26 Haziran 2020 Cuma

Harekete geçmek, mutluluk getirir!

Sürekli yağan buz gibi yağmurla, atılması beklenen her adım gözümde büyüyor. Neye nereden başlayacağımı bilemiyorum bazen. Bir başlasam, gerisi gelecek elbet de..


Nasıl yapacağım, interaktif katılıma zaman bulacak mıyım derken, bir online psikiyatri seminerine kaydımı yaptırdım. "Amaaan, en kötü dinlerim" dedim ve başladım. Ortalara doğru soru sormaya, son gün ise resmen sanal kokteyl gecesinde ışıldamaya, meslekten bir sürü insanla sohbet muhabbet kakara kikiriye dalmayayım!? Nasıl iyi geldi anlatamam. İnsana insan lazım der gibi, biz terapistlere de terapist lazım, her meslekte de böyledir eminim. Mesleğimi ne çok seviyorum, tam benim gibilere göre bir meslek bu.. Anlama açlığı! Tartışma, beraber düşünce, sorunları tiftik olmuş bir yünü çözer gibi çözme, örgüye hazır, mükemmel bir yün topu haline getirme açlığı. Tamam herkese göre olmadığını biliyorum :)) Tıpkı şu aşağıdaki gün ortasında bile zifiri karanlık ormanın da herkese göre olmadığını ama haftalık yürüyüşlerimde beni ölesiye cezbettiğini bildiğim gibi:


Seminer bana çok iyi geldi ve aslında mesleki alan dışında corona'dan sonra "salıverdiğim" diğer bazı alanlara da yansıdı bu motivasyon. Ben hareket ederek mutlu olan biriyim galiba. Yerinde duramayan..


"Ve bu sabah bir defa daha emin oldum. Hepi topu, ufacık şeyler beni mutlu eden.

Dünyalar değil istediğin, gece yüzünü kaldırıp baktığın yıldızların altında, tek başına dahi olsan, evrenin güzelliği karşısında bir an nefes alamamak ve sonra tüm farkındalığınla aldığın o derin nefesin tatlılığı. Varım! dedirten.

Sevdiğin birine sarılmak mesela. Uzun bir yoldan sonra. Upuzun bir yoldan sonra. Sahile, ona koşup.. Fırlatıp attığın ayakkabılarından kurtulan çıplak ayaklarını, seni ufak dalgalarla karşılayan serin denize sokmak.. O tanıdık titremeyi tüm bedeninde hissetmek."

Bu da olacak, inanıyorum! Bu sonsuz denize, bu uçuşan beyaz tüllere... kavuşacağım!

12 yorum:

  1. nerede hareket orada bereket var derler :)
    umudu yeşertmeye devam, ne güzel dizeler , keyifle okudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. “Çok gezen ayak.... getirir” de derler ama :))) Atalarımız manik depresifmiş yeminle.. Bi ortaları yok.

      Sil
  2. Selam video ve son fotoğrafa bayıldım.Kendi alanın ile ilgili eğitim insanı mutlu ediyor. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bayılıyorum o kapkara ürkütücü ormana. Bir de ağaçların bittiği noktada tahta bir ev var! O videodaki karanlık gece gibi değil mi saat sabah 11 falandı!

      Sil
  3. Mutluluk... Hem çok kolay, hem çok zor. Bu yönüyle aşka benziyor aslında. Bulduğun anlarda sımsıkı sarılıp keyfini sürmeli, sonsuza dek sürmeyeceğini bilmeli ama bunu düşünerek boş yere vakit kaybetmemeli :D Mutlu olmana çok seviniyorum.

    Meslektaşlarla dertleşmek, laflamak, sohbet muhabbet çok zevkli şeyler gerçekten :) Yaz kampınıza ben de katılmak istiyorum. Yaş sınırı var mı acaba :))))) Son foto beni benden aldı. O tüllerin ardında aşkla dans etmek istedim. Sonra da kendimi serin denize bırakmak... Umarım o günler de gelir hayatımızda :) Seviyorum seni <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın kedicim!
      Denize kavuşabilmek..... ah aaah!

      Sil
  4. Ben de yeni bir instagram hesabı açıp mutlu oldum. Eskisi yetmiyordu tabi :D Neyse bu sadece kitaplarla ilgili, bayağı oyalıyor beni. Bir de Metos'la altıda kalkıp yürüyüşe gidebilirsek (Malum, burası İstanbul, sonraki saatlerde insanlardan kaçış yok) , yürüyüşü de deniz kıyısında kahvaltı ile bitirirsek çok mutlu olacağız. Pazartesin gününden beri kalori sayıp pilatesi aksatmamaya başladım, şimdiden yayılmış yağlar yine toparlanmaya başladı, pek mesudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Instagram kullanmadığıma hayıflandığım tek an o yazıyı okuduğum andı zaten :)) Ay Handan lömbür lömbürüm! 😭 Beni de gaza getirin! Benim tek rejim motivasyonum denizmiş, bu sene ihtimaller denizinde yüzdüğümüz için saldım demek ki! Yok o denize girilecek buna inanmam lazım....

      Sil
  5. O ataletten -ki onbin ton ağırlığında bir pranga- bir kurtulunca artık ne salgılıyorsak ben coştum yine dalgalanıyorum şeklinde geziyorum.
    Yün topu metaforuna da bayıldım!

    YanıtlaSil
  6. Fotoğrafın altındaki cümleler akıp gitti, keşke biraz daha devam edebilseydin:)
    Orman video'su bana da gecenin karanlığında çekilmiş gibi geldi, ne cesur kadın dedim içimden, karanlıkta "ayı çıkabülüür" dedim. Şu ayı çıkabülür meselesinin de ayrı bir öyküsü var, fırsatını bulursam yazarım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lütfen yazın :) "Herşey olabülüüü"
      Yok gündüz gidiyorum, gece hayatım pek yok, hele ormanlarda hiç yok :))
      Deniz'i ben de özledim ama biraz dizginlemek lazım onu, biliyorsunuz, ona bırakırsak sayfalarca yazıyor o şekilde, sonuç? yok.

      Sil