20 Kasım 2013 Çarşamba

Evsizlerin gazetesi

Yaşadığım kentte evsiz insanlar aylık bir gazete çıkartıyor ve sokakta 5 euro karşılığı satıyorlar. Bu gazeteyi alıyorum ben. Hep aynı adamdan alıyorum. Tren istasyonunda yaşayan, kıyafetleri eski ama ekşi ekşi kokmayan, yüzü traşsız ama dostane bir adam bu. Hali tavrı, bir zamanlar bizden biri olduğunu ve sonra işlerin tepetaklak gittiğini düşündürtüyor insana. Belki bir hastalık, bir felaket.. Maddi ve manevi kayıplar.. Onu evsizliğe iten ne bilmiyorum ve bunu bilmem de birşeyi değiştirmeyecek.

O durakta otobüs beklerken, geçen akşam, ilk defa konuştu benimle. Normalde konuşmuyor. Hava soğuktu, karanlıktı ve kızım bana yapışmış kanguruda uyuyordu. Üzerinde montu, başında şapkası vardı ve göğsüme temas ettiği için üşümesi imkansızdı. Yine de bu evsiz adamı rahatsız etti ve bana beklediğim kapı aralığından içeriye geçmemi, özellikle belirli bir açıda durmamı tembih etti. Gerçekten de o noktada rüzgar ve hava akımı yoktu. Onun uyku tulumu, alışveriş merkezinden alınmış çekçekli arabası içindeki naylon torbalar içindeki eşyaları (belki şarabı) ve uyuyan bir ufak köpeği ile yanyana durarak, soğuktan uzakta otobüsün gelmesini bekledim. Konuşmadan.. Konuşmaya gerek duymadan.. Sadece beklemek, zamanın geçmesi, üşümemek..

Gideceğim bir evim var, üstelik sıcak bir ev. Buzdolabımda sadece yiyecek birşeyler değil, sağlıklı birşeyler var. Canım sağlıksız birşey yemek istediğinde abur cubura harcayacak ya da gereksiz ve anlamsız alışverişlere saçılabilecek param var. İhtiyaçlarımızı sağlayabiliyoruz, arada lükse zaman ve para harcıyoruz. Hayallerimin çoğunu yıllar içinde gerçeklere dönüştürdüm ve hayal kuracak zaman ve yaşam neşesine sahibim. Yalnız değilim, bir sürü arkadaşım, dostum, çevremde pır dönen akrabam var. Kimseye kırgın ya da dargın değilim, düşmanım yok, geceleri düşünmekten uyuyamadığım bir derdim yok. En önemlisi; sağlıklıyım. Bunların bilincindeyim ve şükrediyorum.

Dilencilere para vermem ama birşey satanlardan daima o şeyleri alırım. Yıllardır mendili, tükenmez kalemi dükkandan almadım. Bu tip hayır amaçlı gazeteleri alırım. Yolda broşür dağıtanlara, anket yapanlara, çok çok acelem yoksa zamanımı veririm. Çünkü bu sahip olduklarımın ne kadar kırılgan olduğunu, elimden ne kadar kolay kayıp gidebileceğini biliyor ve sağlık ve afiyetin devamı için dua ediyorum. Çok ince bir buzun üzerinde paten yapmak gibi yaşam..

8 yorum:

  1. Bu yazını okumam 1 dakikamı aldı.1dakika boyunca evsizleri düşündüm,evsizliği düşündüm 1 dakika bile çok ağır geldi,herkes bizim gibi değili çok güzel yazmışsın sevgili ceren...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başımızdaki "çatı"nın kıymetini bilmeliyiz..

      Sil
  2. Çok imanlı biri olduğumu iddia edemem ama 'Verdiği huzur, sağlık ve geniş tanımlı bu mutluluk için' çok şükrederim. Bir de hep, kolaya kaçan ama içini inancımla doldurduğum 'inancımı, huzurumu, sağlığımı ve sevdiklerimi koru, azaltma' temennimi eksik etmem aklımdan. Ve insanın tüm yokluklara rağmen, hala çalışabilmesi çok onurlu..Sadece paylaşabilmek için bile kazanç dilediğim çok gün var; ışıklarda belki kendisinin belki yakınlarının artık eskisine göre karşılanması çok zor olan ihtiyaçları için çorap satan teyze ile paylaşmak gibi.. Ya da bir çorap alıp fazla para verdiğinde, ikinci üçüncü çorabı da almazsan paranı almayan amca gibi.. Kimseyi gördüğünden etmesin ve kimseyi gösterip değiştirmesin dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, çoğu insan göremiyor ama sokakta çalışan insan ile dilenci arasında baya bir fark var.. Dualarının altına amin!'i basıyorum..

      Sil
  3. Değmesin nazarlar gerçekten de...Sevgilerimi yolladım.

    YanıtlaSil
  4. "Çok ince bir buzun üzerinde paten yapmak gibi yaşam." Sevdim bunu. Her an kırılabilir değil mi? Halbuki hep sahip olduklarımızla sonsuza dek yaşayacak gibiyiz. Hiç düşünmeyiz, sağlığımızı yitirebileceğimizi, işimizi kaybedebileceğimizi, sevdiklerimizi kaybedebileceğimizi. Ben de senin gibi sağlıkla, ağrısız bir şekilde aldığım her nefesin kıymetinin farkında olanlardanım. Şükür kelimesini mi kullansam tam bilemiyorum ama kıymetini biliyorum diyelim. Sevgiler Ceren, ayaklarının altındaki buz hiç kırılmasın, uçarcasına yaşa hayatı :)

    YanıtlaSil