişi, bir anneye bakamaz. Bu durum, hemen hemen her yerde böyledir.
Ocak ayının yarısını hastalık ile geçirdikten sonra, toparlanmışsınız ve Ocak ayının geri kalan günlerini de çok güzel değerlendirmişsiniz. O hastalıktan sonra, bu güzel değerlendirmeyi hak etmişsiniz zaten.
Selam ve saygılarımla.
:) değil mi.. benden de saygılar
SilEngin Akyürek'i severim, kitap yazdığını biliyordum, almak için bu yazı itici güç oldu, hemen sipariş ettim. Yaşa sen C.ciğim ! :)
YanıtlaSilYeni yılı hastalıkla karşılamak değil de yatıp dinlenerek geçirmek çok şık olmuş, geçmişler olsun hepinize. :)
Sergi, konser faslı nefis, özellikle çocuklarla paylaşmak harika. :)
Tatlı tatlı hikayeler, naif.. Benim hoşuma gitti :)
SilMerhaba Ceren,
YanıtlaSilOgrenenanne'den bu yana bloglarini takipteyim. Oncelikle cocuklarini yabanci bir ulkede ve kulturde bu kadar ozenle ve en onemlisi aile destegi olmadan dolu dolu yetistirdin, buyuk tebrikler. Bu cesaret bende olmazdi. Mektup arkadasin olmaya talibim. Daha gecen gun arkadasima 30-35 yillik mektup ve kartpostal koleksiyonumu gosterdim, sasirdi...Ki ben de sasirdim; cocuklugum ve gencligimin buyuk bir donemini mektup yazmaya vermisim meger, uzun zamandir varligini unutmustum mektuplarimin. Hepsi de ne kadar ozenli ve naif mektuplar. Sonrasinda postcrossing adindaki bir site vasitasiyla Ekvator'dan Cin'e 400 kusur kisiyle kartpostal alisverisi yaptim ki en degerli koleksiyonlarimdan biridir:) Neyse uzatmayayim. 44 yasindayim ve Istanbul'da yasiyorum. Mektuplasmak istersen hazirim:)
Sevgiler,
Derya
Ayyyyy! Çok isterim Derya!!! Bana email adresini yazar mısın? :) Yazarsan ilk mektubumu yarın yollayayım ayyyy çok heyecanlı!
Silyıllar önce benim de mektup arkadaşlarım olduğunu hatırladım birden :) vay be ne günlerdi..geçmiş gitmiş olsun tüm hastalıklar ve tam bir şifa olsun ama arada mola vermeyene verdiriyor galiba hayat..bedeli annelere ağır olsa da..bir de insan o kadar şeyin üstesinden geliyor da tam koşturmacada değil de biraz azalınca mı yorulduğunu nelerle tek başına uğraştığını anlıyor acaba..dönüp geldiğin yola bakmak gibi..tek başınalığın zor olduğu yaban ellere elimiz uzanmıyor biliyorum ama bir takım hislerle kalbi ve dualarla kavli yakınlığımız baki..
YanıtlaSilAynen öyle sevgili Kumçocuk :)
SilÇok teşekkür ederim, biliyorum <3
Ceren'ciğim ben de seve seve mektup arkadaşın olabilirim. :)
YanıtlaSilAyyyy bir isterken iki mektup arkadaşım mı olacak acaba, çok heyecanlandım, yazıyorum bugün ;)
SilEvet ya gençliğimizde mektup arkadaşlığı vardı, hem de yurt dışı ile.... Penfriend'lik yani, ne güzel arkadaşlar edinmiştik... Büyüdük ve unuttuk:)
YanıtlaSilDeğil mi.. Benim 2 tane vardı, bir Fransız kız bir Brezilyalı oğlan. İkisiyle de görüştük sonunda, mutlu son :)) Maalesef Fransız kızla irtibatımız koptu bundan 10 sene önce, çok aradım ama bulamadım.. Sanırım taşındı ve 4 çocuğu olduğu için hayatı değişti.. Ama Brezilyalıyla hala görüşüyoruz :) Çok güzel bir his....
SilHastalık perisi var mıdır acaba? Belki de Sadece C. için görünür olmaya karar verip; "Bu kadar koşturmaca ve enerji tüketimi yeter artık, lütfen biraz da kendini düşün, hiç olmazsa hastalık molası ver." demeye gelmiştir.
YanıtlaSilBüyük geçmiş olsun. Kundaklardaki bebeler gibi sarılmadan yerinde kalamayacağını da anlamış olmalı.
Nergis Festivaline bile çok isteyip de gidemeyen biri de bugünlerde biraz rahatsız. "Hastalık bir çeşit ruhsal mutluluktur." diyordu bir düşünür.
Kitabının adı "Sessizlik" olan bir insan yazarak ses getirmiş. Çok güzel bir girişim. Bir zamanlar ben de upuzun mektuplar yazardım aile bireylerine. Yorum yazmakta geç kalsam da , "aileden" saydığım sevdiklerime halâ yazarım.
Canım Makbule Öğretmenim, aman siz de dikkat edin kendinize... Aşılarınızı mutlaka olun :)
SilBir snraki nergis festivaline belki birlikte gideriz? :)
Nazlanabilmene çooook sevindim çoraplara bayıldım,hastalnadım nazlanamadım buna da azıcık yandım :)
YanıtlaSilAman dilini ısır :))) Çok sevgiler
SilBanksy'nin tek bir kişi olmadığına dair iddialar mevcut. Tam bir muamma:)
YanıtlaSilYılın geri kalanı Ocak ayının ikinci yarısı gibi keyifli geçsin Cerencim. Öpüyorum kocaman.
Çok fazla muamma değil mi.. O keten şapkasıyla tombik yaşlıca bir adamdı sanki aaa birden genç bir adamcağıza dönüştü hahaha yemezler Banksy.
SilSelamlar. Bir seramik kursuna gitmeyi ben de uzun zamandır istiyorum, aynı sizin gibi evde kullanabilecegim ya da arkadaşlarıma kullanmaları için hediye edebileceğim şeyler yapmak istiyorum (daha az yamuklarını :)). Ancak karşıma hep iki saat gidilip havayla kuruyan kille bir şeyler yapıp aynı hocayı tekrar bulamayacağınız tarzda workshoplar çıkıyor.
YanıtlaSilDiğer blogunuzdaki yazılardan birinde satır arasında frodoya arkadaş geldiğini anlamıştım :) yetkililerden beklendiğiniz soruya epey güldüm :)). Ama hayvanlar oldukları evden çıkıp gidemiyorlar, yetkililere telefon edemiyorlar onun için onları onların yerine düşünmeleri harika :).
Muhtemelen bu yazıyı okuyacak her üç kişiden biri mektup arkadaşı olmaya talip olacak ama beni de listeye ekleyebilirsiniz. H.
Ay sormayın onları ben çocuklarımla da yaparım yani değil mi ne anlamı var, böyle haftada bir gidilecek, orda uğraş verilecek birşeyler olsa hem sosyal anlamda da keyifli olur bence o ortam...
SilKesinlikle hayvancıklar burada iyi ellerde. Geçen bir ilan vardı.. Zavallı köpek büyük istismara uğramış diye.. Ay nedir diye baktım. Olay şu yemin ederim şaka gibi: hayvanın sahibesi ölmüş bu da bahçede kalmış bir hafta ama komşular bahçeye yemek falan atmışlar yani olay bu! Yahu... Neyse. Anladınız siz. Alındı bu köpek bahçeden, yuvalandı falan.. Ama bunu "büyük trajedi" diye satan insanın da "trajedi"den anladığı hakikaten nedir çok merak ettim ben..... Bu hayvanseverler bazen çok mu naif oluyorlar yoksa bildiğin dünyaya karşı ilgisiz sadece kedi köpek için üzülebilen insanlar mı merak ediyorum bazen.... Var çünkü öyle tipler.. Hümanizmsiz hayvansever.... İlginç.
Teklifinize çok sevindim, çok isterim ama bir email adresi rica edeceğim :)
SilNe "trajedi" ama 🥲. Bana yılbaşı kartı gönderdiğiniz mail adresine bir mail attım. H.
Sil:)) aldım aldım yazacağım ilk fırsatta
SilGeçmiş olsun ,çok var hasta bu aralar. Erkeklerde bir çeşit büyümeyen çocuk olduklarından hastalıkları nazlı oluyor , biz kadınlar nazlıyızdır güya ama bazı evlerde olmuyor o. Erkekler daha nazlı.
YanıtlaSilEngin Akyürek iyi bir oyuncudur, yazar da olduğunu bende bilmiyordum.
Mektup yazmak ne kadar güzeldi , hatta okulda nasıl mektup yazılır yani zarfın neresine ne yazılır, nasıl başlanır, nasıl biter falan diye öğretilirdi. Ne çok yazmışımdır, arkadaşlarıma ,sevgili olduklarıma.Postacı beklemek falan Hayatın artılarından biriydi bir zamanlar. Umarım güzel yazacağın güzel mektup arkadaşların olur.
Baya eskilere götürdün beni Cerencim. Sevgiler.
Ay yok erkekler ve hastalık - ı-ıh, Allah düşmanımın başına vermesin :))))
SilYaaa ne güzel alışkanlıklardı, bir de beklemek öyle uzun ve sabırla, o da çok güzelmiş meğerse.... Şimdi emaille mesajla unuttuk bunları! Ben hatırlamak istiyorum :)
Geçmiş olsun hastalık her yerde şu aralar. Nazlanma işini hiç yapamam yatarım bir şey istemem ses etmesinler yeter. Tessi ne tatlıymış ya tam kucaklanacak bir şey. Yeni tavşancıkların resimlerini de görmek isterim. Hülya
YanıtlaSilSormayın sevgili Hülya, şu an okullarda ciddi salgın var bir de üstüne bit salgını var :)))) ay delireceğim 2 haftadır sınıf öğretmeni sürekli email yolluyor lütfen çocuklarınızın saçlarına bakın sınıfta bir bit vakası falan diye, dün gece bir email daha geldi okulun 5 sınıfında bit var lütfen çocuklarınızı kontrol edin okul müdürü :))) dedim bit pandemisi başladı. yahu bit nedir ya 2025 almanyasının en zengin kentinin en zengin mahallesinde bir de :)))) gezen çocuk malum bunlar, bitleniyorlar 21.yy'da!
SilYa Tessi çok güzel bir tavşandı tam ırkının tüm özelliklerini taşıyordu, yumuşacık bir hayvandı, hiç düşünmemiştim ölebileceğini daha uzun yıllar bizimle olur sanmıştım :( bugün bir kitapta okudum sevgili hülya; sevdiklerimizin ölmesi, bizim yeniden ayağa kalkıp yeniden sevmeye devam edebilmeyi öğrenmemiz içindir diyordu..... ne dersiniz buna?
Nasıl desem bilmiyorum yani kedim öldüğünde çok üzüldüm ama sonra tekrar kedi aldık onu da çok sevdim artık evde bakmıyoruz sokağımızdakilere bakıyoruz. Ama konu sevdiğimiz bir insan olursa Allah korusun nasıl olur bilmiyorum. Bit sanki burdaki okullarda olur diye düşündürüyor insana ama demek oralarda da oluyormuş. Hülya
SilAy sormayın bit kene herşey var :) Yeşil ülkenin de bu derdi işte...
SilBenim için çok zor bu ölüm konusu, hiç alışamıyorum. Bu nedenle hem hayvanları çok seviyorum ama ölümleri çok zor, hem de onlar sayesinde hayata bakış açım da değişiyor, bilemiyorum sevgili Hülya....
Geçmiş olsun acil şifalar dilerim, mektup arkadaşlığınız uzun süreli olsun dileğimi de iletirim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilSevgili Ceren,
YanıtlaSilBen de uzun suredir seni zevkle takip ediyorum ve seninle mektuplasmayi cok isterim, ama ucuncu bir mektup arkadasi cok mu olur dersin?
Eda
Çok teşekkür ederim Eda :) Çok mutlu oldum ama dediğin gibi 3 biraz ağır gelebilir.. Malum üstüme aldığım işi çok ciddiye alıyorum…
SilBiliyorum :) keske biraz daha erken gormus olsaydim, neyse belki baska bir zaman baska bir vesileyle.. sevgiler <3
SilYorumlarınızı bekliyorum ama :) Burda keyifli sohbetler dönüyor..
SilAnlastik :)
SilTavşanlar kadar düşünülmediğimiz bir sistemde yaşadığımıza aydınlanıp bende "vay be" dedim(aslında ben burda daha küfürlü bir şey derdimde sen bazen yayınlamıyorsun ya ayıp olur diye,ben sana da küfür ediyorum o zaman:)Kimsenin ımrunda değil ya bizim yaşnızlığımız belkide biz çokta sosyal yaratıklar değilizdir kimbilir.Ayrıca o sergi çok hoş göründü gözüme,Burada modern sanat sevmiyor kimse çin-hat-ebru dan başka birşey ha çalgı çengide en fazla ilahi olabiliyor.Mektup ne iyi olurdu! yazmak istersen bende talibim,pek sosyal medya ve telefon insanı değilim ,belki böyle daha kaliteli iletişim sağlarız,seninle kendi kendime konuşmayı bırakırım bu sayede:)
YanıtlaSilAhahaha sansüre çok güldüm ama evet ya ben küfür edemiyorum sevmiyorum ne kadar hak etseler de bazıları..
SilAma kimse modern sanat sevmiyor’a katılamayacağım kesinlikle yanlışsın, ben aksine modern sanattan anlayan çok insan arasında olduğumuzu düşünüyorum Türkiye’de çünkü çok kaliteli işler ve eleştiriler görüyor / okuyorum.
Donra ayarlarız bence mektup değil de aeninle düzenli öğle arası telefonlarımıza geri dönelim derim ben :))) Mektup arkadaşı kotamı doldurdum zira ama telefonla çene çalma açığım da çok :))) Ne dersin?
Okeyim ben de telefon işine sen yap organizasyonu ben sana uyarım 🍀burada modern sanat sevmiyorlar derken Konya özelinden bahsediyorum.😆
SilKonyalılar şimdi karşı çıkar buna :)))) Ya sinirli bi “adsız yorumcu” vardı ben ne zaman Almanya şöyle böyle desem “hiç de değil nasıl böyle genellersiniz” diye başlıyordu :))) Ay aklıma o geldi, nasıl germişse bak beni..
Sil