7 Ekim 2013 Pazartesi

Ederin kaç, Münevver?

Gazetelerde bugün çıkan Münevver'in değeri 37.486 TL yazısı sinirlerimi hoplattı. Münevver'i unutmuş olabilirsiniz, çünkü ne ilk ne de son genç kız cinayetiydi. Ama eli baltalı katilini, parçalara ayrılan vücudunu hatırlatsam olaylar hemen hatırınıza gelir. Kızcağız 18 yaşındaymış öldürüldüğünde.. Bu haberler değil de, bugün "bilirkişi" raporunda yer alan, Münevver yaşasaydı şu şu olurdu şeklindeki öngörüler şaşırttı beni. 18 yaşında bir kızın tüm hayatı öngörülmüş, okulunu bitirince ailesine getireceği maddi faydadan tutun, yapacağı çocuk sayısı, öleceği yaş; hepsi Türk ortalamasına göre tesbit edilmiş ve ailenin açtığı tazminata karşılık, bilirkişi "Etse etse 37.486 TL eder bu kız" demiş..

Münevver yaşasaydı belki bu bilirkişinin dediği gibi bir üniversitede okuyacak, belki mezun olacak, belki iki çocuk yapacak, belki bir işe girip 28 sene çalışıp emekli olacak ve 65 yaşıda ölecekti. Çünkü ülkemizde ortalama bir kadının yaşamı bu şekilde geçiyormuş. Ama belki de Münevver bir üniversiteden mezun olduktan sonra, okuduğu kitaplar, izlediği filmler, yediği içtiği takip ettikleri sayesinde çok başka bir insan olacaktı, olamaz mıydı? Belki dünyayı gezecekti Münevver, belki bir yardım kuruluşunda tek kuruş almadan çalışacaktı, belki "bu dünyaya çocuk yapılmaz" diye düşünecek, iki kedi sahibi olacaktı? Belki sağlıklı beslenecek, kendine dikkat edecek, spor yapacak ve 90 yaşına dek yaşayacaktı? Bilirkişi bunları öngörmemiş Münevver için. Öngörse ne kadar ederdi acaba?

3 yorum:

  1. Aslında sadece bilirkişinin yaptığı bir hesaplama değil bu, devletin gözünde bireylerin hayatının değeri de aşağı yukarı böyle hesaplanıyordur sanırım. Kaç paralık adamlarız, önce ona bakılır her işte. Ucuz hayatlardansak, önemi yoktur yaptığımız işin de, yapmak istediklerimizin de. 18 yaşında öldürülmüş olmak, parçalara ayrılıp çöpe atılmış olmak ucuz bir hayatın erken son bulmasından başka bir şey değil. Ha 18 de ölmüş, ha 65'te. Yaşamak istediklerinin, gerçekleştirmek istediklerinin, umutlarının ve hayatının bir önemi yoktur. Çünkü ucuzdur.Bu hesaplamayı yapan bilirkişi, kendi çocuklarının da ederini hesaplayabilir mi acaba?

    YanıtlaSil
  2. Cerencim, tazminat hesaplamaları 1931 yılındaki nuhu nebiden kalma işaretlemeye dayanılarak yapılır ve hukuk sisteminin kanayan yarasıdır maalesef. Hükümetin karıştırmadığı delik kalmadı ama bu tarz önemli konular gözardı edildi nedense. Çoktan değişmesi lazım. Çünkü Türkiye'de artık 65 yaş oldukça genç bir yaş kabul ediliyor. 90-100 yaşında ölenleri duyunca artık şaşırmıyoruz. Bilirkişinin bir kabahati yok, mecburen bu hesaplamalara uymak zorunda. Zaman zaman ben de yapıyorum bilirkişilik ve tazminat hesabında o kriterlerin dışına çıkamıyorum maalesef. Sistem değişmediği için geride kalanların mağduriyeti de katlanarak artıyor haliyle.

    Kızın öldürülme şekli sadece suçlunun alacağı cezanın miktarına etki ediyor. Aslına bakılırsa genel değerlendirmelerin yanında maktüle ve suçtan zarar gören yakınlarına özel düzenlemeler de tazminat hesaına dahil edilmeli. Şöyle ki, ani ölümler, canavarca his saikiyle işlenenler, buna benzer parçalanarak öldürülenler sonuçta aileyi söz gelimi bir trafik kazası neticesinde ortaya çıkacak ölümden daha fazla sarsan durumlar. Ailenin yaşadığı şok, gördüğü psikolojik tedaviler gibi kişiye özel durumlar da göz önüne alınmalı ve bunun sadece tek kişilik bilirkişiyle değil mümkünse alanında uzman psikolog, doktor ve avukat şeklinde oluşturulan heyetlerle halledilmesi lazım. Yani rapor sadece kurbanı baz almamalı, ölen kişi odak noktası olmaktan çıkarılıp geride kalanların durumunu da göz önüne alarak, onların elemini bir nebze azaltacak şekilde hazırlanmalıdır.

    Ama nihayetinde gencecik bir kızın canının değeri parayla ölçülür mü? Asla. Babasının dediği gibi İstanbul'un tapusunu verseler kızı geri gelir mi? Gelmez...Türkiye'de insanın yaşarken bile değeri yokken ölünce kıymete binmesi beklenir mi? Beklenmez...

    YanıtlaSil
  3. Az önce okudum, 37.500 maddi, 1 milyon 250 bin manevi tazminata hükmedilmiş. Neyse ki ailenin isteğine yakın bir miktar kabul edilmiş, rahatladım biraz...

    YanıtlaSil