Almanya'da yaşamınızın ilk altı ayından sonra, yani cicim aylarının bitiminde, bu güzel memleket size "ahanda Türk ehliyetini geçersiz saydım" diyiveriyor. İşin doğrusu harıl harıl çalışan toplu taşıma sistemi ya da bisiklet kullanarak ulaşamayacağınız yer yok. Ama "yok kardeşim, ben tuvalete dahi 4 teker üzerinde giderim" derseniz; en baştan kursa yazılmanız, yazılı ve sözlü sınavlardan geçmeniz ve AB'de geçerli yeni bir ehliyete başvurmanız gerekiyor. Ben de kendim ettim, kendim buldum, yaklaşık 2 ay önce bu maceraya atıldım. Aslında bana kalsa hiç atılmazdım ya, annemler sağolsun gizlice yüklü bir mebla bırakmışlar son ziyaretlerinde, yemeye içmeye harcayacağıma kırayım dizimi şu ehliyet işini halledeyim dedim. Şimdiki aklım olsa, iki tekme bir Muhammed Ali sağ kroşesi hesabıyla çalışan çamaşır makinasını yenilerim - ki kendisiyle münasebetim çok daha sık yaşanıyor ve yaşanacak.. Ama hayır, o günün mantığıyla ehliyet almaya yeltendim...
İlk büyük hatam, "memleketimin insanı olsun, hem dilimden anlasın, hem halimden anlasın, hem de o kazansın yahu" mantığıyla hareket edip Münih'in Türk mahallesinin en ortasında bulunan bir sürücü kursuna yazılmak oldu. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, yiğidi öldür ama hakkını yeme! "Kıyak Sürücü Kursu" oldukça titiz ve dikkatli çalışıyor, lakin benim hoca tam bir iptidai otorite.. Adamın eğitim anlayışında pozitif geri bildirim diye birşey yok, bir kez bile "aferin, bu sefer oldu bak" duymadım yeminle! Ona göre iyi eğitim tüm hataları yüzünüze haykırmak ve tekrar tekrar üstünden geçirmek. Niyet en ağır koşullarda en iyi şekilde öğrenip sonra rahat etmek. Bana tüm Alemanya trafik kurallarını öğreticem derken, adamcağızın saçları ağardı bu iki ayda yeminle. İşini o derece ciddiye alıp sizi en iyi düzeye getirmeye çalışan insan evladı.. Eli maşalı klasik Türk hocası yani. Buldum Alemanya'da böyle bir tip, evet. Bu da benim başarım.
İlkyardım kursu ve yazılı sınav kolayca geçti, sıra geldi teorik derslere. 12 senelik Türk sürücüsü olmak, İstanbul gibi yerde katil olmadan ya da arabaya bir çizik dahi attırmadan vızır vızır dolanmak, otobanda basmak falan burda hiçbir anlam ifade etmiyor, en baştan en az 5-6 ders almanız gerekiyor. Bizim Türkiye'deki göbeğe kim önce girerse o geçer kardeşim ya da selektör yaparım anlarlar türündeki "orman kuralları" ve kadın sürücüleri otobanda sıkıştırıp korkutmak gibi hobiler burda geçersiz ve de yasak.
Mesela şu tip dilemma'lar var, sizin için online sınav çalıştırıcısından özenle çaldım bu görselleri:
Gördüğünüz gibi bir kavşak için bu gözünü sevdiğim ülkenin 12.675 adet kuralı ve yanısıra 152.726.353 adet trafik levhası var. Burda, ilk fotoda içgüdüsel olarak motosikletliye yol vermemek, "sağdaki öncelikli" kuralını uygulamak ve önce mavi araba, sonra siz, sonra motosikletin geçmesi gerekiyor. İkinci fotoda ise o sarı muamma ve altındaki sağa dönen çizgi kimin önceliği olduğunu gösteriyor? Sarı arabanın. Yeşil araba düz gittiği ve normalde geçiş üstünlüğü olduğu halde, önündeki mikroskopik boyutta görülen ters üçgen levha nedeniyle beklemek ve ikinci sırada sola dönen size yol vermek durumunda. Üçüncü resimde ise yine kırmızı araba ilk, siz iki, kamyon sonuncu çünkü kamyonun önünde yine o ters üçgen var. Bizde olsa bi sağa bi sola bi daha sağa bak, gerekirse kol işareti yap korna çal, geeeeç..
Bunları çabuk öğrendim neyse.. Benim asıl derdim, vites kolu. Kardeşim, 12 senedir otomatik araba kullanıyorum, tekrar vitesi debriyajı burnuma dayadınız, unutmuşum yahu.. Vitesli araba, merdaneli çamaşır makinesi gibi çağdışı birşey yahu! Daha ileri teknoloji dururken vites tak vites çıkart, bu ne yahu.. Bir de otobanda 5'ten 3'e geçirme derdi var, nasıl başarıyorsam 5'ten 1'e geçirmeyi ve motoru yaka-yazmayı başarıyorum, hocanın saçlar diken diken oluyor. Bir başka üstün başarım vitesi 3'te unutup yeşil yanınca "horrrrr" diye öttürmek arabayı. "Ceren hanım, yine bir imkansızı başarıp 3. viteste kalktınız" diye diye adamcağız....... Neyse.
İttire kaktıra, kan ter ve gözyaşı dolu iki ayın sonunda, bu sabah titreye titreye pratik sınava da girdim ve bir mucize sonucunda geçtim yahu! En başta hoca ve ben olmak üzere herkes de şaşırdı doğrusu, üstelik sınavı yapan adam demez mi "hayatımda gördüğüm en başarılı paralel park eden insansınız tebrikler" diye! E kardeşim, İstanbul'da burdaki gibi değil döt kadar yere ittire ittire koca arabayı sığdırmak zorundasın, iyi park etmeyip napacan, arabayı ortada bırakıp gidecen mi? Diyemedim, içimde kaldı.
Velhasıl bir macera dolu Alemanya hikayesini daha burada sona erdiriyoruz sevgili bloggercıklarım. Aleman ehliyetimi aldım, sıra şu yandakini almaya geldi şimdi.. Üç beş ne varsa yollayın kuzucuklarım, alıverin şu gariban blogger'ınıza bir Porşe "kaka rengi" Karrera. Gurbet ellerde hız sınırı olmayan otobanlardavızır vızır dolanayım sayenizde. Otomatik olsun ama, reca ederim, mümkünse merdanesiz...
tebrikler..aslında ben (ve sanırım erkeklerin çok büyük bölümü) düz vitesli arabaları kullanmayı daha severim..motorun en verimli ve sportif kullanılması,fren yerine vitesle yavaşlama,bazen de vitesi boşa alıp bedavadan gitme ve daha birçok üstünlüğü ve zevkli tarafları var düz vitesin..bu kadar sınırlama ve kural olan Almanya da otoyollarda hız sınırı olmaması da ayrı bir gariplik..aslında hız sınırı var da sanırım kimse pek uymuyor,sol şeridi ancak porsche bmw ve markasını bilemediğim birçok süper makina birbiriyle yarışarak kullanıyor,opelciler de en sağ şeritten edepli bir şekilde gidiyorlar..sen yine de onlara uyma türklük damarın tutmasın derim :) selamlar...
YanıtlaSilyok ben ehliyeti bir sure "kimlik" nietine kullanmayi, arabaya da zaruri haller disinda dokunmamayi umuyorum gercekten.. yasasin 2 teker (bu sabah soguktan donmustu bisiklet disarida ama..)
Silama Ceren, otomatik vitesle dört çeker sürmek keyifli olmaz ki?! geleceği düşün.
YanıtlaSilGerçi 8 otomatik vites Amarok çıktı, gözüm var benim.
Tebrikler. Almanya'da ehliyet!
:))) onu sana bırakıyorum, bana 6. vites sözün var biliyorsun ;)
SilBu kadar kısa zamanda Almancayı yazacaksın, öğreneceksin, ehliyet alacaksın, herkesin harcı değil.
YanıtlaSilGeçenlerde A2 motor ehliyeti aldım. Bir tek motordan girdim imtihana 25 test sorusu.
Seninki her şey sil baştan yapılmıştır. Tekrar tebrik ederim...
cok tesekkurler!
SilKomik olan almanyada türkçe sinava giriyorsun vede cokta almanca bilmek gerekmiyor düz sağ sol park kelimelerini bil ama arkadaşı çok tebrik ederim zoru başarmış pratik sinav çok zor hata kaldirmiyor :-)
YanıtlaSilmerhaba kardes bendede sendeki sorunun aynisi vardi vitesleri karistiriyordum,yavas yavas alisdim ama benim hocam alman anlattiginin yüzde seksenini anlamiyorum anliycan hoca var ama ben kendi kendime ögreniyorum önümüzdeki ay sinavim var bakalim ne yapcam hepinizin dualarini bekliyorum.
YanıtlaSilvalla helal olsun en son cin alinin atini okurken böyle heyecanlanmistim, banada dua ette bende aliyim aleman ehliyetimi. basarilar
YanıtlaSilTebrikler darısı basıma,bende suan devam ediyorum suruse,benimki ders hocam alman ,sorunsuz anlasıyoruz fakat yazılıya turkce gırdım garanti olsun😉bakalım iki haftadır suruyorum iyi gidiyorda bunların kuralları bitmiyor sadece iyi kullanmakla bitmiyor,ilk defa kullanıyorum bakalım sanırım bir hafta daha sınava hazırım,insallah kazanırım pratik sınavını
YanıtlaSilKolay gelsin :)
SilBende 12 fahr yaptım ama bi ilerleme yok :(
SilBöyle giderse 30 u da bulur 40da. İnşallah bende başarırim.
Merhaba, yakında Almanyada çalışmaya ve yaşamaya başlıyorum. Beni en sıkıntılandıran konu ehliyet konusu malesef. Neyse benim sorum, TR ehliyetimin geçerli olduğu süre içinde (6 ay) kendime araba alabiliyor muyum? Yoksa araba alabilmem için Almanya ehliyetim olması şart mı?
SilOturma izniniz olduktan sonra alabilirsiniz sanırım ama 6 aydan sonra ehliyetiniz geçersiz olacağı için, yenilemediğiniz taktirde kullanamazsınız. Yine de bu konuyu benim dışımda burada daha uzun süre yaşamış birine danışmanızı önereceğim.
SilMerhaba,
YanıtlaSilDireksiyon sinavinda Almanca konusmak ve anlamak gerekiyor mu? Yoksa teori sinavlari gibi Turkce devam edilebiliyor mu?
Cok tesekkurler, sevgiler.