Yıllar yılı, nörolog annemi "en karmaşık beyin problemlerini, en anlaşılmaz görüntüleme tekniklerini falan çözebildiği halde, Tv'nin uzaktan kumandasını kullanmayı çözememesi" dolayısıyla acımasızca eleştirmiş olmamın allah katından geri dönen çuvaldızı, bi tarafıma saplandı sevgili dostlar. Oh olsun. Ofisin dış kapısı; sabrımı, şükrümü, rüştümü, inanç ve iyi niyetimi sınıyor yeminle.. Alman sistemi; adı şanı zaten dünyaya yayılmış bir teknoloji memleketi burası. Teknolojinin girmediği delik yok. Anahtar deliğine bile teknoloji sokmuş adamlar; anahtarlık denen cep süsünde 1 ev 1 oto 1 ofis anahtarı oluyor; bizdeki gibi çıngır çıngır onlarca anahtar ve mal mülk bildirimi sallanmıyor meretten. Bu tekli anahtar sistemi ilk geldiğimde beni çok şaşırtmıştı. Aynı anahtarla hem evin dış kapısını, hem evin kendi kapısını, hem de en alttaki garajı açabiliyorsunuz. Adamlar anaktar dişlisini farklı delik boyutlarında farklı şekilde çalışmak üzere ayarlamış; yani sizin ev anahtarınızla karşı komşunun ev anahtarı farklı olduğu halde, her ikisi de dış kapının kilidini ve bir başka derinlikteki garaj kilidini açabiliyor. Neyse bunu çözdüm, bir hoşluk olarak geride kaldı.
Bir diğer teknolojik sorunum, sevdiceğin evdeki tüm elektrikli aletleri birbirine bağlama azmiydi. Adam koltuktan kalkmamak için başarabilse pipisinin ucunu i-pod aracılığıyla tuvalete ya da direkt modem üzerinden okyanusa falan bağlayacak ama şimdilik elinden ancak Tv'yi i-pod'a, i-pod'u dünyanın dizi ve filmine beleşe ulaşmamıza yarayan netflix'e, netflix'i de kendimize Amerika'da yaşıyor süsü verecek IP değerini değiştiren sisteme, onu da uyduya, modeme, telefon hattına vs vs. bağlamak geliyor. Evde boyumdan büyük Lego modelleri yaratan bir adam için bu iki dakika falan alan bir işlem (ya da 5000'lik puzzle yapan adı lazım değil bazı arkadaşlar için de böyledir belki) ama benim için anlaşılması olanaksız bir algoritmik logaritmik işlemler bütünlüğü. Dolayısıyla en baştan tavrımı koyup "genlerimde Tv kumandasını çözememe kapasitesi var" diyip işin içinden sıyrıldım. Adam oynasın oyalansın maksat.. Lakin adam seyahate gidince ve iş başa düşünce, insan kuantum fiziğini bile öğrenebiliyor. Şimdi kullanıyorum bu hom enterteynmınt sistemlerini kolayca, bunu da çözdüm.
Lakin bu sefer de ofisin dış kapısı başıma bela. Bu dış kapı, benim gibi 1.58'lik yer cüceleri için üretilmemiş. Ya bizim ofis civarında henüz anlayamadığım +18'lik olaylar vuku buluyor ve el-kol-ayak ölçüleri belli boya gelemeyenler içeri alınmıyor (hangi arkeolojik sitedeydi o ayak izi, şimdi aklıma da takıldı), ya da ben olayın sırrına eremedim, kapının açılabilmesi için gerekli yoga duruşlarına vakıf olamadım. Lakin kapıyı açmam her sefer bir başka hikaye, bıktım artık. Kapının yanında bir zil var, kapı otomatı. Ama kapının dış tarafındakilerin erişememesi için yan duvarın bir hayli iç tarafına konulmuş. Zile basmak yeterli olmuyor, aynı anda kapı tutacağına da temasta bulunmanız, zile basarken kapıyı da çekiştirmeniz gerekiyor. 1.80'lik Alman hatunları için sorun değil bu, ama ben tek elimle zile diğer elimle kapıya ulaşamıyorum, hele bir yandan da kulağıma telefon dayalı laklak yapıyorsam - ki aksi gibi genelde de yapıyor oluyorum. Bunun başka bir yolu var mıdır diye sormak için de artık geç kaldım. İnsan işin 3. haftasında kapıyı nasıl açacağını sorarsa adı çıkar mazallah.. Hani kaç haftadır tanıdığınız halde adını bir türlü öğrenemediğiniz iş arkadaşları gibi, bir noktadan sonra insan karşısındakine adını soramıyor - ki bu da avanak başımın bir başka derdidir hep. Bunun çaresi var ama, yanınızda bir arkadaşınızı götürün. İkisi tanışırken diğerinin ismini de öğrenmiş olursunuz ;)
Başımın yeni derdi kapı sorunsalı böyle. Gökbilimci Jon Morse'a katılıyorum: "Evren bizim bildiğimizden ve hayal edebileceğimizden bile garip şeyler barındırıyor". Bu kapı da onlardan biri.
10 Numara yazı...
YanıtlaSil10 numara rezalet
SilCeroşum itiraf ediyorum hala öğrenemedim,geçen gece baban toplantıda idi,ve ben televizyonu açamadığım için sinirlenip yattım..öptüüüüüüm...
YanıtlaSilHahahaha bayıldım yoruma, ama o tv sisteminde birşey var, ben de açamıyorum Bursa'dayken. Babamın sihirli parmaklarını mı bekliyor nedir!
Sil