29 Ekim 2011 Cumartesi

Banyo Fantazisi

Balık burcu olduğum için sulak alanlara aşırı sempatim var; yaşadığım kentte deniz, yoksa göl, o da yoksa bari şırıl şırıl akan bir dere olmasına özen gösteriyorum. Etrafımda bir su sesi, akışkanlık, daimi bir dalgalanma olması lazım. Su benim için önemli. Duşumu almadan tam anlamıyla uyanamam, kendime gelemem. Yağmur altında yürümeyi, donuma kadar ıslanmayı, kış günü bile ıslak saçla dışarı çıkmayı severim. Sinirli olduğumda tabak çanağı bulaşık makinesinden çıkarıp yıkadığım, endişeli olduğumda mutlaka sıcak sulu birşeyleri yudumladığım, sıkıntılı zamanlarımda küveti doldurup, kitabımı falan alıp su soğuyana dek içinde kaldığım çok olur. Kısaca: ben suyu seviyorum.

Dolayısıyla yaşam alanlarımda benim için en önemli mekanlar banyolar. Banyo dediğin geniş, ferah, aydınlık, minimalist ve yumuşak renklerle döşenmiş olmalı. Yerleri mutlaka kuru, halısız kilimsiz, saç telsiz, kireç lekesiz, tertemiz olmalı. Banyo kesinlikle serin olmamalı ama havasız da kalmamalı. Orda burda gereksiz eşya ve süs olmamalı, makyaj malzemeleri falan dolaplarda tutulmalı. Misafirler için kağıt havlu ve gerektiğinde kolayca yetişilebilecek yedek tuvalet kağıtları bulunmalı.

Banyonun benim için en önemli elementi ise duş tabii ki. Duş kesinlikle gür akmalı, hani şu az suyu bolmuş gibi gösteren ekonomik ve de ekolojik sistemler var ya. Geniş başlıklı duş sistemleri insana şelalenin altındaymış hissi verdiği ve ayrıca omuzlara masaj yaptığı için iyi seçimler. Gevşek, plastik ve yerinde durmayan, tıkalı deliklerinden sağa sola su fışkırtan duş başlıkları dayanılmaz bir azap. Bir de mutfakta su açıldığında suyun birden buz gibi akması sendromu vardır bazı evlerde, delirtir beni..

Yer müsaitse, kocaman bir küvet günün bütün stresini alıyor gerçekten. Avustralya'da yaşarken evimiz 14. kattaydı ve yere kadar inen pencerenin hemen önünde şu yandaki fotodakine çok benzeyen muhteşem bir jakuzi duruyordu. Mumlar eşliğinde şehrin gece ışıklarını izlerken bir yandan şarap yudumlamak, öteyandan suyun içinde olmak tarifi imkansız bir duyguydu. Avustralya'dan döneli beri özlediğim tek şey bu küvet! Almanya'da banyolarda küvet ve duş ayrı oluyor, bu da aslında güzel bir durum, ama burdaki küvete değil 190 boy ortalamasıyla almanlar, 160 (tamam tamam 1.58'lik) boyumla ben bile zor sığıyorum, iki büklüm halde dört duvara bakarak şarap yudumlamak ya da Genç Werther'in Acıları'nı falan okumak da pek keyifli değil doğrusu.

Şu hayattaki temel hedeflerimden biri, bahçeye irice bir jakuzi gömdürmek ve etraf karla kaplıyken ailecek içine girip sohbet etmek, sıcak sahlep içmek falan. Şimdilik hayal olsa da inanıyorum günün birinde bu aristokrat hedefime ulaşacağım..

1 yorum:

  1. ben de balıgım ben de 1.58 im ekstradan dışakabinden nefret ederim. benim hayalimde aynen böyle teras katımda (olacak) evimin banyosunun bi duvarını kırıp cam yapıp terastaki ağaçlarımı ve çiçekleri göreceğim bir düzen.

    amin diyorum ceren amin. her ikimize de

    YanıtlaSil