30 Haziran 2016 Perşembe

Çıplak ayakla çime basmadaki huzur

Amerikalıların aksine, Almanlar da bizim gibi eve girişte ayakkabılarını çıkartırlar. Yeni evler genelde yerden ısıtmalıdır ama daha eski evlerde ya da Bavyera geleneklerini koruyan ailelerde aynen bizimki gibi ev terlikleri de vardır hatta. Ama genellikle çorapla, yazın çıplak ayakla da gezilir, aynen bizde olduğu gibi. Sanırım aradaki tek fark "aman kızım taşa basma üşütürsün" diyen Türk analarının eksikliği :)

Ben çocukluğumdan beri taşa mümkünse çıplak ayak basan biriyim. Kafayı saymazsanız üşüttüğüm, yani bu nedenle üsüttügüm, görülmüş şey değildir. Bir tek duş camını ya da adam gibi yıkanmayı akıl edemeyen bazı şuursuzların geride bıraktıkları ıslak banyolardan çok huylanır, onda bile bazen terlik giymek yerine ayaklarımın dış ayasına yamuk yılık basarak, ayak parmaklarımı yukarı kaldırarak tuhaf Hint fakirleri gibi yürür, üşenmez bez alıp yerleri kurularım. Böyle yürürken insan bazen bileğini burkuyor, pek tavsiye etmem ama nedense sanki özellikle de parmaklarım ıslak yüzeye değerse mikrop alacakmışım, hani havuzdan bu şekilde mantar kapacakmışım korkusu da var bilinçsizce.. Huylanırım umuma açık ıslak yerlerden, orda mutlaka giyerim terliğimi yani.

Fakat yüzey ıslak değilse hatta doğanın o yumuşacık koynundaysam, kimse beni tutamaz çıkarır atarım ayakkabıyı terliği. Çıplak ayakla kayalara tırmanmak, dikenli dallı bile olsa çıplak ayakla bahçe sulamak, kumda yürümek, hele hele çimde yürümek şahanedir. Hele ıslak çim, bana ıslak havuz kenarında yaşadıklarımın 180 derece aksi hisler verir ve çok rahatlatır, kendi kendime gülümsetir. Bu hisleri bu günlerde sık sık yaşıyorum ve tüm olumsuz enerjinin üzerimden toprağa akıp gittiğini, rahatlayıp gevşediğimi hissediyorum.

Bizim kız görüntüde benim kopyam olduğu halde, davranış ve alışkanlıklarda hiç bana çekmemiş bu konularda (ve aslında bir çok konuda da). Çimene hem de su ustteki fotodaki annemlerin cennet bahcesindeki mis gibi, yumusacik cimene, çıplak ayak mümkün değil basmıyor, kumdan azami surette huylanıyor, bebekken bile böyle bulaştırarak dökerek yediği olmadı! Catalı bırak bıçakla peçeteyle İngiliz kraliyetinin gözbebeği Charlotte prenses misali yiyor. Pek hos bir durum degil, cunku psikolog olarak kirli bir cocuktan daha cok asiri temiz bir cocuktan korkarim ben.. Dogal degil cunku "temiz kalmayi basaran" bir cocuk.. Ama tuhaf iste, boyleleri de var ve ailenin verdigi egitim ya da davranis kurallari degil, bizzat cocugun icinden gelen, kisiligiyle ozdeslesmis durumlar bunlar.. Aklimin almadigi "cime basmaktan rahatlama ozurlu insan tipi"ni bizzat kendim buyutuyorum, kisacasi :) Tuhaf ki ne tuhaf..

Bu da bana sunu ogretiyor, cocuklarimiz bizden doguyor ama bizim malimiz, bizim gibi olmasini isteyebilecegimiz ya da bizim basaramadigimiz hayallerimizi gerceklestirecek hayat planimiz, projelerimiz degiller.. Onlar bizden farkli, kendi sahislarina ozgu huy ve hayallere sahip bireyler. Bize gore yanlis yolda da olsalar, secimleri bizim deger ve tutumlarimizdan cok farkli da olsa, onlari kabul etmek, onlara destek vermek, olsa olsa deneyimlerimizi aktarip yanlis yollarina isik olmak ama hayat secimlerine mudahale etmemek bizim ebeveynlik gorevimiz. Ne zor is yarabbi!

17 yorum:

  1. Çimenlerde çıplak ayakla yürümek ne güzeldir, hele o çim kokusu..:) bu arada eve ayakkabı ile girmek en nefret ettiğim şeydir, mutlaka dolaba kaldırırım, biri ayakkabı ile basarsa mutlaka silerim...ya boşver takma çocuklarımız bize benzeyecek diye kaide yok:) o da kibar kibar yesin bence güzel:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin kaba bulup mutsuz olmadigi surece bence sorun yok ama cok naif, cok kuralli, cok nazende buyurse topluma nasil adapte olacak, onu dusunuyor insan :)

      Sil
  2. Metehan küçükken kuma ayağını basmazdı. Hatta Patara'ya girdiğimiz gibi çıktığımızı bilirim :) Parmam boya yapmaz, bir yeri yapış yapış olunca sinirlenirdi. Şimdi gayet pasaklı, sorun yok, merak etme :D

    Evde çıplak ayak gezemem ama çimlere basmaya bayılırım. Bir de yağmurda çıplak ayak bahçeye çıkmayı severim :)

    YanıtlaSil
  3. Toprağa çıplak ayakla basmak vücuttaki fazla elektriği alırmış.

    Küçükken ben de hatırlamam hiç portakalı misal suyunu akıta akıta yediğimi. Sonradan saldım gitti :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oooh kabuguyla dorde bol, isira isira ye.. karpuz da super olur :))

      Sil
  4. Sürpriiiz, burayı da buldum (valla tesadüfi oldu, yeminle stalker değilim)
    Kum konusunda sana katılıyorum ama çimde acayip huylanıyorum çünkü böceklerden çok korkuyorum, hele ıslak çim ıyyy :D
    Maya'nın seninle istemeden de olsa zıtlaşması çok şirin geliyor bana, dıştan sana ne kadar benziyorsa içten benzemeyecek gibi, ileride bu durum seni çok yormaz umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hosgeldin, burayi bildigini saniyordum!!!
      Aman bizim ailenin turk tarafinda herk s birbirinin tam 180 derece zitti karakterde, renkli hayat diyelim hadi ayip olmasin :)

      Sil
  5. Bizim evde de tam tersi ben temmuz sıcağında bile çorapla dolaşırım (istanbulda da dolaşırdım) ayaklarım çok üşür ve üşüdüğünde de illa ki karnım ağırır. Fakat dila kış soğunda bile çorapsız gezer evde (yerden ısıtmalı değil benim için buz gibi hele alt kat) ve izin versem sokakta da hep çıplak ayak gezer. Parkta okul bahçesinde öyle dolaşır. Şimdi kardeşi de onun yaptığını yapmak istiyor ve çorap asla giymiyor giymişse çıkarıyor ve o da dışarda mümkün mertebe çıplak ayak. Rahat olmalarından memnunum ama içim de tedirgin. Burada fazla cam taş vs yok ama gecenlerde ikisinin de ayağına kıymık batmış çıkaramadık. Türkiyeye gidince orada da isteyecekler ve heryer çer çöp dolu napıcam bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dedem de rahmetli corapla uyurdu yazlik evde bile, Mayayi biraksam uyuyacak corapla ama buyuk kavgalarla zorladim yani artik o kadar da degil dedim ozgur annelik :)))))

      Sil
  6. Özellikle son paragrafınıza, üniversiteye başlayacak oğlu olan bir anne olarak katılmamam mümkün değil. Çocuk senelerdir sinema okumak istiyor-üstelik yurt dışında- ve kararlı. Bizim fikrimize göre destek olmak en doğrusu. Ancak bunu duyan birçok ebeveyn bize "ama siz yönlendirseniz daha iyi olmaz mı?" şeklinde söylemlerde bulundu. Tutkusu sinema olan birine "sen Uluslararası İlişkiler oku, Hukuk oku" denir mi? Bana göre vicdansızlık. Sırf anne-baba olmak böyle bir hak vermemeli. Herkesin huyu ayrı ve ben çocuğumu çok iyi tanıyorum.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yahu Turkiyedeki sosyal sohbet,erin %90'i "sana ne?!?" diye cevap verilebilecek turde, inanin! Ama iste kibarliktan, insanliktan biz egilip bukuluyoruz karsidaki hala birakiyor kendi hayatini illa ki senin ya da cocugunun hayatina karisiyor.. Aman bosverin dogru yoldasiniz, yan komsumuzun kizi sanat okumak istedi, zorladilar dil oku diye, ne oldu, cocuk 3. sinifta bir depresyon, okulu birakti sil bastan sinava giriyor su an...

      Sil
  7. Öncelikle yağmur sonrası çim,orman kokusuna bayılırım ve yalın ayak dolaşmayı çok severim.Evdede yaz kış ailecek çorapsız dolaşırız biz:) İkincisi ise evet çocuklarımız bizden farklı! Onların kendi zevkleri,kendi istekleri olan bağımsız bireyler olduklarını unutmamak lazım.Bu aralar çok tartışılan konular var "çocuğunuz din değiştirmek istese yada eşcinselim derse nasıl karşı koyabilirsiniz,engel olabilirsiniz?" diye halbuki soru "ne yaparsınız?" olmalıydı bence.. Benim siyasi görüşüme,benim inandığım dine inanmasını bekleyemem asla bir erkeğe yada kadına aşık olmasınada ben nasıl karışabilirim ki? Anne baba olarak hepimiz çocuklarımız için en iyisini istesekte bir noktada sadece yol gösterici olduğumuzu anlamamız lazım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz zaten yanan aile :)
      Diger konu cok derin, benim icimden hep sunu sormak gelmistir, bu sizi neden rahatsiz ediyor, korktugunuz nedir? ve sonra buna odaklanmak.. yani ebeveynlerin kafalarindaki o kirk tilkiyi bi tanimak once.. cocugumun escinsel olmasi beni ilgilendirmez, kendi secimidir ama escinsel oldugu icin ayrimcilik, siddet gorecegi bir toplumda yasiyorsa, heteroseksuel birinden daha fazla saglik riski varsa, bunlara karsi onu guclendirmek, destek olmak, korumak benim gorevimdir..

      Sil
  8. Iste hep o annemin "aman basma üsütürsün, ama söyle aman böyle" demesinden ötürü basamam ben de pek kolay kolay öyle.

    Cok haklisin. Cocuklarimiz, nasil yetistirisek yetistirelim, illa kendilerine özgü huylar ediniyorlar zamanla. Ayni annenin babanin yetistirdigi iki kardes bile nekadar farkli olabiliyorlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen hatta diyorsun yahu bu benim cocugum mu, bu benim kanimdan mi.. Cok tuhaf..

      Sil
  9. Ayy bizim oglan da çok huylu ıslak ve kum konusunda. Bizim Çerkeslerin bi lafı var: kalbi temiz, kafası pis. Aynen öyle.. Her yeri kir pasak ama "anneeeeee parmağıma kum degdiiii hemen temizleee"

    YanıtlaSil