Bir yazarın yatılı misafiri olmak böyle bir şey işte.
O yazarın çalışma odasında konaklamak.
Yüzlerce kitabın altında huzur içinde uyumak.
Hiç olmadığı kadar rahat uyumak.
Soluksuz uyumak.
Sabah uyandığında raftaki kitapların kokusuna uyanmak.
Bakakalmak masadaki kağıt tomarlarına.
O kağıtların savrukluğundaki hikayelerin hayalini kurmak.
Merak etmek.
Ucundan kaldırıp bakıverecek kadar yakın.
Dağınık çarşaflar kadar dağınık düşüncelere.
O düşüncelerin mahremiyetine sızmaya özenmek.
Bakmayacak kadar o kağıtlara saygı duymak.
Olmamış hayatların hikayelerine.
Hikaye ile oldurulan hayatlara.
İmrenmek.
Bir yazarın evinde uyumak.
Onun kitapları altında rüyalar görmek.
İşte böyle bir şey..
Kimin evi ki bu? :)
YanıtlaSilEşimin ünlü bir yazar olan teyzesinin Berlin'deki evi :)
SilSüper. ..ben misafir olarak gider yerleşirdim oraya kesin :)
YanıtlaSil:)
SilKoltuk da ayrı bir güzel görünüyor. Çok ferah bir oda, imrendim.
YanıtlaSilEvet aydinlik, cok guzeldi :)
SilNe güzel bir foto. Ne güzel anlatmışsın. Belli ki çok sevmişsin. Keşke sık sık görüşseniz.
YanıtlaSilYazan insan sevilmez mi :)
YanıtlaSil:D
SilRüya gibi ♥
YanıtlaSilDi mi? Benim de hayalim boyle kocaman bir kitap odasina sahip olmak..
SilKütüphanesine imrendim, çok güzel anlatmışsınız gerçekten..
YanıtlaSiltesekkurler :) bu kitap ve yazi odasi, misafire yatak odasi, hepsi bir arada gercekten muhtesem..
Sil