Münih'te tam 36 saattir aralıksız yağmur yağarken ve ben biraz daha aralıksız yağarsa heralde Atlantis'e döneceğiz diye düşünmeye başlamışken, karşıma Elena Kalis'in sualtı fotoğrafları çıktı. Büyülendim. sanatçının emeğini izinsiz kullanmak bana çok ters ama, bir iki tane örnek koymak ve lütfen şu linkten web sitesini inceleyin demek istiyorum. Rüya gibi..
Beni etkileyen, sualtında tam olarak nasıl hissettiğimi tamamen yakalamış olması. Çocukluğumdan beri şnorkelle ve 15 yaşımdan beri de tüple dalıyorum. O derin maviliğe, balıklarla çevrelenmeye, buradaki meraklı mantaların arasında yüzmeye aşığım. Çocukken uyumadan önce kendimi sualtında yaşıyormuş gibi hayal ederdim. O kadar heyecanlanırdım ki, bazen uyku tutmazdı. Öyle detaylı hayallerim vardı ki, bugün bile bazılarını hatırlayabiliyorum. Yazları, denizin sesini dinleye dinleye uyuma lüksüm vardı ve yastıktan başımı kaldırdığım anda masmavi güzelliği görebiliyordum. Bazı geceler saatlerce baktığımı, gün ışırken oynaşan ışıklara hoşçakal derken uyuduğumu bilirim.
Denizin altındayken hiçbirşey düşünemem, beynim bomboş olur, tüm dertler tasalar akar gider ve o yerçekimsiz hafif ortamda sadece "var olmak" kalır bana. Ruhum da bedenim kadar hafiftir denizin içinde. Bazen nefes almadan gözlerimi kapayarak aynen bu fotoğraftaki gibi tersten dalarım, nefesim yettiğince - bu bazen bir buçuk hatta iki dakikaya kadar çıkabilir - denizin dibinde öylece yatmaktan hoşlanırım. Deniz sanki yanaklarımı okşarmış gibi gelir, saçlarım tel tel oynaşır gelgitleriyle.
Kimi şap şup yüzer ya, ben tek bir ses ve dalga çıkarmadan kucaklamak isterim denizi. Kucaklamak gibidir yüzmek zaten. O serinlik o sessizlik, o hafif ürperti, diplerin karanlığındaki huzur.. Öyle sessiz, daha herkes uyurken, daha kimse tatile gelmemişken.. Deniz sadece benim olsun isterim.
Elena Kalis bu fotoğraflarda benim tam da ne hissettiğimi çok güzel yakalamış. Web sitesinde daha da güzel fotoğrafları var. Mutlaka girin bakın derim.
Ben de şapşup yüzmek yerine bazen gittiğim yerlerden sosis alıp, koluma - bacağıma geçirerek arıyorum sessizliği. ehehhe
YanıtlaSilSony'nin yeni sualtı mp3 çalarını gördün mü? Kayınvalideye aldık doğumgününde bi tane, çok hoş bişey! http://www.geek.com/news/sony-sells-waterproof-mp3-player-inside-a-bottle-of-water-1584652/
YanıtlaSilMadafak a diyorum.
SilSenin kadar uzman değilimdir muhtemelen ama ben de kendimi bildim bileli yzerim ve genelde hep suyun altındayımdır. Aynen fotoğraflardaki gibi durmayı kendimi bırakmayı suyun altından gökyüzüne bakmayı çok severim
YanıtlaSilSuyun altı üstünden daha güzel di'mi ama :)
SilBu yazını şimdi okuyorum Ceren'cim. Çok güzel bir yazı olmuş. Denizaltına bu kadar meraklı olduğunu yeni öğreniyorum. O zaman favori filmerinden biridir Derinlik Sarhoşluğu. Le grand bleu. Birinci resmi masaüstü arkaplanı yaptım. Çok hoş.
YanıtlaSilEvet, mavinin ya da turkuazın tonuna ben de bayıldım, sanki havuzda çekilmiş gibi.. :) Film de güzeldir hani ;)
Silsuyu çok seviyorum suya bakmak bile beni huzura kavuştursa da suya girmekten çok korkuyorum boğulacakmışım gibi geliyor dalmak istiyorum kendimi suyun içinde hayal ediyorum ama nafile çok kıskandım doğrusu suya dalmanıza korkusuzca girebilmenize bende istiyorum .... ece
YanıtlaSilAh Ece, bu korkunu yenebilsen ne harika olur! Gerçekten muhteşem su altı :)
Sil