25 Şubat 2016 Perşembe

Saate bakmadan yaşamak

Sevgili Handan demiş ki kendi kendine; "saate bakmadan bir gün geçirebilir misin?". Bu sorgusu çok hoşuma gitti çünkü bana kendim hakkında hiç dikkat etmediğim bir ufak ayrıntıyı fark ettirdi: ben 20 senedir saat kullanmıyorum! Yani kol saatim yok, beni tanıyanlar telefonumla nasıl bir "mesafeli ilişki" yaşadığımı bilirler, yani saati tek görebileceğim yer bilgisayarım, o da açıksa.. Fakat günlük hayatımda saat kullanmadığım halde, tuhaf bir şekilde biyolojik saatim dakikasına kadar doğru işler. Bana saati sorduğunuz zaman genellikle doğru bilirim, en fazla 3-4 dakika hata payı olur.. Dolayısıyla çok absürd bir durum olmadıkça randevularıma geç kalmam, hiç bir programım aksamaz, işlerim tıkır tıkır gider.. Tuhaf değil mi? Bence de..

Bunun nedeni sanırım 20 senenin getirdiği alışkanlıklar. Bir kere, sabah dakika dahi sektirmeden 07.15te uyanıyorum. Evet içimdeki çalar saat çalıyor sanki. Duşumu alıp hazırlanmam genellikle aynı süreyi alıyor, eşimle aynı saatte evden çıkıyoruz ve o saatsiz yaşayamayan aşırı dakik bir Alman olduğu için geç kalmayacağıma güveniyorum. Gün içindeki programımdaki olası gecikmeleri aklımın bir köşesine not ediyor, buna göre "hmm programımdan 15dk saptım galiba, şu 15dk'lık ekstra işi iptal etmeliyim" gibi ayarlamalar yapabiliyorum. Tabii yine biyolojik saatim yani karnımın acıkması, çişimin gelmesi, öğleden sonra 3.30'da yaşadığım "tatlı krizi" gibi hatırlatmaları da dikkate alıyorum. Ama en önemlisi; günü gözlemliyorum yani beynimin bir köşesinde sürekli çalışan bir saat var ve bu saat ufak çevresel ayrıntıları bilinçaltında asla kaçırmıyor; mesela bir kilisenin tek çanı herhangi bir saatin 15dk geçtiğini hatırlatıyor ya da çalışma masama vuran güneş, gölgelerin boyu gibi ayrıntılar.. Günün saatine özgü sesler oluyor bir de, mesela çöp arabasının sesi, trafiğin öğle saatlerinde hızlanması gibi. Çocukların okuldan dönüş sesleri var mesela.. Evdeysem; rutini seven bir komşunun eve giriş sesi, anahtarının kilitte dönüşü. Ya da kaloriferin otomatik açma kapama sesi, yine gölgeler ve ışığın gücü..

Biyolojik saatimi tek etkileyen; çok nadir, genellikle hastalığa alamet olarak yaşadığım öğleden sonra uykusu. Hele ki bu uykuyu 1 saatten fazla tuttuysam ve gün batımına yakın saatlerde yaşamışsam vay halime.. Tüm ritmim bozuluyor, gün batımını gün doğumuyla karşılaştırdığım "Aman tanrım yoksa tüm geceyi koltukta mı geçirdim?" dediğim zamanlar bile olmuştur (çocuksuz hayatta tabii, artık öyle uzuuun uykuları ara ki bulasın..)

Kısacası; saat kullanmaya kullanmaya kendim saat olmuş vaziyetteyim. Tuhaf ki ne tuhaf!

11 yorum:

  1. İmkansız, saate bakmadan yaşayamam. Tahmin edebilirim etmesine belki senin kadar isabetli değil ama beynimi ekstra yorardı. Küçücük evin üç yerinde saat var. Ayrıca bir tane çalışma masasının üstünde ve bir tane de kolumda. Anca yetiyor.
    Ama yazıyı çok beğendim. Özellikle de günün sesleri kısmını.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) En dayanamadığım ses saat sesidir desem? Hani Orhan Pamuk'un sessiz ev romanındaki gibi evleri hatırlatır bana saat sesi, hüzün verir, içimi sıkar..

      Sil
    2. uuuuuw bu söylediğin bana çocukluğumdaki yaşlı insanların evlerini anımsattı, antika mobilyalar, ışıksız loş salonlar, kıpırtısız hayatlar.
      Şu an dibimde tıkır tıkır, aslında kıyır kıyır bir saat sesi var, ama beni asıl rahatsız eden sokağın bitmeyen gürültüsü, sürekli bağıra çağıra konuşan insanlar ve korna, motor ve fren sesleri.

      Sil
  2. o zaman alman yaşamı tam sana göreymiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Burda işim çok kolay valla her sabah aynı saatte aynı noktadan bindiğin trenin aynı vagonunda aynı yerde oturan aynı insanlarla karşılaşıyorsun! Allahım rutinden öleceğiz..

      Sil
  3. Çok güzel bir özellik bu. Saniye başı saate bakmasam belki ben de geliştirebilirim. Ama o kadar ilgisizim ki. Bak şu an akşam ezanı okunuyor, onun saatini bile bilmiyorum. (Ramazan hariç :) Saate baktım da ne akşam ezanı bu arada, yatsı o yatsı.. Ooo, hiç umut yok bende :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Namaz saatleri çok oynuyor onları kerteriz almak hiç mümkün değil zaten :D Hep düşünüyorum yatsıdan sonra eski insanlar direkt uyuyor muymuş yoksa evlerde eğlence devam mı ediyormuş..

      Sil
  4. Ceren ben senden şüphelenmeye başladım. Belki Peter Parker'ın kuzenisindir (spider man'e dönüşen arkadaşımız) Veya Batman'in hemşerisi? Hulk'un dişisi?

    Var sende bi süper kahramanlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok ben saat oluciym, saat oluciym, saat kadın! :D

      Sil
  5. Amanın ne kadar dikkatliymişsin şaşırdım okurken. Burcun neydi senin yahu :)) Ben saatsiz asla yaşayamayanlardanım. Ama saatsiz ve de seninki gibi tıkır tıkır işleyen biyolojik saatsiz yaşamak bence lüks yahu ;). İkindi ile akşam vakti arası uyuyup da, aklını kaybetmemiş olarak uyanan Allah'a şükretsin demişler İslamiyette. Öğlen uykusu makbülmüş canım. Senin biyolojik saat yine doğru çalışmış vesselam uykuda bile :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. balik :) ikindi ile aksam arasi cok fena, dogru valla!

      Sil