3 Eylül 2012 Pazartesi

Uluslararası kurtarma operasyonu

Yaratıcı eller, bu haftasonu yaşadıklarımızdan bir Hollywood filmi çıkartabilirdi; gerilim, aksiyon, aşk, melodram, vahşi batı, ne ararsanız vardı yahu içinde. Şu saat oldu, damarlarımda gezen adrenalinden uyuyamıyorum hala!

Aslında bu adrenalin yüklemesi geçen hafta benim okulun dibinde 250kg'lık bir bombanın bulunmasıyla başladı belki de.. Bomba yakınlarda bulunan bir öğrenci cafe'sinin restorasyonu sırasında, yerin sadece 1 mt. altında bulundu. 8-10 saat süren heyecanlı bir operasyonla patlatıldı. Aslında bunun gibi binlerce bomba var Münih'in altında; hepsi ikinci dünya savaşı sırasında atılan ama bir şekilde patlamayan bombalar. Üzerlerine şehir yeniden inşa edilmiş, bombalar da unutulup gitmiş. Arada sırada altyapı çalışmaları sırasında bulunuyor bir tane, kontollü şekilde patlatılıyor falan. Sakinlikten ölecek Münih'lilere kırk yılın başı bir heyecan çıkmış oluyor işte. Siz de empati yapıp heyecanlanmak isterseniz buraya tıklayıp olayın tamamını izleyebilirsiniz.

Hareketli haftaiçinden sonra; haftasonu sakinlik battığı ve/fakat hava berbat, sevdicek de hasta ve yatakta olduğu için, evde miskin miskin oturacağıma, hem Almanya'da geçersiz olan Türk ehliyetimi EU'ya çevirtmenin ön koşullarından biri olan, hem de uzun süredir tekrarlamak istediğim ilk yardım eğitimime gideyim bari dedim. İlkyardım uygulamaları beş senede bir değişiyor, sertifikanızın devamı için tekrarlamak gerekiyor. Mesela son gittiğimde turnike yarardan çok zarar verdiği için kalkmıştı, bu sefer de 30 kalp masajına 2 nefes sisteminden nefesi tamamen kaldırmışlar, çünkü insanların çoğu tanımadığı bir yabancının kan ve kusmuk dolu ağzına burnuna nefes vermektense hiçbirşey yapmamayı tercih ediyormuş. Bunun dışında da tabii ufak tefek değişiklikler vardı ama beni asıl şaşırtan ve sevindiren, 2000'li yıllarda ölümle sonuçlanan kazaların oranı hızla düşmekteymiş, bunun da nedeni cep telefonu ve diğer iletişim sistemlerinin yaygın ve kolay kullanımıymış. Tekrar eğitimi olduğu için sadece bir tam gün alan program yoğun ama zevkli geçti. Her beş senede bir olduğu gibi, kurstan bir kahraman edasıyla ve/fakat "Allah ilkyardım yaptırtacak ortam vermesin inşallah.." diye temenni ederek ayrıldık.

Kafam kazalar ve yaralanmalarla dolu halde eve geldiğimde saat gece 11'e geliyordu ve sevdicek panik içinde bir eli telefonda bir eli bilgisayarda ter dökmekteydi. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız, hepimizin itirazlarına aldırış etmeyip, dengesiz öküzün biri olan sevgilisiyle tatile gittiği Güney Kıbrıs'ta fiziksel şiddet görmüş, tehditle otel odasında tutuluyor. Kendini tuvalete kitleyip cepten sevdiceğe "kurtarın beni" diye mesaj atıyor. Güney Kıbrıs'ın ufacık bir köyünde bulunan otel, aslında birbiriyle ilişkisi olmayan, tek odalı küçük köy evlerinden oluşan bir Butik Otel. Yani hiçkimsenin ruhu duymadan birini öldürmek için ideal bir yer. Biz panik.. Kız birlikte olduğu psikopat öküzü kızdırmamak için konuşamıyor, sadece mesaj yazıyor.. Acele internetten otelin telefonu bulunuyor, gecenin 12'sinde otel yöneticisi kadının evi aranıyor, durum bildiriliyor, kadının evi köyden 2 saat uzakta, köyde ne polis var, ne güvenlik. Tanrım, aynen Hitchcock filmi gibi! Sinirlerimiz bozuluyor iyice. Kıza göre öküz sakinleşmiş, dışarda özürler dileme halinde. Kıza asla kilitli kapıyı açmamasını söylüyoruz çünkü bu tip psikopatlar önce özür diler, sonra daha beter döver biliyoruz. Otelin yöneticisi polisle gelene kadar 3 saat mesajlaşıyoruz, bu arada da internetten kıza yeni bir uçak bileti, havaalanına taksi falan gibi detayları hallediyoruz. Saat 4'te polis eve giriyor, kriminal işlemler yapılıyor, otel yöneticisi mailine yolladığımız yeni uçak bilgilerini kıza veriyor, pılını pırtısını topluyorlar ve bulduğumuz ilk uçak ancak ertesi akşam olduğu için, kızı sakin biryere dinlenmeye alıyorlar. Bu arada da devamlı cepten bize bilgi veriyorlar, herşey bitince biz de rahat bir oh çekiyoruz.. Ama itiraf edeyim, yarın kızı havaalanından kendi ellerimle karşılamadan ben bu gece uyuyamayacağım.

Bu olay bana aslında medyanın gücünü tekrar hatırlattı. İlkyardım eğitiminde olduğu gibi, burada da cep telefonlarının ve bilgisayarın gücünü gördüm. Düşünsenize, 20 sene önce olsa, sadece 6 saatte bir insana ulaşmak, onu binlerce km öteden güvene almak, anında yeni bir bilet alıp, taksi bulup, onu bulunduğu yıpratıcı ortamdan çıkarıp evine güvene getirebilmek mümkün olur muydu?! Bu postu yazma amacım şu; dünya pek güvenli bir yer değil ve aşktan gözünüz kör olduğu için psikopat öküzleri insandan sayıp güvenebilir ve hayatınızı tehlikeye atabilirsiniz. Bu sadece aptal ve maddi açıdan öküze bağımlı ev kadınlarının değil, her an hepimizin başına gelebilir. Ama birkaç basit önlemle dünyanın derdiyle başa çıkabilecek güce sahip olabilirsiniz. Bu önlemlerden ilki; sevdiceğiniz dünyanın en harika insanı gibi görünse de, çevrenizdeki herkes sizi onun öküz olduğu konusunda uyarıyorsa, bir durup düşünün lütfen. Bazen insan aşktan burnunun ucundaki pisliği göremeyebilir. İkincisi; her kimle olursa olsun, gözden uzak bir yerde tatile gidecekseniz, lütfen kaldığınız otelin adını ve telefonunu ve ne zaman döneceğinizi en az bir kişiye bildirin. Üçüncüsü; ne kadar hafif olursa olsun, sizi sevdiğini söyleyen birinden psikolojik ya da fiziksel şiddet görmek normal değildir, şakaya alınacak şey değildir, bir kere yaşanan birşey olarak asla kalmayacaktır, gittikçe artan bir süreçtir, lütfen burnunuza gelen kötü kokuyu göz ardı etmeyiniz. Şiddet gördüğünüz anda ise; şiddeti sürdürecek davranışlardan kaçınıp, kendinizi güvenli bir ortama alınız ve hemen güvendiğiniz birine telefonla ulaşıp içinde bulunduğunuz durumu bildiriniz.

Unutmayın; bu herkesin başına gelebilecek, sizin dışınızda tamamen şiddet eğilimi olan kişinin ayıbı olan bir davranıştır ve bu kişinin psikolojik açıdan hasta olduğunu kabul etmeli, onun terapisti ya da annesi olmaya çalışmamalı, kendinizi güvene almalı ve gerisini yetkili ve uzman kişilere bırakmalısınız. Acımak, affetmek, olmamış gibi davranmak; şiddet eğilimi olan hasta kişiye iyilik değildir, dahası kendi hayatınızı tehlikeye atmaktan başka birşey değildir.

Ha bir de; gördüğünüz gibi ailecek uluslararası kurtarma operasyonlarının altından S.W.A.T edasıyla pek bir güzel kalkıyoruz maşallah, hem ilkyardım eğitimimiz de taze taze; yani gece yarıları bizi aramaktan ve hizmetlerimizden faydalanmaktan çekinmeyiniz lütfen :P

2 yorum:

  1. Kontrollü patlatma resmen patlamaya dönüşmüş.

    Kurtarma operasyonu tek kelimeyle kusursuz...

    Adrenalini mükemmel bir gün...

    YanıtlaSil