Anlaşılan o ki, bu ülke beni şaşırtmaya pek ara vermeyecek! Eve çiçek alasım var nicedir, otsuz böceksiz yaşayamayangillerden olduğum için eksikliğini hissediyorum. Girişte keşfettiğim 8cm çapındaki örümceği "abidi gubidi" diye sevdiğimi fark eden Flo dehşet içinde kalıp, kolumdan çeke çeke beni kocaman bir seraya götürdü, dün akşam. İçerde yok yok, nasıl güzel o orkideler, sardunyalar ve bahçe bitkileri.. Kendimden geçtim. Sanat galerisindeymişim gibi dolaşıyorum.
Sonra o arkada kalan hafif loş bölgeye gireyim dedim; akvaryumlar falan var, birkaç tavşan, hamster vesaire. Derinden bir ağustos böceği sesi geldi zzzzzt diye. Dedim heralde Alemanya'nın kasvetli havası beni hayal duymaya itiyor, bu mevsimde cırcır?!? Aha, bir zzzzzzzzt daha! Yok bu seferki son derece gerçek, işitsel hazeyanlar içinde değilim! Peki ne bu, nerde bu cırcırlar?
Birden benim kuru akvaryum sandığım cam kutucukta birşeyler kımıldadı. Toprak değil o yahu, birsürü cırcır duruyor o kutuda! Etrafları da ot ve nevi-şahsa münhasır peysajla çevrili! Yahu resmen cırcırlar var orda, tanesi de 50cent! Alıyorsun bunları, koyuyorsun odana, bitkilerin arasına, arada cırlıyor, sen de "aaaaaaakdeniiiiz akşamlaaaaarıııı" tıngırdatıyorsun gitarda falan heralde. Yaz gelmeyen ülkenin iyimser-hayalci insanları olarak.. Aslında yerel masallarında bile, yaz boyu karıncayla dalga geçip, kışın da aç kalan enteresan bir şahsiyet olarak yer verilen bu cırcır, almanlar için önemli bir böcek sanırım.
Bu arada "bir ev hayvanı konsepti olarak cırcır alıp evine koymayı ve öttürüp durmayı" düşünenler için yararlı bilgiler: bu hayvanlar aslında oldukça uzun yaşıyorlar, ömürleri 4-17 yıl arasındaymış! Özellikle söğüt ağacının köklerini ve özsuyunu severlermiş. Çıkardıkları ses, arka bacaklarının gövdelerindeki plağa sürtünmesi ile çıkarmış. Bedenleriyle söyledikleri "şarkılar" sadece türün erkeklerine özgü olup, boyları insan boyuna erişmiş olsaydı sesin tizliği ile camların kırılacağı ve hatta duvarların yıkılacağı hesaplanmış.
Bir keresinde evin içine girmiş nasıl girdiyse ve gece gündüüz bize uyku haram olunca evin altını üstüne getirdik,yemek dolabının arkasında bulduk da kurtulduk.Duyduğuma göre,eğer bu mini Ağustos Böceğinin boyu, insanların ses çıkarmak için kullandığı araçlar kadar büyütülebilseymiş, yapılan ince hesaplara göre, çıkaracağı sesle Camlar kırılır, duvarlar yıkılırmış...
YanıtlaSil